Sen sen misin?
WILLIAM Henry sütçünün muhasebecisiydi.
Yahudiydi. Eşi Charlotte ona bir erkek evlat doğurdu. Adını Michael koydular.
O Michael, seçimlerde Trump'ın rakibi olabilmek için kendini yırttı. Neredeyse 1 milyar dolar para harcadı. Kaybedenler kulübündeki yerini aldı. İşte bu kaybeden Michael'ın dünyaca ünlü bir medya organı var.
Sahibi olduğu Bloomberg'de "2023'ün en önemli seçimleri Türkiye'de olacak" diye haber yapılıyordu. Bizim seçimlerin tüm yeryüzüne büyük etki yapacağı ilan ediliyordu.
Kaybedenler kulübü üyesi Michael'ın yayın organı Bloomberg'de son olarak bir Kemal Kılıçdaroğlu analizi yayınlandı. Tabii Kemal Bey'in kazanmasını en az CHPliler kadar bu Amerikalı Yahudi de çok istiyor. O yüzden Kemal Bey için Gandhi'ye benziyor, sakin vs güzellemeleri yapıldı öncelikle. Ancak bir de onlar için acı gerçekler var tabii.
"Kılıçdaroğlu bariz bir şekilde karizmadan yoksun" diye yazdılar. Bu konuda fena dertlendiler taa Amerikalardan.
Kazanmasını çok istedikleri için bir de tavsiyede bulundular.
Amerika'da Başkan Abraham Lincoln'ün rakiplerine nasıl kabinede yer verdiğini, en büyük rakibini bile dışişleri bakanlığına nasıl getirdiğini ayrıntılı olarak anlatan kitabı tavsiye ettiler.
Kemal Bey'e "Rakipler Takımı kitabını mutlaka oku" dediler.
Bir kitap da ben tavsiye edeyim Kemal Bey'e.. Mutlaka bunu da okusun. Kitabın adı "Sen gerçekte sen misin?"...
Yazarı ise Sevgi Karaca... O bir yüz dedektifi... Çin yüz okuma sanatı üzerine eğitim ve danışmanlıklar veriyor.
Kitabında ABD başkanı Abraham Lincoln'e de yer ayırmış. Tesadüfe bakın o da tıpkı Bloomberg gibi Abraham'ın kabinesini nasıl seçtiğini anlatıyor iyi mi? Haydi gelin o satırlara gidelim;
"Bir öğleden sonra Abraham Lincoln kabinesi ile beraber Beyaz Saray'da kabinede görev almak isteyenlerin başvurularını değerlendirmek için toplantı yapmaktadır.
'Bugün, Hazine Sekreteri olmak isteyen Teğmen James McNeed ' in başvurusunu inceliyoruz' dedi Abraham Lincoln.
'İdeal bir aday, referansları onun kusursuz bir aday olduğunu gösteriyor, Hiçbir hata bulamadım. Şimdi onunla yüz yüze görüşelim.' dedi yanındakilere: Kapı açıldı ve uniformalı bir adam içeri girdi. Başkan, güçlü bakışlarla McNeed' in yüz hatlarını, genç bir avukat iken öğrendiği yüz okuma prensiplerine göre incelemeye başladı. Yüz okuma, ona kişinin karakter özelliklerini öğrenmede yardım edebilirdi. Çukurlu, kısa ve geri çekik bir çene...
Düzgün olmayan bir saç çizgisi...
Küçük ve sıkı bir ağız... Sıradışı görünümlü dışarı çıkık kulaklar...
Gülümsememesine rağmen bir joker gibi uçları yukarı doğru bir ağız... Birleşik kalın kaşlar...
Başkan, karşısındaki insanın fareye benzediğini fark etti birden ve Aristo'nun cümlelerini anımsadı: 'Eğer siz bir hayvana benziyorsanız, siz o'sunuzdur, karakteriniz o hayvanla benzerdir.' Teğmenin gözlerinin konuşurken kaydığını da fark etti. Lincoln, bir şeyler gizlediğine dair gösterge olan böyle bir göz yapısının casusluğa delalet olduğunu öğrenmiş ve deneyimlemişti. Kararını verdi ve onu gönderdikten sonra etrafındakilere; 'Bir daha bu adamı yakınlarımda görmek istemiyorum' dedi.
Haftalar sonra kıyı eyaletlerinden birinde, bir gazetede, bakan olmak isteyen o teğmenin kardeşini öldürerek askeri sırları çalmaktan dolayı mahkum edildiği ve kaçtığından söz edilmekteydi." Evet Kemal Bey, İstanbul kara teslim olduğunda İngiliz elçiyle yemek yiyenden tutun, "Batı'dan afferim alacağız" diyene kadar önüne gelene Başkan yardımcılığı veriyor.
Hatta Amerikalılara bile bakanlık vermeye hazırlanıyor.
Terörist PKK'nın siyasi kanadı HDP'den bahsediyorum. Onlar artık Amerikalı. Amerikan Centcom komutanı bile PKK'yı ziyaret ediyor. Biden bile sırada.. Şimdi bunlar da Meclis'e girmeye hazırlanıyor.
Hatta "100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz" diye nara atıyor bu Amerikalı HDPliler.
Yani Lincoln gibi yüzlerini bile okumaya gerek yok. Adamlar açık açık söylüyor zaten her şeyi. APO'yu bile serbest bırakacaklarmış. Diyaneti söküp atacaklarmış hükümete girdiklerinde. Öyle diyor Marksist-Leninist Amerikalı HDP'liler... Anayasa'dan Türk de kalkacakmış. Bir zamanlar sosyal medyada TC diye nikine ekleme yapıp ayağa kalkanlar şimdi bunlarla yan yana. Kemal Bey getirdi bu hale. Aslında Lincoln'ün kitabını okumasına da gerek yok. Kemal bey daha uç olanı yaptı. Bence Amerikalılar Kemal Bey'i okusun! "Sen gerçekten sen misin" diye de sorsunlar bari!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.