Rize’de 4,7’lik sürpriz deprem! Prof. Dr. Şükrü Ersoy A Haber’de yorumladı
Prof. Dr. Şükrü Ersoy'un değerlendirmeleri şöyle:
Malatya'daki 4.9 büyüklüğündeki depremin artçı olduğunu düşünüyorum. Çünkü hatırlatırsanız 2023'te bir tane değil, iki tane büyük deprem peş peşe gelmişti. İkinci deprem yani Elbistan civarındaki Çardak Fayı'nın kırılmasıyla bir deprem oluşmuştu 7.6 büyüklüğünde. Bu 4.9 o yırtılan bölgenin yer kabuğunda yırtılan bölgenin doğu ucunda meydana geldi. Dolayısıyla artçı olduğunu düşünüyoruz. Ama yeri kritik. Devamında Sürgü Fayı dediğimiz bir fay daha var. Orası deprem oluşturmamıştı 2023'te. Dolayısıyla 4.9 her ne kadar artçı da olsa o bölgenin aktivitesi açısından dikkate değer gözlenmesi gereken yerlerden bir tanesi. Üstelik bir de Malatya genelinde düşündüğümüzde sadece burada değil, Malatya fayların kesiştiği bir bölgede. Dolayısıyla sağında, solunda, güneyinde her yerinde faylar var.
Elbistan depremi Çardak Fayı üzerinde oldu. Bizim için tehlikeli noktalar depremin meydana geldiği fayın uçlarıdır. Bu depremin oluştuğu fayla şurası henüz bir deprem üretmedi. Malatya bütün fayların kavşak noktasında orta noktasında ve nitekim 2023'ten sonra meydana gelen 100.000 deprem var. 100.000 depremin yarısı bu bölgede ve önemli bir kısmı da Malatya çevresinde gerçekleştiği için tabii Malatya halkı da bu konuda huzursuz oluyor haklı olarak. Her gün sallanan bir yerleşim yerini düşünürseniz çok tedirgin edici bir durum tabii.
Elbette bu koca bir kıtanın Anadolu'ya çarpmasının sonucu büyük bir enerjiyle iki büyük deprem meydana geldi. Hatta üç tane, sonuncusu Hatay'da meydana gelmişti. Ve Türkiye'deki çok fay zonu huzursuz oldu. Hiç beklemediğimiz yerlerden deprem haberleri gelmeye başladı. Ve bu da gösteriyor ki bu kadar fay bilgimize rağmen tespit edemediğimiz ya da yüzeylenmeyen, yüzeyde görünmeyen, yer altında olan faylar da var. Bunların deprem üretebildiğini gördük. Bu da Türkiye'nin yüzde 92'sinin değil, yüzde 100'ünün depremden etkilenebileceğini gösteriyor. Rize depremi bunun önemli bir örneği aslında. Çünkü bakarsanız deprem oluşturabilir bir fay yok. Bizim Paleo dediğimiz faylar işlevini yitirdiği için deprem beklemeyiz onlarda. Fakat böyle bir deprem oldu. Çamlıhemşin denilen yerde 4.7. Tabii bu da gösteriyor ki biz deprem hazırlıklarımızı Türkiye'nin her yerinde yapmamız gerekiyor. Bütün yapı stoklarında. Yani biz tehlikenin dışındayız, hiçbir şey yapmayalım demek yanlış olur. Çünkü tamam burada depremler olmuyor. Çamlıhemşin'de oldu ama tarihsel dönem içerisinde yıkıcı bir deprem yok. Bu demek değildir ki şuradaki Kuzey Anadolu Fayı'nın deprem oluşturduğu takdirde bu bölgeleri etkilemeyeceği anlamına gelmez, etkiler.
Doğu Anadolu Fayı var. Geçen Hazargölü'nün doğusunda, bakın Hazargölü şurada, doğusunda 5.1 büyüklüğünde deprem geldi. O da tedirgin edici. Hatay'a kadar olan yerde kırıldığını biliyoruz, deprem ürettiğini biliyoruz. Ama uçlar, biri burada, uçlar tehlikeli yerlerdir. Dolayısıyla şurada da büyük olmayabilir. 7 olmayabilir ama 6 büyüklüğündeki deprem de bizde yıkıcı olabiliyor. Tabii bir avantajımız var. Elazığ hem 2020 hem 2023 depremlerinden sonra oldukça iyi sınav veren illerden bir tanesi. Yapı stoğu oldukça iyileştirildi ama burada başka illerimiz de var. O bölgede çalışmaların da devam etmesi gerekiyor.
Doğu Anadolu Fayı üzerinde 7'den büyük iki deprem meydana geldiğine göre önümüzdeki aylar, yıllar yeni depremlere gebedir. Bu açık. Çünkü bu bölge büyük bir enerji boşalttı. Burada 100 yıl, 150 yıl, 200 yıl önemli bir deprem beklenmeyebilir. Ama enerji yok olmuyor. Enerji başka bölgelere transfer oluyor. O bölgelerde gelecekte yine yıkıcı depremler olabilir. O yüzden hakikaten bizden artık deprem olmayacaktır cümlesini duymanız mümkün değil. Yani bilimsel olmaz. Zemini dikkat ederek binalar yapılmalı. Zemin dikkate alınmadığı zaman çok sıkıntı yaşarız.