2023 vizyonu için Turkuvaz Medya’da büyük zirve! Bakan Karaismailoğlu'ndan metro müjdesi
Turkuvaz Medya merkezi önemli bir zirveye daha ev sahipliği yaptı. A Para ve Sabah Gazetesi tarafından düzenlenen "Türkiye 2023 zirvesi ve para sohbetleri" Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın video mesajı ile başladı. Zirvede finanstan enerjiye, ulaştırmadan savunma sanayi projelerine birçok konuda panel ve toplantı gerçekleştirildi. Dev zirvede önemli açıklamalarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Sözleşmeli üretimi zorunlu kılacağız. Biz istiyoruz ki, arz ve talep arasında dalgalanma olmasın. Bunla ilgili de sözleşmeli üretimi gerekirse stratejik ürünlerde zorunlu hale getireceğiz." ifadelerini kullandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "2023'te yerli gazı milletle buluşturmanın heyecanı var." dedi. Metro müjdesi veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da "TÜRKSAT 6A'yı önümüzdeki yıl uzaya fırlatacağız." mesajını verdi. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise, "Enflasyon baz etkisi dışında da gerileyecek. Gıdada da fiyatlar aşağıya doğru yönelecek." diye konuştu. Son olarak zirvede konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Ülke olarak inşaat sektöründe dünyada 2. sıradayız. Sektör 2 milyondan fazla kişiye istihdam sağlamakta.” dedi. “TOKİ ile birlikte 1 milyon 170 bin sosyal konut ürettik.” ifadelerine yer veren Bakan Kurum, “30 ilde 62.928 konutun hak sahibini noter huzurunda belirledik. Başkan Erdoğan öncülüğünde milletimizi konut sahibi yapmaya devam edeceğiz.” mesajını verdi.
Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi SABAH Gazetesi ve ekonomi kanalı A Para tarafından düzenlenen 'Türkiye 2023 Zirvesi & A Para Sohbetleri' bugün Turkuvaz Medya Center'da yapılıyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın video mesajı ile başlayan zirvede Tarım ve Orman Bakanı Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu önemli açıklamalarda bulundu.
Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi Sabah Gazetesi ve ekonomi kanalı A Para tarafından düzenlenen 'Türkiye 2023 Zirvesi & A Para Sohbetleri'nde "Finans Sektörünün 2023 Vizyonu" panelinin açılış oturumunda Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör'ün sorularını cevapladı.
Kavcıoğlu, Türkiye 2023 Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında uygulanan politikaların muvaffak olmaya başladığını dile getirerek "Geçen yıl gelişmekte olan ülkelerin CDS'lerinde bizden fazla yükselme vardı, bizim Türkiye Ekonomi Modeli politikalarımızın sonuç vermeye başlamasıyla birlikte aşağı geldi. Politikalarımızın dışarıda daha fazla karşılık bulması ile birlikte hem CDS'ler aşağı gelecek hem de yabancı para girişi artacaktır. Reyting kuruluşları önce görünümü revize ederler, sonra not değiştirirler, şimdi daha rasyonel politikaların uygulandığını ve sonuç aldığını görünce oralarda da çok önemli düzelmeler göreceğiz" dedi.
Kavcıoğlu, enflasyonla ilgili zor bir süreç geçirildiğini ve gelinen nokta itibariyle enflasyonda yükselten tüm sebeplerin geride kaldığını belirtti. Kavcıoğlu, kurun dengede gitmesi ve faiz maliyetlerinin aşağı gelmesi bunun yanı sıra uluslararası boyutta yükseltici etkilerin de dengeye oturduğunu ve aşağıya doğru yöneldiğini dile getirerek alınan tedbirlerle uygulanan politikalarla bu denge korunarak gittiği sürece baz etkisi dışında da enflasyonun geriye geleceğini öngördüklerini vurguladı.
Kavcıoğlu şöyle konuştu:
"Bu ay zaten kısmi olarak gerileme oldu. Aralık ocakta da baz etkisiyle beraber önemli gerileme bekliyoruz. Kasım ayı enflasyonun baktığımızda da enerji, ulaşım, temel mal ve hizmetlerde düşüş var. Gıda fiyatlarının bizim öngörümüz dışında bir durumu söz konusu. Gıda fiyatların da alınan tedbirlerle aşağıya doğru fiyatların ineceğini düşünüyorum. Önemli nokta kur artışının dengede olması, finansman maliyetlerinin düşmesi. Tedbirlerle temmuzdan bu yana KOBİ'lerde yaklaşık 25 puan normal ve orta ölçekli firmalarda 15 puanın üzerinde faiz maliyetlerinde iniş söz konusu. Tüm hepsini uyguladığımız politikalarla anlatırsak temelinde makroihtiyati tedbirler seti ve bununla beraber rezerv yönetimi, faiz politikası bunların hepsi uyguladığımız uluslararası kuruluşların da gündemi ve takibinde olan dengeli bütünleşik politikaları uyguluyoruz. Sonuç almaya başladık, Liralaşma stratejisi net ifade edeyim enflasyonun da uzun vadeli aşağı gelişinde önemli strateji. Türkiye'de yıllardır çarpık yapılaşma var, liralaşma stratejisiyle bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Sürdürülebilir büyümeyle, kalkınmayla sürdürülebilir kalıcı fiyat istikrarının temelini oluşturacağız."
ASGARİ ÜCRET ZAMMI BAZ ETKİSİ HARİÇ DÜŞÜŞÜN İÇİNDE VAR
Enflasyonda baz etkisi dışında aşağı doğru düşüşler olacağını vurgulayan Kavcıoğlu, şunları söyledi: "Fiyat artışlarına neden olacak çok sebep kalmadı. Asgari ücrette enflasyonu çok yüksek düzeyde etkileyen bir yapı söz konusu değil, geçmiş yıllarda bunun örneği var. Bununla beraber artışın bir kısmı şu anda fiyatlara bindirilmiş durumda. Geçmiş dönemlerde de asgari ücret artışında enflasyonu çok yüksek bazda etkileyen bir durum yok. Özellikle geriden gelerek fiyatlara yansıtılarak olduğu için fiyatlara çok etkisi olacağını düşünmüyorum. Farklı yıllarda asgari ücretin yüksek artışı olmasına rağmen enflasyonun düşük olduğu dönemler var. 2016 yılında yüzde 30 üzerinde asgari ücret zammı var yüzde 8,5 enflasyon olmuştu. Direkt bir ilgisi söz konusu değil, etkisi var. Etki enflasyonun tarihsel ortalamasına baktığında bu aylarda beklediğimiz baz etkisi üzerinde enflasyon düşüşünün içinde olacağını düşünüyoruz. Baz etkisinin dışında aşağı inen enflasyon içinde bu da var."
POLİTİKALAR OTURDUKÇA TEDBİRLER ORTADAN KALKACAKTIR
Kavcıoğlu, Türkiye Ekonomi Modeli ile bütünleşik bir politika çerçevesinden bahsettiğini ve makroihtiyati önlemlerin gelişmiş ülkelerdeki merkez bankacılığında da bulunduğunu vurgulayarak "Hedefli ve selektif kredi politikası amacımızın bir önemli bir politika seti. Makroihtiyati tedbirler faiz indirimi ile giderken indirimlerle beraber finansmanın doğru kanallara gitmesini sağlayacak adımlardı. Makroihtiyati tedbirleri uygulamak zorundasınız ki kredi finansman doğru şekilde kullanılsın. Aksi takdirde yılın ilk yarısında da kısmen yaşadığımız dövize farklı kanallara amacı dışında kullanılması veya ihtiyacı olandan daha fazla ihtiyacı olmayana gitmesi gibi yapının oluşması bizim arzu etmediğimiz durum. Bu sapmaların olmaması için de dönem dönem makroihtiyati tedbirler alıyoruz" dedi.
