GRACİAS… TEŞEKKÜRLER
ROBERTO Arranz… O bir İspanyol… Hikayesini ve anlattıklarını okuyunca gözlerim doldu.
Kaza geçiriyor Roberto 3 hafta önce.
Yürümekte zorlanıyor. Aksayan ayağı ile gönüllü olarak Türkiye'ye koşuyor. "Bir canı kurtarabilir miyiz?" diye. Sahra hastanesi kuracaklar, arama-kurtarma çalışmalarına katılacaklar, İspanyol donanmasındaki görevli gönüllü subaylarla, doktorlarla, hemşirelerle birlikte deprem bölgesinde. Tam 82 kişi gönüllü olmuşlar. Kimi uçakla Adana'ya, kimi İspanyol donanmasına ait Juan Carlos gemisiyle İskenderun'a varıyorlar.
Ekipmanları, malzemeleri oldukça fazla.
Adana Hava limanından alınıp Arsuz ilçesine getirilmesi gerekiyor. Mars isimli Türk şirketine baş vuruyorlar. "8 TIR lazım" diyorlar. Derhal o 8 TIR tahsis ediliyor. Bütün ekipmanlar taşınıyor. Sıra ödeme yapmaya geliyor. Kırık ayakla deprem bölgesine gönüllü olarak koşan Roberto gözleri dolarak anlatıyor. "O Türk şirketinin CEO'su bizden para alamayacağını söyledi. Ve almadı.
Hatta her gün tüm personele yemek getirebileceklerini dahi söyledi." diyor.
O CEO'yu da, "İnanılmaz bir şey. Son 15 yıldır hastanelerde görev yapıyorum. Daha önce böyle iyi bir karşılanma görmedim" diyen Roberto'yu da alınlarından öpüyorum.
Ve Yüzbaşı Angel Umbria… İspanyol donanmasında görevli… Biri 7 yaşında erkek çocuk olmak üzere iki kişiyi göçük altından sağ kurtardılar. İlk arama-kurtarma çalışmasında tam 12 saat ter döktüler.
Cansız bir bedene ulaştılar. Umbria "Hayatını kaybeden kişinin yakınları da oradaydı" diyor. Cenazeyi teşhis edip ağlamaya başlamışlar. İşte o vefat eden vatandaşımızın yakınlarından biri İspanyol Yüzbaşı ve askerlerinin yanına geliyor. O askerlerden birini kucaklıyor.
"Teşekkürler… Teşekkürler" diyor.
Yüzbaşı Umbria ve askerleri "Teşekkürler"in anlamını bilmiyor. Oradaki Türk arama-kurtarma ekibine soruyorlar anlamını. Öğrenince bütün İspanyol ekibi şok geçiriyor. Şaşırıyorlar. Yüzbaşı Umbria, depremzedeyi enkazdan canlı çıkaramamalarına rağmen "Teşekkür" edilmesini anlamakta çok zorlandıklarını söylüyor.
Sana ve ekibine sonsuz Teşekkürler Yüzbaşı…. Bizim için cenazeler çok önemli.
Onları inançlarımıza göre defnetmek en büyük sorumluluklarımızdan biri.
Cenazelerimizi kaldırırken sadece ve sadece dualarımızı düşünür, acımızı paylaşırız.
Dünyayı unutur, dünyayı konuşmayız.
Birbiriyle husumeti olanlar bile gelip kucaklaşır, cenazeye saygı duyar.
Ancak içimizde öyle saygısızlar var ki, İspanyol ekibi üzerinden yalanlarla sosyal medyada, sağda solda iftiralar atarak sizi de bu alçak çirkinliğe bulaştırdılar. Sizlere dahi Türkiye'de insanların nasıl sizler için seferber olduğuna dair açıklamalar yaptırmak zorunda kaldılar. Sırf bu depremden bir kaos çıkar mı, gerilim artar mı, oyların rengi değişir mi diye medet uman alçakların, sizleri de bu insanlık dışı virüse bulaştırmalarından dolayı özür diliyoruz. Affınıza sığınıyoruz. Sizleri ve İspanyol donanmasındaki o kahramanları da alınlarınızdan öpüyoruz. "Gracias… Gracias…" Azerbaycan'da evliliğe hazırlanan gardaşım… Seni ve senin gibi kalbi güzel olan yeryüzündeki milyonlarca soydaşımızı da unutmuyoruz. Patiklerini göndermişsin.
Bir de not düşmüşsün "Temiz ve çeyizimden" diye. Seni de gözyaşlarıyla alnından öpüyoruz. Allah'a şükürler olsun ki, içimizdeki sosyal medyanın alçak iftiracıları henüz senin o patiklerini fark edemediler.
Şükürler olsun ki, senin temiz yüreğini ve çok anlamlı hediyeni de şu an için insanlık dışı emellerine alet edemediler.
Aydın'dan Şeyda Çırak… Deprem haberini alır almaz çalıştığın marketten istifa edip Kızılay gönüllüsü olarak deprem bölgesine gittin… Seni ve senin gibi oraya koşan gönüllüler çığının tüm kahramanlarını da alnından öpüyorum. Hepinizin tek bir gayesi vardı. Bir can daha kurtarabilir miyiz diye çırpındınız. Sadece bunun için o soğuklarda sabahladınız. Bazıları gibi tiktoktaki takipçi sayımı nasıl artırırım diye yalanlarla uğraşmadınız. Afet üzerinden nasıl ülkeyi gereriz diye akbabalar gibi hesap yapmadınız.
Ve canını ortaya koyarak, ölüm tehlikesine rağmen, o enkazlarda tüneller açıp canlara ulaşmaya çalışan aslanlar… Sizleri alnınızdan, kalbinizden öpüyorum. Deprem bölgesinden çok uzaklarda, sıcacık evinde kahvesini yudumlarken, bilgisayar başında oturup, hangi yalanı uydurayım da ortalık karışsın diyenlere… Size bile iftira atan yaratıklara aldırmadınız. Sizi… Hepinizi çok seviyoruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.