Sivas'ta KKKA şüphesiyle tedavi gören 2 kişi hayatını kaybetti
Son dakika haberine göre: Sivas'ta geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle tedavi gören 2 kişi yaşamını yitirdi.
Alınan bilgiye göre, Doğanşar ilçesine bağlı Çatpınar köyünde çiftçilikle uğraşan Hasan Yuva (64), 5 gün önce rahatsızlanınca yakınları tarafından hastaneye kaldırıldı.
Buradan Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesine sevk edilen ve KKKA şüphesiyle yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan Yuva kurtarılamadı.
Yuva'nın cenazesinin yarın Çatpınar köyünde toprağa verileceği öğrenildi.
Öte yandan, Diyarbakır'dan koyunlarını otlatmak için Sivas'ın Divriği ilçesine gelen 53 yaşındaki Remzi Polat da rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı.
Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisinde KKKA şüphesiyle tedavi altına alınan Polat yaşam mücadelesini kaybetti.
Polat'ın cenazesi toprağa verilmek üzere Diyarbakır'a gönderildi.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ NEDİR?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, insan sağlığını etkileyen, kene kaynaklı yayılan virüsler arasında en yaygın görülen virüslerden biri olarak bilinir. Bu hastalık, esas olarak Orta Doğu, Asya ve eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin güney kısımları dâhil olmak üzere Avrupa'nın bazı bölgelerinde görülmektedir. "Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nedir?" sorusunun cevabını ararken bilinmesi gereken en önemli konulardan biri, virüsün hangi kaynaktan ve nasıl yayıldığıdır. Bu virüs salgını, toplum içerisinde görülmekle birlikte, kenelerin istila ettiği hayvanlar aracılığıyla da yayılmaktadır. Ayrıca, salgının yayılmasına neden olan bir diğer durum ise, hastalar arasında kan ve diğer vücut sıvılarının teması ile virüsün bulaşmasıdır. Bu nedenle sağlık çalışanları, hemşireler ve diğer hastane personeli daha fazla risk altındadır. Ayrıca hastalığın yaygın olarak bilinmemesi de, virüsün yayılması konusunda risk oluşturmaktadır. Bu sebeple potansiyel olarak endemik bölgelerdeki hastanelerde sağlık personelinin virüsün yayılımını en aza indirmek için bu konuyla ilgili eğitimleri alması ve bu tür durumlar ortaya çıktığında süreci bilinçli bir şekilde yönetebilmesi gerekmektedir.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ AŞISI VAR MI?
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), ölüm oranlarının % 30'a kadar çıktığı ciddi bir hastalıktır. Hastalığın tedavi yöntemleri ve iyileşme süresinin çok uzun olduğu bilinmektedir. Bu nedenle tedavi yöntemi olarak bir aşı geliştirmesi çok önemlidir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi aşısı geliştirilmesindeki en büyük engel, farklı suşlarda belirtilen büyük genetik değişimlerdir. Bu sebeple kanıtlanmış, çoğu ülkede özgün olarak bu hastalıkla ilgili bir ilaç ya da aşı geliştirilmemiştir. Yaygın olarak bulunmasa da Bulgaristan'da inaktive edilmiş fare beyninden türetilmiş bir aşı kullanılmaktadır. Fakat temas sonrası profilaksi için kullanılan özgün olmayan imünoglobilin yanı sıra bu aşıların etkililik ve güvenilirliklerinin yeniden değerlendirilmesi beklenmektedir.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI NASIL BULAŞIR?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü, Nairovirüs cinsi Bunyaviridae ailesinin bir üyesi olarak bilinmektedir. Virüs, doğada, esas olarak Hyalomma türü keneler ve bu kene ile küçük memeliler arasında bir döngü içinde korunur. Ayrıca, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi kenesi, virüsü geçici ve asemptomatik olarak kan dolaşımına katılması yoluyla hayvanlara da yayarlar. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi bulaşma yolları çok çeşitlidir. İnsanlara kene ısırıkları,hasta insan veya bunu kısa süreli geçici olarak taşıyan hayvanların kanı ile temas, kene dışkısı veya veya virüse maruz kalmış hayvanlar aracılığı ile bulaşmaktadır. Bu nedenle çiftçiler, mezbahada çalışan işçiler ve veterinerler çok fazla risk altında olan gruptur.
KENE ISIRMASI NASIL ANLAŞILIR?
Diğer böcek ısırıkları bazen kene ısırması ile benzeyebilir ve bu nedenle ısırığın keneden dolayı mı yoksa diğer böceklerden mi kaynaklı olduğunu ayırt etmek zor olabilir. Bazı yönergeleri takip ederek bunun farkını ayırt etmek mümkündür. Ancak eğer kene ısırdığından şüphe ediliyorsa her zaman bir sağlık danışanına başvurmak en iyi yoldur.
Deride ortaya çıkan leke veya kenenin varlığını hissetmek,
Kenenin ısırdığını fark etmek,
Bazen kenelerin ısırdıkları konum, diğer böceklerin ısırıklarından ayırt etmeye yardımcı olabilir. Çünkü keneler en sık boyun, saç dipleri, kasık ve bacakları ısırır.
Kene ısırığı sıvı dolu değildir, oysa karıncalardan ve diğer böceklerden ısırıklar tipik olarak irin doludur.
Diğer böcek ısırıkları sayıca çok olabilir ve vücudun birden fazla bölgesinde görülebilir. Fakat keneler tipik olarak genelde bir kez ısırırlar ve başlarını derinin altına sokarlar.
KENE NASIL ÇIKARILMALI?
Kene ısırması durumunda panik yapılmaması, mümkün olan en kısa sürede kenenin deriden çıkarılması gerekir. Pek çok alternatif bulunmakla beraber, düz uçlu cımbız, keneyi deriden çıkarmaya yardımcı olacaktır.
Kene derinin yüzeyine çok fazla yakın olduğu için ince uçlu cımbız kullanılması gerekir.
Cımbız sabit tutularak, hızlı bir şekilde kene yukarı doğru çekilmelidir.
Kenenin ağız parçalarının deride kalmaması için, keneyi bükmeden veya sarsmadan sabit bir şekilde düzgünce çıkarmak gerekir.
Kene çıkarıldıktan sonra ısırdığı alanı ve elleri alkol veya sabunlu su ile ovuşturarak iyice temizlemek gerekir.
Keneyi asla parmaklarla ezmemek gerekir. Kene, açılmayacağından emin olunan, kapalı bir torbaya veya kaba konularak atılmalıdır.
Kene çıkarıldıktan sonra birkaç hafta içinde kızarıklık veya ateş görülmesi durumunda bir doktora danışmak gerekir.