Yangında okunacak dua: Yangın söndürmek için hangi dua okunur? Yağmur duası okunuşu Arapça-Türkçe
Yangın söndürmek için hangi dua okunur? Muğla, Adana ve Mersin'de devam eden orman yangınları, havadan ve karadan müdahaleyle kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Bakan Kurum şimdiye kadar 57 yayıngın kontrol altına alındığını açıkladı. Tüm Türkiye'yi derinden sarsan yangın sonrası okunabilecek dualar araştırılmaya başlandı. Peki, yangın söndürmek için hangi dua okunur? Yağmur duası okunuşu Arapça-Türkçe nasıl okunur? İşte yangında okunacak dua...
Yağmur duası nasıl okunur? Yangın söndürmek için okunacak dualar neler? Türkiye'nin bazı bölgelerinde son 3 gündür ortaya çıkan yangınlar milyonlarca kişiyi derinden sarstı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Aktif olan tüm yangınlarda (yangınların kontrol altına alınması ve söndürülmesi) iyiye doğru bir gidiş var." diyerek, yangınların 57'sininin kontrol altına alındığını söyledi. Peki, yangın söndürmek için hangi dua okunur? Yağmur duası okunuşu Arapça-Türkçe nasıl okunur? İşte yangında okunacak dua...
YANGIN İÇİN OKUNACAK DUA NEDİR?
Yangın çıktığında yağmur duası okunabileceği gibi tekbir de getirilebilir.
İslam peygambeti Hz. Muhammed (SAV) yangın görüldüğünde okunacak tekbiri şöyle belirtmiş: "Allâhü ekber, Allâhü ekber. Lâ ilâhe illa'l-lâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd."
YAĞMUR DUASI NEDİR?
Bir bölgede kuraklık olması durumunda o bölge sakinlerinin mümkünse topluca bölge dışına, açık bir alana çıkıp tövbe istiğfardan sonra Cenâb-ı Allah'tan bolluk ve berekete vesile olacak yağmur göndermesini istemeleri, bunun için dua etmeleri, yalvarıp yakarmaları sünnettir. Bu duaya "istiska duası" denir ki, su isteme, yağmur isteme anlamına gelir.
YAĞMUR DUASI NASIL YAPILIR?
Yağmur duasına çıkıldığında duadan önce iki rek'at namaz kılınabilir.
Rivayet edildiğine göre Peygamberimiz bir cuma günü hutbe okurken bir adam gelip, - "Ey Allah'ın elçisi! Hayvanlar telef oldu, dua et de Allah bize yağmur versin!" demiş, Peygamberimiz de bunun üzerine ellerini kaldırarak, "Allahümme, eskınâ! Allahümme, eskınâ!" (Ey Allahım! Bize su ver, yağmur ver)" diye dua etmiş ve bu duanın ardından gökte hiçbir yağmur belirtisi yokken birden bulutlar görünmüş ve ardından yağmur yağmaya başlamıştı. Bu durum bir hafta sürdü.
Ertesi cuma bir adam gelerek "Ey Allah'ın elçisi, yağmur sebebiyle, mallarımız telef oldu, yollarımız kapandı. Allah'a dua etseniz de şu yağmuru durdursa!" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Allahümme havâleynâ velâ aleynâ. Allâhümme! ale'l-âkâm ve'd-dırâb ve butîni'l-evdiye ve menâbiti'ş-şecer" (Allahım! Üzerimize değil, çevremize; Allahım, dağlara, tepelere, vadilerin içlerine ve ağaç biten yerlere) diye dua etti ve yağmur hemen kesildi (Buhârî, "İstiska", 6; Müslim, "İstiska", 2, 8).
Bazı rivayetlerde, yağmur duasına çıkıldığında Peygamberimiz'in iki rek'at namaz kıldırdığı, namazda açıktan okuduğu, namazdan sonra ridâsını çıkarıp ters çevirerek giydiği ve kıbleye dönüp ellerini omuz hizasına kadar kaldırarak dua ettiği belirtilmiştir (Müslim, "İstiska", 1). Yağmur duası, sulamak ve bol yağmur almak için başka tedbirler almaya engel değildir; müminler hem tabii ve teknik tedbirleri alır, hem de her şey iradesine bağlı bulunan Rablerine dua ederler.
KURAKLIĞI ÖNLEMEK İÇİN ALINACAK TEDBİRLER, GELECEK KUŞAKLARI DA ETKİLEYECEK
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç Asilhan, Türkiye'nin son 10 yıllık dönemde kuraklığın en şiddetli dönemini geçirdiğini ifade ederek, alınacak kuraklık tedbir ve stratejilerinin gelecek kuşakları da etkileyeceğini belirtti.
Asilhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıldan bu yana yağışlarda azalma görüldüğünü hatırlattı.
Kuraklığın dünya genelinde kabul edilen meteorolojik bir afet olduğuna değinen Asilhan, "Tüm dünya kuraklıktan etkileniyor. Türkiye, son 10 yılda bu yıl kuraklığın en şiddetli dönemini geçiriyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Asilhan, kuraklığın etkili olma nedenlerini şöyle anlattı:
"İklimdeki değişkenlikler, yağış miktarındaki azalma, şehirleşmenin fazla olması, ormanlık ve yeşil alanların azalması, kuraklığın şiddetli olarak görülmesine neden oluyor. Türkiye'de kasım ayında yağışlar yüzde 49 azaldı. 2021 yılının başlarına kadar yağışlar ortalamadan daha az olacak. Ülkemizin aldığı yağışlardaki azalma nedeniyle kurak dönemler başladı ve su kaynaklarındaki azalma kritik seviyeye ulaştı. Türkiye'deki alansal yağış dağılımında değişimler oldu. Türkiye'de hiç beklenmeyen bölgelerde kuraklık yaşanmaya başlandı. Karadeniz, Akdeniz, Marmara bölgelerinde kuraklık yaşanırken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde taşkın ve sel yaşanıyor. İstanbul şiddetli kuraklığın başladığı yerlerden bir tanesi. Bunun en önemli nedeni şehirleşme, yeşil alanların azalması, toprak yüzeyin betonlaşma nedeniyle suyu toprak altına geçirmemesi ve yağışın hızla akışa geçmesi. İç Anadolu Bölgesi'ndeki toz fırtınaları da kuraklığın işareti."
ürkiye'de geçen ay sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış artışı gözlendiğini dile getiren Asilhan, "Yağışların bu bölgelerimiz için artması o bölge için önemli bir gelişme. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurak iklim biraz daha nemli hala gelmeye başladı." dedi.
"DÜNYADA ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA KURAKLIK ARTACAK"
Prof. Dr. Sevinç Asilhan, kuraklığın dünyanın her ülkesini, gelişmişlik düzeyine bakmadan etkilediğini belirterek, şunları aktardı:
"Dünyada önümüzdeki yıllarda kuraklık artacak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 'Kuraklık nedeniyle dünya genelinde gelişmekte olan ülkelerde 2005-2015 yılları arasında 29 milyar dolarlık ekonomik kayıp meydana gelmiştir. Dünyanın farklı bölgelerinde başlayan kuraklık önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek. Dünyada 2030 yılına kadar kuraklık riski bulunuyor.' açıklamasını yaptı."
Türkiye'nin konumu nedeniyle yarı-kurak bir iklime sahip olduğunu ve çeşitli aralıklarla şiddetli kuraklık yaşayabildiğini dile getiren Asilhan, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Artan su talebi ve kullanımı var. Yağışlarda azalma ve küresel sıcaklık artışı, su havzalarının üzerindeki kuraklık ve su stresini artırmaktadır. Ülkemizdeki kuraklığın birçok farklı faktörle şiddetinin değiştiğini biliyoruz. Bunun için bugün yaşadığımız kuraklığı meydana getiren nedenleri ve çözümlerini değerlendirmeliyiz. Kuraklığın yalnızca bu yıl değil, gelecek yıllarda bizi etkileyeceğini unutmamalıyız.
Alacağımız kuraklık tedbir ve stratejileri gelecek kuşakları da etkileyecek. Sürdürülebilir su kaynakları için doğal çevre, yeşil alanlar ve ormanlar korunmalıdır, ağaçlandırma yapılmalıdır. Su kullanımının en fazla olduğu sulama ve endüstri sektörlerinde su tasarrufuna yönelik yenilikçi yöntem ve cihazlar kullanılmalıdır. Evlerde bireysel tedbirlerle su tüketiminin onda bire, hatta yüzde bire kadar azaltılabileceği, bunun tonlarca suya karşılık geldiği hatırlatılmalıdır.
Doğal yeşil canlı alanların korunması, su kaynakları yönetim planlarının kuraklık şiddetinin derecesine bağlı olarak ortaya çıkarılması, her kuraklık sürecini izlenmesi ve etkilerinin azaltılması gerekiyor. Farklı su tüketim sektörlerinde kullanılan suyun tekrar arıtılıp kullanılması, yeşil ve ormanlık alanların artırılması, yağmur suyundan tekrar faydalanılması gerekiyor."