Cem Garipoğlu’nun mezarı açılacak mı? Münevver Karabulut'un babası Başsavcılığa başvurdu
Türkiye'yi sarsan Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili şüphesini dile getirerek, cezaevinde 8 yıl önce intihar eden kızının katili Cem Garipoğlu'nun, ölmediğini, kaçtı veya kaçırıldığını öne süren acılı baba Süreyya Karabulut Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Baba Karabulut'un "Bu cellat ya öldürüldü ya kaçırıldı" şüphesine Başsavcılık yanıt verdi. İşte ayrıntılar...
Türkiye'yi sarsan Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili en derin şüphesini dile getirerek, cezaevinde 8 yıl önce intihar eden kızının katili Cem Garipoğlu'nun, ölmediğini, kaçtı veya kaçırıldığını öne süren acılı baba Süreyya Karabulut Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Sabah'ın haberine göre, baba Süreyya Karabulut kadar kamuoyunda da dinmeyen bir şüpheye dönüşen Cem Garipoğlu'nun ölmediği hatta başka bir ülkede yaşamını sürdürdüğü şeklindeki komplo teorileri, cinayetin ardından 13 yıl, Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intiharın ardından 8 yıl geçmesine rağmen hiç dinmedi. Acılı baba Süreyya Karabulut'un "8 yıldır kabusun içindeyim. O celladın cesedini görseydim belki ikna olurdum. Ama cesedini göstermediler. İntihar ettiğine inanmıyorum. Çünkü böyle bir celladın kendi canına kıyabileceğine inanmıyorum. Ya öldürüldü ya kaçırıldı. Mezarının açılmasını talep edeceğim. Yoksa bu kabus bitmeyecek" dedi.
SUÇ DUYURUSU KAÇTI MI ŞÜPHESİ ÜZERİNDEN YAPILDI
Acılı baba Karabulut'un isteği üzerine avukatı tarafından Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusu, 'Cem Garipoğlu'nun kaçmış ve kaçırılmış olması' ihtimali üzerinden yapıldı. Ancak, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusunu 'kovuşturmaya yer olmadığına' kanaat getirerek, reddetti.
ÖLEN CEM GARİPOĞLU'DUR
Gerekçe olarak da şöyle dendi: "Cem Garipoğlu'nun intihar olayı ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın ....... sayılı soruşturma dosyasının yürütüldüğü ve soruşturma kapsamında 10 /10/2014 tarihinde Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda intihar eden hükümlünün bedeninden ve Cem Garipoğlu'nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında inceleme yapıldığı. Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu'nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99.99 ihtimalle analık-babalık indeksinin hesaplandığı, dolayısıyla ölenin Cem Garipoğlu olduğu hususunun tespit edildiği. Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nin 12/11/2014 tarihli otopsi raporuna göre Cem Garipoğlu'nun ölüm nedeninin 'başa poşet geçirilmesine bağlı ağız burun kapanması ve boyuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi olarak tespit edildiği. Sonuç olarak şikayete konu olaylarla ilgili, yukarı açıklanan hususların aksine, iddiayı destekler nitelikte maddi bir delilin mevcut olmaması nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kara verilmiştir."
İÇİMDEKİ DERİN ŞÜPHE DİNMEDİ
Süreyya Karabulut "8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum" diye içindeki dinmeyen şüpheyi anlatmıştı.
Suç duyurusunun reddedilmesiyle ilgili de baba Karabulut "Avukatımız elinden geleni yaptı. Ama bu derin şüphe hala içimde. Cesedini görseydim ikna olurdum. Ama olay tarihinde sadece fotoğraflarını gösterdikleri için bu şüphem dinmiyor. Mücadelemizi verdik, vereceğiz" dedi.
BU SORU KULAKTAN KULAĞA DOLAŞIYOR
Türkiye'yi sarsan Münevver karabulut cinayeti 3 Mart 2009'da Cem Garipoğlu tarafından gerçekleştirildi. Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut'un cesedini testereyle parçalara ayırarak bir bavul ve gitar çantası içinde Etiler'deki çöp konteynerine attı. Cinayetten sonra 197 gün kaçmayı başardı. Teslim olduktan sonra da yargılandığı Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 yaşından küçük olduğu için Cem Garipoğlu'nu en ağır ceza olan 24 yıl hapisle cezalandırdı. Silivri 5 Nolu Cezaevinde üç kişilik koğuşta tek başına kalıyordu. 10 Ekim 2014 sabahı sayıma gelen gardiyanlar Cem Garipoğlu'nun cansız bedenini buldular. Başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğarak, intihar ettiği kaydedildi. İşte tüm kamuoyunda bu tarihten itibaren Cem Garipoğlu'nun intihar etmediği, kaçırıldığı, olayın 'intihar değil cinayet' olduğu hatta ölen kişinin başkası olduğu söylentileri kulaktan kulağa dolaştı.
SAVCILIKTAN KOVUŞTURMAYA YER YOK KARARI
İstanbul Bahçeşehir'de 3 Mart 2009'da 17 yaşındaki Münevver Karabulut, Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürülmüştü. Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu, tutuklandıktan 5 yıl sonra tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar ederek yaşamına son vermişti. Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut ise Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar etmediğini, kaçtığını veya kaçırıldığını iddia ederek avukatı Dr. Rezan Epözdemir aracılığıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.
Savcılık, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi, yapılan incelemede ölen kişiden alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu'nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99,99 uyum olduğunu belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
"MADDİ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN İTİRAZ HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ"
Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir karara ilişkin açıklama yaptı. Avukat Epözdemir, "Münevver Karabulut'un ailesi, bir ay önce Cem Garipoğlu'nun ölmemiş olma ihtimaline istinaden, vicdanen de rahatlamak için fethi kabir yapılmasını, mezarın açılmasını istedi. Biz de kendisinden yazılı bir talimat rica ettik. Avukat olarak bizim görevimiz gerekli başvuruları yapmak, gerekli mekanizmalara başvurmaktı. Biz de Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduk. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 87. Maddesi'nin 4. Fıkrası'na göre, mezarın açılmasını talep ettik. Yeni bir savcılık şikâyeti bu kapsamda ikame ettik. Talebimizi başsavcılık makamına sunduk. Başsavcılık bu talebimizi reddetmiş. Fakat bu karar nihai bir karar değil. Dolayısıyla bu karara 15 gün içerisinde itiraz hakkımız var. Sulh Ceza hakimliği nezdinde itiraz hakkımızı kullanacağız. Müvekkilin talimatı uyarınca, maddi gerçeğin ortaya çıkması için itiraz hakkımızı kullanacağız. Bunun neticesinde hukuki girişimimizi sürdüreceğiz. Henüz karar bize tebliğ olmadı. Tebliğ olur olmaz yasal hakkımızı kullanacağız. Kararın tarafımıza tebliğinin ardından itiraz edeceğiz" dedi.