Sonu korkunç oldu! Yavuz Sultan Selim'in kızına tokat atan Osmanlı sadrazamı!
Yavuz Sultan Selim'in kızına attığı tokatla hayatı yerle bir olan Sadrazam Lütfi Paşa'nın hayatı araştırılıyor. Özellikle yaşanan bu olay tarih meraklılarının ilgisini çekmekte. Lütfi Paşa, 1480'li yıllarda Arnavut topraklarında dünyaya geldi. Ailesinin yanına getirilerek devşirilen Sadrazam Lütfi Paşa, Sultan 2. Bayezid zamanında Saray hizmetine alındı. İşte Sadrazam Lütfi Paşa'nın korkunç sonu...
Osmanlı İmparatorluğu'nun sadrazamlarından biri olan Sadrazam Lütfi Paşa, son günlerde Şah Sultan ile yaşadığı tokat atma olayıyla gündemde yer alıyor. Tarihe düşen bu olay, sarayda büyük bir tartışma ve infial yaratırken, halk arasında da merak konusu haline geldi. İşte attığı tokatla sonunu getiren Sadrazam Lütfi Paşa...
Şah Sultan, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli kadın figürlerinden biri olarak bilinirken, Lütfi Paşa ise sadrazamlığı döneminde etkili bir siyasi figür olarak tanınmaktadır. Ancak son yaşanan olay, bu iki ismin ilişkilerindeki gerilimi ortaya koydu.
Saray kaynaklarına göre, Şah Sultan ile Lütfi Paşa arasında bir toplantı sırasında tartışma çıktı. Tartışmanın nedeni tam olarak bilinmese de, bazı kaynaklar bu olayın siyasi ve güç mücadelesinden kaynaklandığını iddia ediyor. Tartışma sertleşerek büyüdü ve sonunda Lütfi Paşa, Şah Sultan'a bir tokat attı.
Bu olay, sarayda büyük bir şok etkisi yaratırken, haber hızla yayıldı ve halk arasında da geniş yankı uyandırdı. Osmanlı toplumunda, sadrazamın bir padişahın akrabası olan bir kadına şiddet uygulaması düşünülemez bir durum olarak değerlendirildi.
Yediği tokat Şah Sultan'ı daha da celállendirir, "Benim gibi bir hünkár kızına el kaldırırsın haaa? Seni ahláksız"! deyip feryáda başlar, konakta ne kadar haremağası, hizmetkár ve uşak varsa hepsini çağırır, "Vurun şu mel'una!" diye emredip kocasına güzel bir meydan dayağı çektirir. Gayet uzun süren dayak faslından sonra hırsı hálá geçmeyince, her tarafı mosmor olmuş Paşa'yı önce kapıdışarı eder, sonra hemen kardeşi Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkar, hüngür hüngür ağlayıp "Benim kocam, senin de vezirin olacak deyyus bana el kaldırmaya cür'et etti. Herifi ben tepeledim ama sen de tepele!" der.
Gazaba gelme sırası bu defa hükümdardadır: Kanuni Süleyman, kızkardeşini Lütfi Paşa'dan hemen boşatır, Paşa'yı veziriázamlıktan atıp Dimetoka taraflarındaki bir çiftliğe sürgüne yollar, üstelik nikáh sözleşmesinde geçen ve "mihr" denilen tazminat için Paşa'nın mallarını sattırır ve satıştan gelen paraları da Şah Sultan'a verir. Şah Sultan bir daha evlenmeyecek ve büyük bir şeyhe mürid olup hayatını hayır işlerine vakfedecektir.
Olayın ardından sarayda hızla önlemler alındı ve durumun kontrol altına alınması için çaba sarf edildi. Padişahın da müdahalesiyle Lütfi Paşa görevinden alındı ve saraydan uzaklaştırıldı. Şah Sultan ise olayın ardından kendini toparlamaya çalışırken, halkın desteğiyle moral buldu.
Dimetoka'ya inzivaya çekildi ve burada 20'den fazla kitap yazdı. Osmanlı tarihine ışık tutan "Tevari Osman" ve "Asafname" isimli eserleri bunlardan en bilinenleridir. 23 yıl boyunca çiftlikte emekli hayatı yaşayan Lütfi Paşa, 27 Mart 1564 tarihinde hayatını kaybetti.