Kılıçdaroğlu’nun 16’lı masa çıkışı ne anlama geliyor? Yeni ortakları kim olacak?
Seçimleri kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmamak içim mücadelesini sürdürürken dün partisinin grup toplantısında seçmenlerini çıldırtan bir konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu ‘masayı gerekirse 16 yaparım’ mesajı verdi. Peki Kılıçdaroğlu’nun 16’lı masa çıkışı ne anlama geliyor? Kılıçdaroğlu’nun yeni ortakları kim olacak? Siyasetin sıcak gündemini A Haber canlı yayınına katılan avukat Serkan Toper değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu alkışlar ve övgü dolu sözlerle çıktı grup kürsüsüne. Seçimleri 6'lı masa ile kazanamadı bu kez 16'lı masa hedefi koydu. İstifa ve değişim çağrılarına kulak tıkadı. Genel Başkanlıkta ısrarcı olan Ekrem İmamoğlu'na "Buradayım, gitmiyorum" mesajı verdi. İstanbul'un önemine vurgu yaptı "ana muhalefet" lideri. Parti sözcüsü Faik Öztrak gibi İmamoğlu'na "İşine bak" imasında bulundu.
Peki Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'na "gitmiyorum" mesajını mı verdi? "Gerekirse 16'lı masa kuracağım" sözleri Akşener'e rest mi? İYİ Parti'de tek adaylı Kongre mi? Akşener kurultayda ne diyecek? Meral Akşener 7'li koalisyondan ayrıldığını mı açıklayacak? Siyasetin sıcak gündemini A Haber canlı yayınına katılan avukat Serkan Toper değerlendirdi.
Serkan Toper'in öne çıkan sözleri:
"Görüldüğü gibi muhalefet seçim sonucundan hiçbir şekilde ders almamış. Sayı arttıkça karizma azalır. Türkiye'de istikrarlı ve güven veren bir yönetim anlayışı ortaya koyamayacaklarını defalarca söyledik. Kemal Kılıçdaroğlu bundan ders almak yerine 6'lı masayı 16'lı masaya çevirme derdinde. Toplumu tanımadığını ve topluma yabancı olduğunu milletin verdiği mesajı anlamadığını böylece ikrar etmiş oldu. Zaten kurdukları masa 11'liydi. 5 Genel Başkan, 2 Belediye Başkanı, Ümit Özdağ ve diğer ufak parti liderleri bunlara Demirtaş ve Kavala eklenirse 11 12'liye doğru gidiyor. Ne kadar Türkiye düşmanı varsa bunları masanın ortağı yapabilir.
CHP ve İYİ Parti ile başladı, 4 küçük parti eklendi diğer isimlerin yanına bir de Ümit Özdağ geldi ki işler iyice karman çorman hale geldi. Kılıçdaroğlu seçime 1,5 yıl varken Türkiye düşmanı kim varsa onlara özgürlük istedi. Seçmen böyle bir CHP istemediğini açık şekilde ortaya koydu. Bunlara oy veren yüzde 48'de kerhen elleri titreyerek bu politikalara onay vermeyerek oy verdi. Sadece 'değişim' amacıyla bu oyları attılar. Herhalde parti içinde kendine yönelmiş tepkileri savuşturmak derdinde. Bunun yanında demokrasi dedikleri olguyu kendi içinde işletmeyen ve seçim yenilgisine rağmen istifa etmeyen Kılıçdaroğlu'nun demokrasi anlayışı dünyayı kana ve gözyaşına bulayan ABD demokrasisi ile aynı.
6'lı masada yer alan 4 Genel Başkan'ın tek amacı Kılıçdaroğlu'nun adaylığını onaylamaktı. İYİ Partiye karşı noter görevi görmek için oradaydılar. Zorla aday olup kazanmaktan başka çaresi olmayan ancak kaybeden Kılıçdaroğlu'nun yapacağı şey kurmay ekibiyle birlikte istifa etmektir. Ancak bunu yapmadılar. Bu saatten sonra kimi, neye ikna edecek? Liderliği, demokrasi anlayışı, ikna kabiliyeti tartışmalı isimle CHP'nin daha fazla devam edemeyeceği açıktır.
Ama burada benim bir gözlemim var. Kemal Kılıçdaroğlu'ndan daha kötüsü kim olabilir? Ekrem İmamoğlu olabilir. Kılıçdaroğlu'nun güvenli limana yanaştırmaktan kast ettiği şey de İmamoğlu'na partiyi teslim etmemek İstanbul'u kaybetmemek ve bu kapsamda da kendi yakın çalışma ekibinden birini de CHP'nin başına getirmek istiyor. Kaybeden çok isim var, buradan topluca istifa etmeleri gerekiyor. Burada tüm faturayı Kılıçdaroğlu'na kesip kendilerini kenara çekme lüksleri yok. Özgür Özel, Faik Öztrak ve Erdoğan Toprak bunların hepsi sorumludur. CHP'nin bütün makamlarını tapulu makamları gören bu anlayıştan CHP'nin kurtulması gerekiyor."