BEKİR HAZAR

Zevzek Michael

TÜRKİYE'DE herkesin günlerce, aylarca düşünmesi gereken çok önemli bir konu var. "Batı'nın tamamı medyasıyla, siyasetçisiyle, yazarıylaçizeriyle Türkiye'deki seçimde 6'lı masanın kazanması için neden kendini yırtıyor?" sorusuna cevap bulmak zorundayız.
Siyonist patronu olan Guardian bile seçime aylar olmasına rağmen binlerce km öteden niçin 6'lı masaya "Kavga etmeyin, birleşin" çağrıları yapıyor?
Neden bunu vazife ediniyor? Niçin bu ekranlarda aydınım diyen insanlar tarafından tartışılmaz. Niçin 6'lı masanın bir üyesine, destekleyenine bu sorulmaz?
Aslında ortada 6'lı masa yok. Daha fazlası var. Masanın altında, sandalyede oturanların ayaklarını dürten bir HDP var. FETÖ sosyal medyadan yağdırdığı muazzam destek ile o masada oturuyor.
Twitter'den "İmamoğlu'nu aday gösterin. Şöyle hareket edin, böyle kararlar alın" diye çağrı yardırıyor. O masada Avrupa da var. Amerika da var. İki sandalyesi olan Batı, Erdoğan'ın gitmesi için tüm imkanlarını, aklını, fikrini, medyasını, elçilerini, fonladığı sivil toplum örgütlerini, kullanışlı tüm elemanlarını seferber ediyor.
O yüzden bana göre ortada 10'lu masa var.
Batı'da "Aman Erdoğan kalsın, 10'lu masa sakın kazanmasın. Eyy Cumhur ittifakı birleşin, kenetlenin" diye çağrı yapan bir tane medya, siyasetçi, uzman, stratejist var mı? Yok. Peki aman neden? Bunun cevabı Erdoğan düşmanı Batı'nın zaman zaman yaptığı açıklamaların içinde yatıyor. ABD'de Dışişleri bakanlığı yapmış hatta başkanlığa aday olmuş bir isim bile "Türkiye büyüyor ama trajik olarak" diyerek, artık söz dinlemediğimizi anlatıyorsa tabii ki Erdoğan düşmanı olacaklar. "Kendi silahımı kendim üretirim" dersen adamı öldürürlerdi bunlar. Yüzlerce defa suikast girişiminde bulunup bunu asla başaramadılar. Avrupa'nın enerji vanasını, merkez olmaya hazırlanarak eline almaya hazırlanan bir Türkiye onları çıldırtıyor.
Dünyadaki her krizde masa kuran ülkenin Türkiye olması onları delirtiyor. Asya'dan Afrika'ya, Balkanlardan Kafkaslara, Ortadoğu'ya her yerde Türk rüzgarlarının esmesi, Yumuşak Gücümüzün şaha kalkması, Yerli ve Milli silahlarımızla tam bağımsızlığa gitmemiz, Akdeniz ve Karadeniz'de enerji rezervlerinin fışkırması ve daha bir çok neden Batı'yı Türkiye'ye bağımlı hale getiriyor. Çıldırmasınlar, delirmesinler, zıvanadan çıkmasınlar da ne yapsınlar. Tabii ki "10'lu masa kazansın" diyecekler.
20 yıl öncesine kadar bu ülkede istedikleri gibi at koşturup, istediklerini hiç zorlanmadan yaptırıyorlardı. Küçücük bir arzuları bu ülkede "Emir" olarak algılanıyordu. Generallerimizi, Washington otellerinin toplantı salonlarında ağırlayıp, Türk Ordusu'ndaki 20 yıllık terfilerin nasıl olacağını bile onlar ayarlıyordu.
O toplantıların düzenleyicisi Siyonist bir Amerikalıydı. Adı Michael Rubin'di.
O toplantılardan birini yarıda kesip, otel lobisine gelen Türk gazetecinin yanına koşmuş "Sizin generallerle görüşüyoruz. Nereden öğrendin toplantı yaptığımızı" diye sormuştu.
Yazmamak kaydıyla içeride 20 yıllık Türk Genelkurmay'ı terfi planını yaptıklarını söylemişti. Darbeciydi. 15 Temmuz'da darbecilere övgü ve destek yağdırmıştı.
"Türkiye'de laiklik elden gidiyor" diye ABD'ye müdahale çağrıları yapıyordu.
İsrail'in çıkarları için yırtınan bir NEOCON'du. Karargahlarının bulunduğu gökdelenin alt katında da FETÖ'nün Vakfı vardı. Talimatları bir üst kattan gönderiyordu. Bazen de alt kattakini çağırıp FETÖ'yü öven makaleler yazıp eline tutuşturuyordu. FETÖ de alt kattaki vakfından kendilerine ait internet sitelerine girip yayınlıyordu.
İşte bu Siyonist-mikser-darbeci Michael önceki gün bir tweet attı. "Erdoğan, Türkiye senden kurtulacak" dedi. Michael Türkiye'de muhalefetin kazanmasını isteyenlerin başında geliyor.
Böyle bir arzusunun olması da çok doğal… Çünkü eski günlerini özlüyor. Generaller, Washington'a ayağına gelir, otel lobilerinde Türk Ordusu'nu kimler yönetecek o karar verirdi. Şimdi, Türkiye'de hakkında darbeye yardımdan yakalama kararı var.
Adam tasfiye oldu. Türkiye'deki gücü ona ABD'de de prim yaptırıyordu.
Pentagon ve CIA onun evinden çıkmıyordu. Şimdi beş para etmez bir zavallı durumunda. Ne kapısını çalan var ne de FETÖ'cüler dışında arayan..
Yani artık bir "B.k" değil. Türkiye'de muhalefetin kazanmasını Michael istemesin de kim istesin? Soyadı da Rubin iyi mi?
"Yedirmek" anlamına geliyor. Git nereni kime yedireceksen yedir tasfiye Michael!
Türkiye'de senin gibi zevzekleri artık artık yemiyorlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.