Karar sizin
TEK hedefleri Batı'ya şirin gözükmek.
Millet İttifakı'ndan bahsediyorum.
Bunu açıkça ilan ettiler.
"İktidara gelirsek Batı ile iyi geçineceğiz" dediler.
Hatta o masaya "Batı'dan afferim alacağız" diyen lider bile oturttular. Peki o Batı'yı neden bu kadar çok seviyorlar? Terörle mücadelemize tek bir destek dahi vermeyen Batı'dan bahsediyoruz. PKK'ya tüm Batı başkentlerinde bürolar açtırdılar. O sokaklarda, caddelerde toplanan milyarlarca dolarlık haracın Kandil'e gönderilmesini sağladılar. Hem de İstihbarat örgütlerinin kontrolünde.
PKK'nın uyuşturucu satarak Batı şehirlerinde dünyanın en büyük baronu olmasına göz yumdular. Meclis kürsülerine çıkardıkları teröristlerle Türkiye'ye küfür ettirdiler. Buna da demokrasi, düşünce özgürlüğü dediler. Terörü beslediler, büyüttüler, tırlarla silah ve para yağdırıp, binlerce şehidimizin dökülen kanında pay sahibi olup, bize karşı katil olmayı seçtiler.
Darbeleri desteklediler.
Alt yapısını kurdular. Eski Türkiye'yi kucağa oturttular.
Kalkmak isteyeni silahla, tankla indirdiler. Yıllarca bizi istedikleri gibi yönettiler.
Önüne geleni AB'ye leblebi gibi alırken, Türkiye'nin çok gerisinde olan ülkelere kapıları açarken bize sırt döndüler. Senelerce kapılarda beklettiler. Eski Türkiye'nin liderlerine "Bugün git, yarın gel" diyerek yalvarttılar. Silah ambargoları uyguladılar.
Hava savunma sistemi istedik vermediler. Yıllarca beklettiler. Parasını ödediğimiz savaş uçaklarını bile hangarlara kilitlediler.
Kendi silahlarımızı, uçağımızı, gemimizi, füzemizi yapıyoruz diye ayağa kalktılar. Etrafımız iç savaşlarla yangın yerine dönüp, topraklarımıza füzeler düşerken, öküz gibi seyrettiler. Türkiye terörle uğraşamasın, bölgesindeki savaşlarda zayıf kalıp yansın diye kendilerini yırttılar.
FETÖ terör örgütünü kurup, insanlarımızı öldürttüler. Humeyni benzeri bir teröristi tepeye oturtmak için darbeye yönlendirdiler. CIA'nın üst düzey ismi Graham Fuller'e kitap yazdırıp, FETÖ'yü dünyaya "Ilımlı İslam" diye pazarladılar.
Okullarında CIA ajanlarını öğretmen kisvesiyle çocuklara musallat ettiler.
O okullardan yetişenlerle bulundukları ülkelerde darbe yapmayı, yönetimleri ele geçirmeyi planladılar. 15 Temmuz'un ertesi gününde İngilizleri "Çok sayıda vatandaşımız var" diyerek Akdeniz sahillerine Kıbrıs'taki üslerden 50 bin askerle sokmaya kalktılar. O gece PKK'yı Güneydoğu'da bağımsızlık ilan ettirmek için pusuya yatırdılar.Türkiye'yi parçalara ayırmak, Akdeniz- Ege ve Karadeniz'deki trilyonlarca dolarlık enerji rezervlerimize konmaya kalktılar.
Bizi kendi denizlerimizde karaya hapsetmek için Yunanistan'ı üzerimize sürüp, yanında yer aldıkları Atina'ya silah, uçak yağdırdılar. Savaş gemilerini Yunanistan donanmasının hizmetine verdiler. PKK ile ittifak yaptılar, FETÖ terör örgütüne tüm Batı başkentlerinde kucak açtılar. Örgüt liderini CIA korumasına aldılar.Bu ülkede dökülen her kanda bunların kirli elleri vardı.
