İzmir Çevre Durum Raporu kirliliği gözler önüne serdi! Atık bertarafında uygun alan kalmadı
İzmir'deki çevre kirliliği hakkında yapılan rapor yayımlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın açıklamasında hava, su, çevre, atık gibi çeşitli açılardan İzmir’in çevre durumu ele alındığı belirtildi. İzmir'de rezaleti gözler önüne seren raporda, "Atık bertarafında uygun alan kalmadı" ifadelerine yer verildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 'İzmir 2021 yılı Çevre Durum Raporu' yayımlandı. İzmir'de de atıkların geri kazanımının etkin yapılmadığının vurgulandığı raporda, atıkların bertarafında ise uygun alan kalmadığı belirtildi.
Raporda; hava, su, çevre, atık gibi çeşitli açılardan İzmir'in çevre durumu ele alındı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait 7 sabit ölçüm istasyonu ve bakanlığın 16 sabit ölçüm istasyonu ile İzmir'in hava kalitesinin izlendiği belirtilirken, Aliağa ilçesinin, hava kirliliğinin en fazla yaşandığı yer olduğu dile getirildi.
Yer altı su seviyelerinin düştüğü kaydedilen raporda, yer altı suyunun en fazla tarımda kullanıldığı aktarıldı. İzmir'de de atıkların geri kazanımının etkin yapılmadığı vurgulanan raporda, bertarafı için uygun alan kalmadığına dikkat çekildi.
"HAVA KİRLİLİĞİNİN EN FAZLA YAŞANDIĞI İLÇE ALİAĞA"
Isınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin en yoğun yaşandığı ilçelerin, merkez ilçeler olduğu belirtilen raporda, "Sanayi kaynaklı hava kirliliğinin en fazla yaşandığı ilçe ağır sanayi yatırımlarıyla öne çıkan Aliağa ilçesidir. Bornova ilçesinde bulunan sanayi kuruluşları, çimento fabrikaları, demir ve demir dışı maden döküm tesisleri, gıda üretimi yapan işletmeler, taş ocakları hava kirliliğine katkısı olan sanayi kuruluşlarındandır. Yine şehir merkezinde yaşanan trafiğin de hava kirliliğine katkısı olabilmektedir. Hava kirliliği ile mücadelede yeni tesisler kurulmadan önce öncelikle mevcut tesisler iyileştirilmeli, bunların emisyonları en aza indirilmeli ve emisyon kontrol sistemlerinin sürekliliği sağlanmalıdır. Yeni yapılacak ya da mevcut binalarda ısı yalıtımı yapılmalı ve merkezi ısıtma sistemlerinin kullanılması teşvik edilmelidir" denildi.
"YER ALTI SU KULLANIMINDA İLK SIRADA TARIM VAR"
'İzmir 2021 yılı Çevre Durum Raporu'nda kentin su ve su kaynaklarına da değinildi. İzmir'den geçen Küçük Menderes, Bakırçay ve Gediz nehirlerinin Ege Bölgesi'nin de en önemli akarsuları olduğuna dikkat çekilen raporda, yer altı sularının, içme-kullanma suyu, sanayi kullanma suyu ve tarımsal sulama amaçlı olarak kullanıldığı vurgulandı. Yer altı suyu kullanımında tarımın yüzde 52,5 ile ilk sırada geldiği belirtilen raporda, sanayide bu oranın yüzde 21,8 olduğuna yer verildi. Yer altı su seviyelerinin aktarıldığı raporda, "Bunun en büyük örneği Ödemiş'in Yolüstü Köyü'nde görülmektedir. 2005 yılı mart ayında 63 metre iken, 2016 yılı mayıs ayında alınan su seviye değeri 85 metreye düştüğü gözlenmiştir. 2021 eylül ayında ise bu değer 111,3 metre seviyelerine kadar ulaşmıştır" denildi.
İzmir'de deniz çöplerinin, özellikle insanların yoğun olduğu iç körfez, sahil yürüyüş bantları ve plajlarda oluştuğu raporda belirtildi.
