BEKİR HAZAR

Savaş köpekleri

NÜKLEER silahların ateşlenmesi tehlikesi her an büyüyerek dünyayı tehdit ediyor. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın dün yaptığı "Ukrayna-Rusya savaşı nükleer savaşa dönebilir, büyük risklere açık" şeklindeki açıklamaları boşuna değil. Ukrayna ABD ve Avrupa'nın gazıyla yeni bir taktik girişiminde bulunarak Rus topraklarına girdi. Rusya'nın şu anda bu işgale göz yumar gibi hali var. Ukrayna zafer naraları atarken, Devlet Başkanı Zelensky "Batı'nın verdiği uzun menzilli füzeleri Rus topraklarına atmamıza izin yok. Bu yasağı kaldırın, Moskova'yı vuralım" gibisinden laflar etti dün.
Hemen NATO'dan, ABD ve Amerika'dan da "Verdiğimiz uzun menzilli füzeler, Rusya topraklarına fırlatılıp hedefler vurulsun" çağrıları gelmeye başladı. Birileri savaş köpeklerinin tasmalarını çıkarmış uçuruma doğru sürüyor. Rusya topraklarının Amerikan ve Avrupa yapımı uzun menzilli silahlarla vurulması demek, Moskova'nın nükleer silahla bir gecede Kiev'i ortadan kaldırması anlamına geliyor. Rusya'nın topraklarına giren Ukrayna askerlerini sessizce izlemesi bana "Gel gel" mesajı ve tuzak hissini veriyor. Atılacak bir nükleer füze dünyadaki tüm dengeleri değiştirebilir.
ABD ikinci dünya savaşında Japonlara attığı iki atom bombası ile savaşı bitirmişti.
Ancak daha önemlisi iki atom bombası ile dünyanın süper gücü unvanını almış, Avrupa ve Asya'daki çok sayıda ülkeye önünde diz çöktürmüştü.
Topraklarına giren Ukrayna yüzünden karizması çizilmiş gibi görünen Putin nükleer silah kullanır mı? Evet. Yeni Dünya düzeninde söz sahibi olmak isteyen bir Moskova var şu anda. ABD ve Avrupa'nın aptal siyasetçileri Ukrayna'nın başındaki deli komedyene gaz vererek adeta Rusya'ya "Haydi sen de nükleer silah kullan" diyor. Yaşananlar tamamen bunu gösteriyor.
ABD'nin en derin adamı ve "Savaşlar çıkar, ülkeleri birbirine sok, ardından kurtarıcı olarak gidip parsayı topla. Kazanan sen ol" doktrinini hayata geçiren ve bunun yıllardır Washington'un dış politika silahı olmasını sağlayan Kissinger'in "Yeni Dünya Düzeni" adlı kitabına dün bir kez daha göz gezdirdim. Kissinger Yahudi'ydi, Siyonizm'in babalarındandı.
Ancak İslam'ı ve İslam coğrafyasını ezberleyip yutmuş bir isimdi. Kitabında Hz. İsa (AS) döneminde kurulan Yeni Dünya Düzeni'nden giriyor, Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde şaşırtıcı bir şekilde tüm dünyada kurulan egemen güçten çıkıyordu. İslami Dünya Düzeni adını verdiği döneme sayfalar ayırıyordu.
"Romalılar ve Persler dünyayı şekillendirmek için birbiriyle savaşırken, Batı Arabistan'da hiçbir imparatorluğun kontrolünde olmayan haşin bir çölde Muhammed Peygamber ile takipçileri Yeni Dünya Düzeni vizyonuyla harekete geçmiş, güç topluyorlardı.
Devletlerini kurdular ve eşi görülmemiş bir yayılma dalgası, İslam'ın yükselişini tarihin en önemli olaylarından biri haline dönüştürdü. Hz. Muhammed'in vefatını izleyen yüzyılda İslam orduları yeni dini Afrika'nın Atlantik kıyılarına, İspanya'nın büyük bölümüne, orta Fransa'ya ve doğuda Kuzey Hindistan'a kadar taşıdılar. Ardından Orta Asya ve Rusya'nın bazı bölgeleri, Çin'in bazı yerleri ve Doğu Hint adalarının çoğu onları izledi. Küçük bir grubun bölgeye yüzyıllarca egemen olmuş büyük imparatorlukları yere serebilecek, üç kıtaya yayılabilecek bir harekete esin kaynağı olabilmesi birkaç on yıl önce akıl almaz görünürdü.
