ABD Dışişleri Bakanıydı. Hiçbir Başkan onsuz yapamadı. Beyaz Saray'a kim oturuyorsa gidip ona danışıyordu. Son yıllardaki Amerikan politikalarının beyni Henry Kissinger'den bahsediyorum.
Kissinger "Dünya Düzeni" adını verdiği bir kitap yazdı. "Dünya yeni bir düzenarıyor" dedi. Osmanlı İmparatorluğu gerilemeye başladığından beri yani son 400 yıldır aslında gerçek bir anlamda dünya düzeni kurulamadığını söyledi. Kitabının arka kapağına "Günümüzde uluslararasısorunlar küresel boyutta yaşanıyor veülkeler dünyanın farklı bölgelerindekipolitik olaylara neredeyse anındamüdahil oluyor" notunu düştü. Dünya sahnesinde ağırlığı olanların bu sorunlarda asla fikir birliğine varamadığını vurguladı.
"GERİLİM GİDEREK TIRMANIYOR" uyarısını yaptı. Kitle imha silahları yayılıyor...
Dünyanın birçok bölgesinde ve ülkesinde kaos yaşanıyor. Çatışmalar şiddetleniyor, tehdit oluşturan teknolojiler yaygınlaşıyor.
Kissinger bu hatırlatmaları yapıyor ve "Eşine rastlanmamış şekilde farklıbölgeler birleşerek küresel düzeydesahne alıyor" diyordu. Ve can alıcı soruyu yöneltiyordu; "Acaba geleceği HİÇBİRDÜZENİN DİZGİNLEYEMEYECEĞİ GÜÇLERİN belirlediği bir dönemlemi karşı karşıyayız?" Dünyanın enborçlu ülkesi Amerika'nın kurmaya çalıştığıDünya Düzeni sallantıdaydı. Çin geliyordu.
Washington geleni durdurmak için dünyanın her yerinde fitne çıkarıyor, yumruk sallıyordu. Kissinger'in bahsettiği "Hiçbirdüzenin dizginleyemeceği güçler"den biriydi Çin. Türkiye yönünü Batı'ya dönmüş, yıllardır AB kapısında bekletiliyordu.
ABD ile stratejik ortaklığın da ötesine geçmiş "HAYATİ ORTAK" konumuna gelmişti. Ancak Hayati Ortaklık hep tek taraflıydı. Sadece ABD istiyor ve sadece o alıyordu. Bir Patriot bile vermiyorlardı bize.
Savunmasızdık. Tüfek dahi yapmamızı istemiyorlardı. 1991'de askerliğimi yaptığımda tahta, 2. Dünya Savaşı'ndan kalma mavzerlerle atış eğitimi yapıyorduk.
Etrafımızda yangın çıkarmışlardı. Türkiye'ye saldırılar oluyordu. NATO üyesiydik. NATO aval aval bakıyordu. ABD ile hayati ortaktık, PKK'ya Suriye'de komutanlık yapıyordu.
Pensilvanya'da ağırladığı FETÖ ile darbe girişimi yapıyor, hayati ortağının ülkesinde hayatları söndürüyordu. Öldürtüyordu.
İstese bir tokatta indirirdi o FETÖ'yü...
Yapmadı... Darbe girişiminden sonra da utanmadan "Türkiye'de generallertutuklanıyor" diye Pentagon'dan bağırarak darbecilere arka çıktılar. Hayati ortağımız hayatımıza kastediyordu....
Ankara "Suriye'de DEAŞ'ı birliktehalledelim" diyordu. Hayati ortağımızise Türkiye'de onbinlerce can alan teröristörgütü tercih ediyor, dibimizde terörist devletkurmaya kalkıyordu. Bu arada milyonlarcainsan savaştan kaçarak bize sığınıyordu.
Suriye'deki tablo Türkiye'nin ULUSALGÜVENLİĞİNİ tehdit ediyordu. En büyükkatkıyı verdiğimiz NATO, bu konuda enküçük katkıyı vermiyordu. ABD zatendüşmanımızla kolkola Rakka'ya iniyordu. 4milyon mülteciyle karşılaşan bir ülke elbettegüvenlik tedbirlerini sınır ötesinde alacaktı.
Afrin'e gittik, iki kamyonun sığacağı tünellerle karşılaştık. Amerikalılar PKK'ya tüneller yapmış koruyor, pusu attırıyor, hayati ortağının askerlerini öldürtüyordu.
Menbiç'i sahiplerine vermiyor, sınırlarımızı teröriste boğuyordu. Ulusal Güvenliğimiz için yaptığımız operasyonlarda yanımızda ne kapısında beklediğimiz AB, ne NATO, ne de Hayati Ortağımız ABD vardı.
Ortaklar buhar olmuş, hatta bize kurşun sıkan teröristlerle yanyanaydı. Yalnızdık.
O yalnızlıkta yanımızda sadece Rusya vardı. Afrin'e, Rusların yardımı sayesinde girdik. Şimdi kalkmışlar o Rusya'dan S-400 alıyoruz diye bize saldırıp "Türkiye ihanetediyor" diyorlar. Vermedikleri Patriot'la koşarak gelip "Aman bunu alın" diye böğürüyorlar. Yazdıklarımızın kesilerek Pentagon'da okunduğunu ve arşivlendiğini biliyorum. Şimdi Pentagon'dakilere soruyorum; Hain kim? İhaneti yapan kim? Sizin Dünya Düzeni'nizdeki ortaklık anlayışında ihanetin daniskası var. "TürkiyeRusya'ya yakınlaşıyor, ihanet ediyor" diye ağlıyor, tehditler savuruyorsunuz. Biz yakınlaşmadık. Siz ihanetlerinizle, Darbeci ve Kandilci teröristlerle girdiğiniz gerdek nedeniyle uzaklaştınız. Biz Kissinger'in kitabında övgüyle bahsettiği Osmanlı'nın torunlarıyız. Bizim ecdadın kitabında ihanet yazmaz. Ne yaparsanız yapın...
İstediğiniz kadar ülkemizde siyasi yapılanma oyunlarına girin... Biz hiçbir ihanet düzeninin dizginleyemeyeceği GÜCÜZ!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.