Son dakika: İşkenceci kocasını öldürmüştü! Melek İpek davasında flaş gelişme
Antalya' da 8 Ocak tarihinde evlerinde çıplak halde kocasının kelepçeli işkencesine maruz kaldıktan sonra 36 yaşındaki eşi Ramazan İpek’i av tüfeği ile vuran 2 çocuk annesi Melek İpek’in 40 sayfalık savcılık iddianamesi 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Savcı İpek’in “Haksız tahrikten en alt sınırdan cezalandırılmasını” isteyerek 6 yıldan 12 yıla kadar hapsini talep etti. Savcı ayrıca Ramazan İpek'in evli iken evine getirdiği daha sonra şiddet uyguladığı M.A'nın tüyler ürperten ifadesine yer verdi. İddianameyi kabul eden mahkeme 15 Mart tarihine duruşma günü verdi.
Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında, 7 Ocak gecesi yaşadıkları müstakil evde tartışma çıktı. Tartışma sonrası Ramazan İpek, eşini kelepçe takarak çıplak şekilde saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı.
Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek'i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradı. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek'i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu.
Kelepçeleri açılan Melek İpek'e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Çiftin 6 ve 8 yaşındaki iki çocuğu annenin yakınlarına teslim edildi.
"HAMİLEYKEN EVE KIZ GETİRDİ"
Cinayet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede Melek İpek ve kızlarının ifadelerine yer vererek Türkiye gündemine oturan cinayetin kronolojisine ayrıntılı yer verdi. Melek İpek'in öldürdüğü eşi Ramazan İpek ile 12 yıl önce evlendiklerini ve bu evlilikten 6 ve 8 yaşında iki kız çocuklarının bulunduğunu kaydetti.
Melek İpek'in ifadesinde, "Hayatım boyunca sürekli şiddet gördüm. Eşim sürekli beni tekme tokat dövüyordu, bazen de evde bulunan özellikle avda kullandığı av tüfeği ve bıçak gibi silahlarla beni tehdit ediyordu. Hatta onları da yüzüme ve vücudumun çeşitli yerlerine vurarak beni darp ediyordu. Ayrıca eşim beni aldatıyordu.
Benim büyük kızım doğmadan önce 16-17 yaşında olan M.A. isimli bir kız ile beni aldatmaya başladı. Hatta ilk bizim eve getirdiğinde kardeşinin kaçırdığı kız olarak bana tanıttı. Ben doğum yapıp 10 gün annemlerin evinde kaldım. Tekrar evimize eşim ile birlikte döndüğümde M.A. isimli kız bizim yatağımızda çıplak halde yatıyordu. Ben bu kızın evde kalmaması için itiraz ettiysem de hep eşimin şiddetine maruz kaldım. Korkudan da sesimi hiç çıkaramadım. Daha sonra eşim bu kızla ilişkisini aleni olarak yaşamaya başladı. Bu kız bizde iki aydan fazla süre kaldı" dedi.
BANA VE ÇOCUKLARIMA ŞİDDET UYGULADI
Savcı iddianamesinde Melek İpek'in ifadelerine geniş yer verildiği görüldü. Melek İpek ifadelerinde; eşinin çocuklarını da sürekli korkuttuğunu hayatımdan çok yakınlarımın hayatına zarar gelmesin diye bunca zaman sabrettiğini kaydetti. Melek İpek, evlendiğinden beri kocasından sürekli şiddet gördüğü, olay akşamı da darp edildiği, av tüfeği ile çocuklarıyla birlikte ölümle tehdit edildiği, devamında elinin kelepçelenerek gece boyunca eziyetin sürdüğünü ifade etti.
Melek İpek ifadesinde olayda gerek av tüfeği dipçiği ile kafasına, gözüne ve vücudunun değişik yerlerine vurduğu, vücudunun değişik yerlerinde gezdirdiği komando bıçağı ile de vücuduna sokması halinde kalbini ve ciğerlerinin parçalanacağını söyleyerek Melek İpek'in göğsüne batırdığını anlattı.
Eşinin kendisini çırılçıplak soyarak banyoya götürdüğü ve baygınlık geçirip yeniden ayıldığında ise vücudundaki acılardan kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu anladığını kaydetti.
