Son dakika: Türk sporunun kalbi Turkuvaz Medya'da attı! Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi
Son dakika haberleri: Türk sporunun kalbi bugün Turkuvaz Medya Merkezi’nde attı. Turkuvaz Medya Grubu’nun spor kanalı A Spor tarafından düzenlenen, ‘Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi’ A Spor Yayın Koordinatörü Ender Bilgin’in açılış konuşmasıyla başladı. Olimpiyat ve Avrupa şampiyonu milli boksör Buse Naz Sürmeneli, "En kısa zamanda ringlere döneceğim. Sizlere heyecanlı anlar yaşatmak için elimden geleni yapacağım. Asıl hedefimiz 2024 yılı. Güzel bir program çizdik, fizik tedavim şu an iyi gidiyor. Güzel günler bizi bekliyor" dedi. Programda açıklamalarda bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu ise öğrencilere yönelik yetenek taramalarının sürdüğünü belirtirken, "Ailelerin çabalarına hayranım" ifadelerini kullandı. Program sonunda Bakan Kasapoğlu ‘Spora Katkı Verenler Ödülleri'ni sahiplerine verdi.
Turkuvaz Medya Grubu'nun spor kanalı A Spor tarafından düzenlenen, 'Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi' A Spor Yayın Koordinatörü Ender Bilgin'in açılış konuşmasıyla başladı.
T.C. Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun öğleden sonraki oturumlarına katılacağı ve konuşma yapacağı Zirve'nin ilk paneli A Haber Spikeri Haktan Uysal'ın moderatörlüğünde düzenlendi. 'Gençlik Yatırımları Yurtlar ve Tesisleşme' panelinde İstanbul Üniversitesi Uluslararası Öğretim Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Faruk Taşçı, İbn-i Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan ve TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci gençler ve gençlere yönelik yatırımlara ilişkin görüşlerini paylaştı.
'EN ÇOK ÜSTÜMÜZE ALDIĞIMIZ TANIMLAMA TEKNOFEST KUŞAĞI'
TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, Türkiye'nin gençlikle ilgili en önemli sivil toplum kuruluşu olduklarını hatırlatarak, Türkiye Gençlik Vakfı olarak 2014 yılından beri Türkiye'nin dört bir tarafında faaliyet gösterdiklerini söyledi. Beşinci, "Türkiye Gençlik Vakfı kurulduğu günden itibaren özellikle ortaokul düzeyindeki öğrencilerimize dokunarak üniversite ve sonrasına kadar birçok gence hitap ediyor. Kişisel, fiziksel, ruhsal ve manevi gelişimlerine kadar çok yönlü programlar yapıyor. Biz her zaman insanın çok yönlü olmasıyla çok daha ileri gideceğine inandık ve bu doğrultuda faaliyetlerde bulunduk" dedi.
Vakfın 81 il 571 ilçede gönüllü arkadaşların çalışmalarıyla gençlere uzanan bir eli olduğunu belirten Beşinci, şunları söyledi:
"Bu anlamlı faaliyetlerde bulunan bütün gönüllü genç kardeşlerimizin önümüzdeki dönemde de Türkiye yüzyılında da aktif rol oynayacağına inanıyoruz. Çünkü özellikle şu dönem itibarıyla gençler önceye nazaran çok daha aktif rol oynuyor. Ülkemizin birçok noktasında görev ve sorumluluklar üstleniyor. Bu noktada özellikle devlet büyüklerimiz ciddi şekilde gençlerin önünü açıyor. TÜGVA şu anda 42 yurt binasıyla 300'e yakın gençlik merkeziyle hizmet veriyor. En çok üstümüze alındığımız tanımlama TEKNOFEST kuşağı... Biz ilimde, fende ve teknolojide en üst düzeyi hedefliyoruz. Genç arkadaşlarımızın entelektüel gelişimlerine farkındalık sağlıyoruz. Değeri, düşüncesi, fikri, gayesi olan herkes Türkiye adına faaliyet göstersin istiyoruz. Vakıf olarak kucak açıyoruz. Yeni nesil gençlik vakfı mottosuyla ilerliyoruz."
'GENÇLERE BECERİ VE YETKİNLİK KAZANDIRMALIYIZ'
İbn-i Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan ise, genç bir üniversite olarak üniversite tasarlarken gençlerin taleplerini ve ihtiyaçların göz önüne aldıklarını söyledi. 9 bin 600 metrekare kapalı alanda basketbol sahaları, tenis kortları ve okçuluk gibi tesisleri olduğunu anlatan Arkan, özellikle bilgi teknolojileri ve iletişimdeki hızlı değişimin nesiller arası farkı artırdığını vurgulayarak, "Gençler teknolojiyi çok daha iyi kullanmak istiyor. Ancak teknolojinin kullanımı fırsatlar getirdiği gibi krizleri de getiriyor. Sanal ortamdaki zorbalık, teknoloji bağımlılığı, insan ilişkilerinin zayıflaması gibi hususlar da görüyoruz" dedi.
Gençleri geleceğe hazırlamak için gençlere beceri ve yetkinlikler kazandırmak gerektiğini kaydeden Arkan, şunları söyledi:
"Bunları, analiz ve eleştiri becerisi, sosyal beceri yani iletişim becerisi, dijital beceriler, dil becerileri olmak üzere beş başlık altında toplayabiliriz. Şu anda 1.854 öğrencimiz var. Öğrencilerimizin yarısından fazlasını yurtlarda barındırabiliyoruz. Eğitim hayatın her yerine yayılmış durumda. Öğrenci kulüplerimizde gençler tüm etkinlikleri kendileri tasarlayarak danışman hocalarımızın destekleriyle rahat bir şekilde yapabiliyorlar. Eğitimin sadece bilgi aktarımından ziyade, beceri ve yetkinlikleri geliştirmeyi de önemsemesi gerekiyor. Gençlerimizle beraber kamplardan turnuvalara kadar tüm çalışmaları yapıyoruz. Hem bakanlıkla hem de diğer sivil toplum kuruluşlarıyla yapıyoruz."
'TÜRKİYE ARTIK BEYİN GÖÇÜ ALAN BİR ÜLKE KONUMUNDA'
İstanbul Üniversitesi Uluslararası Öğretim Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Faruk Taşçı ise, Türkiye'de yaklaşık 300 bin uluslararası öğrenci olduğu bilgisini paylaştı. Türkiye'nin uluslararası öğrenci sayısı açısından dünyada ilk 10 sıraya girdiğini anlatan Taşçı, "Türkiye bu anlamda terkedileni bir yer değil, tam tersi ülkeye gelen öğrencilerin çoğaldığı bir yer. Bu şu anlama geliyor; Türkiye beyin göçü veren ülke konumundan beyin göçü alan ülke konumuna gelmiş durumda" dedi.