Yetmedi, ekonomik saldırılar düzenlediler. Seçimlere müdahale edeceklerini, muhalefete "Verimli liderle" yardım ederek Erdoğan'ı mutlaka indireceklerini açıklayan Amerikan Başkanlarını bile göstere göstere gözümüze soktular. "Kontrol edemediğimiz, sözümüzü geçiremediğimiz Türkiye çıkarlarımızı baltalar" diye askerleriyle siyasetçileri ile ekranlardan taştılar.
"Karadeniz ve Akdeniz'deki çıkarlarımızı ancak yönetilebilen Türkiye ile güvenceye alabiliriz" diyen Batı ülkeleri, "Ele avuca alma" operasyonunu açık açık söyleyecek kadar zıvanadan çıkar hale geldi.
Türkiye'nin gittiği, ilişkilerini geliştirdiği her ülkede ya iç savaş çıkardılar ya da darbe yapmaya kalktılar.
İşte 100 yılı aşkın süredir Türkiye düşmanlığı yapan, ecdadımızın kurduğu imparatorluğu içimize sızarak parçalara ayıran bu Batı'ya "Şirin gözükme" sözü verip "Afferim alma" sözünü aldığını beyan eden bir Millet İttifakı var ortada. O Batı geçmişte IMF'le girmişti bu ülkeye.
O dönemin Maliye Bakanı Güneş Taner "40 milyar dolar borç verdiler ama ben göremedim o parayı. Buhar oldu" demişti. O 40 milyar doları ve faiz borcunu bu halk inim inim inletilerek, kemer sıkma politikalarına marıuz bırakılarak ödedi. "Bankaları hortumlayan banka sahiplerine vereceksin" dedi IMF. Batıdan gelen talimatı emir telakki ettiler. Çünkü para ancak öyle geliyordu.
Onlar kime verilecek derse veriliyor, hangi madeni, enerjiyi isterse kurdelalı paket yapılıyordu. Bu bir zorunluluktu. Bedava para yoktu.
Son olarak bu ülkede masa bile kurdular. PKK ile Meral Akşener'i bile aynı masaya oturttular.
Özerklik ve "APO dahil tüm PKK'lılar serbest kalacak" sözü verdirttiler.
FETÖ'yü affettireceklerinin işaretini de bu örgütün önemli isimlerini liste başı göstererek verdiler. İşin daha acısı PKK'nın HDP'sini bakanlık sözü ile mutlu ettiler, havalara uçurdular.
Terör örgütlerinin girdiği kamu kurumlarında neler olduğunu gördük. Binlerce FETÖCÜ, PKK'lı, DHKPC'liyi işe alan İstanbul belediyesi, gitti yerlere basılması için Cami motifleri bille yerleştirdi. Ekrem İmamoğlu'nun bundan haberi bile yoktur. Terör örgütleri sempazitanlarını belediyeye doldurursan herşeyi yaparlar. Şimdi Bakanlık koridorlarında, kamu kurumlarında, yargıda, emniyette bunlar iktidara gelirse PKK'lıları, FETÖ'cüleri, bilimumu terör örgütlerini göreceğiz. Devletin her yerine sızacaklar. Ancak unutmayın. Bunlar yerli terör örgütü değil. Hepsi Amerikalı. Washington bunu saklamıyor. Açık açık ilan ediyor. Yani tüm devlet kurumlarımıza bu CIA kucağındaki elemanlar vasıtasıyla Amerika oturacak. Amerika HDP aracılığı ile hükümete dahi girecek. Şimdi HDP'liler tüm mitinglerde, PKK'lılar ise Kandil'den bağırıyor.
"100 yıllık Cumhuriyeti kökünden değiştirip hesap soracağız" diye.
Yani aslında Amerika "Hesap soracağız" diyor.
Önemli olan biz ne yapacağız? Eski Türkiye'de olduğu gibi, her 10 yılda bir darbelerle görüldüğü gibi ABD'ye hesap verecek sistemimi seçeceğiz?
Buyurun, karar sizin!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.