29 kişinin can verdiği Masquerade yangınında kritik gün! Sanık Çağatay Altunel'den mahkeme salonunu buz kestiren savunma
2 Nisan 2024'te Beşiktaş'taki Masquerade isimli gece kulübünde çıkan ve 29 kişinin hayatını kaybettiği dava ile ilgili sanıkların yargılanmasına bugün başlandı. İlk olarak gece kulübündeki metal yerlerin tadilatını yapan işçilerin patronu tutuklu sanık Çağatay Altuner savunmasını yaptı. Olay günü kendilerine ait tadilatın bittiğini anlatan Altuner, "Yangının çıktığı yerde bizim işimiz bitmişti. Üst katta ufak tefek işler kalmıştı. Onda da hammadde eksikliği olduğu için onu bekliyorduk. Yaşanan olayda ihmalim ya da kusurum yok" dedi. Sanığa, "Tadilat için kulübün izin alıp almadığını sordunuz mu?" diye soruldu. "Hayır" cevabını veren Altuner'e bu kez mahkeme başkanı, "Neden sormadınız? Hiç sormaz mısınız?" diye sordu. Sanık ise, "Normalde sorardık ama bu kez sormamıştık. İzin alınıp alınmadığını bilmiyordum" dedi. Sanık ayrıca savunmasında olayla ilgili olarak "Takdir-i ilahi" yorumunda bulundu. Öte yandan yangınla ilgili davada tutuklu 7 sanıktan 2'si adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Türkiye'yi sarsan olay İstanbul beşiktaş Gayrettepe'de 2 Nisan günü meydana geldi. 16 katlı bir binanın -1 ve -2. katlarında faaliyet gösteren gece kulübünde tadilat yapıldığı esnada yangın çıkmıştı. Çıkan yangında 29 kişi yaşamını yitirmişti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede 9 sanığın 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
9 SANIĞIN YARGILANMASINA BAŞLANDI
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içerisindeki duruşma salonunda görülen duruşmada 7'si tutuklu 2'si tutuksuz 9 sanık hazır bulundu. Duruşmaya müştekiler ve taraf avukatları da katıldı.
ŞÜPHELİ ÇAĞATAY ALTUNEL'DEN PİŞKİN SAVUNA: BU TAKDİR-İ İLAHİDİR
Kimlik tespitleri ile başlayan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Çağatay Altunel, "Yaşanan elim kazadan dolayı çok üzgünüm. Teknik metal işletmesinin sahibiyim. Ramazan ayının 1 ve 2. günü öncesinde biz tadilat yapılacak yere gelerek ses yalıtım malzemelerinin sökülmesini ve dışarı çıkarılmasını talep ettik. 15 gün kadar çalışma yaptık. Olay günü Pendik'te elim kazanın meydana geldiği haberini aldım ve yola çıktım. Benim personelim olay günü kaçmaya çalışmamıştır. Şahsıma taksirle ölüme neden olma suçu isnat edilse de kendi tarafımdan ihmal ve tehlike oluşturabilecek bir durum söz konusu değildir. Ben 1 saat sonra orada olacağım için ben de yangında hayatımı kaybedebilirdim. Ben 15 yıldır teknik metal firmasının sahibiyim, bugüne kadar böyle bir kaza meydana gelmemiştir. Tutuklu bulunduğum süre içerisinde iş yerim iflasın eşiğine gelmiştir. Bakmakla yükümlü olduğum yaşlı ve hasta annem vardır. Bu takdir-i ilahidir sizin de takdir ettiğiniz gibi. Affınıza sığınıyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Çağatay Altunel'e müşteki avukatı tarafından "Mekanda tadilat izni olmadığını bilmiyor muydunuz?" şeklinde soru soruldu. Altunel "Bilmiyorduk. Normalde sorardık tadilat izni olup olmadığını ama sormadık bu kez" dedi.