Kavcıoğlu, "Politikalar oturdukça tedbirler ortadan kalkacaktır veya devam edecektir. Tüm dünyada makroihtiyatı tedbirler uygulandığını görüyoruz. Biz de sadece faiz politikasıyla çalışıyorduk ama bunu tercih etmedik ve Türkiye Ekonomi Modeli ile uygulamaya çalıştığımız politikaların yavaş yavaş sonuçlarını görmeye başladık. Türkiye Ekonomi Modeli tamamen yatırım, istihdam, üretim, ihracat bunun sonucunda cari denge ve kalıcı fiyat istikrarına kavuşmayı hedefliyor. Bunun için makroihtiyati tedbirleri uygulamak zorundasınız. Bazen tartışılıyor kötü bir şey gibi, farklı amaç için gibi gösterilmesi doğru değil. Tamamen sistemin hedefe ulaşması için uygulanan ve dünyada da gelişmiş ülkelerin çoğunda uygulanan politika seti" diye konuştu. KOBİ'lere yönelik kredilerde yaşanan 7 kat artışı hatırlatan Kavcıoğlu bu rakamın da alınan tedbirlerin sonuç verdiğini gösterdiğini belirtti.
BÜYÜK FİRMALARI SERMAYE PİYASASINA YÖNLENDİRİYORUZ
Finansmana erişim şikayetlerine yönelik soru üzerine Kavcıoğlu, şunları söyledi:
"Önceki 6 aylık döneme baktığımızda finansmana ulaşımı rahat olan bazı büyük firmaların çok yüksek montanlı kredi kullandığını görüyoruz. O kullanımı hedefli olarak selektif şekilde politikaya uygun olarak düzenleyecek tedbirler ve kurallar getirdik. Dolayısıyla dünyadaki bankacılığa bakınca finansmana erişimi kolay olan firmaların daha farklı şekilde sermaye piyasası yoluyla finansmana eriştiğini görüyoruz. Biz de makroihtiyati tedbirlerle büyük firmaları bu tarafa yönlendiriyoruz. Hem banka bilançolarını rahatlatmış oluyoruz hem de KOBİ'lerin finansmana erişimini sağlıyoruz."
Liralaşma politikası'nın Türkiye'nin belirli dönemlerde bazı hedefleri yakalamaya başladığında döviz kuru üzerinde spekülasyonlarla oluşturulan yapıyı sonlandırmayı çalıştığını ve kısmen muvaffak olunduğunu ifade eden Kavcıoğlu, "Makroihtiyati tedbirler, rezerv, likidite yönetimi, arz talep dengeye getirilmesi, cari denge politikaları hepsi aslında kurun da faizin de piyasanın da dengeye gelmesini sağlayacak politikalar. Bunun bariz örneğini 2008 finansal krizinde yaşadık, bizde olan olaylar diğer ülkelerde olmuyor. Uyguladıkları makroihtiyati tedbirlerden olmuyor. Biz hep dayağı yedikten sonra önlem alıyoruz. Liralaşmayla oluşturulan politikalar bu tür politikalara ne tür tepki vereceğini koruyan ve kollayan sistem. Alınan tedbirler piyasaya güven oluştururken, kurda denge sağlayıp, faizdeki düşüşe olumlu şekilde yansıyarak sistem kendi içinde piyasayı dengede tutarak kimsenin müdahalesine gerek kalmadan yoluna devam edecek şekilde sonuçlanmaya başladı" dedi.
KKM'NİN BİZE MALİYETİ YOK
Kavcıoğlu, KKM'nin Merkez Bankası'ndaki bölümünün Hazine'ninkinden farklı olduğunu hatırlatarak döviz mevduatını aldıklarını ve bir rezerv mekanizması şeklinde rezerv kalemlerinden biri haline geldiğini söyledi. Kavcıoğlu, "KKM rezervi artırmak için yaptığımız bir iş bu anlamda alıyoruz, Hazine'nin işleriyle farklı, bizim rezervi artırmak için yaptığımız birçok yöntem var. Merkez Bankası rezerv artırmanın maliyet hesabını yapmaz. Uygulanan yöntemlere bakmak lazım. Rezerv ülkenin para politikalarına yön vermek, parasal aktarım mekanizmasının yürütmek için en önemli güçtür. KKM işlemi, merkez bankası rezerv yönetimi olduğu için yükü söz konusu değildir. Tedbirlerle maliyetler aşağı geldi.
Geçen yıl CDS'lerin yükselmesi sırasında gelişmekte olan ülkelerde daha hızlı bir yükseliş yaşandığını hatırlatan Kavcıoğlu, "Bizim politikalarımızın sonuç vermeye başlamasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelerde yükselen CDS'ten daha hızlı aşağı geldi bizimkisi. Bu politikalarımızı dışarıda daha fazla karşılık bulmasıyla birlikte hem CDS daha fazla aşağıya gelecektir hem de uluslararası kuruluşlarda kabul görmeye başlayacaktır. Dolayısıyla yabancı para girişi artacak. Burada yabancı girişlerinin Türkiye'de arzuladığımız şekilde olmasını istiyoruz. Spekülatif amaçla girenler azalıyor" dedi.
NET HATA NOKSAN AZALARAK DÜZELECEK
Net hata noksan tartışmalarına da değinen Kavcıoğlu, şu an net hata noksanın milli gelire oranının düşük olduğunu söyleyerek "Geçen sene ilk açıklandığında 10,5 milyar dolar olan net hata noksan düzeltmelerle rakamlar yıl içinde arkadan gelip tamamlanmasıyla 1,3 milyar dolara geldi. Önümüzdeki yıllarda net hata noksan oranının daha da azalacağını göreceğiz" diye konuştu.
Swaplarla ilgili bizim rezerv artışının nasıl olduğunu anlamaya çalışmaktan karalamaya dönük çabalar olduğunu kaydeden Kavcıoğlu, "Biz Rusya Ukrayna savaşından sonra yerel paralarla ticaretin gelişmesini teşvik etmek için buna başladık. Görüntüde etkisi vardır ama yerel parayla ticaretin rezerve katkısı çok daha fazla olur. BAE ile ticaret hacmimiz geçmiş dönemlere doğru gidiyor. Arttıkça swap anlaşmalarının katkısı olacağını görüyoruz. Tüm görüşmeler ticaret hacmi cari açık verdiğimiz ülkelerle daha fazla swap anlaşması yapma niyetimiz var. Çalışmalarımız devam ediyor. Depo anlamında diğer ülkelerle farklı şekilde görüşmelerimiz devam ediyor. Depo yapan birçok ülke var. Suudi Arabistan da bunlardan biri, çok yakında bu hesaplarımıza girer diye düşünüyorum. Finans Merkezi'ne taşınmamızla beraber finansal güç olma noktasında da önemli bir mihenk taşını başlatacak. Yıl sonu itibariyle burada bankalarımız ve merkez bankamız yerleşmeye başlıyor. Açılışıyla beraber Türkiye finansta da bir küresel güç olarak kendini gösterecek" dedi.
İSTANBUL FİNANS MERKEZİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI
Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe yazarı Dilek Güngör'ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen Finans Sektörünün 2023 Vizyonu Paneli de, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Borsa İstanbul A.Ş Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Sermaye Piyasa Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül ve Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı'yı buluşturdu.
