TÜRKİYE son 20 yıldır hayallerimize sığdıramayacağımız muazzam yatırımlar yapıyor. Öncesinde içeriye hapsedilmiş, kılık kıyafet dışında hiçbir gündemi olmayan, üretimin "Ü"sünü, dışarıya açılmanın "A"sını bile konuşmamaya mahkum edilmiş bir domates-patetes yetiştiricisi Türkiye vardı.
Koskoca ülkeyi bu hale getirenler, Osmanlı'yı yıkanlardı. Bir imparatorluğu parçalara ayıranlar, üç kıtaya hükmetmiş bir ülkeyi asla yalnız bırakmazlardı. İçeriye sızdılar, kullanışlı elemanlar devşirdiler.
Onlardan liderler, başbakanlar, milletvekilleri çıkardılar. Mahkemelerle, Üniversite kurumlarıyla, darbecilerle, sivil toplam örgütleriyle ahtapotun kolları gibi her yeri sarıp, bu ülkeyi yönettiler. 30 yılı aşkın bizi "Türban" diye tartıştırdılar. Üzerine de dolar ve silaha boğdukları terörü "Bal" niyetine sürdüler. Dünyaya kapalı, tecrit edilmiş, devşirilmiş elemanlarla Batı'nın ekmeğine yağ süren bir ülke, yani bizi "Uyuyan cüce" haline getirdiler.
Son 20 yılda ülke havayollarıyla, demir ağlarla, hızlı trenlerle, tüneller, köprüler, otobanlar, denizlerin altına tüp geçitlerle donatıldı. Karabağ'a girilerek, Türk Cumhuriyetleriyle aramızdaki duvar adeta yerle bir edilerek Orta Asya'nın yolu açıldı.
İpek Yolu'nun güvenli ve en ucuz geçişinin, Türkmen, Kazak petrolleri ve doğalgazının Anadolu'ya taşınmasının yolu açıldı.
"Türk Birleşik Devletleri"nin ilk adımları muhteşem buluşmalar ve anlaşmalarla atıldı. Ortak alfabe konusunda dahi imzalar atıldı. Afrika'da birçok ülkede Fransız sömürgeciliği yerle bir edilerek, çok sayıda ülke Ankara'ya bağlandı. Bizim muhalefet "Ne işimiz var Libya'da" diye nara atarken, "Neden uçak gemisi yapıyoruz, yurtdışında operasyon mu düzenleyeceğiz" diye gırtlağını yırtarken, muazzam anlaşmalara imza atıldı. Libya ile deniz yetki anlaşmaları ve enerji arama anlaşmaları imzalanarak, 200 trilyon dolarlık enerji rezervine ortak olundu. Yıllardır burada bu yatırımların meyvelerini yemeye kısa zamanda başlayacağımızı yazdım. "Uçak son 20 yılda havalandı, uçuyor, artık dönüş yok" diye bağırdım. "Türk asrı başlıyor" diye gururla başlıklar attım.
Fransız Le Figaro dün "Erdoğan'ın diplomasisi Türkiye'yi uluslararası sahnede vazgeçilmez konuma getirirken, Türkiye Yüzyılı başlığında yeni yol haritası açıklandı" diye sitesinden manşet atıyordu.
Washington Times da topa giriyor "Bir süre önce Avrupa'nın yeni gaz merkezi olarak ilan edilen Türkiye, kuruluşunun 100.
Yılında daha da güçlü hedefler planlıyor." diye birilerini uyarıyordu. Almanlar durur mu, Die Welt dün "AB için yeni rota Türkiye mi? Erdoğan, yeni vizyonunu Türkiye Yüzyılı iddiasıyla açıkladı." diye çığlık attı. İspanyol El Mundo "Erdoğan Yeni Türkiye için start verdi." diye duyuru yaparken, İngiliz The Times "Erdoğan, Türkiye Yüzyılı dedi. Enerjide vana Türkiye olursa, Erdoğan büyük güç kazanacak." diyerek diz dövdü.
Beni en çok gülümseten Beyazsaray'ın resmi yayın organı Voice of America'ydı.
"Türkiye, Avrupa'nın geleceğinde önemli bir oyuncu oluyor. Bütün boru hatları Türkiye'den geçiyor. Türk Cumhuriyetlerinden Anadolu'ya boru hatları da yolda. Türkiye'nin enerji merkezi olabileceği yıllardır konuşuluyordu ama şimdi hayata geçiyor. Bu kış bile Avrupa'da ışıkların yanmasında Azeri doğalgazında kapasite artırımı yapıp vanayı ele alan Türkiye etkili olacak. Avrupa, Ankara'ya bağımlı hale geliyor" diye ıslık çalıyordu.
Rusların "Biz de doğalgazımızı Türkiye'ye taşıyalım, Anadolu'yu enerji merkezi yapalım" teklifi de sıradaydı. Savunma sanayiindeki atılımlar, Polonya dahil Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerinin silahlarımız, İnsanız hava-kara-deniz araçlarımız için sıraya girmesi, "Yüzde yüz yerli motoru ürettik" müjdesinin dün gelmesi, dünyada gökyüzüne THY'nin hakim olması, ilk elektrikli yerli otomuzun gün sayması, ihracatımızın patlaması boşuna değildi.
20 yıllık devasa yatırımlarımız, içerideki zincirleri kırıp, dışarıya taşmamız, "Görün bakın neler olacak" diye bir haykırıştı.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün dünyaca ünlü Baş Ekonomisti Robin Brooks "Türkiye ihracat patlaması yaşıyor" ve "Küresel ekonomide de gücünü artırıyor" diye dün gürlemesi hiç boşuna değildi. Evet 100. yıla bir kala start alan"Türkiye Yüzyılı" hayırlı olsun.
Tüm bu noktalara "Önce Türkiye" ve "Bağımsızlık" diyen güçlü liderle geldik.
Rabbim, 20 yıldır kazıya kazıya yapılan bu tarihi yatırımlarımızı, çabalarımızı, sadece çeşme açıp, ülkesini sürekli dışarıda karalayan, en ufak olayda devletine saldıran, bu memlekete çivi çakmayan, Savunma sanayiimizi bile itibarsızlaştırmak için çırpınan, "Biz yapamayız, Batı yapar" ve "Biz doğalgaz mı bulmuşuz, çıkaramazlar" diye haykıran, her hizmete "Batı aşkına" karşı çıkan ezik zihniyetlere bırakmasın…