Türkiye'den alternatif rota! Basra-Nasiriye-Necef-Kerbela-Bağdat-Samarra-Musul üzerinden Türkiye
Hindistan'da 9-10 Eylül'de düzenlenen G20 zirvesinde tanıtılan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru tartışılıyor. Türkiye bu koridora alternatif bir rota için çalışmalarına başladı. Irak’ın dahil olduğu planda Basra-Nasiriye-Necef-Kerbela-Bağdat-Samarra-Musul üzerinden Türkiye ulaşım var. Bin 200 kilometrelik demiryolu ve karayolu 17 milyar dolara mal olacak. Peki yeni düzen nasıl şekillenecek? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi başkanı Dr. Tolga Sakman değerlendirdi.
Hindistan'da 9-10 Eylül'de düzenlenen G20 zirvesinde tanıtılan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru'nun (IMEC) piyasalardaki bomba etkisi sürüyor. Bazı Batı gazeteleri, "modern Baharat Yolu" olarak da anılan IMEC Koridoru'nun Çin'in "Kuşak ve Yol Girişimi"ne alternatif olacağına dikkat çekerken; Ortadoğu basını ağırlıklı olarak İsrail'in Arap ülkeleriyle ortak çalışacak olmasına dikkat çekti.
2033'te başlaması beklenen IMEC Koridoru, iki etaptan oluşacak. Mallar, Hindistan'dan deniz yoluyla BAE'ye; oradan da Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden demiryoluyla İsrail'e ulaşacak. İkinci aşamada da mallar İsrail limanlarından İtalya da da Fransa limanlarına denizyoluyla taşınacak. Çin'in "Kuşak ve Yol Projesi"- nin karayolu güzergâhında bulunan Türkiye, IMEC Koridoru'nda yok. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiyesiz koridor olmaz" diye tepki gösterirken; Batı medyasının önde gelen yayınları bu çıkışı manşetlerine taşıdı.
Londra'dan yayın yapan Middle East Eye da Erdoğan'ın tepkisini hatırlatıp, Türkiye'nin alternatif olarak Irak'ın mayıs ayında tanıttığı "Kalkınma Yolu Projesi"ni destekleyebileceğine işaret etti. 17 milyar dolara mal olacak proje, bin 200 kilometrelik demiryolu ve karayoluyla Türkiye'yi Basra Körfezi'ndeki Fav Limanı'na bağlayacak. Basra-Nasiriye-Necef-Kerbela-Bağdat-Samarra-Musul üzerinden Türkiye'ye getirilecek mallar, karayoluyla Şırnak-Mardin-Şanlıurfa-Gaziantep-Osmaniye-Adana üzerinden Mersin Limanı'na ulaştırılacak.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, geçtiğimiz mart ayında Ankara'yı ziyaret edip, Erdoğan'la görüşmüştü. Proje kapsamında Sudani ile anlaşmaya varan Erdoğan, "Ankara Bildirisi'ne" imza atmış; "Diğer kardeş ülkelerin de bu projeyle yakından ilgilendiğini biliyoruz" şeklinde konuşarak, projeye yeni ülkelerin de dahil olabileceğinin sinyallerini vermişti. Irak Hükümet Sözcüsü Basim Avvadi de mayısta verdiği bir röportajda, Avrupa'yı Körfez ülkelerine bağlamak için Türkiye'nin önemli bir konumda olduğunu belirtip, projeyi "Dünyaya açılmanın en iyi yolu, Türkiye ve Irak güzergâhı" diye özetledi.
Yeni planları A Haber canlı yayınına katılan Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi başkanı Dr. Tolga Sakman değerlendirdi. Yeni bölgeselleşme adımları olarak yatırımların olduğuna dikkat çeken Tolga Sakman, "Bu işler aslında önce Çin'in Kuşak Yol Projesi ilke başladı. Belli yatırımlarla ticaretin desteklenmesiyle Hem bölgedeki yol güzergahı boyunca ülkelerin ekonomik kalkınması sağlanacak hem de toplumsal refaha destek olacak. Bunun yanından diplomatik bir iş sahası oluşturacak." dedi.