İstanbul Finans Merkezi'nin son durumuna ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, "Özellikle kamu bankalarımız şu anda bile taşınacak durumda. Binalar bitti, içinde bir takım düzenlemeler yapılıyor. Taşınma sırasındaki detaylar vakit alıyor." dedi. Projenin çok büyük olduğunu belirten Aşan, "Yakın zamanda gittik. Girdiğinizde inanılmaz etkileniyorsunuz. Özellikle Merkez Bankası binası, en yüksek bina olacak. Birkaç ay içerisinde çevre düzenlemesi de tamamlanacak ve son halini göreceğiz. Bankalar zaten şu an taşınmalarına devam ediyor" ifadelerini kullandı. İstanbul'un zaten şu haliyle bir finans merkezi olduğunu vurgulayan Aşan, şu yorumda bulundu:
"İstanbul zaten merkez ve bölgenin göz bebeği. Bu aslında bir araya gelme. Yeni bir sinerji verecek, değer katacak. İstanbul'un finans merkezi kimliği biraz daha küreselleşecek. Finansal mimarı açısından da çok önemli. Altında büyük bir alışveriş merkezimiz olacak. Yemek alanları, konser salonumuz olacak. Az kaldı, birkaç aya kadar göreceğiz." Göksel Aşan, katılım finansın payının 2025 itibarıyla yüzde 15'in üzerine çıkarılmasını hedeflerinin de altını çizerken, Katılım Finans Strateji Belgesi'ne hazırlık sürecinde, yurtdışındaki başarılı uygulamaları detaylı olarak incelenmekle birlikte Türkiye'ye özgü bir model oluşturmaya çalıştıklarını vurguladı.
BORSADA KAPIMIZ TÜM ŞİRKETLERE AÇIK
Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun da, sermaye piyasaları ve borsa açısından önümüzdeki Türkiye yüzyılında ülkemizin sürdürülebilir büyümesinde sermaye piyasalarının ağırlığının gittikçe artması gerektiğini söyledi. Ergun, "Ülkemizin hem üretim hem ihracat hem yatırım yapan, istihdam oluşturan şirketlerimizin ne kadarını borsaya kazandırdık diye baktığımızda bin büyük sanayi şirketinden sadece 100'ü borsada işlem görüyor. Kalan 900 şirketi tek tek ziyaret edelim, farkındalığı artıralım. Yatırım yapmak istediklerinde, paraya ihtiyaçları olduğunda, kurumsallaşmada ve marka değeri yükselmesi anlamında Borsa İstanbul'un ve halka arzın kendileri için iyi bir alternatif olduğunu anlatalım istedik. 15 sanayi şehrinde 150 şirketi ziyaret ettik. Büyük bir ilgiyle karşılaşıyoruz" dedi.
Her yıl 40-50 halka arz yapılması gerektiğini anlatan Ergun, "Amacımız onları kazanmak. Kapımız bütün şirketlere açık" ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYA MANİPÜLASYONUNA KARŞI HAMLE
Bu yılın sermaye piyasaları için güzel bir yıl olduğunu belirten Sermaye Piyasa Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, "33 halka arzımız oldu ve devam etmesini bekliyoruz. Talep tarafı da çok ciddi gelişti. Yatırımcı sayısı 3,3 milyona yaklaştı. Elimizdeki başvurulara baktığımız zaman şirketlerin artık sermaye piyasaları, borsamıza bir korkuyla bakma sürecini atlattığını görüyoruz. Şirketlerle çok yakın temastayız" dedi. Birçok patronun halka arza şüpheli baktığına işaret eden Gönül, "Biz bununla ilgili bilgilendirmelerle, bundan sonra daha sürdürülebilir bir finansmana ulaşabildiklerini anlatıyoruz. Başvurulara baktığımızda 2023 yılı başvurularının devam edeceğini görüyoruz" ifadelerini kullandı. Ömer Gönül, sosyal medyaya ilişkin çalışmalarına yönelik şunları söyledi:
"Biz sadece düzenleyici değil, denetleyici bir kurumuz. Yatırımcıyı korumaya çalışırken piyasa manipülasyonu dediğimiz bilgi manipülasyonunu engellemeye çalışıyoruz. Bu mücadelenin en önemli kısmı yasal düzenleme yapmak, finansal okuryazarlık.
Hiç yüzünü görmediğiniz birinin şu hisseyi al dediğine güvenmek kadar bunu engellemek de önemli. Sosyal medya erişimini engellemek çok kolay değil, yasal olarak sıkıntılarımız var, ama çalışmalarımız devam ediyor. Finansal okuryazarlık düzeyini geliştirmek için de çalışmalarımız devam ediyor. Borsadaki yatırımcı profili artık daha genç bir kitle. Bunların eğitilmesi çok önemli. Finansal okuryazarlığı sadece borsa olarak değerlendirmemek gerek. Gençlerin finansal okuryazarlığını, ev hanımlarınkini geliştirmek bizim için ayrı ayrı birer hedef. Madem onlar sosyal medyadan bu işi manipüle ediyorlar, bizim de sosyal medyayı güçlü olarak kullanmamız lazım. Sertifikalandırma yöntemiyle çok kısa bir zamanda hedeflerimize yürümeye başalayacağız. Sertifikasyon için eğitimleri hazırladık."
BANKACILIK DIŞI FİNANS BÜYÜYECEK
2023 yılında ülke ekonomisinin büyümesiyle birlikte bankacılık dışı finans sisteminin de büyümesi için çalışacaklarını vurgulayan Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı ise, şunları söyledi:
"İstanbul Finans Merkezi'nin açılması, devlet destekli teşviklerin artmasından dolayı işlem hacmimizin yukarı taşınacağına inanıyoruz. Bankalarda kullandığımız kaynak yüzdelik olarak daha fazla olduğu için bankacılık dışı finans sektörü desteklendiği zaman pazar payımız da yukarı taşınacak. Bankacılık dışı finans sektöründe gelişmiş ekonomilerdeki yüzde 40'lık oranı yakalamamız çok uzak değil."
BES'TE KATILIMCI SAYISI 14.5 MİLYONU AŞTI
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli de, sigorta sektörü olarak ekonomide ve vatandaşların hayatında çok önemli rol oynadıklarının altını çizdi. Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırladıkları 'Türkiye Sigortacılık Sektörü Ekonomik Etki Analizi'ne dikkat çeken Benli, gelişmiş ülkeler için ortalama sigortalanma oranı yüzde 8-9 iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oranın 2.5-3 olduğunu söyledi. Benli, "Sektörü daha da büyütmeyi vazife olarak görüyoruz. Dünyanın yüz yüze geldiği tüm olumsuz koşullarda Türkiye büyümesini sürdürdü. Finans ve sigorta en hızlı büyüyen sektörlerin başında geldi. Bu yılın 3. çeyrek verilerine göre sektörün aktif büyüklüğü 616 milyar liraya çıktı, ekim ayı prim üretimi de 170 milyar liraya ulaştı. BES'te fon tutarı devlet katkısı dahil 410 milyar lirayı aştı, katılımcı sayısı 14.5 milyonun üzerine çıktı" ifadelerini kullandı.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI KARAİSMAİLOĞLU: 2053 YILINA KADAR 198 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPACAĞIZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu bakanlık olarak 2053 yılına kadar yapacağı yatırımları planladıklarını ve bugünden çalışmalara başladıklarını söyledi.
Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi Sabah Gazetesi ve ekonomi kanalı A Para tarafından düzenlenen 'Türkiye 2023 Zirvesi & A Para Inbusiness Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler'in sorularını yanıtlayan Bakan Karaismailoğlu, "2053 yılına kadar 198 milyar dolar yatırım planladık. Bu yatırımların milli gelire katkısı 1 trilyon dolar, üretime 2 trilyon dolar olacak ve istihdama da 28 milyon kişilik katkı sağlayacak" şeklinde konuştu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 100 yılda yapılacak projeleri 20 yıla sığdırmanın kolay olmadığını vurgulayarak "O yüzden Türkiye bu kadar büyük... Bu güçlü altyapı sayesinde oluyor. Yaptıklarımızla gurur duyuyoruz, ama yetinmiyoruz, 2053 hedeflerimiz için çalışıyoruz" dedi.
Bakan Karaismailoğlu, bir birim ulaştırma yatırımının üretime 10 birim, milli gelire 6 katı etkisi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Son 20 yıldır yapılan yatırımlar sayesinde ihracat ve büyüme rekorları kazanmamız tesadüf olmadı. Bunun arkasında çok büyük bir devlet yatırımı var, bu yatırımlar planlı şekilde büyüme devam edecek ve sonrasında 2053 planlarını yapan Türkiye olarak da altyapıyı oluşturduk. Yapacağımız işler var, nerede, ne yapacağız, karşılığından ne elde edeceğimiz belli."
