Türkiye’nin kayıp yılları! Koalisyon darbeleri, darbeler koalisyona getirdi
Türkiye’nin kalkınma hamlesinin önüne geçen koalisyon hükümetlerinin işlendiği Kayıp Yıllar programının bu bölümünde 1993-1995 arası işlendi. Yerel seçimlerde Başkan Recep Tayyip Erdoğan seçilmesi ve Refah Partisi’nin genel seçimdeki başarı bu döneme nasıl yansıdı? 93-95 koalisyon hükümeti neler yaptı, nasıl kuruldu? Gelişmeleri A Haber’e konuk olan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya anlattı.
Türkiye'de 1961 yılında başlayan koalisyonlar ülkeye kaos, kargaşa, ekonomik krizden başka bir şey vaat etmedi. Hükümet boşluğundan yararlananlar marjinal örgütlerle ve PKK ile ülkenin bölünmesi için adımlar atmaya kalkıştı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar her alanda çilenin her türlüsünü yaşadı.
1993 ve 95 arası kurulan koalisyon hükümeti A Haber'de masaya yatırıldı. İSKİ skandalı ve 5 Nisan kararları bu döneme damgasını vurdu. Bunun yanında 1994 yılında Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel seçimlerde yükselişi ve Refah Partisi'nin Necmettin Erbakan öncülüğünde Türkiye'ye yeni bir bakış açışı sunduğu zamanları başlangıç sinyalleri geldi.
Öte yandan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayında kumar masası dediği ortamda koalisyonu bilen tek kişi olduğunu o dönemde bakanlık yaptığını söyleyerek kirli pazarlıkların döndüğü masanın aslında bir koalisyon olduğunu itiraf edip vatandaşa kaos, kriz ve kargaşadan başka bir şey sunmayan koalisyonların daha iyi olduğunu savundu. İşte tüm bu yaşananları A Haber'e konuk olan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya değerlendirdi.
Furkan Kaya'nın öne çıkan sözleri:
"1961 yılında başlayan koalisyon hükümetlerini anlatan programlar yaptık. O dönem yaşananları burada anlattık. Rahat edip etmediklerine vatandaşlar karar versin. Halkın ne kadar zor, meşekatli durumu düştüklerini bizler burada anlattık onlarda geçmiş programları izleyip görebilirler. Koalisyonlar darbeleri, darbeler koalisyonları doğurdu. Bunun arkasında anarşi, terör ortaya çıkmış kamu güvenliği tehlike altına girmiştir. İşte bunlar hep Türkiye'nin Kayıp Yılları'dır.
Bakın 79 senede yani 57 hükümet kurulmuş. 2002'ye kadar bu böyle sürmüş. 1991'den 2002 AK Parti dönemine kadar 11 senede 10 hükümet kurulmuş. Bunun neresi istikrar, bunun neresi güvenli, bunun neresi halkımıza refah vermiş? Taktir yüce milletimizindir. Geçtiğimiz programda 91 hükümetini konuştuk; terörün zirve yaptığı, faili meçhul cinayetlerin işlendiği zamanları gördük.
93 yılında Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümü sebebiyle Meclis aday olan Süleyman Demirel'i Köşk'e çıkardı. Baba'nın kızı olarak adlandırılan liderin topuk sesleri dedikleri Tansu Çiller Süleyman Demirel'in koltuğuna oturarak Doğru Yol Partisi'nin başına geçti. 91'de başlayan hükümet 93'te devam etmeye başladı. O dönem DYP içinde çok büyük çekişme var. Çiller göreve geldikten sonra Demirel'in ekibini tasfiye ediyor. Bu aslında parti içerisinde Demirel'e bir darbedir. DYP'de isyanlar başlıyor. DYP içinde olanlardan koaliyon ortağı SHP ve İnönü memnun olmuyor. İnönü partinin başında çekiliyor ve Murat Karayalçın partinin başına geçiyor. Bu dönem Çiller-Karayalçın dönemi olarak tarih sayfalarında yerini alıyor.
Bu dönemde çok önemli şeyler de oluyor. Türk siyasi tarihinde devrim niteliğinde gerçekten Milli İrade dediğimiz Refah Partisi'nin rahmetli Necmettin Erbakan'ın Milli Nizam Partisi ile başlayan mücadelesinin meyvesi gelmeye başlıyor. Tabanda bir dalga oluşmaya başlıyor. O dönemki 27 Mart 94 yerel seçimlerinde Refah Partisi bütün dengeleri alt üst ediyor. Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul'u ve Melih Gökçek ile Ankara'yı Refah Partisi kazanıyor. İzmir'de DYP lider olarak çıkıyor. Refah Partisi'nin büyük illeri alması sağın güçlenmesi 95 seçimlerini de ciddi şekilde etkiliyor.
İstanbul'un kazanılması 95 seçimlerinde Refah Partisi'nin zaferini ayyuka çıkarıyor. 5 Nisan kararları Türk siyasal hayatındaki en büyük ekonomik buhranlardan biridir. Bütün piyasayı allak bullak eden 12 KİT'in kapatıldığı binlerce insanın bir anda işsiz kaldığı bir zaman. Terör ve anarşi var, yabancı yatırımcı gelmiyor, yatırımlarda ciddi aksamalar var. Kurulamayan hükümetler var güven ortamı yok. Para olmadığı için Türkiye çok hassas ve bağışıklık sistemi çöküyor. Şöyle anlatalım bir yer hapşırsa Türkiye grip oluyor. 94 krizi Türkiye'nin içinde olduğu en önemli krizlerinden biridir. Bu dönemde KDK üstüne KDV, zam üstüne zam ek vergi üstüne ek vergi geliyor. Tansu Çiller'in aldığı kararlardan koalisyon ortağı Murat Karayalçın'ın haberi olmuyor.
Bu zamanda bir de İSKİ skandalı var. Ergün Göknel'in yasak bir ilişik sebebiyle İSKİ skandalı patlak veriyor. O dönem belediye başkanı Bedrettin Dalan'dan görevi alan Nurettin Sözen. Hükmet ise Erdal İnönü ve SHP. İşte İSKİ gibi önemli bir kurumdaki yolsuzluk ciddi bir sansasyon yaratıyor. Bu olaylar Murat Karayalçın gelmeden önce olan olaylar. Böyle bir skandalın patlak vermesi SHP'nin sonunu getiriyor. Bundan sonra SHP'nin CHP ile birleşmesi ve 95'e giden seçimler var. Yine koalisyon dönemi ve bir yolsuzluk furyası ve denetleyen kimse yok. Herkes koltuğunu koruma peşinde."