Yargıtay anayasaya ihlaline dur dedi! AYM'ye tepki yağdı CHP'sinden FETÖ'süne hepsi sahip çıktı...
Anayasa Mahkemesi Gezi davasından mahkum olan Can Atalay hakkında hak ihlali kararı verirken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında hak ihlali veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Anayasa Mahkemesi'nin bugüne kadar aldığı tartışmalı kararlar yeniden gündeme gelirken CHP'sinden FETÖ'süne çok sayıda isim Anayasa Mahkeme'sine destek verdi. Anayasa Mahkemesi bugüne kadar FETÖ'cüler ve PKK destekçilerine yönelik verdiği kararlarla toplumun tepkisini çekmişti. İşte detaylar...
Can Atalay, Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Nisan 2022'den bu yana cezaevinde bulunan Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde Hatay'dan Türkiye İşçi Partisi milletvekili seçildi.
Milletvekili seçilen Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yapılan başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesince reddedilmişti.
AYM 'HAK İHLALİ' DEDİ
Anayasa Mahkemesi (AYM), 25 Ekim'de Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın "seçilme hakkı" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı" yönlerinden hak ihlali olduğuna hükmetmişti.
AYM'nin 9 üyesinin 'hak ihlali' yönünde oy kullandığı, 5 üyenin ise ret oyu kullandığı kararının ardından karar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaşmıştı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında daha önceden verilen mahkumiyet kararının doğru olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararına uyulmamasına hükmetti.
YARGITAY BİR İLKE İMZA ATTI
Atalay'ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM'ye bildirimde bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke de imza attı. Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu.
CHP'Sİ, FETÖ'SÜ, TİP'İ HEPSİ ANINDA BİTTİLER
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında Anayasa Mahkemesi bu tutumuyla, seçimden önce soruşturması başlayan ve kırmızı bültenle aranan Teröristlerin aday yapılması durumunda henüz haklarında hüküm verilmemesi nedeniyle milletvekili seçilip dokunulmazlık kazanabileceklerini savunduğu belirtirken, CHP'si FETÖ'sü, TİP'i yargıtayın bu kararını hedef aldı.
İşte AYM skandalına arka çıkanlar:
CHP'nin yeni genel başkanı olan Özgür Özel'in ilk işi skandala arka çıkmak oldu. Özel, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Can Atalay kararının ardından; TBMM Grubu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı. Sosyal medya hesabından skandal paylaşımda bulunan Özel, "Bugün saat 21.00'de Grubumuzu yargıdaki son gelişmeler üzerine olağanüstü kapalı toplantıya çağırdım. Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır" ifadelerini kullanarak skandala arka çıktı.
ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ'TAN TEPKİ AÇIKLAMASI
Adalet Bakanı Tunç'tan CHP lideri Özel'in "Meclise karşı bir darbe girişimidir" açıklamasına tepki geldi.
"Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde 'Meclise yönelik darbe yapıldığı' şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir"
Gezi kalkışması sebebiyle Türk Ceza Kanununun 312. maddesi uyarınca, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan verilen kesinleşmiş mahkumiyet hükmü sonrasında, bu hükümle ilgili olarak verilen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay…
— Yılmaz TUNÇ (@yilmaztunc) November 8, 2023
ÜMİT ÖZDAĞ'DAN AYM'YE DESTEK
AYM'nın teröristlere yol açan kararına Yargıtay'ın dur demesini hazmedemeyen Ümit Özdağ sosyal medya hesabından skandal paylaşıma imza attı. Türkiye devletinin krizde olduğunu algısına soyunan Özdağ, "Anayasa Mahkemesi kararının esas alınması gerekmektedir" dedi.
TİP'Lİ ERKAN'DA DEVREDE
Diğer bir skandala arka çıkan isim ise TİP'li Erkan Baş oldu. Skandal söylemelerde bulunan Baş, adeta ayaklanma çağrısında bulundu.
FETÖ FİRARİSİ CAN DÜNDAR PAYLAŞTI
Öte yandan dikkat çeken bir diğer detay ise yapılan skandal açıklamalara FETÖ firarisi Can Dündar'ın destek vermesi oldu. Firari FETÖ'cü sosyal medyadan skandal paylaşımlara arka çıktı.
PPK'LISI, FONDAŞI DA EKSİK KALMADI
Öte yandan FETÖ ve PKK'ya TBMM yolu açmaya çalışan Anayasa Mahkemesi'ne tepkiler çığ gibi büyürken PKK'lısından fondaşcısına AYM'ye destek geldi.
AYM KARARI NEYE YOL AÇACAKTI?