183 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPTIK
Karaismailoğlu, lojistik süper güç olmak için Türkiye'nin konumunun çok uygun olduğunu belirterek bunun yanı sıra Türkiye'nin en büyük Ar-Ge'si Türksat 6A'yı önümüzdeki yıl uzaya fırlatacağımızın müjdesini verdi.
Böylece yerli 5G ve 6G teknolojisinin hazır olacağını dile getiren Bakan Karaismailoğlu, 20 yılda Türkiye'nin ulaştırmaya 183 milyar dolar yatırım yaptığını bunun yüzde 65'inin karayollara ve ağırlıklı olarak demiryolu yatırımlarıyla devam edildiğini kaydetti.
Yapılan yatırımlarla turizm, üretim, istihdam ve tarımdaki artışların geldiğini dile getirerek bu yaz bazı günler Osmangazi Köprüsü'nden 80 bin aracın geçtiğini olmaması durumunda yaşanılacak sıkıntıların büyük olduğunu ifade etti.
Son 1 yılda yaptıkları yatırımları örnekleriyle anlatan Bakan Karaismailoğlu Çanakkale Köprüsü'ne özel bir önem verirken yıl bitmeden önümüzdeki günlerde de yeni açılışlarını yapacakları yatırımlar bulunduğunu dile getirdi.
Büyük yatırımlı ve ihtiyaç olan işleri devletin kasasından 1 kuruş çıkarmadan YİD projeleriyle yapılmasını sağladıklarını böylece kendilerinin de Anadolu'da ihtiyaç olan yatırımları tamamlayabildiklerini vurgulayan Karaismailoğlu, önümüzdeki dönemde de YİD projelerinin devam edeceğini ifade etti.
Kamu özel işbirliği projeleri eleştirildiğini hatırlatarak Bolu Dağı tünelinin 17 yılda tamamlandığı örneğini veren Bakan Karaismailoğlu şöyle devam etti:
"Kuzey Marmara Otoyolu'na bakalım. İhtiyaç var ve 8 milyar dolar bedeli var projenin. Bunu Bolu Dağı tüneli gibi 17 senede yapmanız memleketin işine gelir yoksa 3-4 yılda finansal problem olmadan bitirmek mi işinize gelir. Tabii ki 8 milyar doları ülke bütçesinden veremeyeceğim finansman modelini hazırlıyorum bunu da uzman bürokratlarımız hazırlıyor. 8 milyar doları yatırımcı Türkiye'ye getirecek ve proje tamamlanınca işletme süreci içinde finansal dönüşüm alacak, kullandığı finansmanı alacak. Garanti ise yıllık geri ödeme şeklinde alamıyorsa biz taahhüt veriyoruz. Ve bu şartlarda ihaleye çıkıyoruz. Bu işi yapabilecek kabiliyetteki firmalar gelir, teklifleri verir, biz de en uygunu seçip sözleşme yaparız. Kuzey Marmara Otoyolu'nda 1000 kişi çalışıyor, 250 milyon dolar işletme maliyeti ve biz bunlara karışmıyoruz. Biz kendi otoyollarımızdaki işletme maliyeti biliyoruz. Ayrıca finansman maliyeti de var. Krediyle ev alacaksınız 1 milyon lira, 1 milyonunuz yok aylık 10 bin vererek ev almak istiyorsanız finansman alırken evin başlangıç tarihi ile bittiği tarih farklı maliyette olduğu için bu finansman da öyle. Bunlar Türkiye'ye nefes aldırmış projeler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden 130 bin araç geçiyor yapılmasaydı kilitlenecekti trafik ve hareket edemeyecektik. Projeler ise yapıldığı yerdeki turizm ve üretimi artırıyor."
"2023 SONUNDA AVRASYA TÜNELİ ARTIYA GEÇİYOR"
Osmangazi ve devamındaki OSB'lerde üretimin kat ve kat arttığını güvenli otoyollar sayesinde 13 bin 100 vatandaşın trafik kazalarından hayatlarını kurtardıklarını söyleyen Karaismailoğlu, şunları söyledi: "Projeleri sadece karayolu olarak düşünmemek lazım. İstanbul Havalimanı 10 milyar Euro'luk bir yatırım. Devletin kasasından 1 kuruş çıkmadan yatırımcıya yaptırıyorsunuz, 25 yıllık işletme ile 26 milyar Euro'luk kira geliri toplayacaksınız. Kiranın dışında da garanti edilen yolcu sayısını sağladığı için 25 milyon Euro da ilave getiri sağlandı. Karayollarında bazı destekler vermemiz lazım havayollarından gelir artışı sağlıyoruz. Antalya havalimanına 765 milyon Euro'luk yatırım yapmamız lazımdı yatırımı yapmadık 25 yıllık işletmesi için de 8.5 milyar Euro kira geliri alacağız. 2.38 milyar Euro'yu da kasamıza koyduk. Karayollarına yaptığımız katkılar o kadar değil. 3-5 yıllık değil uzun soluklu yatırım bunlar ve belli aşamadan sonra geri dönüşü oluyor. Avrasya Tüneli 1.250 milyar dolar yatırım, 40 milyon dolar işletme maliyeti var. Geçen yıl 500 milyon lira katkı verdik garanti karşılanmadığı için ama devlet olarak yapsaydık 1.250 milyar dolar yatırıma para harcayıp her yıl da 40 milyon dolar işletme maliyeti harcayacaktık. 25 yıl sonra bittiğinde ülkemizin projesi olacak. Avrasya Tüneli'nde 2023 sonu artıya geçiyoruz kovid olmasaydı çok daha önce geçerdik."
"DEV PROJELERİ AVRUPALILAR YAPSA TAKDİR EDİLİRDİ"
'Türkiye 2023 Zirvesi & Para Sohbetleri' kapsamında Türkiye'nin dev projeleri de masaya yatırıldı.
Türkiye'nin Vizyon Projeleri Paneli, Inbusiness Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler moderatörlüğünde Kuzey Marmara Otoyolu Genel Müdürü Aynur Uluğtekin, IC Holding İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su Murat Bayar ve Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir'in katılımıyla düzenlendi.
Türkiye'nin son dönemde çok önemli projelere imza attığını hatırlatan Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, "İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve otoyolu, Çanakkale Köprüsü 4 yıl gibi bir zamanda tamamlandı. Bu projeler dünyanın dev projeleridir. Bu projeleri, bu kadar kısa sürede bir Avrupa ülkesi yapsaydı bütün dünya bu dev projelerden takdirle bahsederdi. Biz bu projelerin hemen hemen yüzde 90'ını yap-işlet-devret modeliyle yaptık" dedi. Türkiye'nin çok büyük vizyonlu projeleri bitirdiğini vurgulayan Özdemir, "Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığıyla bu projeler bu noktaya geldi" ifadelerini kullandı. "Allah bana hep en yüksekleri nasip etti" diyen Özdemir, şöyle devam etti: "En yüksek baraj, köprü ve şimdi de en yüksek merkez bankasını bitirmek üzereyiz. Şubat ayı itibarıyla Merkez Bankası taşınacak. Bu projeler bizim dünyada önümüzü açtı. Bu projeler sayesinde dünyada tanınır marka olduk. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde Türk firmaları artık Japonlarla, İspanyollarla, İtalyanlarla bu büyük projelerde birebir yarışacak." ifadelerine yer verdi.
OTOYOLLARA 102 ŞARJ İSTASYONU
Karayollarındaki gelişime ilişkin bilgi veren Kuzey Marmara Otoyolu Genel Müdürü Aynur Uluğtekin, geçmişte projelerin 5-10 hatta 20 yıla kadar sarktığını gördüklerini, şimdi ise büyük otoyolların bile 3 yılda tamamlanabildiğini söyledi.
