Şeyda Yılmaz'ın sır ölümü! Acılı annenin söyledikleri duruşmaya damga vurdu
Ataşehir'de lüks bir rezidansın 8. katından düşerek hayatını kaybeden Şeyda Yılmaz'ın ölümüne ilişkin müebbet hapis cezası istemiyle haklarında dava açılan sanıkların yargılanmasına başlandı. İlk kez hakim karşısına çıkan tutuksuz sanıklar, üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmezken duruşmada, acılı annenin söyledikleri yürekleri dağladı.
Ataşehir Belediyesi çalışanı Şeyda Yılmaz (48), geçen yıl 18 Eylül günü aynı belediyede çalışan E.Ö. ile gittiği mekanda bir süre sonra masalarına gelen Muhammet Demir (25) ve Emre Ateş (35) ile tanıştı. Yılmaz, Demir ve Ateş, saat 02.30 gibi mekandan ayrılarak Demir ve Ateş'in kullandığı ofise gitti. Üçlü saat 03.00 gibi 8. katta bulunan 209 numaralı ofise birlikte giriş yaptı. Demir'in ifadesine göre, Ateş ve Yılmaz bir süre sonra yan odaya geçti. Ancak, saat 04.14'te Yılmaz'ın cansız bedeni binanın arka kısmında bulundu. Olayın ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında Muhammet Demir ve Emre Ateş hakkında müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
TUTUKSUZ SANIKLAR HAKİM KARŞISINDA
İstanbul Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk celsesine müştekiler ve taraf avukatları katılırken tutuksuz sanıklar Muhammet Demir ve Emre Ateş de mahkeme salonunda hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı da katıldı.
'1 YILDIR OLAYIN TRAVMASINI YAŞIYORUM'
Duruşmadaki savunmasında sanık Emre Ateş, 1 senedir bu olayın travmasını yaşadığını belirterek 'Benim de kızlarım var acılarını anlıyorum ama asla suçlamayı kabul etmiyorum. Olay günü masalarına bizi onlar davet etti. Ahmet'le masaya oturduk. Diğer sanık Muhammet sonradan olaya dahil oldu. Biz ona dair program bile yapmamıştık' dedi.
'50 METRE İLERİDE KARAKOL VARDI'
Savunmasına devam eden sanık Ateş, ardından birlikte bir yere gittiklerini, maktulle birlikte olduklarını ve kendisinin kalmak istediğini söyleyerek 'Rahmetlinin ailesi var anlatmak istemiyorum ama sesini duyurabilecek bir konumdaydı, kötü bir şey yapmış olsak 50 metre yakında karakol var. Ben içeçecek almaya ve eşime gözükmeye gittim. Döndüğümde şoktaydım ve ambulansı polisi aradınız mı diye sordum' sözlerini sarfetti.
45 DAKİKA KADAR ODADA KALDIKLARINI İDDİA ETTİ
Diğer sanık Muhmmet Demir ise savunmasında olay günü sanık Emre'nin kendisini aradığını, ocakbaşına çağırdığını, gittiğinde ortamdakilerin alkol aldığını sonrasında kendisine 'beni ofise bırakabilir misin dediklerini, maktulle Emre'nin yeni tanıştığını bilmediğini, gittiklerinde maktulle Emre'nin 45 dakika kadar aynı odada kaldıktan sonda Emre'nin odadan çıktığını ve kendisine 'gelemezsem taksiye binip gitmesini söylersin' dediğini beyan etti.
'KARŞINIZDA OLMAKTAN UTANIYORUM'
Devamında durumdan rahatsız olduğu için kapıyı tıklattığını belirten sanık Muhammet Demir, 'Daha sonra küt diye bir ses geldi. O cam ileri doğru açılan bir cam yana doğru değil. Ben sinirlendi eşya fırlattı diye düşündüm. Bulunduğum odadan aşağıya baktığımda rahmetli yerde yatıyordu. Şok oldum diğer güvenliğe gittim. Ambulans aramasını söyledim. Bizim de ciğerimiz yanıyor. Ben karşınızda olmaktan utanıyorum. Bir senedir her gün düşünüyorum nasıl oldu' şeklinde konuştu.