Taşçı, şunları söyledi:
"Bunu Türkiye'nin hem siyasi iradesi hem de toplumsal zemininden bağımsız düşünemeyiz. Afrika açılımı söz konusu olmasaydı, biz bu 300 bin öğrenci içinde hızlıca artan Afrikalı öğrencileri görmeyecektik. Mağdur coğrafyalardan parlak öğrenciler geliyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı var. 300 bin öğrencinin 15 binine burs veriyor. Türkiye'ye geliyorsunuz, kalacağınız yurt da hazır, geliş gidiş biletleriniz hazır, cebinize harçlık da veriliyor, ilave masraflarınıza katkı sağlanıyor. Bu öğrenciler mezun oldukları zaman sizin bu yatırımlarınızın karşılığını veriyorlar. Bu yatırımların meyvesini son 10 yıldır alıyoruz. Türkiye yüzyılında çok daha fazla alacağız."
'İLK YUMRUĞU İNSANLARIN ÖNYARGILARINA ATTIM'
Zirve 'Olimpik Branşların Vizyon ve Hedefleri' paneliyle devam etti. Panelde olimpiyat şampiyonu milli okçu Mete Gazoz, olimpiyat ve Avrupa şampiyonu milli boksör Buse Naz Sürmeneli ve olimpiyat ikincisi, Dünya ve Avrupa şampiyonu milli kareteci Eray Şamdan A Spor Spikeri Ceyda Dönmez'in sorularını cevapladı. Olimpiyat ve Avrupa şampiyonu milli boksör Buse Naz Sürmeneli, sporun ışıltılı yanlarının yanında görünmeyen yönleri de olduğunu belirterek, omuzumdan bir ameliyat geçirdiğini ama toparlandığını hatırlattı. Sürmeneli, "En kısa zamanda ringlere döneceğim. Sizlere heyecanlı anlar yaşatmak için elimden geleni yapacağım. Asıl hedefimiz 2024 yılı. Güzel bir program çizdik, fizik tedavim şu an iyi gidiyor. Güzel günler bizi bekliyor" dedi.
"Madalyam çok ağır, çünkü 80 milyonun duası var…" sözünün hatırlatıldığı Sürmeneli, şunları söyledi:
"Aynı duyguları hissettim, videomu izleyince, tüylerim hala diken diken oluyor. Orada seyirci yoktu, ama arkamdan dua eden milyonlarca insan vardı. Orada performansınla fiziksel olarak hazır olabiliyorsun, ama en önemlisi psikolojik ve manevi duyguları hissederek oraya çıkman. Biz de bu süreci çok iyi değerlendirdik ve zirvede bitirdik. İnşallah Paris'te de altın madalyayı alıp ülkemize dönmek istiyoruz."
Spor hayatına futbolla başlayan, ardından eniştesinin desteğiyle boksa yönelen Sürmeneli, "İnsanlar dışarıdan bakınca boksu erkek sporu olarak görüyor. Ben bunu insanlara anlatarak değil de göstererek öğretmeyi tercih ettim. İlk yumruğu ben insanların önyargılarına attım ve onların görmelerini sağladım. Mesela Trabzon'da eskiden boks mu yapıyorsun, erkek sporu diyorlardı. Şimdi beni görünce mutlu oluyorlar. Örneğin geçenlerde bir tane dolmuşçu beni göstererek, 'Seninle gurur duyuyorum, ben de kızımı boksör yapacağım' dedi. Çok gurur duydum. İnsanların önyargılarını kırıp, bizim kızlarımızın da bu ülkede boksta altın madalya kazanabildiğini gösterdiğim için çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
"Umut hep var, bende umut hiç tükenmiyor" diyen Sürmeneli, asla pes etmediğini, çünkü kazanamayacağı bir savaşa girmek istemediğini belirterek, gençlere de bunu önerdi. Sürmeneli, "Gençlere hiç pes etmemelerini söylerim, umut her zaman vardır, düşeceğiz kalkacağız, ama önemli olan bir hedef uğruna yaşarsanız önünde sonunda o hedef sizin olacaktır. Önemli olan hedeflerine bağlı kalarak pes etmeden yaşamak" dedi.
'YAPARKEN MUTLU OLDUĞUNUZ BİR İŞ VEYA SPOR SEÇİN'
Milli okçu Mete Gazoz, "Olimpiyat şampiyonu olmak çok zor, ama olduktan sonraki süreç daha zor. Antrenmanların daha sıkı olması gerekiyor. Çünkü olimpiyat şampiyonu olma sürecindeki antrenmanlardan daha fazla antrenman yapman lazım ki bu unvanı sürdürebilesin" ifadelerini kullandı. Mete Gazoz, şöyle devam etti:
"Olimpiyatlarda madalya ben olmasam bile mutlaka birileri alacaktı. Ama bunun daha küçük yaş grubuna yayılmış olması demek, bizim olimpiyat ruhunu gerçekten küçük yaşlara yaymaya başladığımızı gösterir. Bizler için en büyük başarı bu. Bir çocuğun bile bizi izleyip, bu spora başladığını söylemesi bizim için en büyük başarı. Aslında okçuluk bizim aldığımız madalya sayesinde tırmandı gibi gözüküyor. Tek başıma yapmışım gibi bir mevzu var ama öyle değil."
Mete Gazoz, gençlere de şöyle seslendi: "Buradan gençlere söyleyebileceğim en önemli şey sevdikleri ve yaparken mutlu oldukları bir spor ya da iş bulmaları. Sevmeyerek herhangi bir spora katlanabilmek mümkün değil."
ÇOCUKLUK HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİM
Biraz eksik de olsa çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini anlatan olimpiyat ikincisi, dünya ve Avrupa şampiyonu milli kareteci Eray Şamdan ise, "Ben de altın madalya kazanmak istiyordum, çok da inanıyordum. Daha önceden bildiğim bir rakipti ama hiç dövüşmemiştim. Bir şanssızlık oldu diyelim, ama yine de tarihe altın harflerle adımızı yazdırdık" dedi.
