Mega risk! İstanbul büyük depreme hazır mı? Uzman isim A Haber'de açıkladı
Bir araştırma şirketi tarafından 408 bin 79 kişiyle yapılan 'Büyük İstanbul Depremi Anketi', İstanbulluların birinci önceliğinin deprem olduğunu ve depreme kendi imkanlarıyla hazırlık yapmaya çalıştıklarını gösterdi. İstanbulluların yüzde 83.7’si ise "depreme hazırlık yapılmadı" diyor. Peki, İstanbul, büyük depreme hazır mı? Vatandaşlar önlemini alıyor mu? Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, İstanbul'da deprem riskine ilişkin A Haber'de açıklamalarda bulundu. İşte detaylar...
Marmara ve beklenen büyük İstanbul depremi, vatandaşların korkulu rüyası haline geldi. Birçok İstanbullu diken üstünde deprem hazırlıklarını yapmak istese de megakentte binlerce deprem riski bulunan yapılar mevcut.
Bir araştırma şirketi tarafından 408 bin 79 kişiyle yapılan 'Büyük İstanbul Depremi Anketi', İstanbulluların birinci önceliğinin deprem olduğunu ve depreme kendi imkanlarıyla hazırlık yapmaya çalıştıklarını gösterdi. İstanbulluların yüzde 83.7'si ise "depreme hazırlık yapılmadı" diyor.
Peki, İstanbul, büyük depreme hazır mı? Vatandaşlar önlemini alıyor mu? Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, İstanbul'da deprem riskine ilişkin A Haber'de açıklamalarda bulundu.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Hüseyin Öztürk'ün açıklamaları şöyle:
"Marmara Denizi ulaşımda rahatlasın diye yoğun nüfusu sahil şeridine koymuşuz. İkinci yoğun nüfusu boğazı kapsayacak şekilde koymuşuz. Üçüncü yoğun nüfus ise Avcılar tarafında. Faya en yakın yer. Sıkıntıların bir tanesi bu. İkincisi buralar zayıf zeminler. Bir de böyle bir zayıf zeminlere ve fayın tam da karşısına bir planlama yapıldı. Bu planlamanın arkası aslında yabancı büyük bölge planlayıcılarda var. Bu 50'lerden, 60'lardan beri gelen bir planlama mantığı.
Burada en yoğun deprem riski Avcılar'da, 99'da depreminde çok büyük bir yıkım oldu. Toplamı 300 kişiye yakın bir ölümüz var burada. 99 depreminden bahsediyorum. 99 depreminin merkezi Gölcük. Bu büyük depremde aslında bize ne olacağımız şu tablodaki görüntü bize durumu söylüyor. İlk darbe de büyük olacak. 99'da biz nasıl 400 kişiyi kaybettiysek bu bina stoklarımız da ondan sonra zayıfladıysa. Ki zayıfladı nereden biliyoruz 99'da yıkılmayan bir caminin minaresi mesela 4.8'lik bir deprem oldu. Yanlış hatırlamıyorsam orada Avcılar'ın camisi yıkıldı. Neden? Sarsıntı gördüğü için zayıfladı.
Şu an İstanbul'un yapı stoklarında sıkıntı var. Biz bunu görebiliyoruz. Ne oldu? Kartal'da yıkılan bir bana oldu. Hatta hatırlayın hiçbir şey yokken yıkılan bir bina oldu. Pek çok birçok hikaye var. Şimdi bunu çıkarıyoruz. 99 gibi bir deprem İstanbul'un beklenen depremidir. Bir daha öyle bir deprem olmadı. Olursa başımıza ne geleceğinin hesabını yapmamız lazım. Şimdi ben buna şunu söylüyorum. Bu yüz yılın gafletinden bir uyanışa geçebilecek miyiz? Diğer illerde aynı şekilde sorunla karşı kaşıya. Bunun belki bir çözümü İstanbul'daki nüfusu geriye pompalamak. Bu planlıca olacak. Bu bir fırsat. Bu bir stratejik hata. Bütün her şeyi bu bölgeye yığdık. Şimdi biz 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli büyük bir depremin olacağını bilseydik. Ne yapardık, herhalde kentleri boşaltırdık. Oralara yerleşmezdik. Peki, farkı ne? Burada da 6 Şubat'ta olduğu gibi diyelim ki 6 Kasım'da deprem oldu. Allah korusun ama bu olacak.
O zaman bizim ne yapmamız lazım? Maraş depremi beklediğimizin 5 katı büyük oldu. O yüzden bu deprem geliyor ve olacak. Geçmişte de olmuş. Şimdi biz bu havzayı nasıl ayakta tutacağız. Nasıl sahip çıkacağız onu konuşacağız. Her 500 yılda bir bu coğrafyada çok büyük bir deprem olacak. O büyüklükte deprem olmadı. Ama olacak. Yani biz şimdi iyi niyetle "şu an olmaz" diyoruz.
Böyle bir yok. Bu sarı renkli harita nüfusun yoğun olduğu yerler. Zeytinburnu'ndan Büyükçekmece'ye kadar 5 milyon kişi yaşıyor. Bunlar çok büyük nüfuslu ilçelerimiz. Ve bu nüfus zayıf zemin koşullarında yapılıyor. En büyük yıkımız Avcılar'daydı. En sıkıntılı zemin, Fatih, Zeytinburnu, Bakırköy, Beylikdüzü, Büyükçekmece'ye kadar. Bu zeminin sıkıntısı şu bu zemin eriyor. Yukardaki yağmur suyu, yüzeysel sular zemini eritiyor. Bazı maddelerde o bozuklara doğru göçüyor. Bu sefer fiziksel çözülmeler başlıyor. Ve siz üstte uyurken altınız boşalıyor. Orada ki deprem sırasında dalga geldiği zaman dalganın genliği büyüyor. Dalga orada daha büyük hasara neden oluyor.
Adalar ise sert kayalar üzerinde oturduğu için sağlam. Üsküdar'da sağlam bir zeminde. Bir de şöyle bir şey var. Marmara Denizi henüz daha açılmamışken büyük bir nehir gelmiş ve Kilyos'a doğru delta şeklinde alüvyonlarını bırakmış. Buraları çürütmüş. Yer yer yamalarını bırakmış. Karadeniz kıyılarının sağlam olduğu doğru. Ama her yeri değil tabii. Zayıf yerler var bir de zayıf yapılar var.