15 Temmuz: Bir milletin direnişi! Can pahasına destansı direniş
15 Temmuz’da FETÖ’cü alçaklar milletin vergileriyle alınan silahlarla vatanı işgal etmeye kalktı ancak canı pahasına direnen halk darbecilere geçit vermedi ve vatanı teslim etmedi. 15 Temmuz destanının kahramanı gazilerimiz ve şehit yakınları yaşadıklarını A Haber’de anlattı. Özel harekat polis memuru şehit Feramil Ferhat Kaya'nın annesi Şengül Kaya, özel harekat polis memuru şehit Ahmet Çakır'ın annesi Asiye Çakır ve 15 Temmuz gazisi Muammer Polat A Haber muhabiri Rüya Akkuş’a özel açıklamalar yaptı.
Özel harekat polis memuru şehit Feramil Ferhat Kaya'nın annesi Şengül Kaya: Oğlum o gün gündüz görevindeydi. İş çıkışı arkadaşlarıyla beraberdiler. Ben telefonda kendisiyle görüşecektim. Akşam geç geleceğini söyledi. Uçaklar ve helikopterler uçmaya başladı ve biz ne olduğunu anlamadık.
Ben dışarıdaydım ve oğlumun evine gittim. Oğlum bana hemen eve girmem gerektiğini söyledi. O sırada gelinim ile konuştum ve bana köprünün kapatıldığını söyledi. Benim hemen arkamdan oğlum eve geldi. Ahmet Çakır şehidimizle beraber beni aldılar ve beni eve bırakacaklardı. Göreve çağırmışlar göreve gidecekler. Onlar bir sorun olduğunu biliyorlar.
Taksi ile gitmek istedim izin vermedi. Beni evin önüne getirdi ve o zamana kadar benimle hiç konuşmadı. Sürekli olarak arkadaşları ile telefonda konuşuyor. Arkadaşlarını toplayarak Gölbaşı'na gidecek onun planını yapıyor. Ahmet Çakır şehidimizi alnından öptüm ve bu annenin yerine dedim. Sonra oğlumu öptüm ve yolunuz açık olsun dedim. Oğlum bana eve girer girmez kapıları kilitle dedi.
Darbe olduğunu eve girince eşimden öğrendim ve Türkiye'de bir sıkıntı yokken neden bunun olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Atılan ilk bombanın sesini duydum ve içimi bir huzursuzluk kapladı. Oğlumla konuştuk iyi olduğunu söyledi ancak 2. bomba atıldı ve ben oğluma bir daha ulaşamadım. "Aradığınız kişiye ulaşılamıyor" kelimesinden nefret ettim. Bu cümle benim için çok acı bir şey. Yüreğimde bir boşluk hissettim.
Özel harekat polis memuru şehit Ahmet Çakır'ın annesi Asiye Çakır: Ahmet bana çok hayırlı bir evlattı ama vatanı için de çok yiğit evlattı. Onun müdürleri bize hep teşekkür ederdi. Ahmet'i anlatacak cümle bulamıyorum. Oğlum çok gençti ve beraber çok hayallerimiz vardı. Ama hainler fırsat vermedi ki oğlum hayallerini yaşasın.
Oğlumla şehit düşmeden 10 dakika önce konuştum. Oğlum o gün 3/4 defa beni aradı. Ben o gün biraz rahatsızdım gelip doktora götürmek istedi o yüzden o gün o kadar sık aradı beni. Ama doktor da bir şey demiyordu. İçimde bir yangın bir sıkıntı vardı ama bir türlü sebebini çözemedim. Ahmet yurt dışına gidecekti veda için İstanbul'a gelecekti ben de veda için gelme dedim. O da elimi öpmeden gitmeyeceğini söyledi.
Bir kardeşi İzmir'de okuyordu onunla konuştu. Sonra diğer kardeşini ve babasını bana emanet etti. Benden helallik istedi. Ben de '7 yıllık memursun benden helallik istemedin ne oluyor?' dedim. Yine 'hakkını helal et' dedi. Oğlumun sesinde bir stres vardı. Ama tabi biz darbe ihtimalini düşünmüyorduk ama onlar biliyormuş. Neden bilmiyorum ama gidip bayrağı balkona astım.
2. bombanın atıldığını gördüm ve içim yandı evladıma bir daha ulaşamadım. Biz o gün namazı kılıp saat 5 gibi yola çıktı ve İstanbul'dan Ankara'ya gittik. Oğlumun şehit olduğunu ben anladım çünkü öyle olmasaydı o beni mutlaka arar haber verirdi.