Sorular ve cevapları
Ocak 2016'ya gidelim... Terörist PKK'nın elebaşı Öcalan'ı kardeşi Mehmet Öcalan İmralı'da ziyaret ediyor. O ziyaretten sonra HDP eşbaşkanı Sezai Temelli İngiliz BBC'ye röportaj verip görüşmenin detayları ile ilgili bilgi veriyor. PKK için "Evet silahlı bir örgüttür, yasa dışı bir örgüttür ama bir örgüttür ve o örgütün bir hukuku bir siyaset anlayışı vardır. O siyaset anlayışında Abdullah Öcalan nasıl bir konumdadır, çok net biliniyor. Bunun gereği yapılmak zorunda. Siz sonuçta bu örgüte karşı bir siyaset yürütüyorsanız bu örgütün siyaseten muhatap kılmak zorundasınız." diyor. İşte CHP, İP ve Saadet Partisi bu zihniyet ile seçim ittifakına giriyor. Oy kaybederiz korkusuyla örtülü yürütülen bu ittifak artık aleni yapılıyor. Birçok yerde HDP'li yöneticiler, CHPden İyi Parti ve Saadet adaylarına kadar önüne gelene destek açıklamaları yapıyor. HDP'li seçmene CHP liderliğindeki ittifak adaylarına oy verilmesi çağrıları yapıyor.
Öcalan ziyaretinden bir-iki gün sonra yine Ocak 2016'da HDP eşbaşkanı Sezai Temelli Meclis'te partisinin grup toplantısında "Seçimlerde Kürdistan'ı biz kazanacağız.
Batıda da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz" diyor. Yüze 10'luk bir parti nasıl kaybettirebilir? Bu sorunun cevabı nerelere uzanıyor ona bakmak lazım... "İttifak'ta yer alırsan bunu başarırsın"... Birileri bunu telkin etmiş olmalı ki HDP'nin örtülü ittifakı kendini CHP aday listelerinde adeta fışkırtıyor. "Diren Lice" diyerek Hendek olaylarını detekleyen PKKseverler İstanbul'da bile CHP'den aday gösteriliyor. HDP'ye CHP-İP ve Saadet ile ittifak telkini nereden geliyor?
Bu sorunun cevabı da Ocak 2016'da İmralı'da yapılan Öcalan ziyaretinde kendini buluyor. HDP eşbaşkanı Sezai Temelli BBC'ye "Öcalan Arkadaşlara seçim çalışmalarında başarılar dilemiş" diyor. Belli ki seçimler konuşulmuş İmralı'da...
Hemen ertesinde de "Kürdistan'ı biz kazanacağız, Batı'da Ak Parti ve MHP'ye kaybettirceğiz" diye aynı kişi tarafından açıklama yapılması boşuna değil. Ortada bir ittifak var..
Ve HDP bu ittifakın içinde neden yer alıyor? İşte bu sorunun cevabı da Öcalan ziyaretinden sonra Sezai Temelli tarafından BBC'ye verilen röportajda gün ışığına çıkıyor. Bakın ne diyor Temelli; "Seçim sürecinde yapacağımız çalışmalarla bu anlamda sürdüreceğimiz çalışmaları birbirinden ayırt etmeyeceğiz. Bütünlüklü olarak götüreceğiz. Yani SEÇİM çalışmalarımız aynı zamanda Abdullah Öcalan'a tecride karşı çalışmalardır. Tecride karşı çalışmalarımız bir yönüyle de SEÇİM çalışmalarıdır." Sorular ve cevapları peşinde yeni sualleri getiriyor... Madem seçim çalışmaları "Öcalan"a yönelik bir çalışma, o halde kapalı kapılar ardında ittifak kurulurken bu konuda pazarlıklar yapıldı mı?
PKK'nın Suriye kolu YPG saflarından ülkemiz topraklarına bu güne kadar 700 füze atıldığı kesinken, CHP Genel Başkanının "YPG bize niye saldırsın ki" diye konuşması bu pazarlıkların bir nihai sonucu mu? Ve dahası İP içinde tanıdığım çok sayıda ülkücü arkadaş var. "Kürdistan'da biz kazanacağız" diyenlerle aynı safta buluşturulmaları basit, sıradan, sindirilecek bir olay mı? "Nasıl olsa bu örtülü ittifak" diyerek durumu kurtaracağınızı mı düşünüyorsunuz? İlla Öcalan'ın bas bas bağırarak anlatması mı gerekiyor bu ittifakı? Ya Saadet Partiye oy veren muhteremler? Siz nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Bakın ittifakınız HDP'nin seçim çalışmaları "Öcalan" içinmiş!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ninni (29.11.2024)
- Putin’in köpeği (27.11.2024)
- Katiller panikte (25.11.2024)
- CHP'ye Trump darbesi (24.11.2024)
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)