Yenidoğan Çetesi hesap veriyor! Mağdur aile A Haber’e konuştu
Para için bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olan Yenidoğan Çetesi davasının ilk duruşması ikinci günde sürüyor. Bakırköy adliyesinden son durumu aktaran muhabirimiz Esra Akyürek mağdur olan aileye mikrofon uzattı.
- Özel Haber
- ahaber.com.tr Haber Merkezi
- Giriş Tarihi: 19.11.2024 | 15:42
- Güncelleme Tarihi: 19.11.2024 | 15:59
Para kazanma uğruna bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan Yenidoğan Çetesi davasının ikinci gününde sanıklar hesap veriyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu Hemşire Hasan Basri Gök, bütün hemşirelere epikrizlere yardım ettikleri için para verildiğini itiraf etti. Gök, "Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu." dedi.
Dünkü duruşmada iddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı ise aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi. Savcılık makamı doğrudan mağdur olmayanların müdahillik talebinin reddini istedi. Barolar dahil tüm davaya katılma telepleri reddedildi. Bugün diğer sanıkların dinlenmesine devam ediliyor. Bakırköy adliyesinden son durumu aktaran muhabirimiz Esra Akyürek mağdur olan aileye mikrofon uzattı.
İşte mağdur annenin canlı yayında anlattıkları:
Muhabir Esra Akyürek: Hoş geldiniz öncelikle. Çok geçmiş olsun.
Mağdur Çiğdem Sarı Nuray: Çok teşekkür ederim. Sağ olun.
Muhabir Esra Akyürek: Neler yaşadınız bizler için anlatır mısınız?
Mağdur anne: 25 Temmuz 2019'da doğdu oğlum. Bağcılar 34 Hastanesi'ydi. Sonra Şafak Hastanesi'ne döndü tabii. 19 gün boyunca kuvözde kaldı. 19 gün boyunca yani değişik teşhisler konuldu. Değişik ilaçlar verildi tabii teşhislerle beraber. 19 günün sonunda artık beyine şant takacağız deyince biz çocuğu imza karşılığı zorla hastaneden aldık. Yani öyle başladı her şey.
Muhabir Esra Akyürek: Peki doktorlarla iletişim sürecinizde neler söylediler size?
Mağdur anne: Doktorla iki defa muhatap olduk 19 günde. Genelde oradaki hemşirelerle muhatap oluyorduk gittiğimizde. Yani en basiti bebeği kucağımıza vermiyorlardı. Zorla işte yalvar yakar birazcık gösteriyorlardı uzaktan. Öyleydi. Mesela emme refleksi yok denildi. Ama ben 19. gün çocuğumu aldığımda emme refleksinin olduğunu gördüm. Çünkü hiç kucağıma vermediler. Çocuğun emme refleksi vardı. Gayet de emdi yani. Öyle.
Muhabir Esra Akyürek: Kuvözde mi kaldı?
Mağdur anne: 19 gün boyunca kuvözde kaldı.
Muhabir Esra Akyürek: Peki o işlemlerde kuvözde kaldığı süre boyunca hiç çocuğunuzu göremediniz mi?
Mağdur anne: Haftada iki gün görme hakkımız vardı gittiğimizde. İşte kalabalık işte çocuğun durumu şu an şu. Çocuk şu an geç geldiniz ya da erken geldiniz falan gibilerle böyle birkaç dakika biraz uzaktan dokunmamıza, resim çekmemize hiçbir şeye izin vermiyorlardı. Mesela ben resim çekmiştim ama gizlice.
Muhabir Esra Akyürek: Normallik fark ettiniz mi o zaman?
Mağdur anne: Ya fark ettim ama inanın böyle bir şey aklıma gelmeyeceği için toz konduramadım. Ama sürekli tabii sıkıldık. Her gittiğimizde değişik teşhisler koyuyor. Bıktık yani sıkıldık. Bu ne dedik ya? Çocukta çıkmayan hastalık kalmadı. Ama aklımıza gelmedi böyle bir şeyi düşünemedik.
Muhabir Esra Akyürek: Şu an mahkemeyi takip ediyorsunuz. O süreç hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mağdur anne: Yani daha her şey yeni başladı. Artık nasıl ilerleyecek bilmiyorum. Adaletin yerini bulsun istiyorum. En ağır cezayı almalarını istiyorum.
Muhabir Esra Akyürek: Çocuğunuzda ne gibi sıkıntılar yaşıyorsunuz?
Mağdur anne: Gelişim geriliği var çocuğumda. Akranları gibi değil yani. Akranlarının yapabildiği şeyi yapamıyor. Daha geriden geliyor. Konuşma daha yeni yeni açıldı zaten. O da anlaşılmıyor. Ben anlıyorum. Mesela babası bile çoğunu anlamıyor. Yani 2,5-2 yaşındaki çocuk gibi konuşuyor. 5 yaş 3 aylık ama gelişim geriliği var.