Tolga Sakman'ın canlı yayında öne çıkan sözleri:
"Şu anda yapılmasına başlanan Kalkınma Yolu Projesi Basra'dan Türkiye'ye kadar olan yol önemli bir adımdır. Bölgenin kalkınması için Irak'ın da bunu ne kadar önemsediğini gördük yetkilileri bunu birçok kez açıkladı. Irak'ın kalkınması ve uluslararası siyasete özgün şekilde dahil olabilmesi için bu projeler Irak için çok önemli. Körfez'de sermayenin Batı'ya gitmesi içinde alternatif yol oluşturması Körfez de bulunan ülkeler için de önemli.
Ayrıca böyle bir güzergahın güvenliğinin sağlanması gerekir. Son zamanda Irak'ta güvensiz bir ortam oluşturma çabaları var. Bunun için Irak'ın güvenlik sahası oluşturması oldukça önemli. Tabi bu güvenlik alanın oluşturulması Türkiye içinde çok önemli çünkü bahsedilen yolu geçtiği güzergah bizim de her ne kadar azaldığını görsek de hala var olan bir terör yapılanmasını etkileyecek olan bir proje. Bu yolla birlikte coğrafyanın ekonomik kalkınması toplumun entegre olması doğal olarak da hareket kabiliyetinin genişlemesi Türkiye'nin bölge üzerindeki güvenlik politikalarını daha rahat hayata geçirmesi anlamına geliyor.
Bu tip bir ekonomi koridorunun aynı Kuşak Yolu'un etkisi gibi bölgedeki Irak-Türkiye ve etki alanındaki Körfez ülkeleri ile yeni diplomatik ve ekonomik ilişkilerin başlaması demektir. Geçmiş ilişkilerin devam etmesi için önemli bir proje. Türkiye'nin içinde olduğu Irak'ın koridor projesine Çin'in finansman desteği söz konusu olabilir.
Zaten bu projenin somutlaşmasının akabinde Hindistan'ın projesinin bir anda ortaya çıkması ve özellikle Amerika tarafından desteklendiğinin görülmesi Bu ikisinin birbiriyle rekabet içerisinde olan projeler olarak görebiliriz. Kalkınma Yolu projesinin Kuşak Yol projesi ile birlikte değerlendirilebileceğini Orta Kuşak açısından yeni bir yol oluşturacağını öngörebiliriz.
Sonuçta alternatif yolları arttırmak hem farklı iş birlikleri destekleyecek hem rota üzerindeki ülkelerle farklı iş birliklerine katlı sağlayacak hem de güzergahın daha sağlam şekilde ekonomik olarak devamlılığını sağlayacaktır Amerika'nın desteklediği Hindistan'ın ilan ettiği proje Türkiye'yi by pass eden aslında yolu da çok zorlaştıran proje. Yani İsrail'den sonra Yunanistan'a kadar deniz yolu ile giden bir yolun ekonomik olarak çok geçerli olmayacağını söyleyebiliriz. Doğal olarak EastMed projesi gibi ölü doğmuş olabileceğini düşünüyorum."
EASTMED PROJESİ ÇÖKTÜ
İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan, ABD'nin desteğiyle ve Türkiye'yi devre dışı bırakarak Doğu Akdeniz'de keşfedilen gazın Avrupa'ya taşınmasını amaçladı.
Bu kapsamda EastMed Boru Hattı Projesi'ni ortaya atıldı ancak Washington desteğini çekti, proje hayal oldu. Doğu Akdeniz'de dengeler bir anda değişti. Türkiye, Libya ile Kasım 2019'da deniz yetki alanı anlaşması imzaladı. Böylece boru hattının geçeceği deniz sınırına sahip oldu.