Gazetecilik mi tetikçilik mi? CHP medyasında millete karşı neden nefret dili kullanıyor?
Gazeteci ve iletişim uzmanı olarak tanınan ancak 17/25 Aralık sürecinde FETÖ’ye verdiği destekle bilinen Sedef Kabaş, TELE 1’de Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a ve makamına yönelik hakaretlerde bulundu. Gece gözaltına alınan Sedef Kabaş, Emniyet'teki işlemlerin ardından adliye sevk edildi. Kabaş bu sırada ters kelepçe tiyatrosu da oynadı. Peki Kim bu Sedef Kabaş? Hakaret talimatı nereden geldi? Toplumsal sinir uçları niye hedef alınıyor? CHP nefret diline sahip çıkarak neyi planlıyor? Gündemin öne çıkan başlıklarını A Haber canlı yayınına katılan Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu değerlendirdi.
- Giriş Tarihi: 22.01.2022 | 17:08
- Güncelleme Tarihi: 22.01.2022 | 17:18
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun açıklamaları:
"Mektup yazarak büyükelçilerden Türkiye'nin küresel anlamda en önemli jeostratejik yatırımı Kanal İstanbul projesini yaptırmayın diyen anlayış milli ve bağımsız bir muhalefet olabilir mi? Kimin tetikçiliğini yapıyorsunuz? Bu milletin gözünden kaçıyor mu?
Bu milleti ayrıştırmak isteyen işte bu çerçeveden hareket edenler. Bizim tarihimizde bunun çok izdüşümleri var. Bu CHP'nin jakoben farklı faşizan yaklaşımları temellerini Abhulhamid dönemlerinde de İttihat ve Terraki'nin iş başına gelme süreçlerinde de hep beraber tarihte görmüştük.
Hatırlarsanız büyükelçileri at arabasındaki atları oradan salıp bizzat kendilerini bu mandacı muhalefet anlayışı içerisinde at arabalarını çekerek beraber hareket ettiklerini görüyoruz. 1909 yılında iş başına gelen İttihat ve Terraki 1918 yılına geldiğimizde 9 yıl içerisinde içimizden 60 ülkenin çıktığı bir tabloyla karşı karşıya bıraktı.
Şimdi de yıkıcı ve bölücü siyaset anlayışı içerisinde FETÖ ve PKK elebaşlarından aferin alan ve Türkiye'nin Irak ve Suriye'de terörle mücadelesine 'hayır' diyenlerin bu millete bir faydası olabilir mi?
Dolayısıyla bu çerçeveden meseleleri değerlendirip bu konuda meşruiyet zemini içerisinde demokratik anlamda milletimizin değerlerine saygı göstermesi anayasal, vicdani ve demokratik bir sorumluluğun gereğidir."
Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun ifadeleri:
"Sedef Kabaş gözaltına alınmasının ardından hemen bu işi küçümseyen değersizleştiren savlar üretilmeye başlanıyor. Aslında bu sözler cumhurbaşkanının şahsında tezahür eden Türkiye profili ve bu profilin bölgeye, bölgedeki insanlara ve mazlum topluluklara verdiği mesajların değersizleştirmek istenmesi.
Bu anlamda sayın Erdoğan'ın temsil ettiği değerlerle bir hesaplaşma var. O nedenle bu analiz büyük Türkiye ve adil bir Dünya için mücadele eden Türkiye iddiasının asıl sahibinin olarak ön plana çıkardığı için Erdoğan'la hesaplaşması olan iç ve dış aktörler kolaylıkla ortak bir paydada buluşabiliyor."