BEKİR HAZAR

Kumkuat kavgası

ÇOK ilginç bir tweet gördüm. Malum muhalefet Eski Türkiye'yi vadediyor. Cumhurbaşkanı tıpkı eskiden olduğu gibi yetkisiz, protokol adamı olacak, 6'lı masa ne derse onları imzalayacak. Muhalif parti liderleri, iktidara gelirse kararlarda onların da imzası olacak. Eğer istedikleri olmazsa "Kriz çıkar" diye açıkça beyan ediyorlar.
Yani Cumhurbaşkanı'nın onayı tek başına asla geçerli olmayacak. Yetkisiz Cumhurbaşkanlığı dönemini, Eski Türkiye'yi vadeden muhalefetle karşı karşıyayız.
Okuduğum tweette "Kemal Kılıçdaroğlu neden ısrarla yetkisizliğe talip?" diye soruluyordu. Gerçekten de "Ben hiçbir şey yapmayacağım. Köşkte oturacağım" diyerek ülke yönetimine talip bir muhalefetten bahsediyoruz.
Çok tuhaf, "Yetkisizlik" için aylardır birbirini yiyen, aday kavgasına giren, hatta masayı devirmekten bile bahsedenlerle nereye gideriz, onu da bilmiyorum.
17 yılını Eski Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı köşkünde geçiren değerli büyüğüm Ali Baransel o günleri bakın nasıl anlatıyordu; "Ben Fahri Korutürk'ün en yakınındaki 3 adamdan birisiydim. Korutürk bana birçok şey anlattı. Ancak bunları ben öldükten sonra yayınla demişti. Bir gün bana aynen şöyle dedi: 'Baransel yetkilerin sınırlı. Ülkenin koalisyon hükümetleri nedeniyle çok sorunları var.
Bunlara çözüm bulamamanın ruhsal sancılarını yaşıyorum' diyerek başkanlık sistemine vurgu yapmıştı. Çünkü başkanlık sistemi dışında bir modelde koalisyon hükümetlerine mahkum kalacağımızı, bunun da siyasi bir istikrar getirmeyeceğini düşünüyordu." Ali Baransel ile dün sohbet ettim. Sadece Korutürk döneminde kavgalar, kaprisler nedeniyle 14 kez koalisyon hükümetleri kurulduğunu, ülkenin büyük sıkıntılar yaşadığını söyledi. Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Demirel gibi Cumhurbaşkanlarının hep yetkisizlikten yakındığını anlattı. "Cumhurbaşkanları, protokol adamı olmaktan, sadece bayramlarda seyranlarda önünde eğilinen bir kişi olmaktan yakınıyordu" dedi.
Memlekette darbe oluyor, muhtıra veriliyor, Başkomutan ve Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e giden altındaki komutanlar "Al bu muhtıra mektubunu hükümete ver" diyordu. Cumhurbaşkanı Başbakana ve diğer liderlere oturup mektup postalıyordu.
O yüzden Fahri Korutürk'ün "Yetkisizlik nedeniyle ruhsal sancılar yaşıyorum" cümlesi çok önemli. Bu açıdan bakınca muhalefet "Ruhsal sancılar yaşatacak yetkisiz bir yönetim biçimi için aylardır neden birbirini yiyor, restleşiyor" diye merak etmeye başladım.
Niçin "Ruhsal sancılara" talipler?
Korutürk bu yetkisizlik nedeniyle ömrü hayatında 8 kez yurt dışına çıkabilmişti.
"Türkiye İran olacak" diye irtica yaygaraları yapılan dönemde Ahmet Necdet Sezer sadece İran'a gitmişti.
Bunun dışında ondan "Trafik kurallarına uymakta büyük titizlik gösterdi. Kırmızı ışıklarda durdu" gibi haberler kaldı. Açılışlarda eline makas almadı. Sık sık tiyatroya gitti. Klasik müzik konserleri ile alışveriş merkezlerinde görüldü. Müze Köşk'ünde misafir ağırladı. Zaman zaman öğle yemeği için Çankaya Köşkü kompleksi içindeki ofisinden konutuna yalnız ve yürüyerek geçtiği için kendisinden habersiz güvenlik önlemi alan koruma polisleri, köşkün bahçesindeki ağaçların arkasına saklanarak görev yaptı. Evet yetkisiz Cumhurbaşkanlarını biz bu haberlerle hatırlıyoruz.
Kenan Evren yurt dışına çıktığında dönene kadar ışıkları kapattırırdı. Köşkte karda yürüyüş yapıp, kar topu yapan Cumhurbaşkanlarına şahit olduk. Bahçesinde yaşayan kaplumbağaları, baykuşları ve köyden gelen iki tilkiye yaptığı ev sahipliğini konuştuk.
Köşkten "Yazın köye dönen o iki tilkinin bir an önce geri dönmesini bekliyoruz" şeklindeki resmi açıklamalara şahit olduk.
Köşkün bahçesinde domates, biber, salatalık yetiştirildiği, misafirlere ikram edildiği bile açıklandı. "Hatta 16 çeşit meyve, 22 çeşit sebze yetiştiriliyor" bile dendi. "Ayrıca 15 çeşit de baharat üretiyoruz" diye gururla eklendi. Eski Türkiye'nin Çankaya Köşkü'nde çilek, elma, kayısı, şeftali, kiraz, badem ve armut gibi meyveler; domates, brokoli, lahana, ıspanak gibi sebzelerin yanında biberiye, kekik, fesleğen, nane ve adaçayı gibi baharatlar da organik olarak üretildiği iftiharla açıklandı. Hatta işi gücü bırakıp köşkte bir sera kurmuşlar, tam 220 farklı çiçek ve bitki yetiştirmişler.
Kaktüs ve kahve ağacı bile varmış. Ancak o kahve ağacı bir sene tek meyve vermiş, üzülmüşler. 'Küçük mücevher' olarak adlandırılan kumkuat bile üretilip, kabuğu ile yenmiş, reçeli ve marmelatı yapılmış.
Çankaya Köşkü'nden çıkan haberler böyleydi.
Sahi, muhalefet neden domates, biber, salatalık ve kumkuat yetkisi için birbirini yiyor. Anlamıyorum?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.