BEKİR HAZAR

Batacaklar

AVRUPA'DA Allah'ın dinini anlatan kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e saldırılar hızla artıyor. Bu alçaklığı yapanları hepsi birer maşa. Furyayı ilk başlatanlardan biri "Paraya ihtiyacım vardı. Bunu para için yaktım" demişti. Para için anasını bile satacak olan bu şerefsiz, haysiyetsiz ve insanlıktan çıkmış alçaklar sadece birer maşa. Perde arkasında bunlara parayı kim veriyor? Bu saldırı kimlere yarıyor? Ona bakmak lazım. Farkındaysanız, "İfade özgürlüğü" adı altında sadece ve sadece Kur'an-ı Kerim'ler yakılıyor. Ne İncil'e ne de Tevrat'a dokunulmuyor. Dokunulmasın da... Bizim yüce dinimiz her türlü inanca en ufak zarar verilmesini yasaklayacak kadar yüce bir din. Anlatmak istediğimiz konu, Tevrat yakmak isterseniz, Avrupa ayağa kalkıyor. Bunu ifade özgürlüğü değil saldırı olarak görüyor. Nitekim bir ülkede bir kez deneme amaçlı birileri "Tevrat yakmak istiyoruz" diye başvurdu. Yargıdan ve hükümetten hemen "Asla olmaz" diye yasak geldi. Burada Avrupa'nın ikiyüzlülüğünü net bir şekilde göstermek için bu örneklemeyi yaptım. Konu Müslümanlar olunca, bu medeni olarak gösterilen ve bizde de bazı kafalara çağdaş diye yutturulan Avrupa'nın ne kadar aşağılık olduğunu anlıyoruz.
Yeryüzünde yüzyıllardır büyük bir zulüm yapıldı. Zalimlerin en büyük hışmına uğrayan ve milyonlarcası öldürülen hep Müslümanlar oldu. Osmanlı sevgisi bu yüzden hayal edemeyeceğiniz noktada dünyanın her yerinde tavan yaptı. Çünkü ecdadımız, zulmedenlerden değil, daima zalimlerden koruyan oldu.
Herkesin dinine sonsuz saygı gösterdi. Başka dinlerde olanlara ibadethane bile yaptı.
Hatta daha ileri giderek kutsal saydıkları kitaplarından tahriş olanları bakıma alacak kadar ileri gitti. Osmanlı İmparatorluğu ortadan kaldırılınca, Müslümanlar'ın hamisi kaldı. Tam 100 yıldır büyük acı çekiyorlar. Batı, İslam coğrafyasında ve Osmanlı'nın hakim olduğu tüm bölgelerde, kendi refahı için kurduğu ceset tarlaları üzerinde madenlere, yeraltı kaynaklarına saldırdı. Halkını zengin etmek için, başka halkları toplu mezarlara gönderdi.
Batı dışındaki halkları "Katledilebilir. Yaşamalarına gerek yok" diyen liderlerle yönetildi. Bu liderler bile memleketimizde "Ülkesini kurtaran büyük kahraman" diye ders kitaplarımızda dahi beyinlerimize nakşedildi. Ancak çok sevdiğim bir cümle var "Zulüm Payidar olmaz" diye. Bugün yeryüzünde tescilli Batı zulmü ve sömürüsüne karşı muazzam bir başkaldırı var. Öfke ve nefret çığ gibi büyüyor. Son örneklerini Afrika'da gördük. Fransızlar kana boğarak sömürdükleri 16 ülkeden artık yavaş yavaş kovuluyor. Nijer'de darbe yapıldı ve Fransa'ya uranyum sevkiyatı durduruldu. Nijer'e üç kuruş verip paha biçilemeyen madenle köşeyi dönen Fransa ve diğer Batı ülkeleri öfke ve tehditlerle ayağa kalktı. Komşusu Nijerya'yı harekete geçirdiler. Afrika'nın en büyük nüfusuna sahip olan Nijerya, dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri. Yüz milyarlarca dolarlık petrol çıkıyor ama ülkede benzin kuyrukları görülüyor sık sık. Çünkü petrol de kazancı da Batılı şirketlere gidiyor. Batı yanlısı liderlerin koltuğa oturtulduğu Nijerya'da 100 milyon yoksul yaşıyor. Şimdi bu yoksulları, Nijer'deki uranyum yatakları aşkına savaşa ve ölüme göndermeye hazırlanıyorlar.
Masadaki operasyon ise sömürgeci zalim Batı başkentlerinden yönetiliyor.
El koydukları, kuklalarla yönettikleri her ülkede kargaşa, terör, savaşlar çıkarıyorlar.
Milyonlarca insanın ölmesine yola açıyorlar.
Zulüm bir gün gelip kendi kapılarını çalıyor.
Sömürdükleri ve kan döktükleri ülkelerden milyonlarca insan mülteci olarak Batı'ya kaçıyor. Böyle bir döngü içinde kalan zalim Batı, mülteci sorunu nedeniyle kabuslar görüyor. Fransa'da bir mülteci öldürüldü, haftalarca Paris yangın yerine döndü.
Mülteci sorununu önlemek için bu ülkelerin istihbaratları devreye giriyor. Onların peşinden CIA de geliyor. Kullanışlı maşalara para verip Avrupa başkentlerinde Kur'an-ı Kerim yaktırıyorlar. Çünkü ülkelerindeki mültecilerin neredeyse tamamı Müslüman. Tahrik edip, çatışma çıkarıp, mülteciler aleyhinde insanlık dışı yasalar çıkarmanın yollarını arıyorlar. CIA de Avrupa'da hazır bir çatışma ortamı bulmuş olmanın hazzıyla din ve ırk savaşı çıkarmak istiyor. Böylece Avrupa Birliği'nden nefret eden ve çıkmak isteyen ırkçı partilerin başa geçmesini istiyor. Hedef AB'yi dağıtmak. Herkesin bir hesabı var ama mutlak olan Allah'ın hesabıdır. Zalimlerin ve kutsal kitabımıza saldırılara göz yumanların iki yakası asla bir araya gelmeyecektir. Yeryüzünde bu aşağılık saldırılara karşı en büyük mücadeleyi Türkiye veriyor. Dışişleri Bakanlığımız, bu alçaklığa izin veren ülkelere büyük baskı kurdu. Kutsal kitabımızın yeryüzündeki en büyük hamisi oldu.
İfade özgürlüğü adı altında ikiyüzlü davranan bu haysiyetsiz ülkeler, kendi ayaklarına sıktıklarını fark ettiğinde çok geç olacak. Irkçılık tepelerine binerek hepsini yerin dibine batıracak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.