Elçiye zeval olmaz
AHMET İhsan Tokgöz… 1942'de vefat etti. CHP'den 3 dönem milletvekili olarak Meclise girdi.
Sultan Abdülhamid Han tahttan indirildiğinde iktidar koltuğuna oturan batı hayranı Jön Türkler hareketinin içindeki önemli isimlerden biriydi.
İngilizlerin hayranıydılar. Abdülhamid Han'ı İngilizlerin desteği ile devirdikleri için Londra'ya aşıktılar. 1908'de darbenin hediyesi olarak İngiltere İstanbul'a Gerard Lowther'i büyükelçi olarak gönderdi. Jön Türkler Sirkeci Garı'nda büyük bir karşılama töreni düzenledi. İşte bu karşılama töreninin bir numaralı düşünürü ve organizatörü, daha sonra CHP milletvekili olacak ittihatçı Ahmet İhsan Tokgöz'dü. Hatıralarını yazdığı kitapta o günü bakın nasıl anlatıyordu; "İngiliz sefiri Lowther şehrimize döndüğü zaman Sirkeci istasyonunu baştanbaşa doldurmuştuk. Büyükelçiyi candan ve gönülden alkışlıyorduk. Nihayet coşkun gençler, büyükelçinin arabasını çeken atları söküp arabayı kendi kollarıyla çekmişlerdi. Bu fıkrayı yazmaktan maksadım, Meşrutiyet'in ilanına kadar Türk aydınlarının siyasî meylini ve düşüncesini göstermek içindir." Evet, Abdülhamid Han'ı deviren Jön Türkler, hemen ertesinde Sirkeci Garı'na ayak basan İngiliz elçinin arabasına AT olup, elçiliğe kadar coşkuyla çekiyorlardı. Araba konvoyu içinde en önde olanın ATLARI arasında CHP milletvekili Ahmet İhsan Tokgöz de vardı. Bu 1 Nisan şakası değil, bu topraklarda yaşanmış bir gerçekti.
Aradan yıllar geçti. CHP'li Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 16 milyon insanın karlara teslim olup, 14 saatte eve gidebildiği bir gecede tuhaf bir olaya imza attı. 16 milyondan daha önemli olmalı ki, kar makinesi ile gideceği güzergahı açtırıp, peşinden Boğaz'da İngiliz elçi ile rakı-balık yapmaya gitti. Kar makinesini ve kendisini, İstanbul halkının hizmetine değil, İngiliz elçiyle buluşma aşkına tahsis etmesinin görüntülenebileceğini hesaplayamadı. Belki de bunu da düşündü ama denizde fırtına vardı.
Yoksa ayda 377 milyar ödediği teknesi ile denizden gider, kameralara yakalanmayabilirdi.
16 milyondan daha önemli noktaya taşınan o gecede neler konuşuldu hala bilmiyoruz. Sırf rakı-balık için 16 milyon, 14 saat buz gibi havada yolda bırakılmaz. Ekrem Bey konuşulanları açıklamıyor. Sadece rakının yanında İngiliz elçiyle kalkan balığı ciğeri yediklerini biliyoruz.
Benim çok ciddi kaynaklardan öğrendiğim bir konu daha var. İngiliz elçiyle kar-kış-fırtınada yapılan rakı-balık sefasının, Ekrem İmamoğlu'nun başkan adaylığını bitirdiği yönünde. CHP'nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı "Başkan adayımızın kim olacağına uluslararası karar vericiler işaret edecek" diyordu. Karar vericiler her kimse, Ekrem İmamoğlu'nun üzerini "İngilizle rakı-balık, seçim kaybettirir" düşüncesiyle çizdiler. "Mansur" diye bastırıyorlar, Kemal Bey direniyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yeni bir iddia ortaya attı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun organize ettiği 28 Şubat toplantısında hazırlanan ve 6 ittifak partisinin kabul ettiği bildirinin bir yabancı büyükelçiye gönderilerek düzelttirildiğini söyledi. Kemal Bey'in elçisi, hazırlanan metni alıp bir büyükelçiye gitmiş.
O büyükelçi de gerekli düzeltmeleri yapıp, "Okey beybi" diye onay verdikten sonra masaya dönen bildiriye 6 muhalefet partisi imza atmış. Süleyman Soylu böyle diyor. Elinde ciddi bir kanıt var ki bu kadar iddialı konuşuyor. Kemal Bey'e sorular yöneltip cevap vermeye çağırıyor birkaç gündür.
Ancak muhalefetten şu ana kadar "Tık" yok.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu "Büyükelçiye düzelttirme ve onay" operasyonunun yine muhalefet ittifakından sızdırıldığını da ima ediyor.
"Bu düzeltme-onay operasyonunu kim sattı. Kemal Bey'in gönderdiği elçi mi yoksa, onay makamı büyükelçi mi?" diye soruyor. Kemal Bey'i aday göstermek isteyen derin CHP, Ekrem İmamoğlu'nun karda rakıbalık sefasını sızdırdı. "Ekremci" birilerinin de misilleme olarak "Büyükelçiye onay" organizasyonunu sızdırdığını söylemek yanlış olmaz. Hatırlarsınız daha önce de CHP Gençlik Kolları, Kemal Bey'in 5 yıldızlı otelin geceliği 105 bin liralık kral süitinden yaptığı fakirlik edebiyatını sızdırmıştı. İntikam ve karar verici operasyonları ile başkan adayının belirleneceği bir ittifak var karşımızda. Masadaki diğer beş partiye bakınca ne kadar gülünç duruma düşürüldüklerinin, ne kadar farkındalar diye düşünüyorum.
Ancak bildiğim bir şey var. Laik bir parti ile dindar bir parti aynı masada. Türkçü ile Kürtçü parti de onların yanında. CHP'nin geçmişte "Hain" ilan ettiği Ahmet ve Ali Beyler de orada.
Tek ortak yanları "Batı ile iyi geçinelim" sloganı. Bu kadar zıtlığı bir araya getiren GÜÇ ne olabilir? Hep bunu merak ediyorum. Benimki vatandaş adına sadece bir soru… Elçiye zeval olmaz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Katiller panikte (25.11.2024)
- CHP'ye Trump darbesi (24.11.2024)
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)