Melek İpek, olayda kullandığı tüfeği nasıl edindiğini de detaylarıyla anlattı. Kendilerine ait olan tüfeği, komşusundan sorduğunu ancak onlarda olmadığını öğrenince başka bir tüfek bulduğunu ve içine mermi koyup Ramazan İpek'in dönmesini beklediğini ifade etti.
"ŞİDDET UYGULADIĞI GERÇEKTİR"
Savcı tespitinde "Maktulün karısı olan şüpheliye evlilik süresi içerisinde şiddet uyguladığı bir gerçektir. Hatta evliliğin ilk yıllarında M.A. ile kendisini aldattığı, M.A'ya da şiddet uyguladığı, kendisine zorla senet imzalattırdığı, bir keresinde M.A'nın saçlarını kestiği, kestiği bu saçlar ve zorla imzalatmış olduğu senedin yapılan aramada ele geçirildiği, muhafaza altına alındığı, dolayısıyla maktulün şiddete meyilli evinde pek çok av tüfeği bulunduran, pek çok mermi, fişek, av bıçağı gibi tehlike arz edebilecek alet edevata sahip olan, bunları zaman zaman üzerinde taşıyan, UYAP sorgulamasında da; bir kaç kez Tehdit suçundan dolayı soruşturma işlemine maruz kaldığı, bazılarında hakkında kamu davası açıldığı, bazılarında ise kovuşturmaya yer olmadığına dair hakkında karar verildiği, dolayısıyla kişilik olarak; saldırgan, agresif, başkasının hakkına ve hukukuna saygılı olmayan karısı olan şüpheliyi ve çocuklarını sürekli döven, tehdit eden, hırpalayan bir kişiliğe sahip olduğu tespit edilmiştir" dedi.
KELEPÇELİ VE SİSTEMATİK İŞKENCE
Savcı olay akşamına ilişkin tespitinde ise "Kendi aralarında mesajlaşırken boşanma konusunda mutabakata vardıkları, çocuklarının velayeti konusunda bile kendi aralarında yazışarak anlaşma yapmaya çalıştıkları, ayrı ayrı odalarda bulundukları, daha sonra maktulün karısı olan şüpheliye şiddet uygulamaya başladığı, kendisini darp ettiği, av tüfeği ile tehdit ettiği, bir kez akşam av tüfeği ile ateş edip, kendisini ve çocuklara gözdağı verdiği, ateş ettiği evin camındaki kırığın tespit edildiği, gece maktulün karısı olan şüpheliyi çırılçıplak soyup ellerini kelepçe taktığı, kendisine eziyet ettiği, yukarıda da anlatıldığı şekilde belirlenmiştir.
Cinayet savcısı sabah maktulün iş yerinin servis şoförlüğü işini yapmaya çıktığı, bu işin de yaklaşık 45-50 dakika kadar sürdüğü, bu süre içerisinde şüphelinin üzerine battaniye alarak komşusu "Semra" isimli bayanın evine gittiği, burada kendisine evlerinde kocasına ait av tüfeği olup olmadığını sorduğu, sohbetin devamında; gece boyunca kocasından şiddet gördüğünü de ifade ettiği, şüphelinin komşusundan yardım isteyebileceği, polis ya da jandarma ekiplerine gidebileceği ya da onları arayabileceği ve yahut çocukları ile birlikte komşusunun evine gidip oradan güvenlik güçlerine haber verebileceği imkanlarının olmasına rağmen bu yola başvurmadığı, gece boyunca etkisinde kaldığı eziyetin son bulması için kendi kafasında yapmış olduğu kurgulamaya göre; eşi olan maktulden kurtulmaya karar verdiği, bu anlamda ayrıntısı yukarıda anlatıldığı üzere evden temin ettiği av tüfeğini yaşı küçük kızının da yardımı ile içerisine fişek doldurup, kocasının gelmesini beklediği, bu sırada servis işini tamamlayan maktulün ekmek alarak evine geldiği, eşinin bulunduğu odaya elinde ekmek poşeti ile girdiği sırada şüphelinin av tüfeğini maktule doğrultarak göğüs bölgesine doğru ateş etmek sureti ile kendisini öldürdüğü, yani; şüphelinin tek düşündüğü çözümün maktulü öldürmek olduğu aşikârdır. Evlilik birliği içerisinde de hiçbir zaman resmi makamlara durumu bildirip, şikayetçi olmadığı gibi, yardım talebinde de bulunmamıştır.