Uluğtekin, akıllı yollara ilişkin de, yeni akıllı projelerle kazaların önüne geçmeye çalıştıklarını belirterek, TÜBİTAK'la çalıştıkları bir akıllı yol projesine işaret etti. Uluğtekin ayrıca, şu anda otoyol hizmet tesislerinde toplam 102 tane elektrikli şarj istasyonu planlandığını, 18 tanesini açtıklarını, 84'ünün de yolda olduğunu kaydetti.
'"YAP-İŞLET-DEVRET'E BÜTÜN OLARAK BAKMAK GEREK"
IC Holding İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su Murat Bayar da, yap-işlet-devret modeline ilişkin, ise "Bu modelde biz yap tarafına fazla odaklanıyoruz. Bu sistemin bir süreci var. Otoyol işletmeciliği bunun sadece işletilmesi değil bakımı onarımı. Büyük yatırımın güncel tutulması. Siz o tesisi canlı, yaşar şekilde devlete geri veriyorsunuz. Buna bir bütün olarak bakmak gerek" dedi. Bayar, şöyle devam etti: "Yatırımcının üzerinde çok büyük bir teşvik var, yatırımcı bir an önce bitirip yeni projeye geçmek istiyor. Bu ekonomiye bir katkı. Yurtdışında da şartnameler, bizim buradaki deneyimimizle çok kolay cevaplanır bir hale geldi." dedi.
BAKAN DÖNMEZ'DEN "EVLERE GAZ" MÜJDESİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İstanbul'da düzenlenen "Türkiye 2023 Zirvesi ve Para Sohbetleri'ne" çevrim içi katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yerli gazı 2023'te Türk milletiyle buluşturmanın heyecanı içerisinde olduklarını ve Faz-1 kapsamında 10 kuyudan 9'unun sondajını tamamladıklarını kaydeden Dönmez "Denizden gelecek gazı ayrıştıracak Filyos Kara Gaz İşleme Tesisimizin yüzde 85'i tamamlandı. Deniz altındaki boru hattını biliyorsunuz geçtiğimiz haftalarda tamamlamıştık. Sakarya Gaz Sahası'nda arı gibi, gece gündüz demeden çalışan bir ekip var. İnşallah Sakarya Gaz Sahası, keşiften ilk üretime kadar dünyanın en hızlı yapılan deniz saha geliştirme projesi olacak." diye konuştu.
Bakan Dönmez, Silivri Doğal Gaz Depolama tesisinin 4,6 milyar metreküplük genişletme fazının tamamlandığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"İnşallah önümüzdeki hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla açılışını gerçekleştireceğiz. Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisimizin genişletme fazı devam ediyor. 2 kara, 2 deniz toplam 4 LNG tesisini devreye aldık. Saros FSRU tesisimizin inşası devam ediyor. Onu da, inşallah, yakın zamanda hizmete alacağız. Bor Karbür tesisimiz tamamlandı yakın zamanda açılışını gerçekleştireceğiz. Ferrobor tesisimizin temelini attık. Lityum üretecek iki fabrikamızın temelini yakında atacağız."
"AMACIMIZ REFERANS GAZ FİYATININ BELİRLENDİĞİ GAZ TİCARET MERKEZİ HALİNE GELMEK"
Dönmez, Türkiye'nin denizlerinde gaz arama ve sondajlarının büyük bir kısmını kendi insan kaynağıyla, ekipmanlarıyla ve yerli teknolojisiyle yaptığına dikkati çekerek "Daha önce uluslararası ortaklıklar yoluyla kazdığımız kuyularımızın yerini artık mühendislerimiz belirliyor, verilerini mühendislerimiz yorumluyor ve sondaj yapılacak bölgenin kararını mühendislerimiz veriyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin gaz merkezine dönüşmesine ilişkin de doğal gazın üretilmesi, ithal edilmesi, ticaretinin yapılabilmesi ve ihraç edilebilmesi için yeterli altyapıya, teknik donanıma, uluslararası bilgi ve birikime sahip bulunduğunu aktaran Dönmez "Amacımız bölgesinde ve dünyada referans gaz fiyatının belirlendiği gaz ticaret merkezi haline gelmek. İnşallah bu konudaki yol haritamızı yıl sonuna doğru netleştireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Dönmez, elektrikte kurulu gücün 100 bin megavat sınırını aştığını aktararak, Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han sondaj gemileriyle dünyanın en ileri sondaj filosunun kurulduğunu dile getirdi.
Nükleer enerji alanında ise Türkiye'nin başka ülkelere mühendislik ve danışmanlık ihraç eden bir seviyeye ulaştığını kaydeden Dönmez, "İnşallah Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında Türkiye'yi yeni bir enerji kaynağıyla tanıştırmayı hedefliyoruz. Dahası buradan elde ettiğimiz know-how ve tecrübeyle yeni santraller yapmayı, ilerleyen dönemde ise tasarımından işletimine kadar yerli nükleer santralimizi hayata geçirmek istiyoruz." dedi.
TÜRKİYE PETROLLERİNİN GÜNLÜK ÜRETİMİNDE HEDEF 100 BİN VARİL
Karada petrol arama ve üretimine hız verildiğini, Gabar'da Şehit Esma Çevik Sahasında günlük yaklaşık 5 bin varillik üretime başlandığını ve Adana'da Çukurova Sahasında 8 milyon varil değerinde keşif yapıldığını vurgulayan Dönmez, Türkiye Petrolleri'nin günlük yurt içi üretiminin gelecek 1-2 yıl içinde 100 bin varil seviyelerine getirilmesinin hedeflendiğini dile getirdi.
Dönmez, kara ve denizlerde petrol arama ve sondajcılığından madencilik faaliyetlerine, doğal gaz depolama tesislerinden yenilebilir enerji üretimi ve teknolojilerinin geliştirilmesine kadar en büyük gayenin enerjide kendi öz yeterliliğini sağlayan bir Türkiye olduğunu belirterek "Enerjide kızılelmamız belli: Bağımsız enerji, güçlü Türkiye." ifadesini kullandı.
BAKAN KİRİŞCİ: SÖZLEŞMELİ ÜRETİMİ GEREKİRSE ZORUNLU HALE GETİRECEĞİZ
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Eyüpsultan'daki Turkuvaz Medya Center'da düzenlenen Türkiye 2023 Zirvesi & Para Sohbetleri programına katıldı. Program, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın video mesajı ile başladı. Bakan Kirişci, konuşmasında tarım ve gıda, su ve enerji konularının son yıllarda daha da önem kazandığına dikkat çekti. Kirişci, 20 yıldır izlenen politikalar sayesinde iklim değişikliği, pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı gibi konularda başarılı sınav verildiğini ve bulunurluğu sağlamış bir Türkiye olduğunu vurguladı.
"TÜRKİYE'NİN SUDA TASARRUF YAPMASI ZORUNLULUKTUR"
Türkiye'nin su stresi yaşayan ülkeler statüsünde olduğunu hatırlatan Bakan Kirişci, "2002 yılında bu ülkenin depolanabilir su miktarı 133 milyar metreküp iken bugün 183 milyar metreküpe çıkmıştır. İktidara geldiğimizde 276 adet baraj varken, bugün bu barajların sayısı 930'a çıkmıştır. Tarlada suyu verimli kullanmak zorundayız. Sulamayla ilgili evinizde, yatarken, rahatlıkla müdahil olabileceğini sistem şu anda sahada mevcut. Bunun için A ülkesine, B ülkesine gitmeye gerek yok. Buradaki muradımız özellikle yüzde 76 olan tarımsal sulamanın payını yüzde 70'lere, 65'lere, 60'lara kadar indirmek. Sulamadaki verimliliği yüzde 55, 60 onları da yine artırmak. Böylelikle de tarımsal sulama başta olmak üzere suyu en verimli şekilde kullanmak. Kayıp ve kaçakları da azaltmak bizim görevimiz. Suda tasarruf ve aynı Emine Erdoğan Hanımefendinin başlatmış olduğu sıfır atık politikası ve uygulaması projesi kapsamında çalışmalara benzer çalışmayı suda israfa son vermek adına başlatmış bulunuyoruz. Hedefimiz önce yüzde 25'e inmesi ama ideal olan yüzde 10'lara çekilmesidir. Türkiye'nin böyle bir tasarrufu yapması keyfiyet değil, zorunluluktur" dedi.
