BAŞKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devlet Aklı, "Denizlere hakim olan dünyaya hakim olur" mottosu ile Türk Deniz stratejisini çeşitlendiriyor. Türkiye'nin askeri varlığının bulunduğu ülkeler:
KATAR: Türkiye, Katar'da 2 askeri üssü kurmuş durumda.
SOMALİ: Türk askeri Somali'de iki kapsamda vazife alıyor.
KKTC: Türk tarafında askeri varlığı bulunuyor. Hava ve deniz üssü çalışmaları sürüyor.
LİBYA: Vatiyye Hava Üssü ve Mısrata Deniz Üssü, Libya'nın geleceğini koruyan kalkanlar olarak görevde.
CİBUTİ: Kızıldeniz'de hazırlık tamam.
SUDAN SEVAKİN ADASI: 99 yıllığına Türkiye tahsis edildi.
IRAK: Türkiye'nin ülkede çeşitli şehirlerde askeri üsleri bulunuyor.
Bunlardan öne çıkanı Başika Üssü.
SURİYE: Türk Ordusu, en son Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra Türkiye Suriye'de sınırlarına yakın geniş bir alanı kontrol ediyor.
AFGANİSTAN: BM kararıyla NATO misyonu çerçevesinde görev yapıyor.
BOSNA HERSEK: Uluslararası Barış Gücü olarak barış ve istikrarın sağlanması için bulunuyor.
KOSAVA: Türk askerinin Kosova'daki başlıca vazifesi; Kosova Güvenlik Kuvvetlerinin gelişmesine destek sağlamak.
AZERBAYCAN: Bakü'deki Sherg Garnizonu'nda yer alan bazı binalar ile Sumgayıt şehrindeki Nasosnaya Hava Üssü'nde bulunan bir terminal TSK'nın kullanımına tahsis edildi.
ARNAVUTLUK: Savunma işbirliği kapsamında kurulan üs Adriyatik kıyısındaki Avlonya (Vlore) şehrinde Paşa Limanı'nda, 20 dönüm arazi üzerine kuruludur.
LÜBNAN: Türk askeri Lübnan'da Birleşmiş Milletler kapsamında görev yapıyor.
MALİ: Türk askeri BM kararıyla görev yapıyor.
ORTA AFRİKA
CUMHURİYETİ: TSK BM bünyesinde bulunuyor.
SONUÇ: ABD'nin yanı sıra Fransa'nın Çad, Fildişi Sahilleri, Cibuti ve Gabon'da; Birleşik Krallık'ın Kenya'da; BAE'nin Eritre, Libya ve Somali'de; Almanya'nın Nijer'de;
Suudi Arabistan, Japonya ve Çin'in Cibuti'de; Hindistan'ın Madagaskar ve Seyşeller'de ve Türkiye'nin Somali'de askeri üssü bulunuyor. Türkiye hiçbir şekilde kıta ülkelerinin iç işlerine müdahil olmadığı gibi, kıta ülkeleriyle olan ilişkilerinde (ABD ve bazı Batı ülkelerinin Afrika ile olan ilişkilerinde olduğu gibi) yukarıdan bakan bir üslupla ya da (Çin'in kıta ülkeleriyle olan ilişkilerinde olduğu gibi) uzun vadede Afrika'nın zenginliklerine ve kıtanın ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel dokusuna zarar veren bir yaklaşımla hareket etmiyor; bilakis kıtaya "kazandırırken", kendisi de kıta ülkeleriyle kurduğu samimi ikili ilişkiler ve tarihsel tecrübelerinin ışığında "kazanma" arzusu taşıyor.