RAHMETLİ Mustafa Necati Özfatura son yüzyılın en derin kalemlerinden biriydi.
25-30 sene önce hemen tüm yazılarında "Türkiye Yüzyılı başlıyor" diye yazamaya başladı. 2020'li yılları işaret ederek "İlk tohumlar bu dönemde atılacak" diye yazdı.
12 Şubat 2019'da ahirete intikal ederek Rabbine kavuşana kadar sürekli Türk Asrı'nın ayak seslerini günlük makalelerinde dile getirdi.
"Türkiye'nin gelişmesini, dış politikada sınırların dışına çıkmasını, demokratik gelişimini, milli ve manevi yükselişini, 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaşmasını, iktidarın yerli ve milli oluşu ve halkın iradesini temsil etmesi, etnik dini inanç ve görüşleri ne olursa olsun bütün toplumu kucaklaması, süper projelerin ülkede mantar gibi çoğalması ve diğer hayırlı işler Türkiye'nin düşmanı emperyalist güçlerin, Türk ve İslam düşmanlarının uykularını kaçırmaktadır." diye haykırdı.
Bugün bu sömürgeci alçakların kaçan uykularına, gördükleri kabuslara artık açık bir şekilde tanıklık ediyoruz.
Türk muhalefetini aleni bir şeklide ve topyekün destekleyen, sanki kendi ülkelerinde seçim varmış gibi manşetlere taşıyan Uluslararası Yandaş Medya'nın üyelerinden The Economist son kapağında Erdoğan'ı hedef aldı.
Bu yetmezmiş gibi twitter'da da ayrı bir kapak yaparak "Erdoğan gitmeli" diye anırdı. Dünya petrollerine, madenlerine, elmaslarından altına kadar ne varsa sömürerek, kan dökerek çöreklenen küresel zenginlerin sahibi olduğu The Economist eşeği, sırtında altın semer de olsa eşeklikten vazgeçmiyor.
Hatta bunu dışa vuruyor. Bunda da haklı. Çünkü Erdoğan bu sömürgecilerin kabusu oldu.
Yeryüzü rekoru kıran İstanbul mitingini görünce "Eyvah adam yine kazanacak" paniğine kapıldılar. Ne yaparlarsa yapsın bu Uluslararası Yandaş Medya'nın sahibi küresel zenginler, bizim için fark etmeyecek. Çünkü atalarımız "Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir atlastan olsa çulu" diye boşuna söylememiş.
Rahmetli Mustafa Necati ağabeyimiz ülkemizin önlenemez bu yükselişini durdurmak için Türkiye'ye karşı en büyük Haçlı- Siyonist Seferi'nin başlatıldığını belirterek "Tehlikenin büyüklüğünün farkında değiliz" diyordu. Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığının sadece "ARA HEDEF" ve "MASKE" olduğunu nihai hedefin Türkiye'yi yıkmak ve Batı'nın sömürgesi yapmak olduğunu söylüyordu. Bugün geldiğimiz noktada Uluslararası Yandaş Medya'nın var gücüyle desteklediği muhalefetimiz Amerikalı generallerin yönettiği PKK'nın HDP'sine özerklik sözü verdi. KKTC bile diyemiyorlar, İngiliz medyasına "Kıbrıs halkı kendi kararlarını verir" diyerek Türkiye'yi adeta yok sayıyorlar. Libya'dan tutun, Suriye'ye, Ortadoğu'dan Afrika'ya tüm kazanımlarımızdan el çekeceklerini bas bas bağırıyorlar. "Bizim yerimiz Batı'nın yanı" diyorlar. Yani bizi yarım asırdan fazla kapısında bekleten Batı'nın eşiğinde oturmaya razı olduklarını haykırıyorlar. O Batı Türkiye düşmanı ne kadar terör örgütü varsa tüm başkentlerinde ağırlayıp, paraya ve silaha boğuyor. Mehmetçiğe, sivil halkımıza, hatta bebeklerimize bile saldıranlara kucak açıyor.
Bizim muhalefet de bu alçaklara paspas olmaya hazırlanıyor.
Unutmayın Batı'nın küresel sömürgecileri topraklarımızdan vazgeçmemizi istiyor. Sahibi oldukları tüm yayın organlarında "Kürdistan haritaları" çiziyorlar. Bizim tonlarca petrol bulduğumuz Gabar'ı, doğalgaz keşfettiğimiz Karadeniz'i, trilyonlarca dolarlık rezervlere sahip Akdeniz'i, dünyaya işleyerek satmaya başladığımız yüz milyarlarca dolarlık Bor'u, şahlanan Savunma Sanayiimizin tüm Milli yazımlarını istiyorlar.
Muhalefetimize, tıpkı The Economistlerin sahibi oldukları gibi bankalarıyla, IMF'leriyle borç verip ülkenin anahtarlarını alacaklar. Bir dönem kurtarıcı gibi Kemal Derviş'le geldiler, 40 milyar doları küresel ağlarında olan batık bankalara verip halkın cebinden çaldılar.
Coterelli gibi IMF memuru ile ülkeyi yönetip, halkı ininim inleterek son kuruşuna kadar aldılar. Tüm Bakanlar kurulumuz ve Başbakanımız bu memur Coterelli'nin önünde hazır ola geçti. Şimdi aynısını, ne isterlerse veren Eski Türkiye'yi istiyorlar. ABD memuru Kemal Derviş önceki gün öldü. Onlarda sahaya sürecekleri yeni Kemaller çok.
Türkiye Yüzyılının ayak sesleri Batı'nın sömürgeci eşeklerinde kulakları sağır ediyor. O yüzden kulaklarını kopararak iştahla salya akıtıyorlar. Bostana dadanacak eşeğin kuyruğu da olmaz kulağı da... Gerekirse bu ülkede kaos çıkarmak için dahi planlar yapıyorlar. Bu alçaklar tabii ki kendi çıkarlarını düşünecek. Bunlara cilve yaparsan tabii ki çifte atacak.
Önemli olan biz ne yapacağız?
Batılı eşeği sağlam kazığa mı bağlayacağız. Yoksa bu ülke topraklarında serbest mi bırakacağız? Karar sizin...