Oysa ki; Devletin bu konuda şiddet gören kadınlara karşı duyarlı olduğu, yeni güvenlik birimlerinin kurulduğu, buna rağmen şüphelinin böyle bir tercihte bulunmadığı, olay günü akşamından sabahına kadar maruz kalmış olduğu eziyet sebebi ile kocasını öldürmeye karar verdiği, kendisine şüphelinin evlilik birliği içerisinde haksızlık oluşturabilecek gerek başka kadınla aldatması gerekse sürekli şiddet göstermesi sebebi ile pek çok hareketinin bulunduğu, olay akşamı yapılan haksızlığın ise sistematik eziyet haline dönüştüğü, buna karşılık şüphelinin hukuki pozisyonunun ise tek seçenek olarak kocasını öldürmek istemesi, kocasının evden ayrılıp geleceği saati bildiği için önceden tüfeği hazırlaması ve gelir gelmez de kendisini öldürmesi şeklindeki eylemin maruz kalmış olduğu haksız eylemler sebebi ile kocasına karşı duyduğu kin ve öfke ile hareket ederek adeta öç alma düşüncesi ile kendisini öldürmüştür" kaydını düştü.
SINIR AŞILMIŞ OLABİLİR
Savcılık tespitinde "Melek İpek'in eylemini kocasının haksız ve hukuksuz tahrik oluşturan pek çok eylemi sonucu gerçekleştirdiği aşikardır. Ancak meşru müdafaadan bahsedebilmek için saldırının kesintisiz devam etmesi, saldırıya karşı orantılı bir savunmanın geliştirilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca saldırı ve savunmanın eş zamanlı olarak yapılması da meşru müdafaanın olmazsa olmaz kurallarından biridir. Ancak olayımızda bu gerçekleşmemiştir. Yine de yargılama aşamasında meşru müdafaa olup olmadığı hususunun mahkemece de ayrıca değerlendirilip takdir edilebileceği düşünülmektedir " dedi.
İŞKENCE VE ÖLÜMLE TEHDİT
Savcı ayrıca tespitinde Ramazan İpEk'in, karısı olan şüpheliyi zorla alıkoyduğu, eziyet ettiği, ölümle tehdit ettiği gerçeğine yer verdi. Sabah olağan bir şekilde Ramazan İpek'in işine gittiği, bakkaldan da ekmek alıp eve döndüğü zaman karısı olan şüpheli tarafından öldürülmüştür. Bu 45-50 dakikalık süre içerisinde şüphelinin herhangi bir yetkili makama haber vermemesi, kimseden yardım istememesi, kocasının kendisine yaşattıklarından dolayı öç alma duygusuyla hareket ettiği de bir gerçektir. Artık burada maktul açısından gece boyunca devam ettirdiği, tehdit ve eziyetinin tekrardan gündüz vakti de devam ettirip ettirmeyeceği belirlenemez. Evine geldiğinde elinde herhangi bir silah, bıçak yoktur. Bilakis; olağan servis işini yapmış olup, evine ekmek poşeti ile gelmektedir. Dolayısıyla şüpheli açısından meşru müdafaadan bahsetmek mümkün değildir. Ancak maruz kaldığı eziyet, kötü muamele sebebi ile haksız tahrik altında suçu işlediğinden kuşku yoktur. Ayrıca şüpheli kocası olan maktulün evden ayrıldıktan sonra silah temin etmek için uğraştığı, silahı da bulduğu, içerisine mermiyi yerleştirip hazır halde beklediği, kocası eve gelir gelmez de tereddütsüz bir şekilde kendisine ateş edip, kendisini öldürdüğü, dolayısıyla meşru müdafaa sınırının aşılmasını haklı görebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelen bir ateş etme söz konusu değildir. Aksine şüphelinin maruz kaldığı eziyetin kendisini getirdiği son aşamada hiçbir yetkili makama veya aile bireylerine haber vermeksizin maktule yaptıklarının karşılığını, cezasını kendisi vermek sureti ile eylemini gerçekleştirmiştir" dedi. Meşru müdafaa sınırlarının haklı bir sebepten dolayı aşılıp aşılmama hususunun da mahkemece takdir edilip ayrıca değerlendirilebileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, fikrimizce; faydalanabileceği kanun maddesinin eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiği, burada da kendisi hakkında ceza indiriminin en üst hadden yapılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır" diyerek haksız tahrik altında cinayetin işlendiği. 6 yıldan 12 yıla kadar Melek İpek'in hapsini talep etti.
