MAX, Stockholm doğumlu. 1990'da İsveç'ten ayrıldı. California Üniversitesi, Berkeley'de fizik okudu. Daha sonra Münih'e dönen Max, 101 yaşında hayatını kaybeden David Rockefeller'dan davet aldı. Rockefeller "Oğlum Max. Bırak Almanya'yı. Gel bize hizmet et" diyordu. Balıklama atladı Max teklife. Hemen Princeton Üniversitesi'ne yerleştirdiler. 2003 yılında da Pennsylvania Üniversitesi'nde doçentlik verdi Rockefeller abisi ona.
Max'i parlatma dönemi bununla da bitmedi.
Kuruluşunu tamamen İsrail'in hizmetine adayan ABD'deki en güçlü lobi CFR'de birçok toplantıya konuşmacı olarak sürdüler onu. Rockefeller "Oğlum bir de kitap yaz. Bu parlatma işleri böyle olur.
Masraflar benden" diye tavsiyede bulundu. "Bizim Matematiksel Evrenimiz" adlı kitabı yazarken ona David Rockefeller'dan para yağdı. Tanıtım işleri pahalıydı, kolay değildi.
Rockefeller ailesiyle yakınlaşma, Max'in popüler olmasını hızlandırdı.
Küresel ailenin üflemesiyle Science dergisinin "Yılın Atılımı: 2003" ödülünü aldı.
Ardından Massachusetts Institute of Technology'e transfer ettiler onu.
Arkasındaki güç daima ve sadece Rockefeller'dı.
Max önceki gün Almanya'da günlük yayınlanan Handelsblatt gazetesine röportaj verdi.
"Türkiye'de SİHA'ları üreten Selçuk Bayraktar'a görev yaptığım okulda eğitim verdiğim için utanıyorum" dedi.
Okuyunca güldüm haliyle.
"Ah Max ah" dedim.
Handelsblatt Medya Grubu'nun kurucularından Nazi hayranı George von Holtzbrinck, David Rockefeller'ın eşi Margaret'ın da yakın arkadaşıydı. Belli ki bu röportajı da Rockefeller ailesi ayarlamıştı. E adamlar rahatsız, dünya silah sanayini ellerinde tutuyorlar. Şimdi nereden çıktı bu Türk SİHA'ları diye dövünüp itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Normal yani.
Pentagon, Max'a başvurdu. 2011 yılında Irak ve Afganistan'da kullanılan Amerikan yapımı MQ-9 Predatorlerin (SIHA) savunmasına yönelik ne gibi yazılımlar yapılabileceğini sordu?
Ayrıca Max Tegmark'tan daha gelişmiş SİHA'ların gelecekte nasıl rol oynayacağını ve tam savunma sistemleri için çalışılmasını istedi. Max aylar süren çalışmalarda sonuç elde edemedi.
BECEREMEDİ. Ancak bugün Max kalkmış Türk SİHA'larına karşı çıkıyor. Halbuki Irak ve Afganistan'da kullanılan Amerikan MQ-9 Predatorlerini hiç eleştirmedi. Hatta teknolojinin savaşlardaki kabiliyetinin bu kadar küçük otonom sistemlerle daha da güçlü hale geleceğini savundu. Şimdi MQ-9 Predatorlerin çok daha gelişmişi olan Bayraktar SİHA, dünyayı rahatsız ediyor. ABD ve Rusya'da yapılan farklı toplantılarda, Türk SİHA'larına karşı savunmasız oldukları, hiçbir şey yapamadıkları her iki ülke başkentinde de kabul edildi.
O yüzden Max boynu bükükleri oynuyor.
Rockefeller abisine, İsrail'in borazanı CFR'ye rezil oldu. Kendisi beceremedi, öğrencisi yaptı. Bunu hazmedemiyor. Almanya'ya gidiyor, öğrencisi Selçuk Bayraktar'ı eleştiriyor gurbet ellerden. Tabii, nedenini anlatamıyor.
Pentagon'un talebine rağmen beceremediğini söyleyemiyor.
Eh yani ne yapacak anlatıp da? Rezilliğine bir rezillik daha mı katacak? Alman gazetesi Handelsblatt da perde arkasını bilmeden Max'in açıklamalarına balıklama atlıyor. Başkan Erdoğan'ın da resmini kullanarak Türk SİHA'larını manşetine taşıyor. Max'in kıskançlık krizi sonucu oluşturduğu gazla "Türk SİHA'ları durdurulmalı, içinde kullanılan yapay zeka teknolojisi yasaklanmalı" diye bağırıyor zavallım.
Halbuki Max "Yapay zekaya boyun eğmek değil, onunla güçlenmek" diye konferanslar veriyordu sağda solda.
Max ne demek diye baktım. Bir anlamı da "Memeli hayvanların çene kemiği" imiş. Çeneni boşuna yoruyorsun Max diyesim geldi. Selçuk Bayraktar'a eğitim verdiği için utanıyormuş. E utanacak tabii… Kendisinin beceremediğini öğrencisi yaptı. Utanmasın da ne yapsın? Bu sorunun cevabını da ben vereyim Max... Yerin dibine gir.