"TARIM VE ORMAN GENÇLİK KONSEYİ KURULACAK"
2053 yılında, 20 milyon nüfusun ekleneceğini ve bu nüfusun var olan suyu, üretimi, havayı tüketeceğini dile getiren Kirişci, "Tarımla ilgili ormanla ilgili Türkiye Yüzyılı vizyonu içerisinde çok önemsediğimiz bir takım adımları atacağız. Tarım ve Gençlik. İkisini bir araya getirdiğimizde uzun yıllar göremediğimiz kavram. TEKNOFEST kuşağından 6 yıldan beri söz ediyoruz ama tarım sektöründe ortalama yaş 55. Bu yaş grubunda inovatif düşünme beklenmemeli. Bunu gerçekleştirecek olan TEKNOFEST kuşağının kendisi. Onların ilgisini çekmek adına da Tarım ve Orman Gençlik Konseyi'ni kuruyor olacağız" ifadelerini kullandı.
"SÖZLEŞMELİ ÜRETİMİ ZORUNLU KILACAĞIZ"
Kadınların da kırsal da tutuluyor olmasının önemine vurgu yapan Bakan Kirişci, "Sözleşmeli üretimi zorunlu kılacağız. Şeker pancarı üreticisiyle şeker şirketleri arasındaki ilişki sözleşmeli üretim modeli ama biz istiyoruz ki, arz ve talep arasında dalgalanma olmasın, seviyeli düzey korunsun ve ne arz açığı olsun ne de arz fazlası olsun. Bunla ilgili de sözleşmeli üretimi gerekirse stratejik ürünlerde zorunlu hale getireceğiz" dedi.
"GELİR KORUMA POLİÇESİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ"
Bakan Kirişci, "Gelir koruma poliçesini hayata geçiriyoruz. 2023 yılından itibaren tıpkı diğer sigorta uygulamalarında olduğu gibi tarımda da gelirini garanti altına almak isteyen üretici için biz poliçelerin üretilmesine katkıda bulunacağız. Bunların primlerinin yüzde 60'ını hükümet olarak, devlet olarak biz sağlayacağız. Böylelikle üreticimizin kendisine ait üretim alanından, beklentisi olan gelir neyse bu gelirin korunmasını gerçekleştirmiş olacağız. Türkiye'nin tarım toprakları her geçen gün azalıyor. Üretimi yapılmayan alanların üretime kazandırılması için de üreticilerimizin mülkiyet haklarına dokunmaksızın buradaki faaliyetlerin sürekliliğini sağlamak adına, buraları kiralamak isteyenlere kiralamak, elde edilen geliri de mülk sahibinin hesabına transfer etmek gibi uygulamayla bir karış toprağımızı da boş bırakmamış olacağız" ifadelerini kullandı.
İstanbul'un 76 ilden tedarikçilik yaptığını da belirten Bakan Kirişci 117 bin ton karbondioksitin havaya salındığını, emisyonun atmosfere salındığını, kilo başına da ilave yükün geldiğini belirtti.
DEMİR: EN GELİŞMİŞ 10 ÜLKE HEDEFİNE HER GEÇEN YAKLAŞIYORUZ
Programa gönderdiği video mesajla katılan Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de, şöyle konuştu:
"Bundan 20 yıl öncesine kadar Savunma Sanayii'nde büyük oranda dışa bağımlı halde olan ülkemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde oluşturulan sinerji ile kendi helikopterini, insansız hava aracını, füzesini, gemisini, hatta uçağını yapma potansiyeline sahip bir güce dönüşmüştür. Ülkemizin dünyada savunma sanayi alanında en gelişmiş 10 ülke arasına girme hedefine her geçen gün daha da yaklaşmaktayız."
"20 yıl öncesine göre bugün çok ileri bir noktaya geldiğimizi memnuniyetle görüyoruz ancak hala kat etmemiz gereken çok yol olduğunu da biliyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın itici gücü olacağına inandığımız savunma sanayimizin ilerleyişi, her alanda büyüyen ve gelişen Türkiye'ye önemli katkılar sağlayacaktır. Hedeflerimizin ve stratejilerimizin ne denli doğru olduğunu gösteren en önemli parametrelerden biri de bizlere gizli ve açık şekilde konulmaya çalışan ambargolar vasıtasıyla engellenmeye çalışılmamızdır. Bütün bu girişimler bizim kendi gücümüzü ve birikimimizi keşfimiz konusunda bizleri motive ediyor ve yeni stratejiler üretebilmemiz konusunda katkı sağlıyor."
Zirvede konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yılbaşı itibariyle model bir çalışmayı hayata geçireceklerinin müjdesini vererek, "Sıfır enerjili binalar uygulamasını 81 şehrimizde hayata geçireceğiz. 5 bin metrekareden büyük olan tüm binalar enerji performans sınıfı en az B olmak suretiyle inşa edilecek ve tükettikleri enerjinin en az yüzde 5'ini yenilenebilir enerji sistemlerinden karşılamalarını zorunlu hale gelecek. Bu sayede yüzde 25 enerjiden tasarruf yapmayı hedefliyoruz" dedi.
Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi Sabah Gazetesi ve ekonomi kanalı A Para tarafından düzenlenen 'Türkiye 2023 Zirvesi & Para Sohbetleri' T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un kapalı oturumuyla sona erdi. Bakan Kurum özel oturum öncesinde yaptığı konuşmada, dünyanın son yıllarda etkisi daha da derinleşen birçok sorunla mücadele ettiğini belirterek "Bu mücadeleyi tüm insanlarla birlikte yapıyoruz. Salgından ve savaştan kaynaklı olarak enerji ve gıda artışları üretim ve tüketim süreçlerini doğrudan veya dolaylı etkileyerek alım gücüne de darbe vuruyor. Maliyetlerdeki bu artış hem inşaat hem de alt sektörlerini etkilemiştir. Dünyada inşaat sektörüne bakınca ciddi daralma ve küçülme yaşandığını pek çok projenin askıya alındığını görüyoruz. Ülkemiz özeline bakıldığında lokomotif gücü olan inşaat sektörü krizlere rağmen tedarik zinciri bozulmalarına rağmen ekonomimizin paslanmayan demiri, gelecek vaat eden yatırımların sektörü olmaya devam etmektedir. İnşaat sektöründe dünyada ikinci sıradayız. En iyi müteahhitler değerlendirmesinde ülkemizden 44 müteahhidimiz bu sıralamanın içinde yer alıyor. İnşaat şirketleri dünyanın birçok noktasında yeni yuvalar işyerleri alt üst yapı düzenlemeleri inşa etmekte böylece dünyanın dört bir yanında hem Türk şehircilik birikiminin örneklerini hem de özel sektörümüzün diğer sektörlerle birlikte yer edinmesini, büyümesini sağlamış oluyoruz. Sektörde her hamle, her adım 250 alt sektörü etkiliyor. Ekonomiye istihdama kalkınmaya katkı sağlıyor. Sektör 2 milyondan fazla kişiye istihdam sağlıyor. GSYH içinde son 10 yılı incelediğimizde yaklaşık inşaat sektörünün doğrudan payı yüzde 7. İnşaat ve gayrimenkul sektörümüz ülke ekonomisinin lokomotifi olmuştur. Güçlü ekonomik sürece destek vermek küresel daralmanın sebep olduğu artışı önlemek için cumhurbaşkanımızın iradesiyle her zaman sektörümüzün yanında olduk olmaya devam edeceğiz" dedi.