"MADDİ ANLAMDA SIKINTIYA GİRMİŞ DURUMDAYIZ"
Tutuklu sanık Kahraman Erdem ise savunmasında "Benim mobilya dekorasyon firmam var. Metal dizayn üzerine işler yapıyoruz. 'Böyle bir iş var beraber yapalım' dedim Çağatay'a. Birlikte yapmaya karar verdik. Çağatay Altunel'in dediklerine katılıyorum. Bizim yaptığımız iş aslında tadilat değil. Dekorasyon üzerine işler yapıyoruz. Ramazan ayında işe başladık. Biz işe başladığımızda sıkıntı olmasın diye ısı izolasyonu olan maddeler gözümüze çarptı. Bunu hayatını kaybeden şantiye şefi Sinan Bey'e ilettik. Daha sonra duvardaki yalıtım malzemelerini gördük. Yanıcı olabileceğini söyledik. Tamamen temizlediler onları. Olay günü ben ofisteydim. Şantiye şefi Sinan Yılmaz bir anda ayağa kalktı bağırmaya başladı. Ofisten çıktım herkes yangın tüpü ile koşuyordu. Benim bulunduğum ofis içerisinde pasaja çıkan kapı vardı. Ben oradan dışarı çıktım. Daha sonra itfaiye geldi. Biz gerekli önlemleri aldık. Rahmetli Ahmet Sever benim çalışanımdı. Kendisi malulen emekliydi bu yüzden sigorta yapılmasını kabul etmedi. Para kesileceğini söyledi. Ahmet Usta'ya her türlü desteği sağlıyordum. Atölyemi kapatmak zorunda kaldım. Maddi anlamda sıkıntıya girmiş durumdayız. Tahliyemi talep ediyorum elbette" şeklinde konuştu. Sanık avukatlarının da savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
GİZLİ ODA DETAYI
Sanık Erdem ayrıca kaynak yapılan locanın altında gizli bir odacık olduğunu, bunu daha önce fark etmediklerini, yangının da bu 'gizli oda'da başladığını düşündüğünü ve bu nedenle çalışanlar tarafından fark edilmediğini iddia etti. Erdem, çalışanı Ahmet Sever'in kapıya yakın olduğunu ancak yangını kendisinin çıkardığını düşünüp sorumluluk hissiyatıyla yangını söndürmeye çalıştığını da ekledi.
2 SANIĞA TAHLİYE KARARI
Mahkeme heyeti tutuklu sanıklar, Dursun Çelik ve İbrahim Bildirici'nin adli kontrol kararıyla tahliyesine karar verdi. Diğer sanıklar İsmet Şen, Şahzade Şekergümüş, Çağatay Altunel, Kahraman Erdem ve Mehmet Memduh Ceylan'ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Heyet, işletme ruhsatı ve itfaiye raporlarının gerekli kurumlardan istenilmesine karar vererek duruşmayı 7-8 Ekim tarihine erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 29 kişi "maktul", 27 kişi "müşteki", 9 kişi ise "sanık" sıfatıyla yer alıyor. İddianamede, 2 Nisan'da saat 12.35 sıralarında Gayrettepe Yıldız Posta Caddesi Gönenoğlu Sokağı'ndaki 16 katlı binanın eksi 1. ve eksi 2. katlarında faaliyet gösteren "Masquerade" isimli iş yerinde yangın çıktığına ilişkin ihbar üzerine itfaiye ve sağlık ekiplerinin sevk edildiği, itfaiye görevlilerinin içeride mahsur kalan kişileri dışarıya çıkardığı ifade edilerek, yangında 29 kişinin hayatını kaybettiği anlatılıyor.
Yangın raporuna yer verilen iddianamede, yangının söndürülmesi sonrasında yapılan incelemede, işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun oluştuğu, bu alanda tadilat amacıyla kullanılan ve prize takılı halde bulunan elektrikli kaynak makinesi, elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sayıda sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğunun gözlendiği anlatılıyor.
İddianamede, mevcut söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmaması ile acil durum aydınlatmaları ve yönlendirme levhalarının olmamasının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, elektrikli kaynak makinesi kullanılmak suretiyle kolay yanıcı nitelikteki malzemeyi barındıran tadilat işleminin yapıldığı gece kulübünde yangının öngörülebilir olduğu ifade edilerek, "Şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılmak suretiyle öngörülebilecek ancak istenmeyen neticenin gerçekleşmesine iradi hareketle sebebiyet verildiği ve bu haliyle şüphelilere isnat edilen eylemin bilinçli taksir boyutunda manevi unsur içerdiği yönünde tarafımızda kanaat hasıl olmuştur." deniliyor.