Karatede Türkiye'nin ilk olimpiyat madalyasını getirmiş olduğunu vurgulayan Şamdan, "Karatenin en yüksek derecesini Türkiye'ye getirdim. Bu benim için çok gurur verici. Küçüklüğümden beri en çok bunun için çalıştım ve nasip oldu" ifadelerini kullandı. Şamdan, şöyle devam etti:
"İlk Avrupa şampiyonu olduğum zaman 'artık büyüklerde de yapabiliyoruz bu işi' dedim. Artık dünya sıralamasında da yükseliyordum. Bu beni motive etti. Bir seri yakalayıp karate camiasında efsane bir isim olmak istiyorum. Tesislerimiz ve yatırımlar çok güzel, bu konuda medyaya da sorumluluk düşüyor. Gençler televizyonda bizi gördükçe yaptığımız sporlara ilgi artıyor. Yatırımların ve medyanın amatör sporlara desteğinin artması gerekiyor. Futbol kadar bizim de değerimiz olmalı. Destekleri bekliyoruz. Çünkü başarılı olacak bir genç neslimiz var."
'BELEDİYELERİN SPORA VE SPORCUYA OLAN DESTEĞİ ARTACAK'
Zirvede daha sonra iki oturumda gerçekleşen 'Sporun Şehirleri (Yerel Yönetimler)' paneli düzenlendi. İlk oturumda A Spor Spor Müdürü Cüneyt Şen, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı'yı konuk etti. Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, "Tüm Türkiye'deki AKP belediyeleri sporda hakikaten öncü. Cumhurbaşkanımızın sporcu olma kimliğinin de buna katkısı büyük" dedi.
İsmet Yıldırım, şunları söyledi: "120 bin gencimize dokunmak için çok daha fazla tesise ihtiyacımız var. Dört tane yüzme havuzumuza müracaat bir saatte doluyor, 7 bine yakın çocuğumuza yüzme öğrettik. Artırmamız lazım. Hedefimiz 1 milyondu. Onu aştık. Basketbolda, hentbolda, futbolda, atletizmde her türlü spor dalında amatör olarak varız. Okulların bütün spor malzeme ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Spora ve sporculara verdiğimiz destek artarak devam edecektir. Herkes her yaşta her ortamda spor yapmalı. Spora ve sporcuya destek veren ve spora ilgisi olan herkese destek olmak, ülkemizi ruhuyla bedeniyle gençleştirmek istiyoruz. Türkiye yüzyılı geleceğin genç yüzyılı olsun diyoruz. En büyük teşekkürü sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanımıza ediyorum. Tüm Türkiye'deki belediyelerimize, kulüplerimize sonsuz destek veriyorlar."
Yıldırım, konuşmasında Türkiye'de olmayan büyük bir yüzme havuzu projesinin de haberini paylaşarak, "Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, 2 bin 500 kişinin aynı anda seyirci olacağı olimpik yüzme havuzu İstanbul'da iki yerde olacak ve uluslararası şampiyonalara ev sahipliği yapacak" dedi.
İsmet Yıldırım, iş adamlarına da spor yatırımlarını artırma çağrısında bulundu.
'GENÇLER İÇİN YATIRIMA DEVAM EDİYORUZ'
Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da "15-20 yıl sonraki ülkemizin geleceğini çizebilmek için gençlik eşittir gelecek mottosuyla hareket ediyoruz. Spor başta olmak üzere gençler için yatırımlar yapıyoruz" ifadelerini kullandı. Gençlerin kendi bireysel donanımını, toplum içindeki statüsünü geliştirecek şekilde yatırımlarına devam ettiklerini vurgulayan Yazıcı, şu bilgileri paylaştı:
"2022 yılında 4 branşta 14 altın, 19 gümüş, 17 tane bronz madalyayla çok ciddi organizasyonlarda başarılarımızı sürdürüyoruz. Olimpik branşlarda yapılan çalışmalarla gençlik merkezlerimizde, spor salonlarımızda, okçuluktan Uzakdoğu sporlarına kadar her türlü konuda bireyin kendini iyi şekilde geliştirebilmesi için çalışmalarımızı son sürat devam ettiriyoruz."
Uluslararası ölçekteki başarıların toplumsal motivasyon açısından çok kıymetli olduğunu vurgulayan Yazıcı, "Çok popüler branşlarda değil de birçok branşta spor yapan amatör takımları geliştirmek, yaygınlaştırmak ve sevdirmek istiyoruz. Amacımız kabiliyetli olanlara fırsatlar yaratmak ve uluslararası arenada ülkeyi en iyi şekilde temsil edecek başarılı sporcular yetiştirmek. Bir toplumun geleceğini şekillendiriyorsanız, gençlerinize yatırım yapmak zorundasınız. Gençlerimiz için her türlü desteği veriyoruz. Sporla beraber ilçemizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bireylerimizi daha donanımlı hale getirmek, geleceğe dair yapılacak en önemli yatırım diye düşünüyorum. Bundan sonra toplumda sporu yaygınlaştırmak ve toplumun tüm kesimleriyle birlikte yapabilmek çok önemli" ifadelerini kullandı. Yazıcı, "Gelişmiş ülkelerde gençlerde kötü alışkanlıklar varsa, gençlere yapabileceğiniz tek bir şey var meşgul edeceksiniz diyorlar, meşgul etmek de geleceğe dair önemli bir yatırım" dedi.
SON TEKNOLOJİ TESİSLERLE BİRBİRİMİZLE YARIŞIYORUZ
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta ise, İstanbul'da AK Parti belediyeleri arasında spor yatırımları alanında müthiş bir yarış olduğunu belirterek, "Tesislerin son teknolojiyle yapılmış olması ve spor hizmetinin tüm halka açık olması yönünde birbirimizle yarışıyoruz. Başkaları neyle uğraşırsa uğraşsın" dedi. Usta, kendi belediyelerine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Gaziosmanpaşa İstanbul'un en yoğun ilçesi. 1 kilometrekarede 42 bin insan var. Bir spor kompleksi, yüzme havuzu yoktu. Şimdi ise üç spor kompleksimiz ve yüzme havuzumuz var. Bu alanların vatandaşlarımız tarafından doldurulmasını sağlıyoruz. 16 ayrı branşta bu hizmeti vermeye yoğun şekilde gayret ediyoruz. Asıl kalıcı olan, insanların hayatını dinamik tutan, spora yapılan yatırımdır. Son yıllarda bakanımızın tüm belediyelere vermiş olduğu desteklerle ilçelerimizi bir spor merkezi haline dönüştürüyoruz. Spor ve sporcularla ülkeyi dinamik tutmaya çalışıyoruz. Biz yürekten spor gönüllülerine destek olmaya varız. Hedefimiz her alanda başarılı sporcular yetiştirerek, ülkemizi en iyi şekilde geliştirerek sporla yaşamı birleştirmek."
