Kudüs ve Filistin'le alakalı gelişmeler, bir zamanlar meşhur olan bir şarkının sözlerini hatırlatıyor: 'Sanasevginin yolları, bana kurşunlar!..' Güncellersek şöyle söylenebilir: 'İsrailve ona destek olanlara anlayış,Filistinlilere ise kurşunlar'... Dağdan gelip, bağdakileri kovması yetmezmiş gibi katleden ve birilerinin destekleri ile kurdukları İsrail'i sürekli genişletme merakında olanlar, çok rahatlar... Özeti şu: Ne yaparsa yapsın,ABD başta olmak üzere birtakımdevletler tarafından korunup kollanıyor İsrail. Melanetlerini sürdürürler ve Filistinlilere hayatı zindan edebilmek için ellerinden geleni yaparlarken, korunmak yetmiyor onlara. Normalde olup bitenlerden insanları haberdar etmeleri beklenenler de, onlar adına çalışıyor ve insanlığa her şeyi ters yüz ederek duyuruyorlar. İsmine medya denilen bu kuruluşların özellikle de uluslararası olanları, insanlarıkatleden, sürüp evsiz barksızbırakan, çevreyi talan eden elikanlı İsrailli Siyonist katilleri masumilan ediyorlar. Alçakça hem de... İsrail'in melanetlerine maruz kalan, öldürülen, yaralanan, evlerinden barklarından edilen ve on yıllardır vatansız yaşamaya mahkum edilen zulüm altındakiFilistinlileri ise, akıl almazatraksiyonlarla suçlu ilan ediyoruluslararası medya organları... O kadar alçakça yapıyorlar ki bu işi, öldürülen bir Filistinliyi, İsrailaskerlerinin kendisini rahatlıkla öldürmesinemüsaade etmediği içinsuçlayabiliyorlar bile. Kimileri yedikleri ekmeğin karşılığını verdiklerini düşünürken, kendilerine Evangelist diyen kimileri de, inançlarının gereğini yerine getirdiklerini hayal ediyorlar. Açık olan şu ki, ellerine mikrofon ya da klavye geçtiğinde demokrasi, insan hakları, ifade vebasın özgürlüğü gibi hususlardaunutulmaz nutuklar atıp makalelerdöktüren bu güruhun insanlıktanyana nasibi yok... İnsanlıktan azıcık nasipleri olsaydı, bugün yaşanmakta olanların başlangıcını biraz araştırır ve ta uzaklardangelen birilerinin Filistin toprağındadevlet olma hakkını nerden bulduğunu sorgularlardı mesela.
'BİR AĞAÇ BİLEBULAMAYACAKLAR'...
İsrail'in zuhuru gibi bir olayı sorgulamak, çoğu zaman bedel ödemeyi gerekli kıldığı için ağır gelebilir belki. Ancak, devlet olduğunu iddia eden ve işgal yada abluka altında bulundurduğuinsanları katleden İsrail'in, nedenherhangi bir yaptırımla karşılaşmadığını sorabilirlerdi en azından... Öldürmeyi, evsiz barksız bırakmayı, insanları çaresiz kılabilmek için çevre katliamı yapmayı... sürdürüyor İsrail. Bütün bunların insanlık tarafından öğrenilmesini önlemek için, kontrol ettiği medya üzerinden algı oluşturma faaliyetleri de en önemli kozlarından birisi... Bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan bir trajedi bu. Özellikle de son senelerde, Filistinlilerin yaşadıklarına şahit oluyor insanlık. Davos'ta 'OneMinute' ile başlayan İsrail konusundakifarkındalık, Mavi Marmara baskını ve Gazze plajlarında oyun oynarken katledilen sabilerin dünya tarafından seyredilmesi benzeri gelişmelerle sürüyor... Bugünün dünden en önemli farkı şu: Dünya kamuoyu, İsrail'in melanetlerinigizlemek için oluşturulan algılaryerine, gerçeklerle tanışmayabaşladı artık... Terör devletinin parlak cilaları döküldükçe dahası da gelecek ve varlığı ile ilgili tartışmalar da başlayacak, kaçınılmaz olarak... Bildiğimiz temel bir husus var: Cenab-ı Hakk küfre mühlet verir,ama zulme vermez... İsrail'in zulümlerini artırması duvara toslayacağı günleri yaklaştırıyor aslında. Ve bu çok uzak değil inşallah... 'Hesap günü geldiğinde, arkasınasaklanabilecekleri bir ağaç bilebulamayacakları' gerçeğini, bir de biz hatırlatmış olalım...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.