İnşaat sektörünü yakından ilgilendiren düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçirmeye devam ettiklerini söyleyen Bakan Kurum, "Bir taraftan sektörümüzde çalışanlarla birlikte kalite disiplini getirmek için 125 bin müteahhidi sınıflandırdık. Sınıflandırmaya ihtiyaç vardı, sınıflandırmayla birlikte teknik mali yeterliliğine göre müteahhitleri sınıflara ayırdık. Yıkımlardan çıkan malzemelerin geri dönüşümde kullanılması için yönetmeliği değiştirdik. Tüm kaynakları yeniden sürdürülebilir ekonomi anlayışıyla tüm projelerde bu bakışa dikkat etmek zorundayız. Çevreye saygılı iklim dostu şehirler anlayışıyla gidiyoruz" diye konuştu.
SIFIR ENERJİLİ BİNALARLA ENERJİ TASARRUFU HEDEFLENİYOR
Bakan Kurum şunları söyledi: "5 bin metrekareden büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfı en az B olmak suretiyle inşa edilecek ve tükettikleri enerjinin en az yüzde 5'ini yenilenebilir enerji sistemlerinden karşılamalarını zorunlu hale getirdik. Bunu uygulayan firmalar vardı, ama artık 2023 itibariyle bu zorunlu hale geldi. Isınma şartları bozulmadan enerji tüketiminden yüzde 25 tasarruf yapmayı hedefliyoruz. Bu hem ülke hem gelecek adına çok çok önemli. Rusya Ukrayna krizi gösterdi ki kendi kendine yeten ülkeler güçlü ülkeler olmalı. Biz de Cumhurbaşkanımızın vizyonu çerçevesinde her alanda kendine yeten ülke olma hedefiyle Türkiye yüzyılına hazırlanıyoruz. Net sıfır emisyon hedefi çok çok önemli. İthalatımızın büyük kısmını enerji üzerine yapıyoruz. Dolayısıyla kendi enerjimizi üretecek hale gelmemiz çok çok önemli. İnsanımız da bunu önemsiyor. Kendi elektriğini üreten kullandığı suyu tekrar kullanan kendi kendine yeten binalara gitmek zorundayız. Her türlü detayı sürdürülebilir ekonomi anlayışıyla yeşil kalkınma anlayışıyla yeşil bina olacak şekilde düşünmeliyiz. Bu şekilde 5 milyar lira yıllık enerji faturasını azaltacağız, kademe kademe sınıflandırmayı yükselteceğiz. İklim değişikliğiyle mücadelede önemli fırsat var ve buna liderlik eden bir ülke olmak istiyoruz."
2030 yılından itibaren tüm binaların sıfır enerjili yeşil bina olarak inşa edileceğini belirten Bakan Kurum konut arzını artırmak için konut ve ticaret alanlarında yer alan iskan almış inşaat aşamasında olan 50 bin ofisin konuta dönüşmesine imkan sağladıklarını dile getirdi. Deprem ülkesi olduğumuza dikkat çeken Bakan Kurum şunları dile getirdi: "Türkiye deprem ülkesi bu yüzden kentsel dönüşümü, deprem dönüşümü bizim için en öncelikli projemiz. Hep söylüyoruz bu, terörle mücadele kadar önemli iş. Cumhurbaşkanımızın 2012'de çok önemli bir kararla Türkiye'nin her yerinde kentsel dönüşüm seferberliğini başlattı. Bununla şehirlerimizin, ülkemizin, milletimizin geleceğini tehdit eden deprem riskini bertaraf ediyoruz. Terörle mücadele gibi önemli görüyoruz, ülkemizin milli güvenlik ve beka meselesi olarak görüyoruz. Hepimiz kentsel dönüşüm meselesinde elimizi taşın altına koymak zorundayız. Ülkemizin geleceği için bu süreci çok hassas, dikkatli ve kararlı şekilde yürütmek zorundayız. Memlekete karşı sorumluluklarımız var. Deprem nedeniyle bir tek canımızı dahi kaybetmek istemiyoruz. Son 20 yılda yapılan düzenlemeler koyduğumuz yönetmelikler çerçevesinde artan yapı denetimi faaliyetiyle yapı stoğunda iyileştirmeleri sağladık. Geçen günlerde Düzce'de deprem meydana geldi ve yaşanan sürece baktığınızda 99 sonrası yapılan yapılarda herhangi bir hasar olmadığını gördük. Can kaybının olmamasının ve ağır yıkımın olmamasının nedeni sektörümüzle birlikte yaptığımız çalışmalardır."
2035 YILINA KADAR TÜM TÜRKİYE'DE DEPREM DÖNÜŞÜMÜNÜ BAŞLATMIŞ OLACAĞIZ
Bugüne kadar 3,2 milyon konutun dönüştürüldüğünü ve 13 milyon vatandaşın sağlıklı, güvenli konutlara yerleştirildiğini kaydeden Kurum, bu sayının Yunanistan, Portekiz ve İsveç nüfuslarına denk geldiğini söyledi. Kurum, "Bu birçok ülkenin altından kalkamayacağı süreç. İnşallah biz tüm şehirlerimizde bu kararlılıkla adımlarımızı atacağız. 250 bin konut şu anda Türkiye'de dönüşüm sürecinde ve İstanbul deprem dönüşümünün merkezidir. İstanbul'da 39 ilçede 93 bin konutta dönüşüm projeleri sürüyor. Ülke genelinde 6 milyonu aşkın sağlıksız yapı stoğu var ve 2035 yılına kadar tüm bu deprem dönüşümünü başlatmak hedefimiz. Bu siyaset üstü meseleye herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Şirketlerin de deprem dönüşüm projeleri yapması zorunludur" diye konuştu.
Kurum, Türkiye'nin sosyal konut üretiminde lider ve örnek olduğunu son 20 yılda 26 bin sosyal konut projesiyle 1 milyon 170 bin sosyal konut üretildiğini kaydederek "81 ilde 750 tane şantiye var. Cumhurbaşkanı sosyal konut projesini ilan etti. Bu projeyle küçük ve orta ölçekli esnafımızı da sevindirdik. Tüm dünya sosyal devlet anlayışını rafa kaldırmışken, biz elimizi taşın altına koyduk ve bu iradeyle birlikte Hazine arazilerimizi de milletin hizmetine sunduk. 30 ilde 63 bin konutun hak sahiplerini noter huzurunda belirledik. İnşallah mart ayına kadar da tüm kuraları tamamlayacağız. Hızlı şekilde inşaatları yapacağız. Bir an bile duraksamadan 2 yıl içinde ilk etapta 250 bin konutumuzu vatandaşlara teslim edeceğiz. 22 bin 500 konutu ihale etmiş durumdayız" dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELEYİ ÖNCELİKLENDİRİYORUZ
Türkiye'nin iklim krizinin ağır sonuçlarıyla karşı karşıya olduğunu belirten Bakan Kurum, şunları söyledi: "Akdeniz ülkesiyiz ve dünya sıcaklık ortalaması bizde daha yüksek. Dolayısıyla iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasındayız. Yaptığımız düzenlemelerle Türkiye'nin sadece bugününü değil 50 yılını, bir asrını planlıyoruz. Dünyanın yeşil dönüşüm başlattığı süreçte her alanda yeşil devrimin yaşandığı döneme hep birlikte şahit oluyoruz. Biz de dünyanın gittiği yöne uygun şekilde adımlarımızı atıyoruz. Ürettiğimiz 1 milyon konut amaçlı arsalara özel sektörümüzün de konut arzını yükseltiyoruz. Bu arsalarla birlikte Türkiye yüzyılının modern yerleşim yerlerini oluşturacağız. Arsaları vadeli şekilde satış yapmak suretiyle özel sektörümüze de bu fırsatı sağlamaya çalışıyoruz. Hem sosyal konut üreteceğiz hem deözel sektörün konut yapmasını sağlayacağız. 900 milyar liralık bir yatırım bu… Projemiz ile 250 alt sektörümüz de canlanacak ve doğrudan 200 bin kardeşimizi de istihdam etmiş olacağız. İklim değişikliğiyle mücadelemize büyük katkılar sunan binalar yapacağız."