'GENÇLERLE İLETİŞİM DİLİMİZ; SPOR, SANAT, DOĞA'
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, "Sporu biz sadece bir faaliyet olarak düşünmüyoruz, spor aynı zamanda bir eğitim, kültür projesidir, sağlık projesidir, bir iletişim projesidir. Bu yönüyle baktığımızda sporun özellikle gençlerle, ama toplumun tüm kademesiyle beraber yapılması gerektiğine inanıyoruz. Üsküdar Belediyesi olarak bu anlayışla sporu, toplumun tüm tabanına yayma adına projelerimiz var" dedi.
Üsküdar Belediyesi'nin başarılı bir spor kulübü olduğuna işaret eden Türkmen, "Basketbol, hentbol, voleybol, atletizm, karate, tekvando, judo branşları var. Bayan hentbol takımında süper ligdeyiz ve başarılıyız. Basketbolda erkeklerde Türkiye ikinci liginde lider durumdayız. Atletizmde Avrupa Şampiyonası'nda ülkemizi temsil ediyoruz" bilgilerini paylaştı. Üsküdar Belediyesi'ne ait 16 yüzme havuzu olduğunu belirten Türkmen, şöyle devam etti:
"Her gün 5 bin vatandaşımız bu spor tesislerinden yararlanıyor. Bu bir iletişim projesi. Özellikle gençlerle iletişimin sağlıklı sağlanabilmesinin en önemli alanı spordur. Gençlerle bizim iletişim dilimiz, spor, sanat, doğa, hayvan, kültür, iş ve aştır. Bizim için en anlamlı olan gençlerle ilgili olan projelerdir."
Türkiye'nin spor yapma konusunda ne yazık ki zayıf olduğunu belirten Türkmen, "Avrupa'da vatandaşların yüzde 50'si günlük düzenli spor yaparken, Türkiye'de bu oran yüzde 5'in altında. Bu üzücü bir rakam. Hem sağlık açısından hem toplumsal barış ve huzur açısından sporun çok kıymetli ve önemli olduğuna inanan bir belediye başkanıyım. Gençleri kötü alışkanlıklardan uzak etmenin en iyi yolu onlara güzel alışkanlıklar kazandırmak. Biz belediyeler çocuklarımızı güzel işlerle meşgul edebilirsek, yanlış işlere bulaşmazlar. Belediyeler olarak adeta gençlere nasıl dokunabiliriz diye birbirimizle yarışıyoruz. Türkiye yüzyılında gençlere yönelik yapılan çalışmaları düşündüğümüzde spor bu işin en ana başlığıdır ve en öncelikli iştir" değerlendirmesinde bulundu.
"SPORDA EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK"
Panelin ikinci oturumunda ise Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Alinur Aktaş, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yücel Yılmaz ve Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Sekmen spor yatırımlarını anlattı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, "Gençlik ve spor birbirinden ayrılmaz çok önemli iki parça. Z kuşağı diye çok moda bir ifade var. Ben bu kavrama hiç katılmıyorum. Dün iki ayrı genç grubuyla bir araya geldim. Her çocuk annesi ve babası için Z kuşağıdır. Her dönemin ayrı argümanları var" dedi. Sporu sadece futboldan ibaret bir olgu olarak görmeye devam ettiğimiz sürece spor konusunda alacağımız mesafenin çok fazla olmayacağını anlatan Aktaş, "Bursa'da bir mottomuz var; çocuklarımız mutlak suretle bir spor ve bir sanat dalıyla buluşacak. Bundan hareketle Bursa'da yeni yeni tesisler yapılıyor" diye konuştu. Gençlik ve spor faaliyetleriyle alakalı en önemli konulardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu belirten Aktaş, şöyle devam etti: "Bursa gençlik kulübü uygulamamız var. Tamamen dijital ortamda, buna katılan gencimiz 90 bin şu an. Lansmanını bir yıl önce yaptık. Girenler 4 GB internet kazanıyor ve farklı alışveriş mekanlarından indirim imkanına sahip oluyor. Gençlerle devamlı iletişim halinde olmayı çok önemsiyorum. Bursa gerçekten futbolla özdeşleşen bir şehir. 2010 senesinde bir tane futbolcusu dahi milli olmayan Bursaspor şampiyon oldu. Türk futboluna çok önemli isimler yetiştirmiş bir takım. Türkiye'de son 20 yılda sporla alakalı çok önemli adımlar atıldı. Bursa'da 24 ayrı branşta 55 bin lisanslı sporcumuz var."
"GENÇLERE ZAFER KUŞAĞI DİYORUZ"
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yücel Yılmaz da, "Balıkesir'in kendi içinde Türkiye'nin diğer illerinden farklı özellikleri var. Her ilçenin her branşta ayrı bir takımı var" dedi. Bunun da şehir içinde rekabetin güçlü olmasını sağladığını anlatan Yılmaz, "Kulüplerle belediye beraber çalışıyoruz, ciddi manada tesis eksikliğimizi kapattığımız bir seneye girdik. Bundan sonrası sporcuların beslenmesinden kondüsyonuna tüm ihtiyacını karşılayan bir sistem. Mekânsal olarak ihtiyaçları karşıladığımız bir dönemdeyiz" ifadelerini kullandı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Mahalle ligi yapıyoruz, tüm ilçelerimizde aynı sınıfta ve mahallede olan kişiler 3 ayrı branşta 8 ayrı kategoride oynuyoruz, Balıkesir ligi yapıyoruz. 40 bin ve üzeri öğrenci katılıyor, elene elene her ilçeden mayısa kadar finale geliyorlar. Şehir hep beraber ayağa kalkıyor. Şampiyon olanları yurtdışında maça götürüyoruz. 8 yıldır devam eden bir süreç. Ciddi katılımlı, gençlerin seyretmek için de oynamak için de takip ettiği katıldığı bir etkinlik. Biz gençlere zafer kuşağı dedik. Kuşaklar arası geçişi iyi sağlamaya çalışıyoruz. Gençken insanlar spor yaptığı için hasta olmuyor. Şeker, tansiyon, kilo hareket etmeyen yaşlı bedenlerde ortaya çıkıyor. Yaşlılarımızı da düşünen işler yapmaya çalışıyoruz."
