OSMANLI'YI içimizdeki devşirmelerle yıkan ve dünyada Monarşi'nin kralı olup, en büyük demokrat gözüken İngiltere'de gündem Kraliçe Elizabeth'in ölümü. Tüm ülkede yaşayan milyonların şu andaki tek derdi bu. Kraliçe'nin fotoğrafını taşıyan parapul- pasaport ne kadar belge varsa bunların durumu ne olacak? Bir önceki Kraliçe'nin ölümünde açılan tabutta tam 200 bin kişiye cesedi görme izni verildi. Şimdi son Kraliçe'yi kaç yüz bin kişi kaç günde görebilecek. Kral Charles'ın tahttaki ilk günü... Kral Charles, İngiliz Milletler Topluluğu Devlet Başkanlarını hangi sarayda karşılayacak? Buckhingam sarayından Westminester Hall'e giderken tabuta kimler eşlik edecek? Ölen Kraliçe'nin asası, küresi ve tacı nereye konacak? Ceset neden 4 gün katafalkta bekletilecek? Hangi şatoya gömülecek? Neden bir cenaze için tam 7 milyar sterlin harcanıyor? Evet yanlış duymadınız!. Milyon değil tam 7 milyar sterlin de Kraliçe ile birlikte toprağa gömülecek.
Sorular ve cevaplar İngilizlerle onların sömürgelerini ve tüm dünyayı meşgul ediyor şu anda. Tüm dünya televizyonlarında canlı yayınla gırla gidiyor. Türkiye'den de çok sayıda kişi katedraller dizisindeki törenlerde üst katlardaki localarda yer bulabilmek için çırpınıyor. Kraliçe'nin ölümü için twit atma yarışına giriyor.
Bizdeki bazı saftriklerin "Demokrasi'nin beşiği" diyerek hayranlıkla baktığı İngiltere, yüzyıllardır Kraliyet monarşisini yaşatmak, bu uğurda bir cenazede bile milyarlarca sterlin harcamak için kendini yırtan bir saraylar ülkesi olarak karşımızda sırıtıyor. Tüm dünyaya Kraliçe'nin cesedi üzerinden monarşinin, tacın, asanın gücünü anlatmak için servet harcıyor. Artık "Kraliçe öldü" diyor. "Çok yaşa Kraliçe yerine bundan sonra çok yaşa Kral" diye bağırılacağını devlet televizyonundan halka dikte ediyor..
Böyle bir dönemde de içimizdeki bazıları, ecdadına, İngiliz'in yıktığı cihan imparatorluğu Osmanlı'ya sövmek için kendini yırtıyor.
Kürsüye çıkıyor, ağzına geleni söylüyor.
Bazıları da şakşak atarak "Yanındayız" diye nara atıyor. Üç kıtada imparatorluk kurma başarısını göstermiş, ömrünü at üzerinde geçirmiş ecdadına sövme yarışına girenlerin çok sevdiği İnönü'nün de bir mektubu ortalıkta dolaşıyor. Kazım Karabekir Paşa'ya gönderilen o mektupta ülkeyi yönetmeye talip olanların "İngilizciler-Amerikancılar" diye bölünüp büyük bir mücadele içine girildiği anlatılıyor.
İnönü "Ne alemi var Amerikancılığın, İngilizciliğin" demiyor. Tam tersine "Amerikan mandası olalım. Bu ülkemiz için çok faideli" diyor. İşte bu zihniyetin çocukları bugün ABD'den bile vergi alan, İngilizlere yüzyıllarca kök söktüren atalarına küfretmekten adeta gurur duyuyor. Bunu utanmadan, ulu orta haykırıyor. 7'li masanın bir ayağı olarak ülkeyi yönetmeye talip oluyor.
O masaya Osmanlı'yı sevdiğini söyleyenleri bile oturtuyor. Masanın altına Osmanlı ve Türk düşmanlarını yerleştiriyor.
Hep söylüyoruz; İttihatçı kafa mantığı ecdadına sövmekten, Batı'ya hayran olmaktan ve 12 Eylüllere çalışmaktan geçer. "Biz yapamayız, ancak yönetiliriz" sloganı bilinçaltlarına yerleşmiş bu ezikler, her şeyi Batı'dan bekler. Bir şey üretmeye kalksan itibarsızlaştırmak için kendini paralar. Asla sevinmez, gurur duymaz. Araba üretmeye kalksan, ekranlara çıkar "İntihar olur" der.
Bir ürettiğin SİHA'nın dünya silah sanayiine 16 trilyon dolar zarar verdiği dünyanın önde gelen askeri dergilerinde açıklanır. Ne tank ne de top sanayiinin artık bu üretimle öneminin kalmadığı, uçak gemilerinin risk altında olduğu, uçakların yakında tarihe gömüleceğinin altı çizilir. Bizdeki bu ülkeyi yönetmeye talip ittihatçı kafalar "SİHA üretenleri yargılayacağız" diye göllerdeki sazlar gibi ortaya fışkırır. İşte bu kafalar Osmanlı'ya, bize kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları bırakanlara küfretmeyi borç bilir, bununla gurur duyar. Rahmetli Özal boşuna "Hala kalkınamamışsak, bunun en büyük nedeni Batı'nın içimizde çok kolay adam satın alabilmesidir" demiyordu. Peki bütün bunlar normal mi? Evet normal... Ne diyordu İsrail'in ilk Cumhurbaşkanı Chaim Weizman? Hadi gelin onun sözlerine gidelim; "Ortadoğu'da yıkılmaz denen Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkıp iki tane devlet kurduk. Onlara öyle güzel sistem bıraktık ki; Müslümanlar bizi Filistin'i vermeyen Abdülhamid'e ve ecdadına tam 200 sene küfredecek." Abdülhamid Han'ı indirmeye, Yahudisiyle, Ermenisiyle, ittihatçı kafa Batıcı Türkler'le, din adamları, dindarlar, milliyetçi görünenlerle geldiler. Ama öncesinde bu asla bir araya gelmez görünenleri çok ayaklı masalarda buluşturdular. Bazılarını masanın altına sakladılar. Ve ecdadına sövecek nesiller için düğmeye bastılar!