Hamburger ve sosis
GENEL Yayın Yönetmenimiz Ergün Diler'le Moskova'ya gittiğimizde ilginç bir manzarayla karşılaşmıştım. Rusya'da Şanghay Beşlisi'nin kurucusu olarak tanınan ve generallerin generali ünvanı verilen İvaşov ile röportaj yapacaktık. Bize Türkçe bilen bir alt rütbeli Rus generali mihmandarlık yapıyordu. Moskova'nın en güzel restoranlarından birine götürdü bizi o Türkçe bilen general.
Hava çok soğuktu. Eksi 15'ti. İçeride sigara içmek yasaktı. Yemekten sonra ben dışarı çıktım. Sigarayı yakmaya uğraştım ama ellerim titriyordu. Bir türlü beceremedim. 25'li yaşlarda bir Rus kızı aniden çakmağını çıkarıp sigaramı yaktı.
Gayr-ı ihtiyari Türkçe olarak "Teşekkür ederim" dedim. Kız Türkçe konuşup, "Rica ederim Bekir Bey cevabını" verince şok oldum. Beni nereden tanıyordu? Kimdi bu kız? Doğal olarak sordum. Rus olduğunu söyledi. Beni ekranlardan tanıdığını, programlarımızı izlediğini belirtince şaşkınlığım daha da arttı. Hatta yaptığımız program Yazboz'dan örnekler vermeye başladı. Hayretler içinde restauranta döndüğümde durumu masada anlattım. Rus general kahkahalar atarak "O bir siber güvenlik uzmanı. İstihbarattan.
Yaptığınız programlar Rusya'da çok dikkate alınıyor. Bu kızın görevi o programları satır satır izleyip Rusça'ya çevirmek ve üstlerine rapor etmek. O bir Yazboz uzmanı" dedi.
ABD'de Hamburgerciler ve pizzacılar önemliydi. ABD'de Wagner gibi yapılanan Blackwater, aynı zamanda dünyaca ünlü bir marka hamburgerin ismiydi. Başkanların da adının karıştığı pizzagate skandalı da boşu boşuna patlamamıştı. ABD'ye kaçan Brezilya eski devlet başkanını CIA de hamburgeci de ağırlayıp, fotoğraflayıp, dünyaya servis etmişti. CHP Lideri Kemal Bey bile ABD'de 8 saat ortalıktan kaybolduktan sonra "Hamburger yemeye gittim" demişti. Rusya'da ise restaurantlar ve sosisçilik önemliydi. Mafya-restaurant işbirliğinin doruk noktasınının yaşandığı, istihbarat örgütlerinin yakın takipte olduğu merkezlerdi bunlar. Cezaevinden çıkan bir adam Rusya'nın Chicago'su olarak tanınan Petersburg'da sosisçi dükkanı açıyordu. Bir anda patlıyordu dükkan. Para desteleri yığılıyordu. Adam "Annem içine öyle özel bir hardal koydu ki, insanlar sıraya girdi" diye övünüyordu. Sonra bu sosisçi eleman işi büyütüyor, mafyayla tanışıyordu. İki kumarhane sahibiyle ortak restaurantlar zinciri açıyordu. Artık devleti yönetenler bu görkemli restaurantlara koşuyor, bizim elemanın ve ortaklarının devletle özel ilişkiler ağının adımları atılıyordu. 1995'te o restaurantlardan birine Petersburg Belediye Başkan yardımcısı geliyordu.
Eleman ona özel ihtimam gösterip kendisi servis yapıyordu. Gelen misafir Putin'den başkası değildi. O Putin de aşçılıktan gelip Devlet Başkanı olunca sosisçi elemanın önü açılıyor, Kremlin Sarayı'nın yiyecek-içecek işlerinin patronu oluyordu.
Artık ona "Putin'in şefi" diyorlardı. O Wagner'in kurucusu Prigojin'den başkası değildi. W. Bush, Rusya'ya geldiğinde Putin'le ABD Başkanı'na yemek servisi yapan Prigojin'di. Askeriyenin yemek işlerini de alınca orduyla tanışan eleman, artık istihbarat örgütlerinin radarındaydı.
İngiliz istihbaratı MI6, onu yakın takibe alıp, CIA ile ortak operasyon yaparak kadroya kattı. En sonunda da iş Putin'e bu eleman aracılığı ile darbe yapmaya ve öldürülmesine kadar gitti. Bu işte en büyük darbeyi, CIA ve MI6 yedi. Yıllardır yatırım yaptıkları mükemmel bir elemanı kaybettiler. Onu en iyi İngiliz istihbaratı tanır düşüncesiyle MI6 elemanlarının cirit attığı BBC'yi yakın takibe aldım. Bize öldürülen Wagner'in kurucusunu en iyi onlar anlatabilirdi. Nitekim çocukluğuna kadar yazdılar. Prigojin'in 18 yaşındayken hırsızlıktan tutuklandığından tutun, 19 yaşındayken bir daireden vazo peçetelik ve 6 adet şarap çaldığına kadar yazdılar.
Sokakta bir adamın yolunu kesip 250 ruble çaldığını, bir kadının boğazına yapışıp altın küpelerini aldığına kadar detay verdiler.
Eleman bir suç makinesiydi ve muazzam kullanılma potansiyeli vardı. El attılar, işi Putin'i devirme girişimine kadar götürdüler.
Ancak kaybettiler.
Onlar restaurantlara takılırken, Türk İstihbaratı sahada muazzam operasyonlara imza atıyor. Hergün bir PKK liderini nokta atışıyla sarı torbaya koyuyor.
Bunu yaparken de yurtdışındaki gönüllü ordularımızın yardımı büyük oluyor.
Wagner gibi restaurant veya pizzacıhamburgerci örgütleri, ülkelerin başına bela olurken, kimi çarpacağı belli olmazken, MİT dünyanın her yerindeki Türkiye ve Osmanlı sevdalısı milyonlarca gönüllü ordularımızın yardım ve istihbaratları ile parmak ısırtıyor. Bizim hamburger veya restauranta ihtiyacımız yok Allah'a şükür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Katiller panikte (25.11.2024)
- CHP'ye Trump darbesi (24.11.2024)
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)