TBMM'DE 5 Mart 1923'teki gizli oturumda, Lozan'daki heyetin çok pasif davranmasını ağır eleştiren bir İzmir Mebusu Sırrı Bey vardı.
"Sevr Ahitnamesini aynen icra etmek için elimize sundular. Hatta heyetimiz, Antalya sahiline bir ok mesafesinde olan ve Sevr'de dahi bize sarahaten iade edilen Meis Adası'nı Lozan'da İtalyanlara verdi" diyerek Lozan'daki Türk heyetini yerden yere vuruyordu.
Sırrı Bey ayrıca "Oniki ada müzakeresiz bir şekilde ve ortada hiçbir mecburiyet olmadığı halde diğer milletlere verildi" gerçeğini de milletin Meclisi'nde kayda geçirmişti. Daha sonra söz alan diğer bazı mebuslar da Lozan'da Misak-ı Milli'den feragat edildiğini, "Anadolu'nun bir cüzüdür" şeklinde tanımlanan adalar konusunda "Türkiye'nin güvenliği için elzemdir" uyarılarına rağmen hiçbir şey yapmadığını dile getirmişlerdi.
Sevgili dostum Nuh Albayrak'ın kaleme aldığı ve ihanetlerin anlatıldığı son kitabından alıntılardı yukarıda yazdıklarım. Peş peşe yazdığı kitaplarından sonuncusu "Darbeden Beter Vesayetler" adını taşıyordu. Özellikle Oniki ada bahsinin geçtiği sayfalar beni derinden yaraladı.
"Olmaz böyle şey" veya "Yok böyle bir şey" kabilinden cümleler bile şaşkınlığımı ve üzüntümü anlatmakta yetersiz kalacaktı. Bakın o sayfanın devamında sizleri de şoke edecek hangi satırlar var;
"Aslında Türk heyetinin bütün ilgisizliğine rağmen Lord Cruzon öncülüğünde hazırlanan metinde Gökçeada, Bozcaada ve Limni adaları Çanakkale Boğazı'nın trafik ve güvenliği açısından, Meis ise Asya ana kıyısına çok yakın olduğundan Türkiye'ye bırakılmıştır. Ancak İsmet Paşa bu kararların kabul edildiğine dair verilen 4 Şubat 1923 tarihli cevabi muhtıraya "Küçücük" Meis adasını yazmayı UNUTMUŞTU!
Vay canına sayın seyirciler. Ekmek almayı unutursun. Anahtarı evde de unutursun. Anlarız ama… Koskoca Meis Adası İngilizlerin hazırladığı metinde bize bırakılıyor.
Amma velakin bu ülkeyi yönetmeye talip İsmet Paşa cevabi muhtırada Meis'i yazmayı unutuyor.
Aman ya Rabbi! Şu anda başımızın büyük belası ada unutulma yüzünden Yunan egemenliğine giriyor. Olaya bakar mısınız? Kitaba devam; "Türk heyeti henüz Lozan'dayken TBMM'de hazırlanarak 8 Mart 1923 tarihinde ihtilaf devletlerine sunulan 'Karşı barış projesi'nde Meis adasının Türkiye'ye bırakılması özellikle vurgulanıyordu.
Ama artık atı alan Üsküdar'ı çoktan' geçmişti… İsmet Paşa'nın gafletini Avrupalılar çok iyi görmüş ve 'Boşta kalan' Meis'i 25 Nisan 1923 tarihli oturumda İtalya'nın hanesine yazıvermişti. Nitekim İtalya'ya bırakılan adaların isimlerinin sayıldığı 15. Madde '…Adaları ile bunlara bağlı adacıklar ve Meis Adası…' şeklinde bitmekte. Yani Meis'in sonradan eklendiği açıkça görülmektedir. Lozan'daki 15. maddenin Sevr'in adaları İtalya'ya bırakan 122. maddesinden tek farkı '…ve Meis Adası…" ilavesidir." Evet bizimki Meis'i yazmayı unutmuş.. İngiliz de "Madem onlar unuttu biz de İtalyan'a yazalım Meis'i" diyerek kahpeliğini yapmış. Sadece bu kadar mı? Çanakkale Boğazı'nın ağzındaki Limni Adası'nı da İngilizler bize vermişti.
Lozan heyetindeki askeri danışman Tevfik Bıyıklıoğlu da Limni Adası'nı metne yazdırmayı unutmuş iyi mi? Hani taş, kaya parçasından bahsetmiyoruz.
Koskoca iki ada konumuz.
Anlaşma masasında adaları unutup başkasına bırakan bir siyasetçi yeryüzü tarihinde başka nerede var bilmiyorum. Yıllar önce kahrımdan ölerek haberini yapmıştım. Lozan heyetindeki Rauf Orbay da daha sonra Londra elçiliği yapıyor. İngilizler 2. Dünya Savaşı sonrası "Adaları size vereceğiz" diyor. Rauf Bey "Müjde… Adaları bize verecekler" diye telgraf çekiyor. İnönü'nün "Alıp da ne yapacağız. Başımıza bela mı edeceğiz" diyerek geri çevirdiğini hatıralarında anlatıyor.
NOT: Sevgili Nuh Albayrak'ın "Darbeden Beter Vesayetler" adlı kitabını KTB yayınlarından temin edebilirsiniz.