"ERZURUM'U SPORUN BAŞKENTİ YAPMAK İSTİYORUZ"
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Sekmen ise, sporun toplumsal açıdan önemine dikkat çekti. Sekmen, "Gençliğin spora olan ihtiyacını ve ilgisini de biliyoruz. Erzurum'u sporun başkenti yapmaya çalışıyoruz. Türkiye'de spora en fazla katkı yapan belediyelerden biriyiz" dedi. Erzurum denince akla kış sporlarının geldiğini vurgulayan Sekmen, şunları söyledi: "Ama biz diğer spor dallarına da önemli destek veriyoruz, tesisler yapıyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın Erzurum'a ne kadar değer verdiğini, kış sporları açısından en önemli tesislerin Erzurum'da olduğunu görüyoruz. Bakanlıkla beraber hareket ediyoruz. Tesisleri ortak kullandırırsak topluma daha çok fayda verir ve israfı da önlemiş oluruz. Yaz ve kış spor tesisleri oluşturduk" Sekmen, şöyle devam etti: "Yerel yönetimlerin gençliğe ve spora olan ilgisi çok önemli. Altyapıdan başlayarak sporcuları yetiştirebilirsek bunların ileride başarılı olmaları kolay olur. Bugüne kadar 30'un üzerinde futbolcumuz hem milli takımda hem süper ligde futbol oynadılar. Ayrıca Erzurum'da altyapıya çok büyük önem verdik. Kış sporlarında başta kayak olmak üzere bilmeyen kalmasın diye kampanyalar yaparak gençlerimizi kayak ve kızak öğrenmeye teşvik ediyoruz. Tüm ihtiyaçlar belediye tarafından karşılanıyor. Yaz sporlarına da ayrı bir önem veriyoruz. Ayrıca okullara ve amatör spor kulüplerine de büyük destek veriyoruz. Sürdürülebilirlik çok önemli, bunları kısa süreli yaparsanız faydalı olmaz, mutlaka devamı sağlanmalı."
"500 BİN GENÇ TESİSLERİMİZDEN FAYDALANIYOR"
Tarihi bir kentten geldiklerine vurgu yapan Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül de, "Şanlıurfa yaş ortalaması 2,6 olan bir şehrimiz. Böyle bir şehirde elbette ki gençliğe ve spora çok önem vermemiz gerekiyor. Bunun için Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve amatör spor kulüpleri ile birlikte müşterek çalışıyoruz. Ve şehrin tamamını kapsayan bir çalışma içerisindeyiz" dedi. Beyazgül, şöyle devam etti: "Biz geldikten sonra sporun tamamını içine alan faaliyetleri geliştirmek için hemen tesislerimizi kurduk. Gençliği her alanda kapsayıcı bir çalışma yaptık. Urfa yaz şehri olmasına rağmen kış sporları için tesisimizi de kuruyoruz. Genç ortalamamız çok yüksek. Yeteneği keşfedilmemiş bir gencimiz kalmasın istiyoruz. 500 bin genç tesislerimizden faydalanıyor. Kurduğumuz gençlik merkezlerinin bünyesinde 21 branşta spor faaliyetleri sürüyor. Bir gencimizin elinden tutup bu spor alanlarına getirmezsek, bir başkasının tutup onu kötü alışkanlıklara götürme ihtimali var. Biz pandemide de hiç durmadık. Şu anda çok enerjik bir Şanlıurfa var."
ÖDÜL TÖRENİYLE SONA ERDİ
Türkiye'de farklı spor dallarının geliştirilmesi için yapılan çalışmaların tüm yönleriyle konuşulduğu Turkuvaz Medya Grubu'nun spor kanalı A Spor tarafından düzenlenen 'Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi' T.C. Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun konuşması ve ödül töreniyle sona erdi.
Kapanış konuşmasını yapan Bakan Kasapoğlu, "Dolu dolu geçen etkinliğin ardından bu buluşmalarımızın hem gençlerimiz hem spor yarınlarımız için hayırlar getirmesini diliyorum. Konuşmacılarımızın yaklaşımlarının, kurdukları cümlelerin ve bakış açılarının bu anlamda her birinin kıymet taşıdığını ifade etmek istiyorum. Şunu bir kez daha gördük ki spor sadece fiziksel bir aktivite olmanın ötesinde insan sağlığına etkileri olan ekonomi, diplomasi ve bilimsel yönleri çok zengin olan devasa bir olgu" dedi. Sporda başarıdan bahsetmek istiyorsak bu olgunun tamamına bütüncül bir şekilde entegre bir açıdan yaklaşmak gerektiğine işaret eden Kasapoğlu, "Tüm bu alanların birbirini desteklediğini görüyoruz. Turkuvaz Medya Grubu'nun öncülüğünde tüm paydaşların bir araya geldiği, tecrübe aktarımının gerçekleştiği bu etkinliğin son derece faydalı ve verimli olduğunun altını çizmek istiyorum" diye konuştu. Bakan Kasapoğlu, şunları söyledi: "Spor insana sabrı, disiplini, planlı yaşamı ve zamanı etkili kullanmayı öğretir. Hayal gücünün, ekip ruhunun ve hızlı karar alma yeteneğinin gelişmesinde spor en etkili kazanımları sağlar. İcatlarıyla ve keşifleriyle dünyayı değiştiren bilim insanlarının her birinin aktif bir spor branşıyla ilgilendiğini görüyoruz. Spor yapan insanın özellikle bağımlılıklar noktasında çok uzak noktada olduğunu görüyoruz. Spor yaparken vücutta salgılanan endorfin, seratonin ve dopaminin seviyesinin arttığını görüyoruz. İç huzurun anahtarlarından biri olduğunu görüyoruz. Bu nedenle her bir vatandaşımızın spora erişimini temin etmek, sporu tabana yaymak, ülkemizi uluslararası alanda başarıya ulaşacak sporcuları yetiştirmek ve başarılı şekilde sporun sürdürülebilirliğini sağlamak ve stratejik öneme sahip olduğunu düşündüğümüz konuların en başında geliyor."