İklim kanunu hazırladıklarını emisyonu az üretenlerin ödüllendirildiği çok üretenlerin cezalandırdığı sistem hazırladıklarını kaydeden Kurum, iklim değişikliğiyle mücadeleyi önceliklendireceklerini ve yeni hedefle birlikte 2030 yılında 500 milyon ton emisyonu azaltmış olacaklarını belirtti.
Küresel çevre hareketine dönüşen sıfır atık projesinin 5 yaşında olduğunu ve Emine Hanım himayelerinde başlatılan sıfır atık kapsamında 150 bin kamu binasında uygulamaya geçtiğini dile getiren Kurum, kamu binalarına artık çöp kamyonu gitmediğini söyledi. Kurum ayrıca Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nin de 2023 yılında tamamlanacağını duyurdu.
Bakan Kurum'un özel oturumu öncesinde zirvenin son paneli Gayrimenkul Sektörünün 2023 Stratejileri gerçekleştirildi. A Para Dış Haberler Müdürü Bora Balar moderatörlüğündeki panele Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, Dap Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz ve Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı katıldı.
YABANCIYA KONUT SATIŞINDAN 40 MİLYAR DOLARA GELEBİLİR
Türkiye'nin müteahhitlikte dünyada ikinci sırada yer aldığını hatırlatan Dap Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, yabancıya konut satışına dikkat çekti. Yabancıya satışın ülkemiz için çok değerli olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bugün yabancıya mülk satışından içeriye 40 milyar dolar kaynak sokabiliriz. Bu müthiş bir kaynak, bunu cari açıkta da kullanabilirsiniz. 20 yılda tüm depreme dayanıksız konutlar gelen kaynakla yenilenebilir. Yaptığımız projelerde yerliye çok hızlı sattığımız için yabancı oranımız çok düşüktü. Ama bundan sonra yüksek olmayacağı anlamına gelmez."
Ziya Yılmaz, 2023 projelerine yönelik de, "Şu anda 4 tane dönüşüm projesinde varız. Kurulduğumuz günden itibaren ülkemize değer katan projeler geliştirmeye gayret ediyoruz, yer seçimlerini buna göre yapıyoruz. Buraların parmakla gösterilen binalar olmasını istiyoruz, olduğu yere de değer katsın istiyoruz. Hangi bölgeye girdiysek o bölgenin arazi ve konut anlamında fiyatlarını belli bir noktaya getirmişizdir" dedi.
SİTELER KENDİ ENERJİLERİNİ ÜRETECEK
Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, Rusya Ukrayna savaşından gayrimenkul sektörünün nasıl etkilendiğine yönelik, "Ukrayna ve Rusya'dan gelen vatandaşlara konut satabiliyoruz. Antalya bölgesinde karşılaşıyorduk. Artık İstanbul'da da, İzmir'de de var. Bu savaş inşallah biter, savaşın kendisi çok ürkütücü" dedi.
ÇETİNSAYA, 2023 YILI PLANLARINA İLİŞKİN DE ŞUNLARI SÖYLEDİ:
"Yaptığımız binalarda ısı verimliliği, izolasyon çok önem arz etmeye başladı. Enerjinin bu kadar pahalı olması sebebiyle sitelerde kendi enerjisini kendi üreten, gerekirse çatılarda güneş paneli kullanarak sitenin ihtiyacı olan enerjiyi sağlamanın yollarını arıyoruz. Bundan sonra daha izolasyonlu, ısı yalıtımı olan projeler öne çıkacak."
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE ADIM ATMAMIZ LAZIM
Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı da, bu yılın sektörde inşaat maliyetlerindeki artışla mücadele yılı olduğunu, 2023 için daha umutlu olduklarını söyledi. Sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Kabadayı, şöyle devam etti:
"Bu konuda artık her şirketin adımlar atması lazım. İklim Değişikliği Bakanlığı diye bir unvan da oldu. Bizler de sektör oyuncuları olarak bu noktada çalışmalarımızı daha da artırmamız gerekiyor. Diğer taraftan inovasyon, gayrimenkul ve inşaat teknolojileri alanında yapılan yatırımlar ve adımlar var. Biz de bu alana ciddi yatırım yapıyoruz. Ayrıca gelecek teknolojiyle gelişeceği için her şirketin teknolojik transformasyonu ileri düzeye getirmesi gerekiyor."
TÜRKİYE 2023 ZİRVESİ & PARA SOHBETLERİ GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
Türkiye 2023 Zirvesi & Para Sohbetleri Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Borsa İstanbul Grubu, TOKİ, Emlak Konut, Halkbank, Koza Altın İşletmeleri, Vakıf Leasing, Turkish Airlines, Türk Telekom, Vakıf Yatırım, Ziraat Yatırım üstlenirken, destek sponsorları ise Artaş Grubu, Aydınlı, Bilişim Vadisi, Cengiz Holding, DAP, Ege Yapı, Kalyon Enerji, Kuzu Grup, Koleksiyon, Limak, Nef, Tarsim, Ant Yapı, Astaş Holding, Besa Holding, Cargill, Doğuş, EPİAŞ, Kargomsende, Kuzey Marmara Otoyolu, Papara, Philip Capital, Trendyol ve Türkiye Sigorta Birliği oldu.
BAKANLAR DEV ZİRVEDE
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum özel oturumlarda önemli açıklamalarda bulundu.
"Türkiye Yüzyılının Savunma Projeleri" panelinde Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, TUSAŞ Başkanı Prof. Dr. Temel Kotil, HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sedat Karakaş ve STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz'ü konuk oldu.
İŞTE MASADAKİ KONULAR
Panelde de Kuzey Marmara Otoyolu Genel Müdürü Aynur Uluğtekin, IC Holding İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su Murat Bayar ve Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir konuşacak. "Finans Sektörünün 2023 Vizyonu" paneli ise Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun açılış oturumu Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dilek Güngör'ün moderatörlüğünde gerçekleşecek. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli'nin keynote konuşması sonrasında yapılacak panelde Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Sermaye Piyasa Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı finans sektörüyle ilgili önemli açıklamalarda bulunacak. A Para Dış Haberler Müdürü Bora Balar moderatörlüğündeki son panelde ise "Gayrimenkul Sektörünün 2023 Stratejileri" masaya yatırıldı.
KURUM APARA SOHBETLERİNDE
Panellerin ardından gerçekleşecek "A Para Sohbetleri"nin açılış konuşmaları ise A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yapıldı.
Zirve, Bakan Murat Kurum'un kapalı oturumu ile son buldu.
TÜRKİYE 2023 ZİRVESİ & PARA SOHBETLERİ GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
Türkiye 2023 Zirvesi & Para Sohbetleri Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Borsa İstanbul Grubu, TOKİ, Emlak Konut, Halkbank, Koza Altın İşletmeleri, Vakıf Leasing, Turkish Airlines, Türk Telekom, Vakıf Yatırım, Ziraat Yatırım üstlenirken, destek sponsorları ise Artaş Grubu, Aydınlı, Bilişim Vadisi, Cengiz Holding, DAP, Ege Yapı, Kalyon Enerji, Kuzu Grup, Koleksiyon, Limak, Nef, Tarsim, Ant Yapı, Astaş Holding, Besa Holding, Cargill, Doğuş, EPİAŞ, Kargomsende, Kuzey Marmara Otoyolu, Papara, Philip Capital, Trendyol ve Türkiye Sigorta Birliği oldu.