Sanıklar Kahraman Erdem, Çağatay Altunel, Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül, Mehmet Memduh Ceylan, İsmet Şen, Dursun Çelik, Sibel Çelik ve İbrahim Bildirici'nin "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
SANIKLARIN SAVUNMALARI ALINDI
1 SAAT SONRA BEN DE ORADA OLACAKTIM
İlk olarak gece kulübündeki metal yerlerin tadilatını yapan işçilerin patronu tutuklu sanık Çağatay Altuner savunmasını yaptı. Yapılacak iş için Kahraman Erdem ile anlaştıklarını ve tadilata başlamadan önce olay yerine gidip keşif yaptıklarını anlatan Çağatay Altuner, "Ses yalıtım malzemelerinin dışarı çıkarılmasını istedik. Birkaç gün sonra da çalışmaya başladık. 10-15 gün çalıştık ve hiçbir sorun yaşamadık. 1 saat sonra ben de orada olacaktım. Ben de ölebilirdim. 15 yıldır bu firmanın sahibiyim bu zamana kadar hiçbir iş kazası yaşamadım" dedi.
NORMALDE SORARDIK AMA BU KEZ SORMADIK
Olay günü kendilerine ait tadilatın bittiğini anlatan Altuner, "Yangının çıktığı yerde bizim işimiz bitmişti. Üst katta ufak tefek işler kalmıştı. Onda da hammadde eksikliği olduğu için onu bekliyorduk. Yaşanan olayda ihmalim ya da kusurum yok" dedi. Savunması sonrasında sanığa, "Tadilat için kulübün izin alıp almadığını sordunuz mu?" diye soruldu. "Hayır" cevabını veren Altuner'e bu kez mahkeme başkanı, "Neden sormadınız? Hiç sormaz mısınız?" diye sordu. Sanık ise, "Normalde sorardık ama bu kez sormamıştık. İzin alınıp alınmadığını bilmiyordum" dedi.
Çağatay Altuner'ın ardından mobilya dekorasyon firması sahibi olan tutuklu sanık Kahraman Erdem savunmasını yaptı. Çağatay Altuner ile birlikte bu tadilat işini birlikte kabul ettiklerini anlatan Erdem, "Tadilattan önce mekana gidip gezdik. Ufak yanıcı bir madde gördük. Onun oradan çıkarılmasını istedik. Kulüp çalışanları onu oradan çıkardı. Sonrasında duvardaki yalıtım malzemelerini gördük. Siyah perde şeklinde her yer onlarla kaplıydı. Onların da sökülmesini istedik. Hepsi temizlendikten sonra tadilata başladık. Olay gününe kadar herhangi bir sorun yaşamadık. Biz tüm önlemlerin alınmasını istedik" dedi.
SORUMLULUK HİSSETTİĞİ İÇİN ÇIKMADI
Yangının çıkış anında çalışan ve hayatını kaybeden kaynak ustası Ahmet Sever'in de işvereni olan Kahraman Erdem yangının başlama anına ilişkin de dikkat çeken iddialarda bulundu. Milliyet'te yer alan habere göre, Ahmet Sever'in çalıştığı anda çıkan kıvılcımın böyle bir yangını çıkarmasının mümkün olmadığını söyleyen Erdem, "Çalıştığı alanın altında küçük bir odacık vardı. Asıl yangının orada çıkıp büyüdüğünü düşünüyorum. Çünkü Ahmet Sever'in çalıştığı anda çıkan o kıvılcımın o kadar parlaması ve büyümesi mümkün değil" dedi.
Ahmet Sever'in de çıkan yangında sorumluluk hissetmiş olabileceğinden bahseden Erdem, "Çıkış kapısına en yakın olan kişi Ahmet Sever'di. Büyük ihtimal Ahmet Sever yangının kendisi yüzünden çıktığını düşünüp sorumluluk hissettiği için çıkmadı ve yangına engel olmaya çalıştı" dedi.