Yeniden diriliş destanı! Koşarak şehadete giden İlhan Varank’ın ablası A Haber’de
15 Temmuz gecesi şehit düşenlerden biri de eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın abisi Prof. Dr. İlhan Varank oldu. O gece abdest alıp namaz kıldıktan sonra sokağa çıkan İlhan Varank’ın son anlarını A Haber canlı yayınına katılan ablası Ayşe Varank Arslantürk anlattı.
Bundan tam 7 yıl önce ihanet şebekesi FETÖ, Türkiye'yi ele geçirmeye çalıştı. Asker kıyafeti giyen alçaklar milletin silahı ile darbeye kalkıştı ancak millet göğsünü vatana siper etti ve darbeye geçit vermedi. O gece Türk milleti yeni bir destan yazdı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Marmaris'ten İstanbul'a doğru ölümüne yola çıkarken milleti de şehirlerin meydanlarına davet edip vatanı savunmaya çağırmıştı. Başkan Erdoğan'ın çağrısıyla insanlar akın akın sokaklara inerken darbeciler tek tek yakalandı ve hesabı hukuk önünde zamanla soruldu.
15 Temmuz gecesi, o zaman ki ismiyle Boğaziçi Köprüsü'nde başladı ve yine orada bitti. FETÖ'cüler milletin silahını millete doğrulttu ve 252 vatan evladı şehit düştü. 15 Temmuz gecesi şehit düşenlerden biri de eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın abisi Prof. Dr. İlhan Varank oldu. O gece abdest alıp namaz kıldıktan sonra sokağa çıkan İlhan Varank'ın son anlarını A Haber canlı yayınına katılan ablası Ayşe Varank Arslantürk anlattı.
Ayşe Varank Arslantürk'ün canlı yayında anlattıkları:
"Bugün çok kutlu bir zafer günü fakat bununla beraber bir de hüzün var şehit yakınlarında. Her sene kanayan bir yara var. 15 Temmuz haftasında o yara sürekli kanıyor. Bu hüzünle beraber onurluyuz ve gururluyuz. O karanlık gecenin sabahında aydınlığa çıkmamızı milletçe de demokrasi bayramı olarak kutluyoruz.
Hain terör örgütünün darbe girişimini çıplak elle bastırmanın gururunu yaşıyoruz. İlhan Varank kardeşim çok özverili bir insandı, haksızlığa tahammülü yoktu. O gece telefon konuşmamızda "O hainlere ülkeyi bırakacak değiliz" demişti. Millete karşı, hükümete karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı çok büyük haksızlık söz konusuydu. Elbette buna tahammül edemezdi ve o gece sokağa çıkıp vatanı savunması kaçınılmazdı.
Ben o gece çok tedirgindim çünkü 80 darbesini çok yakından yaşamış bir insandım. Başörtülü olduğu için üniversite okuyamamış bir insan olarak çok tedirgindim. Anne olarak evlatlarınızı düşünüyorsunuz benim yaşadıklarımı niye evlatlarım yaşasın diye düşüncelere kapılıyorsunuz. Artık Türkiye'de demokratik şekilde oyumuzu kullanıp istediğimiz şekilde yaşarken neden bunlar olsun? Bizim çocukluğumuzda babam geç saatlere kadar sokakta kalamazdı.
Şimdi artık gençlerimiz, çocuklarımız kadınlarımız büyüklerimiz kör kurşuna hedef olma korkusu olmadan sokaklarda gezebiliyor. 70'li yıllarda kahvehaneleri, okulları tararlardı. Masum insanların ölmesine sebep olurlardı. İşte bunları bilip o ortamları yaşayınca darbe için ortada hiçbir sebep göremiyorsunuz. İşte bunların tedirginliği vardı. İlhan benim tedirginliğimi görünce sordu bana bende işte tekrar eski günlere dönme tedirginliğimi anlattım.
O da 'sokağa çıkar onlarla savaşırız onlara ülkeyi bırakmayız' dedi. Onlarda silah vardı biz de hiçbir şey yoktu. Yanıma gelmek istedi ben de izin vermedim sonra telefonu kapattım. Sonra eşimle konuşmuş onların havalimanına gittiğini öğrenince o da Vatan Caddesi'ne doğru yola çıkıyor hatta bisikletle havalimanına gitmek istiyor. Eşi bisikletle olmaz deyince o da üstünü değişiyor abdeste alıp yatsı namazını kıldıktan sonra Fındıkzade'den Vatan Caddesi'ne giden ara yollara gidiyor.
Oradan Saraçhane'ye geçiyorlar. Evden çıktıktan 2 saat sonra şehit düşüyor. İşte ecel insanları çağırıyor. O gece öyle bir şey yaşandı. Şehitlik makamına koşarak gitti."