Müttefiklik kavramının rafa kaldırıldığı, ulusal çıkarların ön plana çıktığı bambaşka bir dünyaya doğru hızla gidiyoruz.
Yeni Dünya Düzeni'nde artık var olan doktrin "Herkes herkesle işbirliği yapabilir. Çıkarlar neredeyse oraya" sloganı ön planda. Bu bağlamda yepyeni eksenler, bambaşka ortaklıklar sahne alacak. Küresel sermayeye başkaldırının zirvesini yaşayan dünyada bir bakıyoruz İran, Rusya ve Çin Amerika'nın dibinde, Venezuela'da "Keskin nişancı" adı altında muazzam bir tatbikata başlayarak adeta Washington'a meydan okuyor.
ABD de boş durmuyor.
Moskova'da bir festivalde Ukraynalı ana-kız suikastçı taşeronlar eliyle Putin'in akıl hocası Alexander Dugin'e suikast düzenliyor. Dugin kurtulurken, kendisi gibi Rus milliyetçiliğini savunan kızı havaya uçurularak öldürülüyor. Dugin de kızı da Rusça konuşan ülkelerle Rusya İmparatorluğu kurulması için mücadele ediyordu. Orta Asya'nın Türk- Rus işbirliği ile yönetilmesini savunuyordu. İkisi de Türkiye dostuydu. Ankara- Moskova yakınlaşmasını perde arkasında sağlayan en önemli isimlerdi. Tıpkı FETÖ eliyle Rus uçağının düşürülmesi, Ankara'da Rus elçi Karlov cinayeti gibi, Moskova'da da Türk- Rus işbirliğinin mimarlarına saldırı düzenleniyordu.
Washington yıllardır bu yakınlaşmanın tamamen ortadan kalkması için her türlü oyunu oynuyordu. Zira iki ülke de dünyada Dolar İmparatorluğu'na karşı, ithalat ve ihtacatta ulusal paraların kullanılması yönünde öncülük yapıyordu. Yakın bir gelecekte bu manzara Dolar imparatorluğunun tahtının sallanması demekti. Nitekim ABD, Türk şirketlerine son olarak mektup gönderip "Rus şirketleriyle ve bankalarıyla iş yapmayın bedelini ödersiniz" diyerek adeta tehdit savurdu. Üstelik bir NATO ülkesi olan Türkiye, Rusya ve Çin'in önderliğinde toplanan Şanghay 5'lisinin son toplantısına bir kez daha davet ediliyordu. Bu çağrı Washington için çıldırtıcıydı.
ABD her yıl 400 milyar dolar açık verdiği Çin'e örtülü savaş başlatıyor, Tayvan'la kutsal ittifak yapıyor, bölge ülkelerini yanına çekiyordu.
Çin de buna misilleme olarak Rusya'da tatbikata katılacağını açıklıyor, Belarus, Tacikistan ve Moğol ordusunu da yanında Rusya'ya taşıyarak Washington'a "Yalnız değiliz" mesajıyla gözdağı veriyordu.
ABD'nin en büyük hayali kendisinden her yıl 400 milyar dolar hortumlayan Çin'i ve müttefiklerini dağıtmaktı. Bu yüzden zavallı Ukrayna'yı yem olarak Çin'in en büyük müttefiki Rusya'nın önüne attılar. Dünyada çılgınca bir savaş ve ekonomik sarsıntıların fitilini ateşlediler.
Yeni savaş teknolojilerine geçmeye hazırlanan ABD bu savaş sayesinde elinde eskiyen stoklarını, çılgınca silah alımına başlayan 3.dünya ülkelerine satmaya başladı.
Hem eskiyen stoklar eriyor, hem de silah sanayii Karun gibi zengin oluyordu. Bu planlı çıkartılan savaşın en büyük faydalarından biri de tıpkı Çin gibi ABD'ye yılda 400 milyar dolarlık mal satarak köşeyi dönen Avrupa'nın hızla tükenişe itilmesiydi. Rus doğal gazına mahkum olan Avrupa, Moskova'nın gazı kesmesiyle birlikte ekonomik durgunluğa giriyor, sadece Almanya'da yıl sonunda 5 milyon kişinin işsiz kalacağı açıklanıyordu. Fransa halkına "5 dakikadan fazla duş yapmayın" çağrısı yapacak duruma gelmiş, birçok ülkede sokak lambaları kapatılmış, kamu binalarında ısının 20 dereceyi geçmeyeceği kurallar konmuştu. İtalya kışın dükkanların erken kapanması için yasa çıkarıyordu.
Fransa gece yarısından ışıklı reklamları yasaklıyordu.
ABD'nin Çin'den sonra ikinci büyük düşman ilan ettiği Avrupa ekonomik çöküntüye ve karanlığa sürükleniyordu.
Euro dolar karşısında dibi görüyordu. AB ülkeleri bir darbe de son 60 yılın en büyük sıcaklık ve kuraklığının yaşandığı aylardan yiyordu.
Tarımda birçok ürün üretilemiyor, bazı ülkelerde yol kenarlarında sıcaktan ölen hayvan sürüsü yığınları gündeme oturuyordu.
Dünya bir savaşla "Karanlık-sıcak-soğuk" çağına sokuluyor ve dizayn ediliyordu.
Panik büyüktü. Böyle bir ortamda can derdine düşecek ülkelerin ne yapacağı, kimlerle müttefikliği bozup, kimlerle yeni ortaklıklar kuracağı belli değildi. Artık her şey olabilirdi.
Evet önce pandemi sabotajı ardından bir savaşla dünya karanlık çağa adım attırıldı.
CNN, Türkiye için "Hem Ukrayna'ya SİHA satacaksın, hem de Rusya ile tahıl krizini çözeceksin. Yok böyle bir şey" diyordu. 13 gün içinde hem Zelensky hem de Putin ile görüşen ve birilerine rahatsızlık veren bir Erdoğan vardı. Tüm batılı liderler Erdoğan'ın yerinde olmak için nelerini vermezdi? Böyle bir ortamda dünyada masa kuran Türkiye'ye ve dış dünyayı çok iyi bilen lidere ihtiyaç var. 6lı masada veya altında var mı böyle biri? Yok… Karanlık çağda "Yok"u seçmek sizin tercihiniz!