Eski HDP'li tecavüzcü Tuma Çelik'in beraat etmesi şok etkisi yarattı: Tecavüz var, delil yok
Eski HDP'li tecavüzcü Tuma Çelik, D.E.'ye tecavüz etti. D.E yaşananları HDP Mardin milletvekilleri Ebru Günay ve Pero Dündar'a anlattı ancak onlar üstünü kapattı. Sadistçe, hunharca, zorla tecavüze uğrayan D.E olayı yargıya taşıdı ancak mahkeme beraat kararı verdi. Sabah yazarı Şebnem Bursalı bu konuda önemli bir yazı kaleme aldı ve tüm tehditlere rağmen hakkının araya mağdur kadının düştüğü duruma dikkat çekti ve bu tür davalarda eşi görülmemiş şekilde hızlı bir karar çıktığını belirtti.
İşte Sabah yazarı Şebnem Bursalı'nın yazısından öne çıkanlar:
"Yardım edeceği gerekçesiyle görüşme yaptığımız sırada zorla ve istemim dışında tecavüz etti! Sadistçe, hunharca, zorla tecavüz etti. Başıma gelenleri HDP Mardin milletvekilleri Ebru Günay ve Pero Dündar'a anlattım.
İlk etapta inandılar. Sonra, 'biz araştırıp gereğini yaparız. Sen bu olayı kapat ve unut' diyerek beni vazgeçirmeye çalıştılar. Çocuklarım üzerinden beni tehdit ettiler. Sen benim diğer yüzümü tanımıyorsun, neler yapabileceğimi bilmiyorsun dedi. Olayı kapatacaksın, yoksa seni mahvederim dedi.
Bana bir daha, memlekete ayak basamaz hale getireceklerini söylediler. Yaşadığım şehri terk ettim. 27 yıllık eşimden ağlaya ağlaya boşandım. Bu alçak adam bana yaşattıklarının hesabını adalete verene kadar vazgeçmeyeceğim. Kanayan yaram kabuk tutup tutup tekrar kanıyor. Bir yıl önce yaşadığım kabustan uyanamıyorum. Ama bu adam ve onun gibiler cezasını çekmeden vazgeçmeyeceğim. Çocuklarım ve onurum için vazgeçmeyeceğim."
Yukarıdaki bu sözler 19 Temmuz 2020 tarihli SABAH gazetesinde benim imzamla yayımlanan ve özel haber logolu haberden. Bu kan donduran sözlerin sahibi de; o dönem HDP Mardin milletvekili olan Tuma Çelik'in tecavüz ettiği mağdure D.E.'ye ait. Benim kendisiyle bizzat konuşmamın ve haberin yayımlanmasının ardından D.E. davasını açtı ve hem savcılıkta, hem TBMM'de ve hem de mahkemede verdiği ifadede benzer sözleri tekrarladı. Mağdure, sanığın kimliğine ve görevine olan güvene dayanarak kendisiyle dernek sandığı eve gitmiştir.
Burada cinsel saldırıya maruz kalmış ve saldırgan; 'bağırırsan komşular gelir, rezil olursun, gazete manşetlerine çıkarız. Sen aileni kaybedersin, çocuklarını göremezsin, kocan terk eder ama ben erkeğim diye elinin kiri derler; en kötü vekillik öncesi hayatıma yurt dışına geri döner hayatıma devam ederim' diye tehdit eder. Olaydan sonra sabaha kadar mağdureyi evinde zorla tutmuş, (mağdure özel gününde olduğu için) kanepeye bulaşan kanını ve kirlenen banyoyu birlikte temizlediklerini söylemiş.
Yaşadığı travma bir yana, eşi ve çocukları üzerinden defalarca yapılan tehditler, yardım istemek için gittiği HDP'li kadın ve erkek siyasilerin 'bu olayı kapatması' yönündeki telkinleri sonrasında mağdure; mahkemeye gitmeme karşılığında HDP'nin ona sahip çıkmamasını ve istifaya zorlanılmasını ister. Fakat aylarca oyalarlar. Bu arada olay duyulunca eşinden boşanır, can güvenliği olmadığı için şehir değiştirir, o günden beri de evlatlarına hasrettir. En sonunda mağdure konuşmaya ve hakkını adalette aramaya karar verir ama gelinen son nokta; 'delil yetersizliğinden dava düşer!' Hem de bu tür davalarda görülmemiş bir çabuklukta!
Kadının beyanı esastır sözünü destekleyen onca delile rağmen; gelinen noktada eski HDP'li Tuma Çelik beraat etti! Konuyu başından bu yana sadece bir hukukçu değil, kadın duyarlılığı ile de sahiplenen Avukat Adile Çelik ile konuştum. İstinaf'a başvurmaya hazırlanıyorlar ve hiçbir şey bitmiş değil diyor Adile hanım ve ekliyor: "Mahkeme, sanık suç işlemedi demiyor, delil yetersiz diyor. Bize göre ve Yargıtay kararlarına göre gayet tutarlı deliller var. İstinaftan bozulacağına inanıyoruz. Buradan da dönerse Yargıtay'da temyize gideceğiz. Son raddeye kadar hukuki mücadelede kadının yanında olacağız. Sanığın yurt dışı yasağı kaldırıldı. En çok buna üzülüyoruz. Zira ceza alsa bile yurt dışına gidip dönmeyeceğini biliyoruz! Nereden biliyoruz? Olay gecesi ve sabahı mağdure kadına bunu söylediği için!"