4 GÜN önce Sultan Abdülhamid Han'ın ölüm yıldönümüydü. Ömrünü dışarıdaki Osmanlı düşmanlarına adadı.
Ancak en büyük mücadeleyi içerideki hainlere karşı verdi. Batı hayranı çoktu memlekette. İngilizler, Almanlar tarafından devşirilmiş, mason localarında kullanışlı eleman yapılmış nice eleman vardı.
Tamamı Batı hayranıydı. Ülkeyi yönetenler, paşalar içinde nice devşirilmiş böyle eleman vardı. Onlara ittihatçı deniyordu. Kimi İngilizci, kimi Almancı olmuş, aralarında bu derece bölünecek kadar, farklı ülkeler hizmet etmek için yırtınacak kadar Batıcı olmuşlardı. Abdülhamid Han'ı 3 kez tahttan indirerek Batı'ya yaranma hususunda gözü dönmüşçesine uşaklık edenler, bugün bölgemizde yaşadığımız tüm krizlerdeki sıkıntının mimarlarıdır. O yüzden gelecekteki nesillere bu İttihatçı kafaları çok iyi anlatmak zorundayız. Koca imparatorluğu parçalayanlara hizmet eden bu ittihatçılar, son dönemin tüm anlaşmalarında masaya oturan, hizmet ettikleri ile sözüm ona anlaşma imzalayan ihanet elemanları olmuştur. Bugün dünya Karadeniz'de
Rus-Ukrayna krizine kilitlenmiş durumda. Önceki gün boğazdan bir Rus denizaltısı elini kolunu sallayarak geçti. Amerikan savaş gemileri de başka ülkelerinki de aynı şekilde güle oynaya geçiyor. Çünkü boğazları uluslararası yapıp bizden koparan bu ittihatçı kafalardır. Batı ile sevgili olduklarını zanneden kafaların kendilerini inandırdıkları büyük bir gaflet paranoyası vardır. Hepsi bu ülkeye hizmet ettiklerini, sömürgeci, katliamcı, kandan beslenen Batı'ya uşaklık ederlerse vatanı kurtaracaklarını düşünürler. En büyük milliyetçi olduklarına inanırlar. Batı'nın verdiği gazla Osmanlı'yı sürekli Ruslar'la savaşa sokup, orduyu zayi edenler de bu zihniyettir. Kafasına göre Ruslar'ın üzerine yürüyen ittihatçı-Batıcı paşalarla doludur tarihimiz. O ittihatçı kafalardan Enver Paşa'nın, 4.Ordu komutanı Cemal Paşa'ya söyledikleri meşhurdur.
Bakın ne diyor Batıcı Enver Paşa; "Tarih önümüze muazzam bir fırsat çıkardı. Ondan istifade edebilseydik Turan tahakkuk edecekti. Turan olmadık, viran olduk." Evet onun sırtını sıvazlayan localar, hayranı olduğu Batı'nın verdiği gazla Ruslar'la savaşmayı bu vatana hizmet ve "Turan'ı kurmak" olarak algılayacak kadar kullanışlı olduğunun farkında bile değildi. Nitekim artık her şeyin bittiğini anladığında Cemal Paşa'nın gözlerinin içine bakarak "Bizim asıl günahımız Sultan Abdülhamid Han'ı anlamamak ve Siyonizm'e alet olmaktır" diyordu.
Yıllarca koca imparatorluğun üzerine akbaba gibi çöreklenen bu kullanışlı ittihatçı yani Batıcı paşalardan Enver, Talat ve Cemal Paşa, 2 Kasım 1918 gecesi bir Alman denizaltısına binerek ülkeden kaçıyordu. Onlar gibi nice paşa da sevgililerine, Fransız ve İngiliz elçiliğine sığınıyor, soluğu Paris veya Londra'da alıyordu. Böylece ülkeyi, boğazda balık yemeyi seven İngilizler'e bırakıyorlardı.
Talat Paşa, 1921'de Berlin'de, Enver Paşa 1922'de Türkistan'da, Cemal Paşa da aynı yıl Tiflis'te, bir zamanlar padişaha darbe yapmak için omuz omuza verdikleri Ermeni komitacılar tarafından öldürülüyordu.
Onları kullanan Batı istihbaratı, localar da kullanım süresi dolan ve çöpe atılan bu elemanların öldürülüşünü keyifle seyrediyor, yeni planlar ve devşirmelerin öne sürülmesi için kolları sıvıyordu. Yurt dışına kaçmış loca bağlısı nice elemanı tekrar bu topraklara gönderiyor, devletin üst kademelerinde görev aldırıp, kahraman ilan ediyordu. Bizde sevgilisi Batı aşkına Osmanlı'da darbe üzerine darbe yapan nice hain ders kitaplarımıza yıllarca kahraman olarak okutuluyor, Abdülhamid Han gibi bir ülke aşığına da küfür ettiriliyordu. Sinsi Batı ile kolkola girip sonrasında toprağa gömülenlerin veya Batı'ya kaçanların tamamı "Yaptıklarımız vatan aşkına" diyordu. Buna yürekten inanıyorlardı.
Osmanlı'nın Batı ile yan yana gelip, Londra-Paris-Berlin'e çalışmasını en büyük milliyetçilik ve vatanperverlik olarak görüyorlardı. Halbuki bu üç başkent de imparatorluğu parçalama hayaliyle tutuşuyordu. Bugün değişen bir şey var mı? Var... Şu an sadece üç değil tüm Batı başkentleri Türkiye'yi parçalamak, terörle, savaşlara sokarak vurmak için topyekün mücadele ediyor. Peki bu sinsi Batı'nın yerli sevgilileri bugün de var mı içimizde?
Evet var. 14 Şubat Batılı Sevgililer Günü'nü kutluyor "Batı ile yürümeliyiz" diye nara atıyor bazıları. Nerede kümelendiklerini, nerede yoğunlaştıklarını, kandil ışığı yanan hangi masalarda kimlerle oturduklarını da artık siz bulun!