Yargıtay'dan Can Atalay kararı! AYM’nin verdiği ihlal kararı nelere yol açacaktı?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke imza attı. Gezi Parkı davası tutuklusu Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay için "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Karar bu yönüyle Yargı tarihine geçti. Karar sonrası CHP’nin koltuğuna yeni oturan Özgür Özel ise sokak çağrıları yaptı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise Özgür Özel tepki gösterip hukuku işaret etti. Peki bundan sonra ne olacak? Cumhur iradesini hiçe sayan AYM ne yapmak istiyor? AYM’nin verdiği ihlal kararı nelere yol açacaktı? İşte tüm detaylar…
Yargıtay 3. Ceza dairesi, yargı tarihine geçecek bir karara imza attı ve Gezi Parkı davası tutuklusu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay için verdiği ihlal kararına uymadı. Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için karar Meclis Başkanlığı'na gönderildi. Yargıtay kararında Türk yargı tarihe geçecek bir hükme de yer verdi. AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu.
SOKAK ÇAĞRISI YAPAN ÖZEL'E TEPKİ
CHP'nin yeni genel başkanı olan Özgür Özel'in ilk işi skandala arka çıkmak oldu. Özel, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Can Atalay kararının ardından; TBMM Grubu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı. Sosyal medya hesabından skandal paylaşımda bulunan Özel, "Bugün saat 21.00'de Grubumuzu yargıdaki son gelişmeler üzerine olağanüstü kapalı toplantıya çağırdım. Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır" ifadelerini kullanarak skandala arka çıktı.
Adalet Bakanı Tunç'tan CHP lideri Özel'in "Meclis'e karşı bir darbe girişimidir" açıklamasına tepki geldi ve "Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde 'Meclise yönelik darbe yapıldığı' şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir." dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği hak ihlali kararı nelere yol açacaktı? CHP koltuğuna yeni oturan Özgür Özel'in sokak çağrıları ne anlama geliyor? Cumhur iradesini hiçe sayan AYM ne yapmak istiyor? Teröre karışmış ve Türkiye'yi ortadan kaldırmak isteyenlere TBMM yolu mu açılmak isteniyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Sabah gazetesi Haber Koordinatörü Kenan Kıran değerlendirdi.
Kenan Kıran: Gezi olayları AK Parti hükümetine karşı FETÖ'nün yargı ve polis ayağıyla başlatılan bir sokak hareketiydi. 22 gün boyunca sürdü ve 17-25 Aralık darbe girişiminden hemen önce yaşandı. 2'si polis 10 kişi bu olaylarda hayatını kaybetti. O zaman Başbakanlık Çalışma Ofisi işgal edilmek istendi. O zaman tüplerle büyük patlatma eylemi yapmak istediler. İşte bu kalkışmayı yöneten bir kip vardı. Onlar Taksim Dayanışma Platformu adını almışlardı. İşte bu platformun en önemli isimlerinden bir ide Can Atalay'dır. Bu kalkışmayı yöneten Taksim Dayanışma Platformu'nun içerisinde yer alıyordu. Kendisi hapis cezası aldı ve yargılanıyordu.
Can Atalay tarafından yönetilen bu kalkışmada FETÖ'cü polisleri yolu açtığı zaman Başbakanlık ofisi ele geçirilmek istedi ancak vatanını seven Çevik Kuvvet ekipleri buna izin vermedi. Yargıtay içinde Osman Kavala ve Can Atalay'ın da içinde bulunduğu kişiler hakkında bir karar verdi. Osman Kavala için ağırlaştırılmış müebbet hapis diğerlerine de 18 yıl hapis verdi. Bu yargılamaları yöneten İrfan Fidan şu anda AYM üyesi ve AYM'nin ihlal kararına da muhalif oldu. Seçilmiş bir hükümeti devirmeye çalışan yapının sözcüsü olan isim Can Atalay 18 yıl hapis cezası aldı. AYM bu ismin dokunulmazlığının verilmesini istedi. Yani tahliye edilip milletvekili olmasının yolunu açtılar. Buna bakılırsa Fetullah Gülen herhangi bir partiden vekil olsa yine aynı durum mu olacak? Dokunulmazlık mı verilecek. Can Atalay hapis cezası almıştır. Buna dokunulmazlık zırhı takmaya kalktılar. İşte Yargıtay buna çıktı.
AYM'nin 9 üyesi bu kararı verdi. Yargıtay AYM'nin anayasayı ihlal ettiği gerekçesiyle suç duyurunda bulundu. Burada Türkiye'nin bağımsızlığını cebren ele geçirmeye çalışanlar karşı bir hareket oldu. Anayasa Mahkemesi Anayasa'nın 14. maddesini ihlal ediyor. Eğer 14. maddeye bakarsak; 'Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.' diyor. Burada çok açık ve net bir hüküm var. Burada Türkiye'yi ortadan kaldırmaya yönelik bir eyleme katıldıysanız ve ceza aldıysanız ve cezaevindeyseniz milletvekili seçilseniz dahi durum değişmez. Burada 14. Maddenin ihlal edildiğine yönelik Yargıtay'ın bir yorum var. AYM'nin bu kararı örnek kabul edilirse hakkında hüküm kesinleşmemiş mutlaka terör suçu işlemiş tüm şüphelilere Meclis yolunu açıyor.
Buradan bakacak olursa FETÖ elebaşı Gülen Meclis'e girebilir. MİT belgelerini sızdıran ve firari olan Can Dündar da Meclis'e girebilir. İşte AYM'nin kararı bu yolu açıyor. AYM yasama organını üzerinde bir vesayet makamı olarak Yüksek Yargı Organına Yüksek Derece Mahkemesi olarak gördü. Buradan yetki gaspı gibi bir durum da ortaya çıkıyor. AYM son zamanda 411 vekilin başörtüsü yasağı kalksın dedi ve bunu yok sayarak Meclis'in yerine geçmeye kalktı. Aslında bu karar anayasanın yasal boşluklarının doldurulması ve yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunun kanıtıdır.