Gazoz
15 TEMMUZ darbe girişiminden bir ay önce bir Amerikan dergisinde yayınlanan makalede Beyaz Saray'a çağrı yapılıyordu. Bu çağrıda açıkça Obama yönetimine "Hadi durma, Türkiye'de darbe yap" deniyordu.
Makaleyi yazan isim John Peter Hannah'dı. ABD'de sözüm ona Demokrasileri Koruma Vakfı yönetim kurulu üyesiydi. Demokrasileri koruma adına hareket ettiğini söyleyen birisi, milyonların oyunu alarak seçilmiş Erdoğan'ın indirilmesini istiyordu. Bu alçakça çelişki de normaldi. Zira o vakfın başkanı da CIA eski Başkanı James Wolsey'di. Bunların "Demokrasi" anlayışı CIA taktikleri ile darbe yapmak demekti.
Makalede "Erdoğan ABD, Avrupa ve Ortadoğu çıkarları için tehlike oluşturuyor. Obama derhal müdahale etmeli" deniyordu. O makaleye sayfalarını açan derginin adı ise Foreign Policy'di. Kendini İsrail'in çıkarlarına adamış, ABD'deki Tel-Aviv'in en büyük savunucusu lobi olan CFR'nin yayın organıydı. Bu demokrasi düşmanı dergi terörist FETÖ liderini de "Dünyada en etkili 100 entelektüel arasında birinci" seçiyordu. Ne entellektüelliğini görmüşler izah edemiyordu. Önemli olan CIA'ya bağlı bir terör örgütü olmasaydı.
Kullanışlı olan herkes onlar için ileri derecede entellektüeldi.
Bu demokrasi düşmanı ve darbe sevici dergi Türkiye'nin dış politikada daha fazla nüfuz sahibi olması halinde tehlikeli olacağını da açık açık yazıyordu.
"Çin'den sonra ABD'ye karşı bir başka sorun oluşturabilir. Özellikle Afrika'da güçlenen Türkiye, Amerikan dış politikası için büyük risk oluşturuyor" diyerek Ankara'yı hedef gösteriyordu. İsrail Afrika'da nüfuzunu artırmak için kendini yırtıyordu.
Nereye gitse Türkiye duvarına tosluyordu.
Önceki gün Fas'ta düzenlenen Afrika ülkeleri askeri tatbikatına katılmak için birçok ülkeye para yağdırarak zar zor içeri girebilmişti.
Seçim süresince Foreign Policy dergisi Türkiye'deki muhalefete ve CHP'ye destek yağdırmayı görev edinerek Uluslararası Yandaş Medya'da kurulan "Erdoğan gitsin" korosunda yerini aldı. "Mayıs ayında yapılacak seçimlerde HDP'nin oyları belirleyici olacak. Kılıçdaroğlu ve ortakları NATO ile iyi anlaşır" diye yazarak dünyada Kılıçdaroğlu'na bel bağlayanların yüreğine su serpti.
Önceki gün ise "dünyanın en önemli seçimi" ilan ettikleri Türkiye'deki demokrasi sınavından Erdoğan'ın kazanması üzerine yeni bir analiz yayınladı.
"Türkiye uzmanları seçimi neden yanlış anladı" diyerek anket şirketlerini eleştirdi.
"Kılıçdaroğlu'nun kazanacağına inandıkları için gerçeği değil umudu empoze ettiler" diye yazdı. Halbuki bu umut yeryüzündeki tüm Uluslararası Yandaş Medya'da vardı. Bir kez daha kahırlarından öldüler bittiler, tükendiler.
Foreign Policy "Maalesef batı 5 yıl daha Erdoğan dönemine kendini hazırlamalı. Erdoğan ileriye dönük büyük avantaja sahip" diye yazarak boynunu büktü, ezikleri oynayarak bir kez daha küçüldü. 28 Mayıs öncesi "Seçim sonuçlarını HDP'nin oyları belirleyecek" diyordu bu saftirik dergi büyük umutla. Milliyetçi ve muhafazakar oyların ne kadar önemli olduğunu göremeyecek kadar kördüler ve bir kez daha soğuk su içtiler. Amerika'nın komutasındaki PKK'nın siyasi kanadı HDP'nin üst düzey isminden ise "6 milyon oyumuzla bu seçimde gazoz bile kazanamadık" itirafı geldi.
Kullanışlı elemanlara bu ülkede gazoz bile olmayacağını sonunda anlayan müthiş bir kavrama bu.
Muhalefetin tamamı hala seçimi neden kaybettik diye tartışıyor. Çok saçma bir zaman kaybı bu. Bu ülkede Yerli ve Milli olmayı seçemeyenlere, Uluslararası yandaş Medya dolmuşuna binenlere, Batı'dan afferim alacağını haykıran ittihatçı kafalara, kendi ürettiği silahlardan arabaya ve her daim devletine saldırıp teröristlere alkış tutanlara, "Ne işimiz var dışarıda" diyenlere, Mavi Vatan'a bile sahip çıkmayanlara, Amerikan teröristleri ile iş tutanlara "Gazoz" bile yok bu ülkede.
Bunu anlamadıkları sürece asla hiçbir seçimi kazanamazlar.
Defalarca bu sütunlarda "Bizdeki muhalefet asla kazanamaz" diye boşuna yazmadık.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.