"ÜLKELER MÜSABAKALARA TÜRKİYE'DE HAZIRLANIYOR"
Ülkemizde sporun gelişmesi noktasında her daim büyük desteklerine şahit olduğumuz ve yakından hissettiğimiz bir Cumhurbaşkanına sahip olduğumuzun altını çizen Kasapoğlu, şöyle devam etti: "Ortaya koyduğu vizyonla bu ivmelenmenin en büyük mimarlarından biri saygıdeğer Cumhurbaşkanımız. Özellikle 20 yıl önceki Türkiye'ye baktığımızda 1-2 branşın haricinde kısıtlı olan imkanlarla bugüne baktığımızda çok ciddi bir spor devriminin gerçekleştiğini, spor vizyonunun tamamen değiştiğini görüyoruz. İl il, ilçe ilçe mahalle mahalle spor tesisleşmesi görüyoruz. Ülkemizin dört bir tarafında binlerce altyapı tesisi, salonlarıyla, semt sahalarıyla, pistleriyle, antrenman sahalarıyla en modern, rekabet gücü en yüksek stadyumlarıyla karşılaşırsınız. Dünyanın farklı ülkelerinin taleplerine en güzel derecede cevap veren tesisler. Branş farketmeksizin ülkelerin gelip hazırlıklarını Türkiye'de yaptıklarını görüyoruz. Artık Türkiye spor organizasyonları başta olmak üzere sporcuların yetişmesi açısından antrenman imkanları noktasında da talep edilen bir ülke. Son 20 yılda inşa edilen binlerce spor tesisi 7/24 hizmet anlayışıyla tüm spor severlere hizmet sunuyor."
"BU YIL ŞU ANA KADAR 5 BİN 300 ULUSLARARASI MADALYA KAZANDIK"
Sporda fırsat eşitliğini en güçlü şekilde sunduklarını anlatan Bakan Kasapoğlu, devam eden projelere ilişkin de şu bilgileri paylaştı: "Yüzme bilmeyen kalmasın projemizle pandemi sürecine rağmen 5 milyondan fazla kişiye yüzme öğrettik. Bundan sonra da yüzme öğrenmek isteyen herkese yüzme öğretmeye devam edeceğiz. Yüzmede biliyorsunuz özellikle gelişen bir performans var. İnanıyorum ki bugünlerin yarınların yıldızlarını göreceğiz. 10 bin pota projemiz var. Ülke çapına yaydığımız basketbol çalışmalarımız. Kadınlarımızın spora erişimi noktasındaki engelleri ortadan kaldırdık. Artık Türkiye'de yeteneklerin keşfi şansa bırakılmıyor. İnsan kaynağı yönetimini rasyonel şekilde kalıcı sonuçlar alacak ve sürdürülebilir şekilde yönlendirmek ve yönetmek en önem verdiğimiz konulardan. 6,5 milyondan fazla gencimizin bilimsel projelerle yetenek taramalarını gerçekleştiriyoruz. Üniversitelerimizin spor fakültelerinde okuyan gençlere teorik eğitimleri sonrası staj imkanı sunuyoruz. Yüzde yüz milli sporcu bursu, eğitim mi spor mu ikilemini kaldıracak. Daha önce yarışacak sporcu dahi bulamadığımız yarışlarda bugün en tepede olmanın, bu madalyaların gururunu yaşamanın birçok ilke imza atmanın sevincini yaşadık, yaşıyoruz. Tokyo'da kırdığımız rekorlar, Akdeniz oyunlarındaki rekorlarımız… Bunların her biri bizler için bir hedefin gerçekleşmesi olduğu gibi yeni hedeflerin tayin edilmesi demek. Bazı branşlarda artık kendi rekorlarımızı egale etmeye başladık. Son 4 yılda 20 binden fazla madalya kazandık. Bu yıl şu ana kadar ülkemize 5 bin 300 uluslararası madalya getirdik."
T.C. Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 'Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi'nin en dikkat çeken paneli 'Türk Sporunda Global Başarı Hedefleri'nin de moderatörlüğünü üstlendi. Panelde Bakan Kasapoğlu, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu ve Fraport Tav Antalyaspor Teknik Direktörü Nuri Şahin ile Türk sporunun global başarısı için atılması gereken adımları konuştu. Bakan Kasapoğlu, konuşmasına "Türkiye yüzyılında gençliğin ve sporun dolu dolu konuşulduğu bir program ve bu programda birbirinden değerli isimlerin katkıları, görüşleri, değerlendirmeleri çok kıymetli" diyerek başladı. Bu kez soru sorulan değil soruları soran konumunda olduğunu belirten Bakan Kasapoğlu, "Benim için de keyifli olacak. Üç tane birbirinden kıymetli spor insanı var karşımda. Hem ulusal hem uluslararası arenada tecrübeli isimler aynı zamanda. Kendilerinin hem gençliğe dair, hem spor vizyonumuza dair farklı alanlardaki düşüncelerini alacağız. Tecrübelerinden istifade edeceğiz. Türkiye artık bir spor ülkesi. Spor ülkesi yolculuğunda yeni planlarımızı yeni yol haritamızı konuşacağız" dedi. Öncelikli olarak ortak sorularla başlayan Kasapoğlu, panele ilk şu soruyla başladı: "Aktif futbolculuk döneminde, özellikle önemli başarılarınız var. Avrupa'nın ve ülkemizin önemli kulüplerinde forma giydiniz. Hem Avrupa'daki hem Türkiye'deki spor kültürüne dair önemli tecrübeleriniz var. Türkiye genç bir ülke. Global bir pencereden baktığınızda tabii ki spor kültürü çok kıymetli. Bu çerçevede spor kültürü oluşturmanın önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Spor bir gencin hayatında nerede olmalı?"
"DAHA BÜYÜK HEDEFLERLE YURTDIŞINA AÇILMALIYIZ"
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, soruya şu yanıtı verdi: "Dediğiniz gibi özellikle ben, Emre ve Nuri yurtdışında futbol oynayan son senelerde tabii teknik direktör olarak Avrupa macerası yaşayan takımlarımızla birlikte ve yurtdışında çalışmayı kendimize hedef olarak seçmiş spor adamlarıyız. İleriye dönük adımlar atmamız gerekiyor. Ulaşabileceğimiz çok fazla hedef var, çok fazla şeyi değiştirebiliriz, bunu günlük başarıların dışında uzun vadeli programlarla daha iyi yerlere getirebiliriz. Çünkü futbol ülkesiyiz, futbolu çok seviyoruz, futbolla yaşıyoruz. Buraya çok kariyerli yabancı oyuncular geliyor, Türkiye'nin futbola olan sevgisine hayran kalıyorlar ve bunu nasıl değerlendiremiyorsunuz diye bize soruyorlar. Türk futbolunu geliştirmeli, türk gençliğine futbolu, sporu daha çok sevdirmeliyiz. Çok büyük kupalar almak gerekmiyor bunun için. Futbolu bizi takip eden özellikle genç nüfusa daha değerli hale getirmemiz, daha az hatalar yapmamız, bu bağlamda daha büyük hedeflerle yurtdışına açılmamız gerektiğini düşünüyorum. İnşallah bu da zamanla olacak. Buna zaman harcayan insanlar var, uzun vadede başarılı olacağımızı düşünüyorum. Yapacağımız uzun vadeli programları da arkasında durarak uygulamamız gerekiyor. Daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum, Türk insanı daha iyisini hak ediyor, türk sporu daha iyisini yapabilecek güçte ve daha iyisini yapacak."