M.A'NIN TÜYLER ÜRPERTEN İFADESİ
Cinayet Savcısı Ramazan İpek'in eşi Melek İpek gibi yıllarca işkence yatığı ölümle tehdit ettiği M. A'nın ayrıntılı ifadesine yer verdi. M.A.4 sayfa süren savcılık ifadesinde; "Ben ailemle birlikte 2006 yılına kadar Antalya Kepez ilçesinde ikamet ettim. 2005 yılında babam vefat ettikten sonra 2006 yılında Karaveliler Mahallesinde dedemin yanında ikamet etmeye başladık. 2011 yılı içerisinde Ramazan İpek beni Facebook'tan ekledi, normal arkadaş gibi sohbet etmeye başladık, 2012 yılında lise 1'e giderken Ramazan ile sevgili olduk. Ben Ramazan'ı seviyordum. Ramazan ile arada kavga edip ayrılıp barışıyorduk. 2012 yılında Kömürcüler Mahallesinde Ramazan İpek ait bağ evinde rızamla anal ilişkiye girdik. 2012 yılı başlarında Ramazan'ın kardeşi Hüseyin İpek ile Karataş Mahallesindeki evlerine gittim. Ramazan İpek beni eşine, 'Hüseyin'e kız kaçırdık, bu kız o' dedi. Ben Karataş Mahallesindeki evde kalırken Ramazan bana evli olduğunu, eşinin hamile kalması sebebiyle evlenmek zorunda kaldığını söyledi, Ben yaklaşık 3 ay bu evde Melek İpek, Ramazan İpek ve Hüseyin İpek ile beraber kaldık. Bu evde kaldığım süreç içerisinde Ramazan ile herhangi bir cinsellik yaşamadık. Ama Ramazan İpek beni öpmeye çalışırken Melek İpek bunu gördü ve Ramazan ile tartışmaya başladılar, bir defasında da ben uyurken Ramazan İpek gelip yanıma yatmış sabah uyandığımda yanımdaydı ve Melek İpek bizi o şekilde gördü. Ben Ramazan İpek'e evli olduğunu ayrılmak istediğimi söyledim, ancak ben bunları söyleyince defalarca vücudumun her yerine tekme ve tokat vurulmak suretiyle fiziksel şiddet, ölümlü tehdit ve hakarete maruz kaldım. 2014 yılında liseyi bitirene kadar her ayrılmak istediğimde Ramazan İpek ölümle tehdit ve tekme ve tokat vurulmak sureti ile fiziksel şiddet gördüm." dedi.
PEŞİMİ BIRAKMADI
M.A, 2018 yılı içerisinde Ramazan İpek'in cinsel ilişkiye girdiklerini belirterek bu cinsel ilişkinin ardından Ramazan İpek'in üzerimdeki baskıyı daha da arttırdığın belirten M.A, "Beni defalarca kendisinden ayılırsam öldürmekle tehdit edip beni defalarca vücudumu çeşitli yerlerine tekme ve tokat vurmak suretiyle darp etti. Ben Ramazan bana ve aileme zarar vereceğini düşündüğüm için kolluk kuvvetlerine müracaat edemedim. Ramazan bana hitaben 'Kolluğa gidersen veya benden ayrılırsan seni ve aileni öldürürüm' diye tehditlerde bulundu. Ramazan bazen annem evde olmadığı zaman Kepez ilçesinde ailemle ikamet ettiğim eve gelir, kapıyı zorlardı. Yaklaşık 1 sene önce Ramazan yüzünden ailemle kavga edip evden ayrıldım. Yaklaşık 2 ay kadar süre ile Ramazan'a ait aracın içerisinde kaldım, Ramazan işi olunca yanımdan ayrılıyordu, işi bitince yanıma geliyordu. Beraber kalıyorduk. 2 ay kadar sonra evime döndüm.
