GELECEĞİ geçmişten bağımsız olarak düşünmek gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Geleceği ön görebilmek için geçmişi ve günümüzü çok iyi bilmek gerekir. Geleceği planlarken, geçmişte ve bugün yaşadığımız gelişme ve değişimin yarına şekil verdiği unutulmamalıdır. Yaşadığımız günlerde, stratejik planlama çok hayatı olmuştur. Nitekim, stratejik aslında geçmişi bilerek, bugünü anlayarak, geleceği ön görmek ile ilgilidir. Stratejik planlama, bilgileri değerlendirerek geleceği anlamaya çalışır. Gelecek sadece tahmin edildiği için gerçekleşmez.
Doğru ve güvenilir bilgilere ihtiyaç vardır. Evet. Özellikle, yeni dünya kurulurken, Türkiye'miz büyük bir şansı yakaladı. Nedir bu şansımız?
1) Gelişmeleri doğru analiz eden dünyanın en tecrübeli ve irade sahibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sahibiz.
2) Doğru bilgi veren Türk Ordu yönetimi ve istihbaratta parmak ısırtan operasyonları gerçekleştiren Milli İstihbarat Teşkilatına sahibiz.
3) Yani dünya kuruluşunun arka planını ÇOK İYİ OKUYAN TÜRK DEVLET AKLI'na sahibiz.
4) Milli ve birlik ve beraberliğimizi korumak için çırpınan bir büyük milletin fertleriyiz.
5) 100 yıl önce içine kapatılmış Türkiye'yi yeniden DİRİLİŞ SAHNESİ'NE çıkarmış BİR Anadolu'ya sahibiz.
MAZİDEN ATİYE YÜRÜYEN TÜRKİYEYİZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan- Türk Devlet aklı, tarihten aldığı derslerle Bugün, Irak, Suriye, Libya, Kıbrıs ve Akdeniz'dedir.
Savunma da değil, stratejik hamlelerle BÜYÜK TÜRKİYE KURULMAKTADIR.
Türklerin tarihinde Ağustos ayının önemini gösteren köşe başları şöyle:
26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi...
1 Ağustos 1473 Otlukbeli savaşı...
23 Ağustos 1514 Çaldıran Meydan Muharebesi...
24 Ağustos 1516 Mercidabık...
29 Ağustos 1521 Belgrad'ın fethi...
29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi...
1 Ağustos 1571 Kıbrıs'ın Fethi...
23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Muharebesi...
30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz...
Daha birçok önemli zaferleri sıralayabiliriz. O nedenle Ağustos ayı bizim için hep özeldir.
Erzurum Kongresi 23 Temmuz-7 Ağustos tarihlerinde yapıldı. Erzurum Kongresi'nde, manda ve himayenin reddedilmesi, ilk kez ulusal bağımsızlığın koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmesi ve ilk kez "milli sınırlardan bahsedilerek, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalandığı anda Türk vatanı olan toprakların parçalanamayacağı gibi önemli maddeler yayımlandı.
Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı ordu, 30 Ağustos'ta ezici darbeyi vurdu. "Ordular, ilk hedef" olarak Akdeniz'e yürümeye başladı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın büyük ve tam bağımsız Türkiye hayali bizim de hayalimiz.
Hiçbir zaman, bugünkü kadar bu hedeflere yakın olmamıştık.
Çünkü artık büyük düşünen bir lider büyük düşünen bir ülkeye sahibiz. Biz büyük adımlar attığımız için düşmanlarımız artıyor.
Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz günlerde dünyaya tarihi bir mesaj verdi: Şayet bizim ödediğimiz bedelleri göze alıyorsanız, buyurun çıkın meydana...
BUGÜN AKDENİZ'DEYİZ.
YARINLARDA DA OLACAĞIZ...