"FUTBOL SEVGİSİ BENİ KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN KORUDU"
Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu da, "Devletimizin, sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde spora verilen destek çok iyi biliniyor. Bizler futbola çok küçük yaşlarda gönül verdik. Futbolcu, yönetici ve teknik adam olarak hemen hemen her pozisyonda bulundum" dedi. Belözoğlu, şöyle devam etti: "Büyüdüğüm muhit bir çocuğun büyümesi için çok uygun bir muhit değildi. Açıkçası o plastik topun peşinde koşmak, futbola karşı sevgi duymak, küçük takımların varlığı beni birçok kötü alışkanlıktan ve kötü arkadaşlıklardan korumuş oldu. Sporun böyle koruyucu bir gücü olduğuna inanıyorum. Spora ve sporcuya teşvik öncelikle şu an mevcut olduğu gibi devletimizin görevi. Okullarda gençlerimizi yeteneklerince kendi alanlarında teşvik etmemiz gerekiyor. Ortak noktada buluşarak, sizler gibi büyüklerimiz önderliğinde aşamayacağımız bir konu yok. Spora ve sporcuya yatırım yapan bir devletimiz var. Sporun koruyucu ve birleştirici gücünü farkında olmamız gerekiyor."
"HAYATIMDA ÇOĞU ŞEYİ SPORA BORÇLUYUM"
Fraport Tav Antalyaspor Teknik Direktörü Nuri Şahin ise, şunları söyledi: "Ben de sporun birleştirici ve eğitici gücüne çok inanıyorum. Hayatımda çoğu şeyi spora borçluyum. Kötü alışkanlıktan kaçınma, arkadaşlık edinme, farklı diller öğrenme gibi şeyler için sporun olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da Türkiye'nin büyük yatırımlar yaptığını farkındayım. Biz de hocalar olarak desteğimizi esirgemiyoruz."
"SPOR TÜM KÖTÜLÜKLERLE MÜCADELE EDER"
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Spor sevgisini aşılamak, bilinç oluşturmak ailede başlayan bir süreç. Aileyle birlikte eğitim platformlarında olması gereken bir süreç. Aile, ana sınıfı, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite bunların her birinin desteklenmesi gerekiyor. Özellikle ülke olarak kamu kurumlarıyla bu alanda çok ciddi atılımlarımız var" dedi. Son günlerde Milli Eğitim Bakanlığı'yla başlattıkları bir çalışmaya işaret eden Kasapoğlu, "İlkokulda mutlaka bir öğrencimiz istediği bir spor branşına yönelsin istiyoruz. İlkokulda eğitim süreci tamamlansın. Dördüncü sınıftan mezun olmadan vereceğimiz eğitimle mutlaka her bir öğrenci lisans sahibi olsun. Beden eğitimi öğretmenleri çok ciddi bir program uygulayacak. Bakanlığımızın güçlü tesis altyapısı hem okulların hizmetinde olacak. Eğitim hayatının diğer boyutlarına yönelik adımlarımız var. Milli sporcu bursu… Vakıf üniversiteleriyle üç yıl önce bir anlaşma yaptık. Yüzde yüz milli sporcu bursu başlattık. Öğrenci belli bir noktada eğitim mi spor mu ikileminde kalıyordu. Akademi projemiz var, bu anlamda eğitimi spor birimlerindeki yeni dinamikleri, her birini göz önünde bulunarak hem gençlerin spora yönlendirilmesi hem de sporun tabana yayılmasında aşamalar katettik. Tabii spor hakikaten tüm kötülüklerle mücadele eder. Çok önemli bir enstrüman bağımlılıklar noktasında, sosyal anlamda ve sağlık konusunda. Aslında tesisleşmeye de biraz girmek istiyorum. Tesis spor için olmazsa olmaz. Son 20 yıllık süreçte sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla çok ciddi bir tesisleşme hamlesine başladık ve çok büyük ölçüde tamamladık. Türkiye'nin en ücra noktasına kadar her bir branşa ilgiyi karşılayacak mükemmel bir altyapı var" ifadelerini kullandı. Bakan Kasapoğlu, bu noktada teknik adamlara şu soruyu sordu: "Bu altyapıyı sporda nasıl başarıya dönüştürebiliriz ve bu süreçleri nasıl yönetmemiz lazım. Bu anlamda altyapının daha verimli kullanılmasına yönelik ne tür adımlar atmamız lazım? Futbolda bu süreçlerle ilgili ne tür projeler yapabiliriz?"
"TÜRKİYE TESİSLEŞMEDE DÜNYANIN ÇOK ÖNÜNDE"
Nuri Şahin, konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Ben yurtdışında büyümüş bir hoca olarak anlatabilirim. Türkiye tesisleşme konusunda diğer ülkelerin çok önünde. Çok büyük kulüplerde oynadım ama ben Antalyaspor'un tesisi gibi bir tesiste çalışmadım. O tesisleri efektif kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. O tesislerde eğitim vermemiz lazım, genç sporcuları hem profesyonel anlamda hem de hayata hazırlamamız lazım. Tesisleşme konusunda çok iyi gidiyoruz ama eğitim ve efektif kullanma açısından yol almamız gereken şeyler var."
"FUTBOL AİLESİ BERABER HAREKET ETMELİ"
Tesisleşme konusunda Avrupa ve dünyadan çok daha önde olduğumuzu belirten Emre Belözoğlu da, şunları söyledi: "Sizlerin futbol devrimi olarak gördüğünüz bu sürecin kulüplere, oyunculara çok faydalı şekilde dizayn edildiğini görüyorum. Ama bunun içini doldurarak, altyapıdan yetişme konusunda sadece oyuncu gözünde değerlendirmeden Türk sporcularına destek vermek gerekiyor. Samimiyet yakalandığında o işin bereketi olacağına inanıyorum. Türkiye'de son dönemde yapılan atılımların karşılığının oluşabilmesi için futbol ailesinin beraber hareket etmesi gerekiyor."