"BERTARAF İÇİN UYGUN ALAN KALMADI"
Köyden kente göçlerle birlikte yoğun ve plansız yapılaşma sonucu diğer büyükşehirlerde olduğu gibi İzmir'de de atıkların geri kazanımının etkin yapılmadığı belirtilen raporda, "Bertaraf konusunda da uygun alan kalmadı. Özellikle metropol alanı dışındaki alanlarda atık sorununun büyük boyutlara ulaşmış olması, uzun yıllardır çöplerin ilçe ve belde belediyeleri tarafından gelişigüzel bir şekilde yüzeysel su kaynakları civarına, ormanlık alanlara ve yol kenarına atılması neticesiyle çevresel açıdan su, arazi ve hava kirliliği problemleri ortaya çıkmıştır. İzmir ilinin iki adet belediye atık depolama alanından biri ve en büyüğü olan Harmandalı Atık Depolama Alanı ömrünü doldurduğundan yeni bir katı atık değerlendirme ve bertaraf tesisi projesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Karşıyaka ilçesi Yamanlar mevkiinde yer seçimi yapılmıştır. Ancak İl Mahalli Çevre Kurulu'nda yer seçimi uygunluk kararının iptali yönünde bazı vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından dava açılmış olup, mahkeme MÇK kararının hukuka uygun olduğu yönünde sonuçlanmıştır" denildi.
İZMİR'DE GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ
İzmir'in çevre gürültü kirliliğine ilişkin ise şunlar kaydedildi:
"Çevresel gürültünün önlenmesine yönelik olarak Bakanlığımızca toplam 8 belediyeye şikayetleri değerlendirmek, çevresel gürültü konusundaki mevzuata uyulup uyulmadığını denetlemek ve gerektiğinde idari yaptırım uygulamakla ilgili olarak yetki devri yapılmıştır. Bu belediyeler sırasıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, Bayraklı Belediyesi, Bornova Belediyesi, Torbalı Belediyesi, Seferihisar Belediyesi, Aliağa Belediyesi'dir. Yetki devri yapılan belediye sınırları dışındaki şikayetlerin tümü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından değerlendirilmektedir. Eğlence yerlerinden kaynaklanan şikayetlerin büyük çoğunluğu Çeşme ilçesinden olmak üzere, bunun dışında Dikili, Karaburun ilçelerinden kaynaklanmaktadır. Yetki devri yapılan ilçelerden iletilen şikayetler ilgili belediyelerince değerlendirilmektedir. Gürültü konusunda diğer bir şikayet konusu ise konut ile iş yerlerinin iç içe yer aldığı bölgelerden kaynaklanan şikayetlerdir. Bu şikayetler de ağırlıklı olarak Konak, Bornova, Karşıyaka, Bayraklı belediye sınırları içindeki iş yerleri ve imalathanelerden kaynaklanmaktadır. Gürültü konusunda diğer bir şikayet konusu ise konut ile iş yerlerinin içi içe yer aldığı bölgelerden kaynaklanan şikayetlerdir. Bu şikayetlerde ağırlıklı olarak Konak, Bornova, Karşıyaka, Bayraklı belediye sınırları içindeki iş yerleri ve imalathanelerden kaynaklanmaktadır."
BOSTANLI SAHİLİNİ KAPLAMIŞTI
İzmir büyükşehir belediyesinin iç körfezde yeterince önlem almaması körfezin adeta yeşile bürünmesine neden olmuştu. Özellikle bostanlı sahillerine vuran deniz marulları deniz yüzeyinin yeşil bir örtü ile kaplanmasına neden olmuştu. Kıyıya vuran deniz marullarının büyükşehir belediyesi tarafından toplanmaması sonucu güneşle birlikte marullardan etrafa yayılan pis koku deniz havası almak ya da spor yapmak için sahili tercih eden vatandaşları olumsuz yönde etkilemişti.