Böyle bir imparatorluk atılımı ve böyle her yöne uzanan, her şeyi yutan bir coşku hiç fark edilmeden nasıl sağlanabilmişti" diye soruyor. "Eşitlikçi olan İslam, tarihteki başka hiçbir topluma benzemiyordu" diyerek cevaplıyor. Kitabında Osmanlı'nın kurduğu Yeni Dünya Düzeni'ni de uzun uzun anlatıyor. Avrupa Hükümdarlarına Osmanlı İmparatorluğu hükümdarının altında , vezire eşdeğer bir protokol kademesi verildiğini, Avrupalı elçilerinin ricacı statüsünde görüldüğünü dahi yazıyor. Fransa'nın İspanyollar ve katolik Roma tarafından kuşatılıp Süper Güç Osmanlı'dan yardım istediğinde Kanuni'nin "Ben ki, Sultanların Sultanı" diye başlayan o meşhur ve uzun cevabına dahi kitabında yer veriyor. "Osmanlı Fransa'ya küçük ortak muamelesi yapıp eşitlik ima edecek ittifakı kabul etmedi. Tek taraflı olarak desteğini bahşetti" diye devam ediyor. Osmanlı padişahlarının o dönemde dünyayı koruyan hükümdar pozisyonunda olduğunu söylüyordu.
Kissinger içinde bulunduğumuz kaotik savaşlar ortamında Yeni bir dünya düzeni kurulacağını söylüyor.
Kitabının finalinde ise kimlerin bu düzende söz sahibi olacağını da açıklıyor. Buna gelmeden önce haydi gelin 2012 yılına gidelim. ABD'nin 16 istihbarat örgütü o dönemde bir rapor hazırlayarak "Yakın bir gelecekte böyle giderse İsrail diye bir devlet kalmayacak" diyor, Kissinger'da buna katılıp 10 yıl gibi bir süre vererek "Yok oluş" için bugünleri işaret ediyordu. Peki İsrail yok olacak mı? ABD'nin dünya üzerindeki hegomanyası sarsılacak mı?
Buna hayır dememek mümkün değil. Zulmün bu dünyada asla kazanamadığı gerçeği önümüzde. Çok dramatik bir haber okudum dün. İsrail ordusunun insani yardım birimi (COGAT) Gazze'de 1 Eylül'de çatışmalara ara verileceğini ve çocuk felci aşı çalışmalarının İsrail ordusuyla koordinasyon içinde yürütüleceğini açıkladı.
Çocuk felci aşıları bile İsrail üzerinden geliyordu. Binlerce çocuğu acımasızca katleden ve soykırım yapan İsrail, bu kampanyaya ortak olarak güya dünyaya şirin gözükmeye çalışıyordu. Aşıların İsrail ordusuyla koordineli yapılması bile mide bulandırıyor.
Gözünü kırpmadan çocukları öldürenlerden her türlü kirli oyun beklenir. Amerika'da da başkan adayı Kamala Harris seçilirse İsrail'e çocuk katliamları yaptıran bombaları göndermeye devam edeceklerini söylüyordu.
Yani soykırıma ortak olmaktan asla vazgeçmeyeceklerini açıklıyordu. Güya savaşı durdurmak için çırpınıp ardından bugüne kadar gönderdikleri 50 bin ton bomba üzerine yenilerini durmaksızın vereceklerini söyleyen bir zalim vardı ortada. Dünyanın her yerinde milyarların öfke ve nefretini üzerine toplayan ABD bundan sonra insan hakları, demokrasi, hukuk raporları yayınlasa ne yazardı?
Öldürmeye devam edecekleri çocuklara aşı yaparak hayat kurtarma algısı yapacak kadar alçak ve zalimdiler. Artık yeryüzünün her yerinde ABD pasaportu taşıyanlara "Defol ulan" çekilecekti. Çünkü savaş köpeklerinin tasmasını çıkarıp, oluk oluk kan akıtılması için çırpınan ve bunun üzerine de "Bu dönemde kurulacak yeni dünya düzeninde benim imzam olacak" diyen bir ABD başarılı olabilir miydi?. İşte bu sorunun cevabını ABD başkanlarını yöneten derin adam ve Siyonist Kissinger kitabının finalinde cevaplıyor. Bundan sonra kurulacak yeni dünya düzeninde her şeyin babası ve kralını SAVAŞ olarak görenler olduğunu hatırlatıyor ve diyor ki? "Dünyada yeni düzen ve dengeyi kurmaya ulaşan, savaş köpeklerine TASMAYI vurup bağlayan olacaktır."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.