"ALTYAPIYA DAHA ÇOK SAHA ÇIKARMALIYIZ"
Okan Buruk ise, şu değerlendirmeyi yaptı: "Üstyapıda çok önemli tesisler var, herkes mutlu ama bazı altyapı tesislerinde özellikle burada bizim de ileriye dönük planlarımız var. Galatasaray'ın da yeni tesisleşme planları var. Bu planlar içinde özellikle altyapımıza daha çok saha çıkarmak istiyoruz. Bir şekilde kendi kulübünden yetişen oyuncuların A takıma adapte, global futbola adapte olması için. Ben büyük takımlardan bahsedeceğim ama birçok oyuncumuz yurtdışına gidiyor, bu oyuncuları hem fiziksel olarak, hem futbol anlamında hem zihinsel olarak oraya hazırlamamız gerekiyor. Hepsini bir arada yaptığımızda daha iyi olacak."
"ÖĞRENCİLERİN YETENEK TARAMASINI YAPIYORUZ"
Türkiye'deki milyonlarca gencin her birinin farklı yetenekleri olduğunu vurgulayan Bakan Kasapoğlu, "Onlarca branş ve bu branşlara özgü yetenekler var. 6,3 milyon ilkokul öğrencisinin yetenek taramasını yaptık. Türkiye'de yetenekler tesadüfen fark ediliyordu. Artık bakanlık vizyonu olarak yeteneklerin her birinin tespiti ve sonrasında desteklenmesi yönünde hem bilimsel altyapımız hem özellikle onların bu anlamdaki yeteneklerinin kaybolmamasına yönelik takviye çalışmaları var. Şu an bu öğrencilerden özellikle 30 bini çok yakın takibimizde. Tabii illa çok spesifik yeteneklere sahip olması da gerekmiyor. Her bir öğrencinin spora teşvik edilmesi de bizim için çok önemli. Herkes hayat tarzı, günlük bir yaşam aktivitesi olarak spora yer ayırmalı. Projemizin devamında spora yönlendirme projemiz var" dedi. Kasapoğlu, bu konuda "Özellikle yeteneklerin tespit edilmesi ve yönlendirilmesi noktasında sizlerin önerileri neler? Futbol adamı olarak futbol özelinde bu alanda ne tür çalışmalarla bu süreçleri daha başarılı, daha verimli yönetebiliriz?" sorusunu yöneltti.
"LİMİTLERİMİZİ FARKEDİP, ZORLAMALIYIZ"
Emre Belözoğlu, şu yanıtı verdi: "Bizler son zamanlarda sizlerin yaptığı yatırımlarla ayakta durmaya çalışıyoruz. Futbolun içinden gelmiş insanların yönetici, teknik adam, spor yorumcusu olmasını istiyoruz ama bizim de kendimizi eleştirmemiz gereken süreçler var. Biz kendimizi ne kadar geliştiriyoruz, biz ne kadar değişim istiyoruz, bilgili olduğumuz konuda ne kadar hizmet etmek istiyoruz? Herkes kendi evinin önünü süpürse pek çok problemi aşarız. Herkes kendi kulvarında yapabileceklerini, limitlerini farkedip zorlarsa futbol anlamında gelişebileceğimizi, yeni nesiller yetiştirebileceğimize inanıyorum."
"AİLELERİN ÇABALARINA HAYRANIM"
Okan Buruk ise, şu değerlendirmeyi yaptı: "Okullar burada çok önemli. Bir dokunuşla bir oyuncunun kaderini değiştirebiliyoruz, bir oyuncu için de aynı şeyi söyleyebilirim. Geçmişte futbol oynaması yasak çocuklardan, kendi çocuğunun peşinde koşup spor yapmasını isteyen aile bireylerinin olduğu döneme geçtik." Bakan Kasapoğlu da bu noktada, bunun çok önemli bir tespit olduğunu belirterek, "Alilelerin bizzat çocukların yanında olması ve spor konusunda teşviki, onları desteklemeleri ve motive etmeleri, bu anlamdaki çabalarına hayranım. Gittiğim her ilde sporcu anneleriyle buluşma gerçekleştiriyoruz. Anne o süreçte en özel fedakarlığı yapıyor. Ailenin bu anlamdaki dönüşümü de çok güzel bir tespit. Sporcu ailelerine teşekkürlerimi iletiyorum" dedi.
"HAYALİMİZ DÜNYA KUPASI'NI KAZANDIĞIMIZI GÖRMEK"
Bakan Kasapoğlu, son olarak teknik adamlara şu soruyu sordu: "Her birinizin tabii hayal dünyalarında başarı özlemleri var, branşlara ya da takımlara dair. Gözünüzü kapattığınızda hangi branşın hangi sporun hangi takımın ya da hangi sporcunun neyi başardığını görmek isterdiniz?" Emre Belözoğlu, "Ben bir teknik direktör olarak A milli takımımızın Dünya Kupası'nı kazanmasını görmeyi isterdim derken, Okan Buruk da, "Ben de aynı şeyi düşündüm. Dün gece Fas'ı seyrettik aklıma geldi. Dünkü maçı belli bir yerden sonra Fas'ın hak ettiğini düşünüyorum ama bir türlü topu içeri atamadı. Fransa uyuturken maçı kazanıyor. 2002 yılını hayal ettim izlerken" yorumunu yaptı.
'SPORA KATKI VERENLER ÖDÜLLERİ' TAKDİM EDİLDİ
A Kanallar Genel Müdürü Abdülhalik Çimen programın sonunda, Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Paneli'ne olan katkılarından dolayı Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'na ödülünü takdim etti. Bakan Kasapoğlu ise, Teknik Direktör Mustafa Denizli, Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Ferkan Merdan, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Ergin Kaya, P&G Türkiye Başkanı Tankut Turnaoğlu, Oğuz Gıda Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enes Örer, RHG Enertürk Enerji Genel Müdür Yardımcısı Saffet Yılmaz, FİFA Kokartlı Eski Hakem Cüneyt Çakır, Urfa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Balıkesir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Opet ve Regnum Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk ve Ziraat Bankası Kurumsal İletişim Başkanı Levent Marmaralı'ya ödül verdi.
GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
'Türkiye Yüzyılında Gençlik ve Spor Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Aydınlı, İddaa, Vakıfbank, Black Braun, EnerjiSA, RHG Enertürk Enerji, P&G Procter Gamble, Papara üstlenirken, destek sponsorları ise Balıkesir Belediyesi, Bursa Belediyesi, Erzurum Belediyesi, Şanlıurfa Belediyesi, Tuzla Belediyesi, Gaziosmanpaşa Belediyesi, Ümraniye Belediyesi ve Üsküdar Belediyesi oldu.