CHP'den PKK'ya yeni söz! Artık kartlarını açıktan oynuyorlar
HDP'li 7'li koalisyonun adayı Kemal Kılıçdaroğlu kapalı kapılar ardında yapılan müzakere ile HDP'nin desteğini aldı. Kirli pazarlığın detayları da ortaya çıktı. CHP'li Sezgin Tanrıkulu, müzakere ile PKK'ya silah bıraktıracaklarını söyledi. HDP'lilerin yeni partisi Yeşil Sol'un adayı Cengiz Çandar ise yeni bir çözüm süreci başlatacaklarını duyurdu. HDP'li Hasan Cemal de terör suçundan cezaevinde bulunanları serbest bırakacaklarını dile getirdi. Uzman isimler A Haber'de değerlenirdi.
HDP'li 7'li koalisyonun adayı Kemal Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar ardında yapılan müzakere ile HDP'nin desteğini aldı.
Verilen sözler merak ediliyordu. Seçime kısa bir süre kala taraflardan yapılan açıklamalar kirli pazarlığın detaylarını ortaya koydu.
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, katıldığı canlı yayında müzakere yoluyla terör örgütüne silah bıraktıracaklarını öne sürdü.
Geçtiğimiz günlerde katıldığı etkinlikte teröristbaşı Abdullah Öcalan lehine atılan sloganlara sessiz kalan Tanrıkulu, terör sorununu diyalogla çözeceklerini ileri sürdü.
HDP'den gelen teklifi kabul ederek Yeşil Sol Parti listesinden milletvekili adayı olan gazeteci Cengiz Çandar da, yeni bir çözüm sürecinin olması için Meclis'in değişmesi gerektiğini savundu.
Çandar, Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi durumunda yeni bir çözüm süreci ve anayasayı değiştirmeye "Mecbur "olduğunu söyledi.
Yeşil Sol Parti'nin bir diğer adayı gazeteci Hasan Cemal de hedeflerini açıkladı.
Cemal, "Bu düzeni değiştirmek için geliyoruz. Bunun için de elbette Kürt sorununu çözmek var. Elbette hapisteki bütün tutsakların salınması var. Her şeyi yeni baştan inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.
7'li koalisyon PKK'ya hangi sözü verdi? Cezaevindeki PKK'lıları bırakacaklar mı? Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz ve Gazeteci Güngör Yavuzaslan, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz: Meselenin tam olarak çerçevesini çizebilmek için 2 partinin dışında meseleye ABD'nin yaklaşımını ortaya koymak lazım. ABD malum Suriye'de PKK-PYD ile bir süreç yürütüyor.
Bu süreç çerçevesinde Suriye'nin bölünmesi veya federal bir devlete dönüşmesi PKK'nın tamponlanıp orada siyasi egemenlik kullanan bir aktöre dönüşmesi çabası içerisinde.
Burada HDP'nin pozisyonunu zaten biliyoruz. HDP de nispeten yeni olan şey daha görünür hale getirilen şey Türkiye'deki en Amerikancı isim olarak bilinen Cengiz Çavdar'ın HDP listesinden milletvekili adayı olması.
Hasan Cemal de buradan aday. Bu isimler ABD'nin tezini dile getiriyorlar. Buradaki mecbur sözü var ya o sözü buradan değerlendirmek lazım.
CHP niye bir şeye mecbur olsun? Bu cebir nereden geliyor? Bu mecburiyet nereden geliyor? Bu sorunun cevabını da vermek lazım. Bu soru HDP ile sadece CHP'nin kurduğu ilişkiyle açıklanamaz.
Onların arkasındaki onlara bu ilişkiyi bu çerçeveyi dayatan ABD ve onun tezleridir onun argümanlarıdır. Buradaki aktörler bunu dile getiriyorlar.
Gazeteci Güngör Yavuzaslan: HDP'nin ana ajandası Türkiye'nin bir bölgesinde sözde özerk bir yapı kurmak. HDP adına konuşan kişiler artık kartlarını açıktan söylüyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu'na bizim desteğimizi istiyorsan bizim şartlarımıza şimdiden hazır ol mesajı veriyorlar.
Sınırın öbür tarafında ABD himayesinde terör örgütü PKK alan kontrolü gerçekleştiriyor. Belirli yapılar oluşturuldu.
HDP-PKK kanadı kartlarını açıktan oynuyor. Sezgin Tanrıkulu, Hasan Cemal gibi isimler Türkiye kamuoyunu bir kısmını olası akıllarındaki görüşmeler Meclis çatısı altındaki oluşumlara hazırlamaya çalışıyor bu da bir toplum mühendisliği. Hepimizin uyanık olması gerekir.
Bu tansiyon yükseldikçe HDP'nin bu sözleri yükseldikçe 6'lı masanın seçmeni ve tabanı üzerine yansımaları olacaktır. Ben daha çok siyasi partiler değil de taban ve seçmen buna ne diyor, Türkiye'deki seçmenin ciddi bir kısmı Türkiye'nin bölünmemesi bayrağın en yüksekte durması yönünde milliyetçi bir hissiyata sahip. Bu sandığa da yansıyacaktır.