Afrika penguenleri için tehlike çanları çalıyor: Afrika penguenleri yok olma tehlikesi altında! Nesli 2035’e kadar tükenebilir
Afrika kıtasına özgü tek penguen türü olan Afrika penguenleri, hızla azalan popülasyonlarıyla yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Güney Afrika ve Namibya kıyılarında doğal olarak yaşam süren bu nadir penguenlerin sayısı, son 25 yılda 100 binlerden yalnızca 10 bin civarına kadar düştü. Uzmanlar, eğer acil koruma önlemleri alınmazsa 2035 yılına kadar bu türün tamamen yok olabileceği uyarısında bulunuyor.
Afrika penguenlerinin hızla azalan nüfusu, iklim değişikliği ve çevresel değişiklikler gibi çeşitli faktörlerden etkileniyor. Güney Afrika Kıyı Kuşlarını Koruma Vakfı (SANCCOB) Araştırma Birimi Direktörü Dr. Katta Ludynia'ya göre, penguenlerin temel besin kaynaklarından sardalya ve hamsi stokları ciddi şekilde azalıyor. Bu balık türlerinin azalması, okyanus ekosistemindeki değişimlerin yanı sıra yüksek balıkçılık faaliyetlerinden de kaynaklanıyor.
AA muhabirine Afrika penguenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güney Afrika Kıyı Kuşlarını Koruma Vakfı (SANCCOB) Araştırma Birimi Direktörü Dr. Katta Ludynia, "Balıkçılar ve Afrika penguenleri, aynı yiyecek kaynağı için doğrudan rekabet halinde" diyor.
Neslinin tükenme tehlikesi altında olduğunu vurgulayan Ludynia "Bu yılın ilerleyen zamanlarında Afrika pengueninin çok kritik derecede tehlike altında olarak sınıflandırılmasıyla karşılaşabiliriz. Bunun nedeni Afrika pengueni popülasyonunda sürekli olarak görülen dramatik düşüştür." açıklamalarında bulundu.
Afrika penguenleri için en büyük tehlikenin gıda yetersizliği olduğunu belirterek penguenlerin çoğunlukla sardalya ve hamsi ile beslendiğini ama bu balık stoklarının da azaldığını ifade etti.
Ludynia, penguenlerin okyanusta yeterli yiyecek bulamamasından duydukları endişeyi dile getirerek şu ifadelere yer verdi, "Bu, kısmen balık stoklarını, balık hareketlerini etkileyen çevresel değişikliklerden ve yüksek balıkçılık baskısından kaynaklanmaktadır. Güney Afrika'da balıkçılık endüstrisinde hamsi önemli yer tutuyor. Balıkçılar ve Afrika penguenlerinin aynı yiyecek kaynağı için doğrudan rekabet halinde olması endişe verici."
"Son modelleme, Afrika pengueninin neslinin 2035'e kadar tükeneceğini gösteriyor"
Yapılan son sayımlara işaret eden Ludynia, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu yıl yapılan sayım Güney Afrika'da 8-9 bin civarında penguen çifti kaldığını gösteriyor. Küresel olarak 10 bin seviyesine kadar geriledik. Afrika penguenlerinin ürediği bir diğer yer olan Namibya'da çok az penguen kaldı. Bu sayılar endişe verici. Sadece 20-25 yıl önce tek bir adada 20 binden fazla üreyen çiftimiz vardı, şimdi ise tüm vahşi doğada 10 bin üreyen çiftimiz kaldı. Sayıları azalmaya devam ediyor ve bu eğilimden son derece endişeliyiz. Son modelleme, durum değişmezse Afrika pengueninin neslinin 2035'e kadar tükeneceğini gösteriyor."
Petrol Sızıntıları ve İklim Değişikliği Etkisi
Afrika penguenleri, besin kıtlığının yanı sıra petrol sızıntıları ve iklim değişikliği kaynaklı doğal afetlerden de etkileniyor. Ludynia, sıcak hava dalgaları ve ani sel gibi aşırı hava olaylarının, penguenlerin yumurtaları ve yavrularını terk etmesine yol açtığını belirtiyor. Son yıllarda petrol sızıntılarının azaldığını ifade eden Ludynia, ancak iklim krizinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiğine dikkat çekiyor.
Nesli 2035'e Kadar Tükenebilir
Afrika penguenlerinin geleceği için yapılan modellemeler, mevcut eğilim devam ederse bu türün 2035 yılına kadar tamamen yok olabileceğini gösteriyor.
SANCCOB, 1968'den bu yana Afrika penguenlerinin korunması için aktif olarak çalışıyor. Penguen türünün korunması, terk edilmiş penguen yavrularının büyütülüp doğaya salınması ve eğitim-araştırma faaliyetleri yürüttüğünü aktaran Ludynia Afrika penguenlerinin soyunun korunmasına destek olmak isteyenleri 6 hafta ile 1 yıl arasında değişen gönüllülük programlarına katılmaya davet etti. Katta Ludynia, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı:
"Bu programlar penguenleri beslemeyi, rehabilitasyona yardımcı olmayı, temizliği, yemeği hazırlamayı, bu kuşların vahşi doğaya nasıl geri salındığını görmeyi ve bu türü kurtarmada gerçekten bir fark yaratmayı içerecektir."