29 Ekim Diyanet Cuma hutbesi konusu nedir? 29 Ekim 2021 Cuma hutbesi yayınlandı mı?
29 Ekim Cuma hutbesi konusu nedir? Cuma namazının bir parçası olan ve farz namaz öncesinde okunan Cuma hutbesi, her hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanıyor. Bu haftaki Cuma hutbesinin içeriğini merak eden vatandaşlar internet üzerinde Cuma hutbesi konusunu araştırmaya başladı. Peki, 29 Ekim Diyanet Cuma hutbesi konusu nedir? 29 Ekim 2021 Cuma hutbesi yayınlandı mı? İşte haberin detayları...

29 Ekim Diyanet Cuma hutbesi yayınlandı mı? Birilerine hitap etmek, bir şeyler söylemek anlamına gelen hutbe, her hafta Cuma namazı farzı öncesinde imam tarafından okunmaktadır. Cuma namazının bir parçasını teşkil eden hutbenin bu haftaki konusu merak ediliyor. Peki, 29 Ekim Diyanet Cuma hutbesi konusu nedir? 29 Ekim 2021 Cuma hutbesi yayınlandı mı? İşte merak edilenler...
29 EKİM DİYANET CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR?
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 29 Ekim 2021 Cuma hutbesi henüz yayınlanmadı. Bu haftaki Cuma hutbesi yayınlanır yayınlanmaz ahaber.com.tr'de olacak.
CUMA HUTBESİ NEDEN OKUNUR?
Cuma namazının sıhhat şartlarından birisinin de hutbe olduğu hususunda fakihler görüş birliği içindedirler. Ancak cuma namazının sıhhat şartlarından olan hutbenin rükünleri ve geçerlilik şartları konusunda mezhepler arasında görüş farklılıkları vardır.
Hutbe, birilerine hitap etmek, bir şeyler söylemek demektir. Haftada bir gün bir mekânda toplanmış olan müminlerin başta dinî konular olmak üzere, onların hayatlarını kolaylaştıracak, ilişkilerini uyumlu hale getirecek her konuda aydınlatılması için hutbe bir vesile ve bir fırsattır. Hutbe esasen bu amacı gerçekleştirmek için düşünülmüştür; bu sebeple cemaatin bilip anladığı bir dille irad edilir. Cuma namazının bir parçasını teşkil eden hutbenin varlığı, fıkhen geçerliliği veya en güzel şekilde ifası için bazı şartlar aranır. Bunlar ilmihal dilinde hutbenin rükünleri, şartları ve sünnetleri olarak anılır.
HUTBENİN RÜKNÜ NELERDİR?
Ebû Hanîfe'ye göre hutbenin rüknü yani temel unsuru Allah'ı zikretmekten ibaret olduğu için, hutbe niyetiyle "elhamdülillah" veya "sübhânallâh" veya "lâ ilâhe illallah" demek suretiyle hutbe yerine getirilmiş olur. Fakat bu kadarla yetinilmesi mekruhtur. Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre ise hutbenin rüknü, hutbe denilecek miktarda bir zikirden ibarettir ki, bu zikrin uzunluğunun da en az teşehhüd miktarı kadar yani Tahiyyât duası kadar olması gerekir. İmam Mâlik'e göre hutbenin rüknü, müminlere hitaben müjdeli veya sakındırıcı ifade taşımasıdır.