ABD Başkanı Biden, Rusların Ukrayna'ya gireceğini aylar öncesinden biliyordu.
Hatta 6 Aralık 2021'de Beyaz Saray'da ekibiyle toplanıyor ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile video konferans yöntemiyle görüşme yapıyordu.
O toplantıda konu Ukrayna işgaliydi.
Ukrayna'da Rus yanlısı seçilmiş yönetimi sokak gösterileri ile CIA desteği ile devirdiler.
Ukrayna'da tam 20 bin CIA ajanı görev yaptı.
O kadro hala Ukrayna'da. Sokak darbesi sonrası seçilmiş cumhurbaşkanı Rusya'ya kaçtı. Küresel sermayenin tetikçisi Soros, Milliyet gazetesine bile o dönemde röportaj vererek Rus yanlısı seçilmiş cumhurbaşkanını kaç para harcayarak, nasıl devirdiğini ballandırarak anlattı. Darbe sonrası Batı yanlısı liderleri iktidara taşıdılar.
"Sizi NATO'ya, AB'ye alacağız" diye gaz ve söz verdiler. Halbuki bu Rusya'nın kırmızı çizgisiydi. Sınırlarına dayanan bir NATO'yu savaş sebebi ilan ediyordu. Bile bile böylesine savaş tamtamları çaldıracak bir krizi, Ukrayna'ya yerleşen 20 bin CIA ajanı tetikledi. Washington yönetimi de gazladı.
Madem böyle bir söz verdiniz, Ukrayna'yı NATO'ya alma vaadinde bulundunuz o halde krizi de başlamadan çözmeniz gerekti.
Yapmadılar. Tam tersine körüklediler. Aralık 2021'de Rusya'nın devlet başkanıyla Ukrayna işgalini konuşuyorsan, daha savaş başlamadan askerlerini Kiev'e kadar sokacaktın. ABD ve NATO askerlerinin dolaştığı bir Ukrayna'ya Rusya asla saldıramazdı. Bunu yapmayı bırakın ABD Başkanı o tarihlerde çıktı "Rusya Ukrayna'ya saldırırsa askeri harekat düşünmeyiz" gibi inanılmaz bir açıklama yaptı. Yani Rusya'ya adeta "Sen gir Ukrayna'ya, ben askeri olarak kılımı kıpırdatmayacağım" dedi.
Göz göre göre Ukrayna Rusya'ya ikram edildi. Şimdi savaş başlamış, Ukrayna'ya yıkıcı bir saldırı düzenlenirken bile ABD Başkanı çıkıyor "Askeri müdahale ile 3. Dünya Savaşı ya da yaptırımlar seçeneği vardı önümüzde" diyor. Yani askeri müdahaleyi asla yapamayacaklarını söyleyerek adeta Ruslar'a "Devam işgale" diye çanak tutuyor. Bu anlamda son yıllarda muazzam vaadlerde bulundukları Ukrayna'yı son yüzyılın en büyük satışına getirdiler.
Önümüzdeki yıllarda beslenecekleri bu krizle dünyadaki tüm dengeleri sarstılar. Güçlünün, güçsüzleri boyunduruğu altına alacağı bir yeni düzenin başlangıcına imza attılar. Bu savaşın en büyük getirilerinden biri de ABD'ye ve NATO'ya son yıllarda isyan eden ve sürekli yükümlülüklerinden kaçıp, yeni ordu kurmaktan bahseden Avrupa'nın zavallı hale getirilip, Washington egemenliği altına girmesine zemin hazırlamaktır.
Hiç şüphesiz bu savaşa en çok sevinen ve tek mermi atmadan en karlı çıkan ABD olmuştur.
Savaş öncesi 600 milyar dolar istifleyen Rusya'ya bu savaşın maliyeti günlük 20 milyar dolardır.
Ne kadar uzun sürerse, Rusya'nın kasası o kadar kolay boşaltılacaktır. O yüzden Ruslar savaş çığlıkları atarken tek mermi göndermeyen Batı, silahlar konuşmaya başlayınca Ukrayna'ya askeri malzeme yardımı için kuyruğa girdi.
Burada zavallı Ukrayna kullanılan, çıkarlar uğuruna yerle bir edilen ve katledilen kandırılmış bir ülke konumundadır.
Aynı oyuna Türkiye'yi de getirmeye çalıştılar.
FETÖ terör örgütünün ordumuza sızmış unsurlarını kullanarak Suriye'de Rus uçağını düşürdüler. Biz Rusya ile savaştırmak istediler.
O krizin yaşandığı, Türk-Rus savaşının çıkma ihtimalinin yaşandığı dönemde NATO ülkeleri birden Türkiye'deki Patriot hava savunma sistemlerini geri çekiverdi. Yani bizi Ukrayna misali Rusya'nın önüne atıverdiler.
Oyunlar hep böyle oynanır. Batı son dakikaya kadar ucu kendine dokunmadıkça asla başka bir ülke için savaşmaz. Kullanışlı ülkeyi savaştırır, bundan beslenir.
Hadi gelin biraz daha derin düşünelim.
Ukrayna işgali göstere göstere geldi. Rusya tam 175 bin asker yığdı sınıra. Tüm hareketlilikler ve istihbarat raporları artık savaşın başlayacağına işaret ediyordu. ABD Başkanı, Rusya'nın ne zaman gireceğine dair gün-saat veriyor adeta toto oynuyordu. PKK'ya binlerce TIR silah gönderen, havadan binlerce ton bomba, askeri malzeme yağdıran ABD, Ukrayna'ya ökü takılıyordu.
Ruslara da "Vallahi ben askeri müdahalede bulunmayacağım. Hadi gir" diye adeta yalvararak yol açıyordu.
Manzara bu. Ve bundan ders çıkarmamız, kendi göbeğimizi kesmemiz gerekiyor. Yerli ve milli savunma sanayiinin ne kadar önemli olduğu, Batı'nın satıcı alçaklarını gördükçe bir kez daha kafamıza dank ediyor. İçimizdeki ittihatçı kafalar aylarca Batı ağzıyla savunma sanayiimize saldırdı, dalga geçti, itibarsızlaştırmak için adeta kendini yırttı. Bugün Ukrayna'da Batı yanlılarının nasıl satıldığını görüyorlar ama gıkları çıkmıyor.
Bu da normal… Çünkü bunlar kurulu saat gibidir.
Görmezler, duymazlar. Kuruldukları saatte devletlerine, askeri üretimlerimize saldırırlar.
Rabbim bizi bunların şerrinden korusun. Amin…