Melek İpek yaklaşık 6 ay kadar önce benim kendi rızamla Ramazan İpek'e gönderdiğim ve Ramazan'ın çekmesine izin verdiğim çıplak fotoğraflarımı ablama göndermiş, ben bu sebeple ailemle kavga ettim. Ramazan bana defalarca 'ikinci eşim ol, evime gel' dedi, Ancak ben kabul etmedim. 2020 yılının ağustos ayı içerisinde ben evden işe gitmek için çıkış yapmıştım, Ramazan birden önüme çıktı. Ben kaçmaya çalıştım, ancak beni yakaladı, cebinden bıçağı çıkardı, beni öldüreceğini düşündüm. Ancak Ramazan bıçakla saçımı tutup kesti ve kestiği saçımı yanına alıp gitti, ben hemen dolmuş durağına gittim, dolmuş beklerken Ramazan tekrar aracı ile gelerek araca binmemi söyledi. Ben de binmedim, 'şimdi saçını kestim, sonra boğazını keseceğim' dedi. Ben hemen gelen dolmuşa binip iş yerime gittim. Bu olaydan sonra 10-15 gün Ramazan ile hiç görüşmedim. Telefonlarına bakmadım, Ramazan sabah saatlerinde evime gelip 'araca bin bir yere gideceğiz' dedi. Ben de araca bindim, yolda giderken bana 'sen hakkını tükettin, son hakkını tükettin' dedi, ben de beni öldüreceğini düşündüğüm için seyir halinde olan araçtan atladım ve yüzümden yaralandım. Ramazan peşimden gelmeye çalıştı, ben kalabalığa girince Ramazan uzaklaştı, ben iş yerime gittim. Ramazan iş yerime geldi, bana pansuman malzemesi getirmişti.
'Neden atladın' dedi, ben de 'Beni öldürmeye götürdüğünü biliyorum' dedim. Daha sonra Ramazan'ın getirdiği pansuman malzemeleri ile kendim pansuman yaptım ve Ramazan iş yerimden gitti. Melek İpek 2020 yılı Ekim ayı içerisinde çalıştığım işyerine geldi. Bana, 'Ramazan'dan kurtulmak istiyor musun?', istiyorsan evime yakın olan bir marketi tarif ederek, marketin yanına gelmemi, 'Orada yanına biri gelecek onun getirdiği şeyleri imzala, Ramazan'dan kurtul' dedi. Ben Melek'in dediği saatte dediği yerde oldum. Birden karşıma Ramazan çıktı. Burnuma ve kafama vurarak beni zorla araca bindirdi, beni ormana götürdü, beni burada soyup darp etti, kıyafetlerimi ve telefonumu ileri fırlattı, sonra beni orada çıplak vaziyette bırakıp malzemelerimi alıp gitti, yaklaşık 1 saat sonra gelip tekrar beni çıplak halde araca bindirdi. Beni llıcaköy Mahallesindeki evinin önüne götürdü. Çarşaf getirip evine çıkmamı istedi, ben yukarı çıkmayı kabul etmeyince beni araçla Kovanlık yolu üzerinde ormanlık bir alana götürdü. Boğazıma bıçak dayadı, ayağıyla göğsüme bastırdı. Bana, 'seni öldüreceğim şu kağıdı imzala' dedi, bana zorla iki adet boş senet ve içeriğini bilmediğim yazılı bir kağıt imzalattı, bu senetleri zorla imzaladım, geçersizdir. Gösterilen senet ve kağıttaki imza bana aittir. Daha sonra beni araca bindirip tekrar evinin önüne götürdü, getirdiği çarşafı üzerime alıp ben eve çıktım. Ramazan İpek bana banyoya girip abdest almamı söyledi. Ben duşa girdim, çıktım bana bir bornoz verdi, bornozu giydim, yemek vardı, bana zorla yemek yedirdi, yemekten sonra ellerimi arkadan kelepçeledi. Melek korkusundan bana yardım edemedi. Ben o şekilde biraz bekledim.
