AYM yetki sınırlarını aştı mı? Yargıtay ve AYM arasındaki görüş ayrılığının sebebi ne? İşlerin düğümlendiği yer...
Anayasa Mahkemesi, Gezi davasında mahkum olduktan sonra milletvekili seçillen Can Atalay için hak ihlali kararı verdi. Yargıtay 3 Dairesi ise AYM'nin kararını "Anayasa'yı ihlal ettiği ve yetkisini aştığı" gerekçesiyle uyulmamasına hükmetti. AYM üyeleri için suç duyurusunda bulunuldu. Peki AYM yetki sınırlarını aştı mı? Yargıtay ve AYM arasındaki görüş ayrılığının sebebi ne? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı avukat Yasin Şamlı değerlendirdi.
Gezi davası sonrası hapse giren ve milletvekili seçilen Anayasa Mahkemesi'nin hakkında ihlal kararı verdiği Avukat Can Atalay'ın dosyası Anayasa Mahkemesi tarafından yerel mahkeme olan İstanbul 13. Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
"İHLAL KARARINA UYULMAMALI"
Mahkeme, dosyada karar verme yetkisinin Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nde olduğunu belirterek dosyayı geçtiğimiz günlerde bu daireye gönderdi. Dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi olaya son noktayı koyarken, Can Atalay'ın daha önceden mahkumiyet kararını onayan daire önceki kararının doğru olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararına uyulmamasına hükmetti.
BİR İLKE İMZA ATILDI
Atalay'ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM'ye bildirimde bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke de imza atıldı. Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu.
A HABER'DE DEĞERLENDİRİLDİ
İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı avukat Yasin Şamlı A Haber'e yaptığı açıklamalarda Yargıtay'ın aldığı kararı değerlendirdi.
AYM BU YETKİYİ NEREDEN BULUYOR?
AYM ve Yargıtay arasındaki tartışmanın özü; AYM bireysel başvuru yoluyla kendi önüne gelen davalarda yerindelik denetimi yapacak mı yapmayacak mı? Kanun yolunda gözetilmesi gereken yani davalarda dereceat olarak ifade ettiğimiz İstinaf, Temyiz ve Yargıtay gibi mahkemelerin gözettiği hususları gözetecek mi? mesele budur. Mesela Yargıtay; İstinaf ya da yerel mahkemeye Türk mevzuatına göre "Bu kanunu yanlış yorumluyorsun, bu kanunu şu maddesini yanlış yorumluyorsun dolayısıyla bir hukuki hata var, bunu düzelt" diyebilir. İşte bunu AYM, Yargıtay'a diyebilir mi? Bütün tartışma burada yoğunlaşıyor. AYM kendisinde bu yetkiyi görüyor. Yargıtay da buna itiraz ediyor. Burada Yargıtay "benim kararımın yerindelik denetimini yapamazsın yalnızca hak ihlali olup olmadığını tespit edebilirsin" cevabını veriyor.
İŞLERİN DÜĞÜMLENDİĞİ YER...
Dolayısıyla işler bu noktada düğümleniyor. Şimdi değil de geçmişteki AYM uygulamalarına baktığımız zaman olay biraz daha net anlaşılır. AYM kendisinin bir anlamda parlamentonun da üstünde gördü. Norm denetimi yapılırken bu yapıldı. Geçmişte toplum dokularıyla uyuşmayan ve hukuka aykırı kararları oldu. Kesinlikle AYM'nin yetki alanları belirlenmeli.
TERÖR ÖRGÜTLERİ LİDERLERİ BİLE...
Hukukçu mevzuatın verdiği takdir yetkisinin keyfi olmadığını bilmesi gerekiyor. Kendi isteklerine göre bu konuda adım atamazlar. Terör örgütleri liderleri de gelip milletvekili seçilse onun özgürlüğü kısıtlanamıyor bu maddelere göre. Dolayısıyla burada bir anayasa değişikliği şart. AYM'den bu millet çok çekti.