15 EYLÜL 2020, TARİHİNİ
BÜYÜK HARFLERLE BİR
KENARA YAZINIZ.
Türkiye, NAVTEX yayınlayarak Yunanistan'ın Sakız Adası'nı Lozan Barış Antlaşması'nı ihlal ederek silahlandırdığını ilan etti.
NAVTEX'te şu ifadelere yer verildi:
LA08-206/20 NUMARALI
NAVTEX MESAJI İLE SAKIZ
ADASI'NIN 1923 LOZAN BARIŞ
ANTLAŞMASI İLE BELİRLENEN
GAYRİ ASKERİ STATÜSÜ İHLAL
EDİLMİŞTİR.
Türkiye'nin EGE'DE ilk kez Sakız Adası'na yönelik bu stratejik hamlesi tarihe not düşüren bir işarettir.
Lozan Barış Antlaşması'nın ilgili 13. maddesinde Ege'deki adaların silahlandırılması konusunda şu ifadeler yer alıyor:
Barışın korunmasını sağlamak amacı ile Yunan Hükümeti, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeği yükümlenirler:
Birincisi: Bu adalarda hiçbir deniz üssü ve hiçbir istihkâm kurulmayacaktır.
İkincisi: Yunan, savaş uçakları ve öteki hava araçlarının Anadolu kıyısındaki topraklar üzerinde uçması yasaklanacak. Buna karşılık, Türkiye Hükümeti de savaş uçaklarının ve öteki hava araçlarının sözü geçen adalar üzerinde uçmasını yasaklayacaktır.
Üçüncüsü: Söz konusu adalarda bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.
NAVTEX'ten bir gün sonra, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şu açıklamayı yaptı: Yunanistan, Lozan'a ve 1947 Anlaşması'na göre, silahlandırılması hukuken yasak olarak adaları silahlandırmıştır. Sakız Adası da bunlardan bir tanesidir. Türkiye, NAVTEX yayınlayarak bunun Lozan'ın ihlalini olduğunu bildirdi.
Yunanistan'ın, uluslararası hukuka aykırı ve saldırgan bir tutumla Ege Denizi'ndeki adaları silahlandırması Türkiye'nin cephaneliğe çevrilen adalar üzerinden tehdit edildiğini göstermektedır.
Türkiye, Sakız Adası'na yönelik NAVTEX duyurusuyla, Lozan ve Paris Anlaşmalarına aykırı hareket eden Yunanistan'ın Ege'deki 23 adanın 18'ini cephaneliğe çevirmesine müdahale etmeye yöneldi.
Türkiye, eninde sonunda adaların statüsünü ve silahlandırılma sorununu önce uluslararası hukuk, olmadı aşama aşama, TEHDİTLERE KARŞI ALACAĞI KARARLARLA muhakkak halletmeye kararlıdır.
Yıllarca Avrupa'nın kuklalası PKK, Kuzey Irak'ta cirit attı. BM ve Avrupa Birliği'ni uyardık, uluslararası hukuk kurallarını çok anlattık, kulaklarını tıkadılar. Irak'a yönelik girişler-çıkışlar yaptık, ağladılar ancak işi halletme yoluna gitmediler.
Neden gitmediler? PKK, Derin Amerika-Avrupa'nın Türkiye'yi bölmeye yönelik planlarında mayın eşeği olarak kullanıldı.
Sonunda ne yaptık? PENÇE HAREKATLARIYLA, KUZEY
IRAK'A 32 KİLOMETRE GİRDİK,
KARAKOLLAR KURDUK. KANDİL'İ
KUŞATTIK.
Sonunda Kuzey Suriye'ye girdik.
ABD-İsrail koridorunu parçaladık. PKK üzerine kurgulanan Rojova kirli planını çöpe attık. PKK'ya uydu devletçik kurmak için seçtikleri sahayı kontol altına aldık.
Bu iki örnek, Ege Adaları'nı uluslararası hukuka göre silahlandıran Avrupa Birliği'nin tetikçiliğini yapan Yunanistan'a son uyarımızdır.
SONUÇ: 1995'de dondurulmuş Kardak krizinden 25 yıl sonra, Türkiye Ege Denizi'nde siyasî bağımsızlık hakkı görerek SAKIZ ADASI NAVTEX'İNİ ilan etti. LOZAN VE PARİS ANLAŞMALARINA
AYKIRI OLARAK YUNANLILARIN
SİLAHLANDIRDIĞI EGE
ADALARI YA TEMİZLENECEK
YA TEMİZLENECEK. MİLLİ
GÜVENLİĞİMİZİ KİM TEHDİT
EDERSE HUKUKSA HUKUK,
SAVAŞSA SAVAŞ, MUHAKKAK
HALLETMEK KARARINDAYIZ.
NOKTA...