Peki AYM'nın skandalına dur denilmeseydi neye yol açacaktı? Bu bağlamda tekrar hatırlamakta fayda var. Kararda, Anayasa Mahkemesinin verdiği Can Atalay davasındaki hak ihlalinin Anayasa'nın 14. maddesini işlevsiz hale getirdiği ve hakkında hüküm kesinleşmemiş ve mutlak terör suçu işlemiş tüm şüphelilere TBMM yolunu açtığı vurgulandı. Anayasa Mahkemesinin kendisini yasama organı üzerinde bir vesayet makamı olarak,Yüksek Yargı organlarını da derece mahkemesi gibi gördüğü belirtilirken, Anayasa normunu esastan iptal sonucunu doğuracak şekilde işlevsizleşmesine yol açtığı, denetlenememe durumunu kötüye kullandığı vurgulandı. Can Atalay kararıyla AYM'nin yetkisini aşıp,yaptığı yersiz iptallerle mevzuat hükümlerini ve Anayasayı uygulanamaz hale getirerek kaos ortamı oluşturduğu belirtildi.
TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELERİNE VE YÖNETİCİLERİNE TBMM YOLU
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında Anayasa Mahkemesi bu tutumuyla, seçimden önce soruşturması başlayan ve kırmızı bültenle aranan Teröristlerin aday yapılması durumunda henüz haklarında hüküm verilmemesi nedeniyle milletvekili seçilip dokunulmazlık kazanabileceklerini savunduğu belirtildi. Kararda, "Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden, pek çok kanlı terör eylemi ile irtibatlandırılan ve haklarında mutlak terör suçlarından soruşturma veya kovuşturma bulunup, henüz yakalanamayan ve kırmızı bültenle aranan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, Şerif Ali Tekalan, Recep Uzunallı, Adil Öksüz, Ekrem Dumanlı, Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Sabri Ok ve Ali Ekber Doğan ve bunlar gibi şüpheli ya da sanıkların, milletvekili seçilmelerinin, yemin ederek göreve başlamalarının ve TBMM'ye girmelerinin önü açılır ki bu durumun hukuken isabetli olduğunu savunmanın izahı kabil olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu itibarla, esasında Anayasa koyucu, hangi suçların Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında olduğunu tahdidi olarak belirlememişse de yukarıda sayılan ve bu kapsamda kaldığı kabul edilen mutlak terör suçları dışında suç olarak düzenlenen fiiller arasından da kapsamı belirleme görevini, özellikle soruşturma makamı ile derece ve temyiz mahkemelerinin takdirine bırakmıştır" denildi.
"ANAYASA MAHKEMESİ ANAYASA'YI TANIMIYOR"
Kararın öne çıkan hususları şu şekilde maddeler halinde yer aldı.
-Anayasamızın altıncı maddesine göre hiç kimse kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Hukukta yorum farkı olur ancak bu yorum farkını anayasanın maddelerini uygulanmaz hale getirecek şekilde yaparsanız hukuk devletine zarar verir.
-Anayasa Mahkemesi, Anayasa Madde 154'ü ihlal ederek, kendisini Yargıtay'ın üzerinde süper temyiz mahkemesi olarak görmüştü. Oysa anayasa 154'e göre Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.
-Anayasa Mahkemesi, anayasanın 183. Maddesini ihlal ediyor. 183/2-son gereğince "seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla anayasanın 14. maddesinde milli güvenliğe aykırı suçlar dokunulmazlık kapsamında olmadığı halde" anayasanın bu hükmünü yok sayarak soruşturmasına milletvekili seçilmeden önce başlanmış olmasına ve anayasal düzeni ve milli güvenliğe aykırı fiilleri nedeniyle cezası Yargıtay tarafından onanan gezi davası Sanığı Can Atalay'ın dokunulmazlıktan yararlanacağını belirterek, Yargıtay'ın bu konudaki kesin hükmünü yok sayıyor, yetki gaspı yapıyor.
-Anayasa Mahkemesi anayasanın 14. maddesinde milli güvenliğe aykırı fiillerin kanun koyucu tarafından belirlenmediği gerekçesiyle bu suçları işleyenlerin dokunulmazlıktan yararlanacağına karar vererek hukuka aykırı davranıyor. Oysa anayasanın 14. maddesinin son fıkrası milli güvenliğe aykırı fiillerin yaptırımının kanunla belirleneceğini belirtiyor. Bu fiillerin yaptırımlarının Türk ceza kanunu ve terörle mücadele kanununda kanun koyucu tarafından belirlendiğini çok iyi bilmesine rağmen anayasa ve kanunları ihlal ediyor.