ACILI ANNEDEN YÜREK BURKAN SÖZLER
Ardından söz olan maktulün annesi Ayten Yılmaz, 'Ben buraya bu saygın makama böyle bir konuyla geldiiğim için bir öğretmen olarak çok büyük üzgünüm. Karşımda yalan beyanlarda hikaye yazmış kişileri dinliyorum' diyerek kızına atılan iftiraları asla kabul etmediğini söyledi. Acılı anne, 'Kızım evlilik arifesindeydi. Hayatının en güzel mutlu döneminde benim çocuğum bu olayları hak etmedi' ifadelerini kullandı.
'KIZIM İNTİHAR ETMİŞ OLAMAZ'
Haberi telefonda aldığını belirten anne Yılmaz, 'Avşadan İstanbul'a geldiğimde gerçeğin çok acı olduğunu öğrendim. Benim kızım evlilik arifesinde oğlunu taparcasına seven biriydi, intihar etmiş olamaz. Benim kızım dini bütün bir insan. Her gece Yasin okurdu öyle yatardı' şeklinde konuşarak sanıklardan şikayetçi olduğunu dile getirdi.
ARKADAŞI OLAY GECESİNİ ANLATTI
Maktulün arkadaşı olan tanık E.Ö. ise duruşmada mekanda otururlarken telefonla konuşmak için dışarı çıktığını, masaya döndüğünde sanık Emre'nin gelip tanışmak istediğini söylediğini, maktulle sohbet etmeye başladıklarını, sonrasında kendisinin kalkmak istediğini, maktule 'gel gidelim' dediğini fakat maktulün mekanda kalarak sohbet etmeye devam ettiğini, kendisi mekandan ayrıldığında maktule gitmesi için mesaj attığını aktararak ertesi gün aradıklarında olayı öğrendiğini ve şok geçirdiğini anlattı.
MÜŞTEKİ AVUKATLARI SANIKLARIN TUTUKLANMASINI İSTEDİ
Ardından söz alan müşteki avukatları maktulün tırnağında sanıklardan Muhammet'in de DNAsının çıktığını, sanıkların maktulü otele götürmek yerine polise götürebileceklerini, maktulün alkol almasının kötü bir hayat sürdüğü anlamına gelmeyeceğini ve sanıkların tutuklu yargılanması talep ettiklerini aktardı. Ayrıca avukatlar, sanıkların telefonlarının incelenmesini ve maktulün pencereden düştüğü ana ilişkin video görüntüsünün netleştirilmesini talep ederek olay günü ve sonrasının hts kayıtlarını istedi.
'BU OLAYLARDA HEP KADIN HEDEF GÖSTERİLİYOR'
Diğer müşteki avukatı Merve Altınok ise 'Bu kadar kadın cinayetinin ve yargıya güvenin az olduğu bir ortamda sanıkların bir gün bile tutuklanmaması benim içimi acıtıyor. Toplumda bu tür olaylarda hep kadın hedef gösteriliyor, niye etek giymiş niye alkol almış. Şeyda için yaratılmaya çalışan bir algı var. Sanıklar hakkında site yönetiminden çok fazla şikayet geliyormuş. Başka kişilerle havuzda tanışmak istediklerine dair ifadeler var' sözlerini sarfetti.
SANIK AVUKATLARINDAN YAYIN YASAĞI TALEBİ
Sanık avukatları ise Şeyda Yılmaz'ın DNA'sının Muhammet Demir'in sadece tek parmağında çıktığını, Yılmaz'ın direnmesi halinde DNA izinin tüm parmaklarından çıkacağını ve söz konusu DNA izinin Demir'in yaşadığı yerde bulunması nedeniyle Yılmaz'ın parmaklarına bulaşabileceğini öne sürdü. Sanık avukatları müvekkillerinin suçsuz olduğu ve dosya hakkında yayın yasağı verilmesini talep etti.
MAKTULÜN ALGILAMA YETENEĞİNDE İLİŞKİN RAPOR İSTENDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutuklanma talebini reddetti. Sanıklar hakkında yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına karar veren mahkeme, Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılarak maktulün aldığı ilaçların alkolle karıştığında algılama yeteneğini ne ölçüde etkilediği hakkında rapor aldırılmasına karar verdi. Sanık avukatlarının yayın yasağına ilişkin talebin celse arasında değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.