Gece saatlerinde Ramazan İpek beni ellerim kelepçeli halde üzerimde bornozla hayvan ağıllarının bulunduğu bir alana götürdü, burada ayaklarımı da iple bağladı. Boğazıma bıçak dayadı, kafama özelliklerini hatırlamadığım tarzda silah dayadı, 'Son sözleri söyle' dedi Ben de ölmekten korktuğum için yalvardım, 'Gerekirse ikinci karın olurum' dedim. Ramazan o şekilde araca bindirdi beni, yolda gelirken bana 'Melek ile sakın konuşma, anlaşma, sana bir yaşama şansı verdim, bunu iyi kullan' dedi. Daha llıcaköy mahallesindeki eve geldik, Ramazan ellerimdeki kelepçeyi çözdü ve kıyafetlerimi verdi, giyindim ve uyudum. Sabah Ramazan İpek beni aracına bindirip evime götürdü, ben evimde üzerimi değiştim, Ramazan beni işe bıraktı. Ben ayrılmak istediğimi her konuşmamızda ve yazışmamızda Ramazan'a söyledim, her seferinde darp edildim ve öldürülmekle tehdit edildim.
Tarihini hatırlamadığım bir günde Ramazan, Gündoğdu Mahallesindeki evimize geldi, ben evde tektim, Ramazan tartışma sonucu benim kafamı klozete soktu, 'senin kanını akıtacağım' dedi. Sonra evimizden gitti. 13 Aralık'ta Ramazan bana tehdit ve hakaret içerikli mesajlar attı, iş yerimin yakınlarına gelince ben sivil polislere söyledim, Ramazan oradan uzaklaştı. Ramazan bana mesaj atarak beni şikayet ettiğini unutmadım, 'Sana bir şans daha veriyorum' dedi. 15.Aralık 2020 günü dolmuştan inip evime doğru gelirken Ramazan tanınmamak için şapka takmıştı. Aniden önüme çıktı, beni saçımdan tutarak çekmeye başladı, ben de yardım talebinde bulundum, çevredeki şahıslar gelince Ramazan hemen uzaklaştı, elinde bıçak da vardı. Ben daha sonra hastaneye gittim, darp raporu aldım, sonra Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek şikayette bulundum ve tedbir kararı aldım. 15 Aralık 2020 tarihinden itibaren Ramazan ile herhangi bir yüz yüze görüşmem veya telefonla görüşmem, yazışmam olmadı. Sadece Melek İpek iş yerime gelerek Ramazan'dan kurtulmak istiyor musun, nasıl yapalım, ne çözüm bulalım, uzaklaştırma alsan da Ramazan peşini bırakmaz" dedi. Ben de 'Mecbur bırakacak, uzaklaştırma kararım var yaklaşamaz' dedim. Daha sonra Melek yanımdan ayrıldı.
Daha sonra Melek ile bir görüşmedim. 08.Ocak günü ablam beni arayarak Ramazan İpek'i eşi Melek tarafından vurulup öldürüldüğünü söyledi, durumu o zaman öğrendim. Ben Ramazan İpek'in Melek İpek'e şiddet uyguladığını Ramazan İpek'in bana gönderdiği Melek'in darp olmuş haldeki resimlerinden ve Ramazan İpek'in beyanlarından biliyorum. Ramazan bana Melek'i dövdüğünde birkaç kez fotoğraf gönderip, 'seni de bu şekilde yapacağım' dedi. Ramazan bazen eşi Melek İpek'i dövdüğünü telefonda bana söylerdi. Ramazan kendisinden ayrılmak istediğimde genelde 'eşimden ayrılıp seninle evleneceğim' derdi. Ramazan bana ait kredi kartını zaman zaman kullanırdı, bunu kullanmasındaki amaç benim borcu ödeyemem ve kendisine muhtaç kalmamdı. En son kredi kartımdan kullandığı "Oppo" marka cep telefonunu almıştı. İlk taksitini kendi ödedi, diğer taksitlerin borcu durmaktadır. Benim bu olayla ilgili olarak bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir. Başkaca diyeceğim yoktur."